Velayet kendisine bırakılmayan tarafın çocukla kişisel ilişki kurma hakkı kanunda düzenlenmesine rağmen bu hakkın ne şekilde kullanılacağı ve bu hakkın kullanılmasından doğan masraflardan kimin yükümlü olacağı kanunda düzenlenmemiştir. Makalemizde detaylarıyla açıklanacağı üzere çocukla kişisel ilişki kurulması hakkının borçlusu olan taraf velayet kendisine bırakılan taraf olup, alacaklısı ise kişisel ilişki kurma hakkı sahibi olan taraftır. Bu bağlamda, Borçlar Kanunu hükümlerine göre borçların borçlunun bulunduğu yerde ifa zorunluluğu bulunduğu için Yargıtay ve öğreti çocukla kişisel ilişki kurma hakkına sahip olan tarafın bu masrafları karşılamakla yükümlü olacağı kanaatindedir.
Yazı İçeriği
1. Velayet Kendisine Bırakılmayan Tarafın Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı
2. Kişisel İlişki Nasıl Kurulur?
3. Kişisel İlişki Kurma Hakkından Doğan Masraflar
4. Çocuk ile Kişisel İlişki Kurma Süresi
5. Kişisel İlişkiye İlişkin Davalarda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Geçtiğimiz günlere kadar çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının ihlal edilmesi halinde cebri icra yolu ile çocuk teslimi yapılabiliyordu. Fakat bu prosedürün çocukların psikolojisini kötü etkilediği anlaşıldığından kaldırılmıştır. Artık elinde mahkeme kararı olmasına rağmen çocuğu teslim edilmeyen ebeveyne icra memurları eşliğinde çocuk teslimi yapmak mümkün değildir.
1. Velayet Kendisine Bırakılmayan Tarafın Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı
Türk Medeni Kanunu’nun Hakimin Takdir Yetkisi başlıklı 182. maddesinde;
‘’Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır’’
Denilerek, boşanmadan sonra velayet kendisine verilmeyen eşin, çocukla kişisel ilişkilerinin hakim tarafından düzenleneceği ifade edilmiştir. Aynı maddenin II. fıkrasında ise velayet kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun yararlarının esas alınacağı belirtilmektedir. Boşanma veya ayrılık durumda ana veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulması ve bu kişisel ilişkin ne şekilde kurulacağını düzenleyen Medeni Kanunumuzun 323. Maddesinde ise;
‘Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.’’
Denilerek, her ne kadar sadece ana ve babanın, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip olduğu ifade edilmişse de Türk öğreti ve uygulamasında kişisel ilişki kurma hakkının ana ve babanın yanında çocuğa da tanınmış bir hak olduğu kabul edilmektedir. Kişisel ilişki kurma hakkı; ergin olmayan çocuk ile ebeveynleri arasındaki iç ilişkiyi kurma ve koruma amacına hizmet ederken çocuğun psikolojisini düzeltme amacı da gütmektedir.
Velayet hakkı konusunda detaylı bilgi almak için “Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?” isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.
2. Kişisel İlişki Nasıl Kurulur?
Kişisel ilişki kurma hakkı kanunda açıkça düzenlenmesine rağmen kişisel ilişkinin ne şekilde kurulacağı tamamen hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Hakim takdir yetkisini kullanırken öncelikle çocuğun yararına düşünerek kişisel ilişki kurma hakkına sahip ana-babanın çalışma günleri ve saatleri, çalışma koşulları, yıllık izin süreleri, çocuğa olan yakınlığı, kişiliği, yerleşim yeri, yaşadıkları ortam gibi unsurlar da bu dikkate alarak karar verir. Hakim ziyaret etme hakkı, haftanın bazı günleri çocuğun velayet kendisine verilmeyen kişide kalması, bayramların 2. günü kalması vb. şekilde kişisel ilişki hakkı tesis edebilir. Bunun yanında çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı yalnızca ebeveynlere tanınan bir hak olmayıp çocuk ile yakın ilişkileri olan akrabalar için de geçerlidir. Hakim kararı doğrultusunda boşanmadan önce yakın ilişkiler kurulan ve çocuğun üstün yararının söz konusu olacağı hallerde hakim yakın akrabalarla da kişisel ilişki kurma kararı verebilir.
Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2011/22474 Esas ve 2012/21029 Karar sayılı ilamında;
“……Davacılar, torunları ile kişisel ilişki kurulmasını istemişlerdir. Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabili Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için de kıyas yoluyla uygulanır. (TMK.md. 325) Çocuklardan A…2001, H… ise 2002 doğumludur. Babaları, 2001’de ölmüştür. Davacıların, babanın ölümü ile davalı (annenin) velayetinde olan torunlarıyla kişisel ilişki kurulmasını istemeleri yasal haklarıdır. Kurulacak kişisel ilişkinin çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceği, onların zararına olacağı yönünde dosyada bir kanıt da bulunmamaktadır. Talep konusunda uzman görüşü de alınarak; uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılabileceği hususu gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle isteğin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir….”
şeklinde karar verilmiş olup çocuğun babasının ölümünün ardından olağanüstü bir hal oluştuğu ve uzman görüşü de alınarak babaanne ve dede ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilebileceği belirtilmiştir.
3. Kişisel İlişki Kurma Hakkından Doğan Masraflar
Tesis edilen çocukla kişisel ilişki kurma kararı sonrası kişisel ilişki tesis edilmesi için yapılan masraflar ortaya çıkacaktır. Örneğin ziyaret etme hakkı kapsamında ortaya çıkan başta ulaşım masrafları olmak üzere çocuğun bakımına ilişkin masraflar ve diğer masrafları kimin karşılayacağı gibi sorunlar ortaya çıkabilecektir. İşbu masrafları kimin karşılayacağı hakkında kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 89. maddesinin 3 numaralı bendinde açıklandığı gibi anılan maddenin 1 ve 2 numaralı bentleri dışında kalan borçların, borçlunun bulunduğu yerde ifa zorunluluğu vardır. Hal böyle olunca çocuğun nezdinde bulunduğu ana veya babadan alınıp diğer tarafa teslim işleminin çocuğun ve borçlu kişinin bulunduğu yerde gerçekleşmesi gerekir. Fakat farklı durumların varlığı halinde masrafların kimin sorumluluğunda olacağı belirlenebilir. Örneğin; kişisel ilişki kurulması, velayet sahibi tarafça engellenip masrafların artmasına sebebiyet veriliyorsa; velayet kendisinde bulunan taraf kişisel ilişki kurma hakkı bulunan kişinin hakkını kullanmasını engelleyerek masrafların artmasına sebep olursa, bu masraftan sorumlu olacaktır. Yahut çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilen tarafın maddi durumu iyi değilse; çocuğun velayeti olan ebeveynin masrafları kısmen ya da tamamen karşılaması çocuğun yararına ise mahkeme bu masraflardan velayet sahibini sorumlu tutabilir.
Çocukla kişisel ilişki kurulmasından doğan masraflar bu haktan yararlanan taraf yükümlüdür. Bu hakkın borçlusu ise bu hakkın kullanılmasını zorlaştırmamakla yükümlüdür. Yine kişisel ilişki kurma hakkı sahibi kişinin maddi durumu iyiyse çocuğun yararı için bu masraflardan sorumlu tutulması kararlaştırılabilir. Bu konu ile ilgili Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 19.03.1984 Tarih ve 1984/638 E., 1984/3162 K. Sayılı Kararında;
‘’…İstek sahibi ana veya baba çocuğun bulunduğu yere gitmek ve oradan çocuğu teslim almak ve yine aynı şekilde ve yerde teslim etmek yükümlülüğü altındadır. İstek sahibi çocuğu teslim almak ve teslim etmek için yaptığı giderleri de üstlenmek zorundadır ve diğer taraftan isteyemez. Olayda çocuğun annesi tarafından bir engelleme yapılmamıştır. Borçlu ana çocuğun teslimi için alacaklı babanın yaptığı giderleri bu durumda yüklenmek zorunda değildir. Merciin aksine olan görüsünde isabet yoktur ve merci kararı bozulmalıdır. (2004 S. K. m. 25/A) (818 S. K. m. 73)…’’
şeklinde karar vermiş ve çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı kapsamında oluşabilecek masrafların durumun mahiyetine göre kime yükleneceğine karar verilmesi gerektiğine dair hüküm kurmuştur.
Fakat kargı görüş niteliğinde sayılabilecek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12.02.2009 Tarih ve 2008/15787 E., 2009/2053 K. Sayılı Kararında ise;
‘’Kişisel ilişkinin gerektirdiği masraflara katlanma külfeti, bundan yararlanan tarafa düşer. Tarafların müşterek çocuklarının velayetleri davacı babaya verilmiş olup, anne ile çocukların kişisel ilişki kurma külfetinin İcra İflas Kanununun 25/A maddesine aykırı olarak, velayet verilen davacı (baba) ‘ya yükletilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilmesi gerekmiştir. (HUMK. 437/8) ‘’
şeklinde karar verilmiş olup kişisel ilişki kurmanın gerektireceği masrafların kişisel ilişki kuran tarafa yüklenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
4. Çocuk ile Kişisel İlişki Kurma Süresi
Velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin çocuk ile kişisel ilişki kuracağı süreye çocuğun üstün yararı kapsamında karar verilir. Bu sürenin belirlenmesinde bir çok kriter göz önünde bulundurularak karar verilir. Örneğin; çocuğun yaşı, ebeveynin çocuk ile ilişkisi, boşanma sebebi, çocuğun talebi vb. durumlar sürenin kararlaştırılmasında büyük önem arz etmektedir. Henüz emzirilme çağında olan bir çocuğun yatılı olarak diğer ebeveyn ile vakit geçirmesi düşünülemez. Yahut boşanma kararı ebeveynin akıl hastalığı yahut şiddete meyilli olması ise çocuk ile denetimsiz ve uzun süre kişisel ilişki kurması için yalnız kalmaları çocuğun üstün yararı için doğru bir karar olmaz. Bu gibi haller çocuk ile kişisel ilişki süresinin belirlenmesinde büyük öneme sahiptir.
Çocuğun üstün yararı ilk kriter olmasına rağmen, ebeveynlerin de sahip olduğu ana babalık duygusunun tatmini önemlidir. Bu nedenle kişisel ilişki kurma süresinin çok kısa tutulması da doğru olmayacaktır. Öncelikle çocuğun üstün yararı olmak üzere kişisel ilişki kurmayı talep eden anne ve babanın da tatmin olabilmesi için ölçülü bir süre kararlaştırılması gerekmektedir.
5. Kişisel İlişkiye İlişkin Davalarda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Çocuk ile kişisel ilişki kurulması, kaldırılması yahut değiştirilmesine ilişkin konularda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Eğer bulunulan ilde Aile Mahkemesi bulunmuyor ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Yine aynı konuya ilişkin yetkili mahkeme ise çocuğun yaşadığı yer mahkemesidir.
Anlaşmalı boşanma sürecinde çocuk velayeti taraflar arasında çözümlenmiyor iki tarafta çocuğu istiyor ise neye göre karar veriliyor ? Çocuğumun babası sürekli maddiyattan giriyor konuya çalışmadığım için bana verilmeyeceğini söylüyor yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkürler iyi çalışmalar dilerim.
Velayeti 5 yıldır bende olan 2012 dogumlu oğlumun annesi ile yaz tatilinde 1 ay olan kişisel ilişki zamanı beni aşırı derecede endişe ve kaygı verici oldu imam nikahlı olarak yaşadığı kişi uyuşturucu ticaretinden cezaevinde bulunmakta ve bir çocukları var benim sormak istediğim oğlumun orda geçirdiği süre kisitlanabilirmi oğlumu 1 ay boyunca uyuşturucu ticareti yapan bir insanın yanında olması beni endişelendiriyor uykularım kaçıyor aynı zaman da yaşadıkları ev eski eşimin anne ve ablasıyla kaldığı ev imam nikahlı kocasına bu eve sabah çok erken saatte oparasyon yapıp cezaevine atmışlar yol gösterirseniz çok sevinirim davayı kazanabilirmiyim şimdiden çok teşekkür ederim
İyi günler. Birkaç günlüğüne ikametim dışında ailemin olduğu şehirdeyim. Bu hafta sonu da burada olacağım ve bu hafta sonu oğlumun babası ile kişisel ilişki kurma zamanı. Bu sebeple oğlumun babasına zaten bildiği ailemin adresinden oğlumu alabileceğini 2 gün öncesinden mesaj atarak bildirdim. Fakat kendisi ısrarla ikametimin olduğu kendisinin de orada yaşadığı şehre oğlumu getirmemi oradan alacağını aksi takdirde çocuğumu kaçırmakla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Böyle bir hakkı var mı. Lütfen yardım edin. Şuan ikametimin olduğu şehre gitme imkânım yok.