Dini nikâh, yaygın söyleyişiyle imam nikahı, eş adaylarının dini inanışları uyarınca evli sayılabilmeleri inancıyla yapılan ve 2’şer şahitle birlikte din adamı huzurunda gerçekleştirilen nikâh törenidir. Hukukumuza göre Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca ve yetkili kişilerce gerçekleştirilen resmi nikâh esas olup, dini nikâhın varlığı evliliğin geçerliliği için aranan bir şart değildir. Dahası, Türk Medeni Kanunu madde 143’te yer alan “Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz.” hükmü dolayısıyla, resmi nikâh kıyılmaksızın dini nikâhın kıyılmasının önüne geçilmiştir.
Yazı İçeriği
1. Dini Nikâh (Dini Tören) Nedir?
2. Türk Medeni Kanunu’ndaki Düzenlemeler Doğrultusunda Dini Nikâh
3. Resmi Nikâh
4. Dini Nikâh Ne Zaman Gerçekleştirilebilir?
5. Resmi Nikâh Gerçekleştirilmeksizin Dini Nikâh Yapılmasını Sonuçları
Gündelik hayatımızda dini nikâh, diğer bir deyişle imam nikâhı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Pek çok kişi dini nikâha ilişkin hukuken geçerli olmayan doğrulara inanmakta olup, bu makalemizde dini nikâh konusuna ışık tutulacaktır.
1. Dini Nikâh (Dini Tören) Nedir?
Toplum nezdinde imam nikâhı olarak da bilinen dini nikâh; eş adayları ve 2 erkek veya 1 erkek 2 kadın şahit ile birlikte din adamı huzurunda gerçekleştirilen dini ritüeldir. Halk arasında yaygın bir uygulama olması nedeni ile bu durum kendisine evlilikle ilgili düzenlemelerin yer aldığı Türk Medeni Kanunu’nda, dini tören başlığı altında yer bulmuştur.
2. Türk Medeni Kanunu’ndaki Düzenlemeler Doğrultusunda Dini Nikâh
Dini nikâh veya imam nikâhı olarak bilinen dini tören TMK’ nın 143. maddesinde “Aile Cüzdanı ve Dini Tören” başlığı altında düzenlenmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki dini tören, TMK’da evlenmenin gerçekleşebilmesi için zorunlu olan unsurlardan biri olarak düzenlenmemiştir.
TMK madde 143/3:
“Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.”
TMK’da dini tören yapılmasının isteğe bağlı bir durum olduğu ve evliliğin geçerliliği üzerinde herhangi bir etkisi bulunmadığı açıkça düzenlemiştir. Evlenmenin geçerli olması için aranan şart TMK’da öngörülen şekilde resmi nikâhın gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu sebeple Türk Hukuku’nda dini nikâh veya imam nikâhı olarak bilinen dini törenin yerini anlayabilmek için resmi nikâhı incelememiz gerekmektedir.
3. Resmi Nikâh (Evlenme Töreni)
Resmi nikâh olarak bilinen evlenme töreni, kanunda öngörülen birtakım şekil şartlarına uyularak gerçekleştirilen ve akabinde evliliğin ispatına yarayacak belge olan aile cüzdanının düzenlendiği törendir. Evlenme töreninin nerede, kimler huzurunda ve ne şekilde yapılacağı TMK’da açıkça belirlenmiştir.
TMK Madde 141:
“Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir.”
Bu hüküm uyarınca, evlenme töreni evlendirme dairesinde ve ayırt etme gücüne sahip iki ergin tanığın önünde açık bir şekilde gerçekleştirilir.
TMK Madde 142:
“Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.”
Yukarıda alıntılanan kanun maddelerinde, resmi evlendirme töreninin ne şekilde gerçekleştirileceği düzenlenmiştir. Evlenme töreni ile ilgili TMK’da düzenlenmiş olan bu hususlar, resmi nikah olarak da bilinen evlenme töreninin geçerli olabilmesi için uyulması gereken şekil şartlarıdır. Kanunda gösterilen şartların sağlanarak gerçekleştirilen evlenme töreninin akabinde evlendirme memuru tarafından eşlere, evliliğin gerçekleştiğini gösteren ve ispatlayan aile cüzdanı verilir.
Türk Medeni Kanunu madde 143/2:
“Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir.”
4. Dini Nikâh (Dini Tören) Ne Zaman Gerçekleştirilebilir?
Dini törenle evlenmek, Türk toplumu için yaygın bir durum olduğundan, mevzuatımızda da konuyla ilgili yasal düzenlemeler yapılarak evlilik durumlarının kayıt ve kontrol altında tutulması amaçlanmıştır. Zira dini tören ile gerçekleştirilen evliliklerin hiçbir delili ve bağlayıcılığı yok iken evlenme töreniyle yani resmi nikâhla gerçekleştirilen evliliklerde kayıt ve ispat araçları mevcuttur. Kanun koyucu kayıt dışılığın önüne geçerek evliliğin eşlere sağladığı hakların korunabilmesi için ve yüklediği yükümlülüklerin yerine getirilmesinin sağlanabilmesi için dini tören düzenlenmesini bir şarta bağlamıştır.
Türk Medeni Kanunu madde 143/2:
“Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz.”
Kanun koyucu tarafından dini törenin (dini nikâh) yapılabilmesi, evlenme töreninin (resmi nikâh) gerçekleştirilmesi üzerine verilen aile cüzdanının ibraz edilmesi şartına bağlamıştır. Böylelikle hem toplumun inanç ve yaşayışına saygı gösterilerek dini tören yapılması yasal zemine oturtulmuş hem de evliliklerin kayıt dışı kalması önlenerek resmi nikâh zorunlu kılınmıştır.
5. Resmi Nikâh Gerçekleştirilmeksizin Dini Nikâh Yapılmasını Sonuçları
Evlenme töreninin gerçekleştirilmesi, törenin taraflarının eş statüsünü kazanmaları için kanuni olarak öngörülmüş bir şarttır. Evlenme töreni gerçekleştirilmeksizin yalnızca dini tören yapılarak evlenilmesi durumunda taraflar kanunen tanınan eş statüsünü kazanamayacaklar ve eşlere tanınmış olan yasal haklardan yararlanamayacaklardır. Haklardan yaralanamamanın yanı sıra, eş statüsünün taraflara yüklemiş olduğu yükümlülüklerin yerine getirilmesi de yalnızca dini tören gerçekleştiren taraflardan talep edilemeyecektir. Keza, resmi nikah olmayan eşler açısından boşanma süreçlerindeki hak ve yükümlülüklere ilişkin kanuni düzenlemelerin uygulanması da mümkün olamamaktadır.
Anayasa Mahkemesi İptal Kararı
Günümüzdeki mevcut düzenlemeler uyarınca resmi nikâh gerçekleştirilmeksizin dini nikâh gerçekleştirilmesi halinde herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Ancak 27.05.2015 tarihine kadar resmi nikâh olmaksızın dini nikâh kıyılması Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından 27.05.2015 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinin 5. ve 6. fıkraları iptal edilmiştir.
TCK madde 230/5-6:
“Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikâh yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.”
Söz konusu fıkraların iptalini içeren Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi şu şekildedir:
“İtiraz konusu kurallarda, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar ile evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören yapanların cezalandırılması öngörülerek, kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne bir sınırlama getirildiği açıktır. Zira kişiler arasında evlilik bağının nasıl kurulacağına ilişkin tercihte bulunulmasının ve bu bağın dinsel ritüel ve uygulamalara göre yapılabilmesinin kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında kaldığı tartışmasızdır… Esasen, kişilerin herhangi bir dini tören veya nikâh olmaksızın fiilen birlikte yaşamaları ve çocuk sahibi olmaları, özel hayata saygı gösterilmesi bağlamında hukuk düzenince suç olarak nitelendirilip cezalandırılmazken, kişilerin özel hayatlarına ilişkin tercihleri ve dini inançları gereği evlenmenin dinsel törenini yaptırmalarının suç olarak düzenlenmesi, anılan ölçüsüzlüğü açıkça ortaya koymaktadır.”
Türk Ceza Kanunu Madde 233/2 Uyarınca Ceza Sorumluluğu
Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda dini nikâh kıyılmasına ilişkin açıkça bir yaptırım öngörülmemiştir. Ancak bazı durumlarda TCK madde 233/2 uyarınca kişilerin ceza sorumluluğu doğabilir.
TCK madde 233/2:
“Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”
Örneğin taraflar arasında resmi nikâh bulunmaksızın dini nikâh bulunmaktaysa ve erkek gebe olduğunu bildiği dini nikâhlı eşini terk ederse bu hüküm uygulama alanı bulur. Ceza sorumluluğunun yanı sıra imam nikâhlı eşin tazminat hakkı da gündeme gelebilir. Bu husus “İmam Nikahlı Eşin Tazminat Hakkı” isimli makalemizde detaylı bir şekilde kaleme alınmıştır.