Ehliyetsizlik, kişinin ayırt etme gücünün veya fiil ehliyetinin bulunmaması durumudur. Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin, kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” biçimindeki 9. maddesi ve bir kişinin hak elde edebilmesini, borç (yükümlülük) altına girebilmesini fiil ehliyetine bağlayan 10. maddesi de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırt etme gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükümleri uyarınca, ayırt etme gücüne sahip olmayan veya fiil ehliyeti bulunmayan kişiler hukuki ehliyetsizlerdir.
Taşınmaz devri de, irade beyanlarının tapu memuru huzurunda açıklanmasını ve geçerli bir devir sözleşmesini gerekli kıldığından, öncelikle sözleşme akdedenlerin, tam fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir.
Yazı İçeriği
Bu yazımızda detaylı olarak ele alacağımız üzere, taşınmazın devri, resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması gereken bir işlemler bütünü olup, işlemi yapanın, bu işlemlere ilişkin ehliyetsizliği, devir işlemini sakatlayacak ve tapu kaydının yolsuz olmasına yol açacaktır ki bu durum da, tapu iptal ve tescil davasının konusunu oluşturacaktır.
1. Ehliyetin Tespiti
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 15. maddesi ile açıkça düzenlendiği üzere, ayırt etme gücü veya fiil ehliyeti kişilerin yapacağı işlemler hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu sebepler tapuda devir işlemi yapılması sırasında tarafların ehliyetlerinin tespiti, işlemin geçerliliği veya geçersizliğinin tespitinde önemli rol oynayacaktır. Burada, ispat araçları devreye girecek ve tüm deliller değerlendirilerek bir sonuca ulaşılacaktır. Özellikle ayırt etme gücü nispi bir kavram olup kişi eylem ve işlemlerine göre değişiklik göstermekte, bu sebeple en etkili yöntem sağlık kurumlarından alınacak bir raporun gerekliliği olacaktır. Uygulamada doktor raporları, bu konuda önemli ispat araçlarındandır.
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu hususunun önemine binaen Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin, 29.11.2017 tarih ve 2017/4770 E., 2017/6888 K. sayılı ilamı uyarınca;
‘’ Bir kimsenin ehliyetinin tespitinin kişi ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta gözlem kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hâkimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.’’
demekle, ehliyetsizliğin tespiti doğuracağı sonuçlar bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu hususta Yargıtay kararları ışığında;
- Taraflar bu hususa ilişkin tüm delilleri toplanır,
- Tarafların tanıkları varsa, bu kişilerden ehliyet hususuna ilişkin açıklayıcı ve doyurucu somut bilgiler alınır,
- Ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, gözlem kağıtları ve film grafikleri eksiksiz olarak getirilir.
Tüm bu bilgi ve belgeler ile kişinin tapuda devir işlemi yapmaya ehil olup olmadığı tespit edilir. Tespit neticesinde kişinin ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılması durumunda, bu kişinin yapmış olduğu tapuda devir işlemi ile meydana gelen tapu kaydı yolsuz olacaktır ve açılacak olan Tapu İptali ve Tescili davası ile yolsuz tescil düzeltilecektir.
2. Tapu İptali ve Tescili Davasının Hukuki Niteliği
Tapu iptal ve tescil davası, bir taşınmazın tapudaki tescilinin herhangi bir nedenle yolsuz ve hukuka aykırı olduğu iddiası ile açılan, yolsuz ve hukuka aykırı tescilin iptali ile taşınmazın hukuka uygun şekilde tescilinin talep edildiği bir dava türüdür.
Tapu iptal ve tescil davaları taşınmazın aynına ilişkin olup, mahkeme kararı kesinleşmedikçe icra edilemeyecektir. Tapu iptal ve tescil davaları hakkında daha detaylı bilgi için “Tapu İptal ve Tescil Davaları” ve “Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Mahkeme Kararları” başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
3. Davanın Tarafları
Ehliyetsizlik nedeniyle Tapu iptali ve tescili davası yalnızca davaya konu taşınmazın önceki kayıtlı maliki tarafından açılabilmektedir. Ancak ehliyetsizlik nedeniyle açılacak tapu iptal ve tescil davasında, ehliyetsizlik dava konusu taşınmazın önceki malikinden kaynaklanıyorsa; davacı sıfatını haiz taşınmazın önceki malikinin hukuki ehliyetsizliği mevcut ise, bu kişiye vasi tayin edilip, vesayet makamından izin alınarak, hukuki işlemlerde kişinin vasi tarafından temsil edilmesi yoluyla tapu iptal ve tescil davası açılır.
Tapu iptal ve tescil davası, tapu kaydında yolsuz ve hukuka aykırı olarak yapılan tescil neticesinde dava konusu taşınmazın maliki (mülkiyet hakkı sahibi) olarak gözüken kişiye karşı açılır. Bu kişinin ölmesi durumunda Tapu iptal ve tescil davası, mirasçılarına karşı açılabilmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki; ehliyetsizlik nedeniyle açılacak olan Tapu iptal ve tescili davasında davanın husumet bakımından hukuka uygun olması gerekmektedir. Bir başka ifade ile ehliyetsizlik sebebiyle açılacak olan tapu iptal ve tescil davası doğru kişiler tarafından doğru kişilere karşı açılmalıdır. Ehliyetsizlik sebebiyle açılacak olan tapu iptali ve tescili davasında davacı ve davalının kimler olabileceği hususunu belirtmiş olup, bu kişiler tarafından açılacak olan dava husumet (sıfat) yokluğu sebebiyle reddedilir.
4. Ehliyetsiz Kişiyle İşlem Yapan 3. Kişi
Ehliyetsiz kişiyle işlem yapan 3. Kişinin iyiniyetli olması, tapuda yapılan devir işlemini geçerli hale getirmez. Ehliyetsiz kişi tarafından yapılan devir işlemi hukuken yok hükmünde olacağından, işlemin tarafı 3. kişinin, devir işlemini yapan kişinin ehliyetsiz olduğunu bilmemesi tapuda yapılan işlemi geçerli hale getirmeyecektir.
Nitekim, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin, 12.9.2017 tarih ve 2014/21931 E., 2017/4199 K. Sayılı ilamına göre;
‘’ Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 15. maddesinde ifade edildiği üzere, ayırtım gücü (hukuki ehliyeti) bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin olmaması sebebiyle yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağı, karşı tarafın iyi niyetli olmasının da işlemi geçerli kılmayacağı kuşkusuzdur.’’
5. Zamanaşımı
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzenine ilişkin olduğu hususu da göz önüne alınırsa; ehliyetsizlik nedeniyle açılacak olan tapu iptal ve tescil davalarında zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
Bu itibarla, ehliyetsizlik sebebiyle tapuda hukuka aykırı ve yolsuz olarak yapılan tescil nedeniyle hakkı zedelenen dava konusu taşınmazın önceki maliki, herhangi bir süreye tabi olmadan bu davayı açabilecektir.
6. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ehliyetsizlik nedeni ile açılacak olan Tapu iptal ve tescil davasında görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca “Asliye Hukuk Mahkemeleri” olacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca Tapu iptal ve tecili davaları, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Söz konusu yetki kesin yetki olup, taraflar aralarında anlaşmak suretiyle davayı başka bir yer mahkemesinde açamazlar.
Babama özel bir hastanedeki psikiyatr tarafından bipolar teşhisi kondu. Babam kısa bi süre önce arabasını değerinin yarı fiyatına sattı bu durumda Hukuki ehliyetsizlik nedeniyle satış iptal davası açabilir miyiz? Teşhisin, devlet hastanedeki bir psikiyatr tarafından ve satış işlemi öncesinde konulmuş olması mı gerekirdi?
Esasında benim sormak istediğim şuydu
Bedelini miras bırakanın ödediği ama tapunun başkasının üzerinde yapılması gizli bağış niteliğinde gözüktüğünden dolayı sadece tenkis hükümleri uygulanabilir diye biliyorum bu Olayda saklı pay mirasçıları mursin fiil ehliyeti sebebiyle tapu iptal davası açılabilirmi?şimdiden teşekürler
Gizli bağış söz konusu olunca fiil ehliyeti sebebiyle tapu iptal davasının açılma ihtimali varmı