Evlilik, hem hukuki hem de sosyal bir kurum olarak toplumun temel yapı taşlarından biridir. Türk hukukunda evlilik, resmi nikâhla kurulur ve hukuki sonuç doğurur. Ancak toplumda dini inançlar doğrultusunda kıyılan imam nikahı da yaygın bir uygulamadır. Peki, dini nikahın Türk hukukundaki yeri nedir? Resmi nikâh olmaksızın yalnızca dini nikâh yapılmasının hukuki sonuçları var mıdır?
Türk Medeni Kanunu’na göre, bir evliliğin hukuken geçerli olabilmesi için yetkili makamlar önünde resmi nikâhın kıyılması zorunludur. Resmi nikâh yapılmadan yalnızca dini nikâhla kurulan birliktelikler, Türk hukukunda evlilik olarak kabul edilmemektedir. Bu durum, eşlerin miras hakkı, mal rejimi ve çocukların hukuki statüsü gibi birçok önemli konuda mağduriyet yaşamasına neden olabilmektedir.
Bu yazımızda, imam nikahının hukuki geçerliliği, resmi nikâh olmadan kıyılan dini nikâhın doğurabileceği sonuçlar ve Türk hukuk sisteminde bu konuda getirilen düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele alacağız.
Yazı İçeriği
1. Dini Nikah (İmam Nikahı) Nedir?
Dini nikâh, yaygın söylemiyle imam nikâhı, eş adaylarının dini inanışları doğrultusunda bir din adamı huzurunda ve en az iki şahit eşliğinde gerçekleştirilen bir nikâh törenidir. Günlük hayatta dini nikâh yaygın bir uygulama olsa da evliliğin hukuken geçerli sayılabilmesi ve resmîyet kazanması için Türk Medeni Kanunu (TMK) uyarınca yetkili evlendirme memuru tarafından yapılan resmî nikâhın varlığı gerekmektedir. Bu nedenle, resmi nikâh kıyılmadan eşler arasındaki aile hukuku hükümlerinden yararlanılması mümkün değildir.
Pek çok kişinin bu konuda yanılgılı inanışlara sahip olması, dini nikâhlı eşler arasındaki hak ve sorumlulukların belirlenmesi noktasında önemli mağduriyetlere yol açabilmektedir. Bu nedenle, bu makalemizde dini nikâhın hukuki boyutu ele alınarak konuya açıklık getirilecektir.
2. Türk Hukukunda Resmi Nikah ve Şartları
2.1. Medeni Kanuna Göre Evlilik ve Resmi Nikah
Resmi nikâh olarak bilinen evlenme töreni, kanunda öngörülen birtakım şekil şartlarına uyularak gerçekleştirilen ve akabinde evliliğin belgelenmesi için aile cüzdanının düzenlendiği törendir. Resmi nikaha ilişkin yasal düzenlemeler ve şekil şartları Türk Medeni Kanunu’nda yer almaktadır.
TMK Madde 141 vd. hükümleri uyarınca; evlenme töreni, evlendirme dairesinde ve yetkili evlendirme memuru ile ayırt etme gücüne sahip iki ergin tanığın önünde açık bir şekilde gerçekleştirilir. Evlendirme memurunun evlenecek kişilere birbirleriyle evlenmek isteyip istemediklerini sormasının ardından, tarafların olumlu sözlü cevapları üzerine evlilik birlikteliği kurulmuş olur. Kanunda gösterilen şekli şartlar sağlanarak gerçekleştirilen evlenme töreninin akabinde evlendirme memuru tarafından eşlere aile cüzdanı verilir. Aile cüzdanı, evliliğin gerçekleştiğini gösteren ve ispatlayan resmi bir belgedir.
2.2. Resmi Nikahın Hukuki Sonuçları
Eş adaylarının resmî nikâh sırasında evlenmek istediklerini sözlü olarak açıkça beyan etmeleriyle birlikte evlilik hukuken kurulmuş olur ve hüküm doğurmaya başlar. Bu durum; eşler arasında sadakat yükümlülüğü, evlilik birliğinin yönetimi ve ailenin geçindirilmesi gibi konularda hak ve sorumlulukların doğmasına yol açar. Resmî nikâh; özellikle velayet, yasal mal rejimi, mirasçılık hakları ve boşanma halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından eşlere önemli güvenceler sağlar.
3. İmam Nikahının Hukuki Sonuçları
Resmî nikâh olmaksızın yalnızca dini tören ile kurulan birliktelikler, hukuken geçerli bir evlilik oluşturmamaktadır. Bu durumda, taraflar yasal olarak eş statüsünde sayılmadıkları için birbirlerine karşı evlilik birliğinden ve aile hukukundan doğan hukuki yükümlülüklerle sorumlu olmayacakları gibi resmî nikâhın sağladığı hukuki güvencelerden de yararlanamazlar. Bu nedenle resmi nikah ile imam nikahının hukuki sonuçları birbirinden ayrı şekilde değerlendirilmelidir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için İmam Nikahlı Kadının Hakları ve Hukuki Durumu başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3.1. İmam Nikahlı Eşten Doğan Çocuğun Velayeti
İmam nikahı ile kurulan birliktelikler hukuken geçerli bir evlilik oluşturmadığından, velayet konusunda Türk Medeni Kanunu’nun evlilik dışı doğan çocuklara ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamda; TMK m.337 uyarınca, evlilik birliği dışında doğan çocuğun velayeti kural olarak anneye ait olup baba evlilik dışı çocuk üzerinde velayet hakkını kendiliğinden kazanamayacaktır.
3.2. İmam Nikahlı Eşlerin Ayrılması Halinde Nafaka ve Tazminat
3.2.1. Nafaka
İmam nikâhlı eşlerin birlikteliği hukuken geçerli bir evlilik olarak kabul edilmediğinden, ayrılık durumunda ekonomik olarak zor duruma düşen tarafın yoksulluk nafakası talep etmesi mümkün değildir. Buna karşın; ayrılık halinde müşterek çocuğa bakan taraf, anneden veya soybağının kurulması halinde babadan, çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin karşılanması amacıyla iştirak nafakası talep edilebilir.
3.2.2. Tazminat
İmam nikâhına dayalı birlikteliklerde, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin ihlali sebebiyle manevi tazminat talep edilmesi mümkün değildir. Buna karşın, bazı durumlarda genel hükümlere dayalı olarak haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde tazminat talep edilebilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 49:
“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Anılan hüküm uyarınca, imam nikâhlı eşin hukuka aykırı bir fiille verdiği zararlar veya ahlaka aykırı bir fiille kasten sebep olduğu zararlar nedeniyle tazminat talebinde bulunulması mümkündür. Ancak, bu yöndeki tazminat taleplerinin kanuni şartları taşıyıp taşımadığı her somut olayda ayrı ve özel olarak değerlendirilmelidir. Şartların oluşmaması hâlinde ise mahkeme tarafından tazminat talebinin reddine karar verilmektedir.
3.3. İmam Nikahlı Eşin Miras Hakkı
İmam nikâhına dayalı birlikteliklerde, eşlerden birinin ölümü hâlinde diğer eşin kendiliğinden yasal mirasçı olması mümkün değildir. Ancak ölen eşin, sağlığında vasiyetname veya miras sözleşmesi ile diğer eşi mirasçı olarak ataması durumunda; hayatta kalan eş “atanmış mirasçı” sıfatını kazanabilir.
Bununla birlikte, resmi nikah kıyılmasa dahi müşterek çocukların anneye ve soybağının kurulması halinde babaya altsoy olarak yasal mirasçı olmaları mümkündür.
4. Resmi Nikah Olmadan Dini Nikah Kıyılabilir mi?
Hukukumuzda, evliliğe ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup TMK m. 143’te yer alan “Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz.” hükmü ile dini nikâh kıyılmadan önce resmî nikâh yapılması zorunlu hale getirilmiştir.
4.1. Dini Nikah Kıymak Suç Mu?
27.05.2015 tarihine kadar, resmi nikâh olmaksızın dini nikâh kıyılması Türk Ceza Kanunu’nun 230. Maddesinin 5 ve 6. fıkraları uyarınca suç olarak kabul edilmekteydi. Ancak 27.05.2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi; söz konusu düzenlemenin kişilerin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiğini ifade ederek anılan hükümlerin iptaline karar vermiştir.
Dolayısıyla, mevcut yasal düzenlemelere göre resmi nikâh olmaksızın yalnızca dini nikâh kıyılması herhangi bir yaptırıma tabi değildir.
4.2. Türk Ceza Kanunu’nda Dini Nikahın Yeri
Türk Ceza Kanunu’nda dini nikâh kıyılmasına ilişkin herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Ancak TCK madde 233/2 kapsamına giren bazı durumlarda kişilerin cezai sorumluluğu doğabilir.
Türk Ceza Kanunu Madde 233/2:
“Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”
Örneğin taraflar arasında resmi nikâh bulunmaksızın dini nikâh bulunmaktaysa ve erkek gebe olduğunu bildiği dini nikâhlı eşini terk ederse bu hüküm uygulama alanı bulur. Bu durumda cezai sorumluluğun yanı sıra imam nikâhlı eşin tazminat hakkı da gündeme gelebilir. Bu husus “İmam Nikahlı Eşin Tazminat Hakkı” isimli makalemizde detaylı bir şekilde kaleme alınmıştır.
5. İmam Nikahı ile Resmi Nikah Arasındaki Farklar
Resmi nikâh olmaksızın sadece dini nikâh kıyılması halinde, taraflar hukuken eş statüsü kazanamaz. Bu sebeple, evlilik birliğinden doğan yasal haklardan yararlanılamaz ve kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesi talep edilemez.
Bu durum; kanunlarda düzenlenen mal rejimi, nafaka ve tazminat hakkı, müşterek çocuğun velayeti ve soybağının kurulması, boşanma ve ayrılık ile miras hakkı gibi hukuki düzenlemelerin uygulanamaması dolayısıyla önemli farklılıklar arz etmektedir.
5.1. Hukuki Bağlayıcılık Farkı
Dini nikâh, kişilerin inançlarına dayalı manevi bir değer taşısa da tek başına hukuki bir bağlayıcılığa sahip değildir. Evliliğin yasal olarak tanınması ve tarafların hukuki hak ve güvencelerden yararlanabilmesi için resmi nikâh kıyılması gerekmektedir.
5.2. Toplumsal Algı ve Sonuçları
Toplumda, dini nikâhın yasal haklara erişim için yeterli olduğu yönünde yaygın bir yanılgı bulunmaktadır. Bu yanlış algı, özellikle evliliğin sona ermesi durumunda tarafların yasal haklardan mahrum kalmasına ve çeşitli mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu nedenle, hukuki korumanın sağlanabilmesi için dini nikâhın yanı sıra resmi nikâhın da yapılması büyük önem taşır.
6. Müftülüklere Resmi Nikah Kıyma Yetkisinin Verilmesi
6.1. Yasal Düzenleme ve Hukuki Altyapı
19 Kasım 2017 tarihli düzenleme ile Nüfus Hizmetleri Kanunu’un evlendirme yetkisini düzenleyen 22/2 maddesine “il ve ilçe müftülüklerine” ibaresi eklenerek İçişleri Bakanlığı tarafından müftülüklere evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verilmesinin önü açılmıştır.
Ayrıca Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişikliğin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından Evlendirme Yönetmeliği’nde yapılan 28 Kasım 2017 tarihli değişiklik ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan 1 Şubat 2018 tarihli “Resmi Nikah Yetkisi Hakkında Genelge” ile birlikte müftülerin resmi nikah esnasında dini ritüelleri de yerine getirmesinin hukuki zemini oluşturulmuştur.
6.2. Müftülerin Resmi Nikah Kıymasının Etkileri
Yapılan düzenlemeler ile; dini hassasiyetleri dolayısıyla imam nikahı kıymayı yeterli gören çiftlerin, dini ritüeller ile birlikte resmi nikaha teşvik edilmesi ve böylece kurulan birliktelik hukuki zemine taşınarak eşlerin yasal haklara kavuşması sağlanmaktadır.
Çok güzel çok açıklayıcı
Evli biri ile dini nikah yapabilir mi?