Boşanma, ayrılık veya farklı sebeplerle ebeveynler veya diğer yakın aile bireyleri çocukla düzenli olarak görüşme imkânı bulamayabilir. Ancak Türk hukukunda, çocuğun üstün yararı gözetilerek, ebeveynlerin ve belirli yakın akrabaların çocukla kişisel ilişki kurma hakkı güvence altına alınmıştır. Çocuğun sağlıklı gelişimi ve duygusal bağlarını sürdürebilmesi için bu hak büyük önem taşımaktadır.
Peki, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı nedir ve kimler bu hakkı talep edebilir? Görüşme hakkı nasıl düzenlenir ve hangi durumlarda mahkemeye başvurmak gerekir? Bu yazımızda, çocukla kişisel ilişki kurma davası sürecini, başvuru koşullarını ve mahkemelerin bu konuda nasıl karar verdiğini detaylı şekilde ele alacağız.
Yazı İçeriği
- 1. Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Hakkı
- 2. Kişisel İlişki Kurma Hakkının Şartları
- 3. Çocukla Kişisel İlişkinin Kapsamı ve Şekilleri
- 4. Çocukla Kişisel İlişki Tesisinde Dikkate Alınan Kriterler
- 5. Kişisel İlişki Kurma Hakkının Sınırları
- 6. Üçüncü Kişilerin Çocukla Kişisel İlişki Kurması
- 7. Çocukla Kişisel İlişkinin Kurulmasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
- 8. Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlamların İcrası
- 9. Çocuk Teslime Edilmezse Ne Olur?
1. Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Hakkı
1.1. Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkının Hukuki Niteliği
Çocukla kişisel ilişki kurma hakkı hem ebeveynin hem de çocuğun kişisel hakları ile doğrudan bağlantılı bir hak olup, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında değerlendirilmektedir.
Çocukla kişisel ilişki kurma hakkı velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin çocukla düzenli olarak görüşebilmesini sağlayan kamu düzenine ilişkin bir hak olup mahkemeler tarafından re’sen dikkate alınmaktadır. Ancak bu hak mutlak bir hak olmayıp çocuğun menfaatine zarar verildiği takdirde sınırlandırılabilmektedir.
Avukatla Online Görüş
Çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda online hukuki danışmanlık
1.2. Kişisel İlişki Kurma Hakkına Sahip Olanlar
Çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı sadece ebeveynlere tanınmış bir hak olmayıp çocuğun gelişimi açısından önemli olan üçüncü kişilere da tanınmış bir haktır. Dolayısı ile çocukla kişisel ilişki kurulması hakkını ebeveynler dışında üçüncü kişiler de talep edebilecektir:
- Ana – Baba: Eşlerin boşanması veya ayrılığı durumunda velayet kendisine bırakılmayan ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. Velayet hakkı olmayan ebeveyn mahkeme tarafından belirlenen gün ve saate çocuğu görme hakkına sahip olacaktır.
- Üçüncü kişiler: Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde ebeveyn dışında büyükanne, büyükbaba, teyze, amca gibi diğer aile bireylerinin çocukla kişisel ilişki kurmasına karar verilebilir. Aynı şekilde üvey anne-üvey baba, evlat edinilen çocuğun biyolojik ailesi ile devlet koruması altında koruyucu aile yanında bulunan çocuğun biyolojik ailesi de çocuğun menfaatine zarar vermediği takdirde mahkemeden kişisel ilişki kurulması talebinde bulunabilir.
1.3. Çocukla Kişisel İlişki Tesisi Kararı Hangi Hallerde Verilir?
Mahkeme tarafından çocuğun üstün menfaati göz önünde bulundurularak aşağıdaki durumlarda çocukla kişisel ilişki tesisine karar verilebilir:
- Boşanma: Eşlerin boşanması durumunda velayet hakkı kendisine verilmeyen eş hakkında çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin karar verilebilir.
- Ayrılığa karar verilmesi: Eşlerin ayrılığı durumunda TMK m 182/I-II ve TMK madde 336/II düzenlemeleri gereği mahkeme anne ve babanın haklarını ve çocukla olan kişisel ilişkilerini düzenler.
- Ortak hayata ara verilmesi: Eşlerin birlikte yaşamasına ara verildiği durumunda mahkeme tarafından TMK m. 197/IV ve madde 336/II gereği eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ebeveyn ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik gereken önlemleri alır.
- Ana ve babanın evli olmaması: Ana ve baba evli değilse velayet anaya ait olur kuralı gereği velayet kendisinde bulunmayan baba evlilik dışı çocuğu tanıma sonrası çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep edebilir.
- Velayetin değiştirilmesi: Boşanma sonrası verilen ebeveynlerin velayet hakkı kaldırılır ya da değiştirilirse velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveyn hakkında TMK madde 323’e dayalı olarak çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilebilir.
2. Kişisel İlişki Kurma Hakkının Şartları
Mahkemeler tarafından çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilebilmesi için aşağıda sıralayacağımız şartların sağlanması gerekmektedir:
- Çocuğun üstün yararı: Mahkemeler tarafından kişisel ilişki kurulmasına karar verilirken gözetilen en önemli ve birincil ilke çocuğun üstün yararıdır. Öyle ki mahkeme, çocuğun menfaatlerini ebeveynlerin menfaatlerinden üstün tutarak çocuğun yararına olacak şekilde ebeveyn veya üçüncü kişi ile kurulacak kişisel ilişkinin kapsamı belirleyecektir.
- Çocuğun dinlenmesi: Çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilirken çocuğun istek ve görüşlerinin de dikkate alınması gerektiği uluslararası sözleşmeler ve öğretide kabul edilmektedir. Yargıtay uygulamasına göre 10 yaşından itibaren kişisel ilişki kurulmasına karar verilmeden önce mahkeme tarafından çocukların dinlenilmesi gerekmektedir. Ayırt etme gücüne sahip olan çocuğun kişisel ilişki kurulması talebini reddetmesi halinde, bu durumun çocuğun menfaatine de zarar verdiği tespit edilirse mahkemece kişisel ilişkinin kurulmaması gerekmektedir. Çocuk mahkeme tarafından bizzat dinlenebileceği gibi pedagog, uzman psikolog, yuva öğretmeni eşliğinde de dinlenebilecektir.
- Çocuk ile kurulacak kişisel ilişkinin uygun nitelikte olması: Mahkeme tarafından çocuğunun huzur içinde yaşama hakkına, eğitim hayatına, sosyal çevresine zarar vermeyecek şekilde yaşam şartlarına uygun düşecek nitelikte kişisel ilişki kurulacaktır.
- Çocuk ile kurulacak kişisel ilişkide çocuğun yararının gözetilmesi: Ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken mahkemeler tarafından çocuğun mevcut ve gelecekteki durumu, yaşam koşulları, sağlık, eğitim, ahlaki ve fikri gelişimi gibi hususlar göz önüne alarak çocuğun yararına olacak şekilde bir karar verilecektir.
3. Çocukla Kişisel İlişkinin Kapsamı ve Şekilleri
Çocukla kişisel ilişki kurulması velayeti olmayan ebeveynin ya da 3. kişinin çocukla düzenli vakit geçirmesini sağlayan bir haktır. Çocukla kişisel ilişkinin kapsamı çocuğu ziyaret etme, çocukla beraber sınırlı süre içinde birlikte vakit geçirme, telefon, e-posta, kısa mesaj, görüntülü iletişim gibi her türlü iletişim yolu ile sağlanabilir.
Çocukla kurulan kişisel ilişkide görüşme sıklığı ve süresi belirlenirken çocuğun anne-baba ile olan ilişkisi, tarafların oturdukları yerin çocuğa olan uzaklığı, anne-babanın çalışma günleri ve saatleri, çalışma koşuları, yıllık izinleri, yaşadıkları ortam koşulları, ulusal-dini bayramlar ve yılbaşı günleri gibi özel günler dikkate alınarak bir karar verilmektedir. Örneğin Yargıtay uygulamasına göre dini bayramların 2. günü çocukla kişisel ilişki kurulması açısından uygun kabul edilmektedir.
Anne-baba ile çocuk arasında kişisel ilişki aşağıdaki şekillerde kurulabilmektedir:
- Serbest Görüşme: Bu görüşme biçiminde anne-baba, mahkeme tarafından kişisel ilişki kurulmasına izin verilen zaman aralığında çocuğun menfaatine uygun olacak şekilde çocuğu ile dilediği şekilde vakit geçirebilir.
- Denetimli Görüşme: Ebeveyn ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin, bir pedagog, sosyal hizmet uzmanı gibi kişiler aracılığı ile gerçekleştirilmesidir.
- Üçüncü Kişi Aracılığı ile Görüşme: Mahkeme tarafından ebeveynin doğrudan çocukla görüşmesi sakıncalı bulunduğu takdirde kişisel ilişkinin çocuğun bir akraba veya devlet görevlisi aracılığı ile sağlanmasıdır.
- İletişim Yoluyla Kişisel İlişki: Çocukla kişisel ilişki tesisinde telefon, görüntülü konuşma, kısa mesaj, e-posta gibi uzaktan iletişim yöntemlerinin kullanılmasıdır.
4. Çocukla Kişisel İlişki Tesisinde Dikkate Alınan Kriterler
Mahkemeler tarafından ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken dikkate alınacak kriterler aşağıdaki gibidir:
- Çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi: Kişisel ilişki kurulurken çocuğun büyük yaşta yani Yargıtay uygulamaları gereği 10 yaş ve üzeri olması durumunda mahkemeler tarafından daha çok çocuğun istekleri dikkate alınarak kişisel ilişkinin kapsamı belirlenecektir. Bununla birlikte çocuğun küçük yaşlarda olması durumunda çocuklarla daha kısa ve güvenli ortamlarda kişisel ilişki kurulması yoluna gidilecektir. Ayrıca çocuğun gelişim düzeyinin, ebeveyn ile kişisel ilişki kurulduğu durumda nasıl etkileneceği de dikkate alınacaktır.
- Tarafların sosyal ve ekonomik durumu: Çocuk ile kişisel ilişki kuracak olan ebeveynin yaşadığı sosyal çevre ve çocukla ilişki kurduğu sırada çocuğa sağlayabileceği ekonomik durum da göz önüne alınarak karar verilecektir.
- Çocuğun alışkanlıkları ve eğitim durumu: Ebeveyn ile kişisel ilişki kurulurken çocuğun okul ve diğer sosyal aktiviteleri dikkate alınarak rutininin bozulmamasına dikkat edilecektir.
5. Kişisel İlişki Kurma Hakkının Sınırları
Çocuk ile kişisel ilişki kurulması hakkı mutlak hak niteliğinde olmayıp çocuğun üstün yararı ilkesi gereği her zaman mahkeme tarafından sınırlandırılabileceği gibi tamamen de kaldırılabilecektir. Mahkeme tarafından çocuk ile kişisel ilişki kurulması hakkının sınırlandırılması veya kaldırılması TMK madde 324 gereği aşağıdaki şartlara tabidir:
- Çocuğun yararının tehlikeye girmesi: Mahkeme tarafından kişisel ilişki kurulurken gözetilen en önemli ilke olan çocuğun üstün yararı ilkesi gereği, ebeveyn ile kurulan kişisel ilişkinin çocuğun fiziksel, ruhsal ve duygusal gelişimine zarar vermemesi gerekmektedir.
- Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi: Ebeveyn ile kurulan kişisel ilişki sonucu çocuğun huzuru bozulmamalı aksine kurulan kişisel ilişki ile çocuğun mutlu vakit geçirmesi sağlanmalıdır. Bu durumda çocuğun ihmal edilmesi çocuğun kendisini güvende hissetmemesi ve ebeveynin yanından döndükten sonra agresif ve daha içe kapanık tavırlar sergilemesi çocuğun huzurunun tehlikeye girdiğine işarettir.
- Ana ve babanın TMK m. 324/I’de öngörülen yükümlülüklere aykırı davranması: TMK madde 324/I uyarınca, anne ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Ebeveynin çocuğu teslim etmede ve teslim almada zorlanması, çocuğu ziyaret hakkının kullanılmayarak çocuğun güveninin kırılması, çocuğu kaçırarak ziyaret hakkı sınırlarını aşması durumunda mevzuatta öngörülen yükümlülüklerin ihlaline sebep olacaktır.
- Çocuğunun eğitilmesi ve yetiştirilmesinin engellenmesi: Çocukla kurulan kişisel ilişki sonucu çocuğun eğitimi aksamamalı, okuluna gitmesi ve diğer aktivitelerine katılımı engellenmemelidir. Çocuğun uzun süre ebeveyn yanında tutulması, yurt dışına kaçırılarak eğitiminin aksatılması bu duruma örnek olarak verilebilir.
- Ana ve babanın çocuğa karşı ilgisizliği: Kişisel ilişki kurulması hakkı tanınan ebeveynin çocuk ile görüşeceği zamana uymaması, görüşülecek yeri kendine göre belirlemesi ve çocuk ile yapılacak aktiviteleri kendi isteği doğrultusunda belirlemesi durumları örnek olarak verilebilir.
- Diğer önemli sebeplerin varlığı: Çocuğa yönelik ebeveyn ya da üçüncü kişilerce kötü muamele, şiddet, ihmal gibi davranışlar sergilendiği durumda da kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilecektir.
6. Üçüncü Kişilerin Çocukla Kişisel İlişki Kurması
Mahkemeler tarafından çocuk ile ebeveyn arasında kişisel ilişkinin üçüncü kişi nezaretinde kurulmasına karar verilebileceği gibi çocuk ile üçüncü kişiler arasında da kişisel ilişki kurulmasına karar verilebilir.
6.1. Üçüncü Kişilerin Kişisel İlişki Kurma Hakkı Ve Yasal Çerçeve
Velayeti olmayan ebeveyn dışında üçüncü kişilerle de kişisel ilişki kurulabileceği hususu TMK’nın 325. maddesi gereği, “Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu durumda üçüncü kişiler ile kastedilen; çocuğun ayrı yaşadığı kardeşleri, büyük ana, büyük baba, amca, hala, teyze, dayı ve çocuk ile yakın ilişki olan diğer hısımları ve hısımlar dışında üvey anne-baba, biyolojik anne-babadır.
6.2. Üçüncü Kişinin Nezaretinde Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Koşulları
Üçüncü kişiler ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisi için gereken şartlar:
- Üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yönelik olarak mahkemeden talepte bulunulmalıdır.
- Çocuk ile üçüncü kişi arasındaki kişisel ilişki tesisi çocuğun yararına olmalıdır.
- Çocuk ile üçüncü kişi arasında ana-baba ve çocuk ilişkisine benzer bir ilişki kurulmuş olmalıdır. Bu duruma örnek olarak taraflar boşandıktan sonra çocuğun büyükannesi ile aralarında kurulan ilişki gösterilebilir.
7. Çocukla Kişisel İlişkinin Kurulmasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Görevli Mahkeme: Çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleri’dir.
Yetkili Mahkeme: Şayet taraflardan biri kişisel ilişki kurulması talebini boşanma veya velayet davasında talep ediyorsa boşanma veya velayet davasının görüldüğü Aile Mahkemesi yetkilidir.
Ancak bağımsız olarak kişisel ilişki tesisi amacı ile dava açılıyorsa bu durumda çocuğun yerleşim yeri Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.
8. Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlamların İcrası
8.1. Mahkeme Kararlarının Yerine Getirileceği Teslim Mekanları’nın Belirlenmesi
Çocuk ile ebeveyn veya üçüncü kişi arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin karar verilirken çocuğun üstün yararı ve güvenliği gözetilerek çocuk için en uygun teslim mekânı belirlenir. Çocuğun yaşı, psikolojik ve fiziksel güvenliği dikkate alınarak teslim mekanı; çocuğun ikametinin bulunduğu yer, tarafların anlaşmalı olarak belirlediği nötr alanlar (park, avm), sosyal hizmet merkezleri, pedogag veya emniyet güçleri eşliğinde güvenli alanlar şeklinde belirlenebilir.
Mahkeme tarafından çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi engellenir ve kararın yerine getirilmesi resmi makamlar aracılığı ile sağlanacak olursa teslim mekânları, Adalet Bakanlığınca kurulan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerince belirlenir. Müdürlüğün talebi üzerine, valilikler ve belediyeler tarafından çocuğun yararı gözetilerek elverişli teslim mekânları belirlenir, yoksa oluşturulur.
8.2. Çocuğun Teslimine İlişkin İlam veya Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesi
Mahkeme tarafından çocukla kişisel ilişki tesisine yönelik olarak verilen karara karşı velayet hakkı olmayan tarafın kişisel ilişki kurmasını engellemesi durumunda önceden söz konusu ilama dayalı olarak İcra İflas Kanunu gereği ilamlı icra takibi başlatılarak çocuğun teslimi ilamlı icra yolu ile yapılmaktaydı.
Ancak 30 Kasım 2021 tarihi itibari ile değişen İcra İflas Kanunu’na göre çocuk teslimi artık icra daireleri yerine, Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine tarafından sağlanmaktadır.
Kişisel ilişki kurma hakkı ihlal edilen kişi tarafından Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri’ne yapılan başvuru sonucu müdürlükler tarafından çocuk dostu görüşme merkezlerinde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılar eşliğinde çocuk teslimi sağlanmaktadır.
8.3.Çocuğun Teslimi İçin Gerekli Giderleri Kim Karşılar
Mahkeme tarafından çocuğun kişisel ilişki kurmasına karar verildiğinde, çocuğun teslimi için gerekli olan giderleri, (velayeti olmayan ebeveyn başka şehirde yaşıyorsa o şehre gidiş-dönüş masrafı vb.) genel ilke olarak kişisel ilişki hakkına sahip olan taraf karşılar. Ancak bazı durumlarda velayet hakkına sahip kişi tarafından da teslim için gerekli giderlerin karşılanmasına karar verilebilir.:
Çocuğun teslim süreci Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri’ne yapılan başvuru ile gerçekleşirse çocuk teslimine ilişkin yapılan masraflar yeni düzenleme ile beraber Adalet Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak karşılanacaktır.
9. Çocuk Teslime Edilmezse Ne Olur?
Mahkeme kararı ile belirlenen kişisel ilişki veya çocuğun teslimine ilişkin yükümlülüklere uyulmadığı durumda mahkeme kararının ihlaline sebep olunabilecektir.
9.1. Mahkeme Kararının İhlali Sayılan Haller:
- Çocuğun Mahkeme Kararına Rağmen Teslim Edilmemesi
- Çocuğu Teslim Sürecini Kasıtlı Olarak Engellemek veya Geciktirmek
- Çocuğun Zorla Alıkonulması veya Kaçırılması
- Çocuğa Baskı Yapmak veya Görüşmeyi Engellemek
- Çocuğun Teslim Sürecinde Mahkeme Kararına Aykırı Hareket Edilmesi
- Çocuğun Teslimi Sırasında Şiddet veya Tehdit Kullanılması
9.2. Mahkeme Kararının İhlali Sonucu Uygulanabilecek Yaptırımlar:
Mahkeme kararına rağmen çocuğun teslim edilmemesi hâlinde kararı ihlal eden kişiye karşı tazminat davası açılabilir, velayet değişikliği gündeme gelebilir.
Mahkemenin verdiği ilam veya tedbir kararına aykırı davranan ebeveyn, 5395 Çocuk Koruma Kanunu madde 41/F gereği çocuk göstermeme suçunu işlemiş sayılacaktır. Eğer velayeti kendisinde olan ebeveyn mahkeme ilamında belirlenen günde ve yerde çocuğu teslim etmekten kaçınır ve teslim etmezse, ilamın kesinleşmiş olması halinde çocuk teslimine ilişkin 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine başvuruda bulunarak ilama aykırı davranan kişiye ihtar gönderilmesi istenebilir. Tebliğ yapılmasına rağmen belirlenen tarihte ve yerde çocuk teslim edilmezse kişi hakkında disiplin hapsi uygulanır.
Bu doğrultuda kişi hakkında uygulanabilecek disiplin cezaları 7343 sayılı Kanun’un 41. maddesinde farklı durumlar için değişik süreler öngörülmüştür:
- Çocuk teslimine dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır.
- Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair kararlara aykırı hareket edenler, üç günden on güne kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır.
- Kişisel ilişki için kendisine çocuk teslim edilen hak sahibinin, belirlenen sürenin bitiminde çocuğu getirmemesi durumunda üç aya kadar disiplin hapsi uygulanır.
Bu düzenlemeler kapsamında şikâyete bakacak görevli ve yetkili mahkeme, işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer Aile Mahkemesidir.
Avukatla Online Görüş
Çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda online hukuki danışmanlık
Çocuklarım için kişisel görüş talebinde bulundum.
Bundan sonra çocuklarımı nereden teslim alabilirim ve görüş günüm geldiğinde mutlaka gitmem mi gerekiyor?
Önemli bir işim ya da bir rahatsızlığım olduğunda gitmezsem sorun olur mu?
Karşı taraf bu konu ile ilgili beni şikayet edebilir mi ya da beni ilgisiz kötü bir anne olarak gösterebilir mi?
Velayet bende olmadığı halde çocukla kişisel ilişki kurma hakkım var mı?
Selam,
Yurt dışında yaşıyorum. 2018 doğumlu, evlilik dışı bir erkek çocuğum var. Çocuk Türkiye’de doğdu, 5 ay sonra Almanya’ya götürdüm ve o tarihten beri benimle birlikte yaşıyor. Velayet davası sonucunda Türkiye’de aile mahkemesi çocuğun velayetini bana verdi. Ancak şimdi annesi kişisel ilişki kurulması için dava açmış.
1. Türkiye’de böyle bir dava açabilir mi?
2. Çocuk yurtdışında yaşıyor, Türkçe bilmiyor. Bu durum mahkemeyi etkiler mi?
Bu konuda nasıl bir yol izlemeliyim?”
Anlaşmalı boşanma sürecinde çocuk velayeti taraflar arasında çözümlenmiyor iki tarafta çocuğu istiyor ise neye göre karar veriliyor ? Çocuğumun babası sürekli maddiyattan giriyor konuya çalışmadığım için bana verilmeyeceğini söylüyor yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkürler iyi çalışmalar dilerim.
Velayeti 5 yıldır bende olan 2012 dogumlu oğlumun annesi ile yaz tatilinde 1 ay olan kişisel ilişki zamanı beni aşırı derecede endişe ve kaygı verici oldu imam nikahlı olarak yaşadığı kişi uyuşturucu ticaretinden cezaevinde bulunmakta ve bir çocukları var benim sormak istediğim oğlumun orda geçirdiği süre kisitlanabilirmi oğlumu 1 ay boyunca uyuşturucu ticareti yapan bir insanın yanında olması beni endişelendiriyor uykularım kaçıyor aynı zaman da yaşadıkları ev eski eşimin anne ve ablasıyla kaldığı ev imam nikahlı kocasına bu eve sabah çok erken saatte oparasyon yapıp cezaevine atmışlar yol gösterirseniz çok sevinirim davayı kazanabilirmiyim şimdiden çok teşekkür ederim
İyi günler. Birkaç günlüğüne ikametim dışında ailemin olduğu şehirdeyim. Bu hafta sonu da burada olacağım ve bu hafta sonu oğlumun babası ile kişisel ilişki kurma zamanı. Bu sebeple oğlumun babasına zaten bildiği ailemin adresinden oğlumu alabileceğini 2 gün öncesinden mesaj atarak bildirdim. Fakat kendisi ısrarla ikametimin olduğu kendisinin de orada yaşadığı şehre oğlumu getirmemi oradan alacağını aksi takdirde çocuğumu kaçırmakla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Böyle bir hakkı var mı. Lütfen yardım edin. Şuan ikametimin olduğu şehre gitme imkânım yok.