Hakaret, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, onur kırma, onura dokunma, küçük düşürücü söz veya davranış olarak tanımlanmaktadır. Hakaret suçu somut nitelikteki söz ve davranışlarla açık bir şekilde işlenebileceği gibi ima etmek suretiyle de işlenebilmektedir. Türk Hukuk sistemi bu kapsamdaki fiil ve eylemeleri suç olarak kabul etmekte olup, hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan 125.-131. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Hakaret suçu, kişilerin saygınlıklarını zedeleyebilecek söz ve davranışlarla ortaya çıkabileceği gibi belli bir duruma ya da olaya atıfta bulunularak veya genel ve soyut ifadelerle de işlenebilir. Bu eylem, mağdurun huzurunda gerçekleşebileceği gibi, mağdurun dikkate aldığı sesli, yazılı veya görsel iletilerle de gerçekleşebilir. Mağdurun fiziksel olarak bulunmadığı veya doğrudan hedef alınmadığı durumlarda bile, saygınlığı başkaları nezdinde incinebilir. Ancak, gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için eylemin en az üç kişi tarafından işlenmiş olması gerekmektedir.
Yazı İçeriği
- 1. Hakaret Suçu Nedir?
- 2. Hakaret Suçunun Tarafları
- 3. Hakaret Suçunun Nitelikli Halleri
- 4. Hakaret Suçunda Cezayı Azaltan ya da Kaldıran Kişisel Nedenler
- 5. İfade Özgürlüğü ve Eleştirinin Hakaret Suçu Olarak Değerlendirilemeyeceği
- 6. Hakaret Suçunda Şikayet
- 7. Hakaret Suçunda Zamanaşımı
- 8. Hakaret Suçunda Soruşturma Ve Kovuşturma
1. Hakaret Suçu Nedir?
Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan 125. -131. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre, hakaret suçu, farklı şekillerde oluşabilir.
- Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi, hakaret suçunun oluşması için yeterlidir.
- Sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak da hakaret suçu teşkil eden bir diğer durumdur.
Hakaret suçunun konumuzla ilgili olarak Türk Ceza Kanunundaki düzenlemesi ise şu şekildedir:
Hakaret Madde 125-
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)46 veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Hakaret suçunun fiil unsurunu somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya da sövmek oluşturur. Bu fiillerin mağdurun yüzüne karşı işlenebilmesi mümkün olduğu gibi mağdurun gıyabında yani yokluğunda da işlenmesi mümkündür. Dolayısıyla bir kişiye karşı onun bulunmadığı ortamda hakaret etmek de suç teşkil edecektir.
Sonuç olarak hakaret suçu, huzurda ve gıyapta olmak üzere iki farklı şekilde işlenebilir.
1.1. Hakaret Suçunun Huzurda (Yüze Karşı) İşlenmesi
Huzurda hakaret failin, mağdura karşı yüz yüze bulundukları sırada hakarette bulunması halidir. Bu halde mağdur hakareti o anda öğrenmiş olur. Yine fail ile mağdur, yüz yüze olmasalar dahi fail, telefonla sesli görüntülü ya da yazılı olarak mağduru muhatap alacak şekilde hakaret ettiğinde hakaret suçunun huzurda yani yüze karşı işlenmesi söz konusu olur.
1.2. Hakaret Suçunun Mağdurun Yokluğunda İşlenmesi
Kişinin bulunmadığı bir ortamda onun gıyabında hakaret edilmesi halinde suç oluşabilmesi için hakarette bulunan failin en az üç kişiyle ihtilat etmesi gerekmektedir. İhtilat, kelime anlamı itibariyle, bir suçun başkalarının görebileceği, duyabileceği bir ortamda işlenmesi durumunu ifade eder. Bu üç kişinin hakareti öğrenmesi tesadüfi olmamalı, failin iradesiyle bilerek ve isteyerek gerçekleşmelidir. İhtilat sayısı üç kişiden az olması halinde ise suç oluşmayacaktır.
1.3. İnternet ve Sosyal Medya Yoluyla Hakaret Suçu
Hakaret suçunu düzenleyen kanun maddesinin gerekçesinde, “kişiyi muhatap alan mektup, telgraf, telefon ve benzeri araçlarla yapılan hakaret de, huzurda olarak cezalandırılır” ifadesi mevcuttur. Yasa koyucunun bu ifadesinden de anlaşılacağı üzere, internet, telefon veya diğer bilişim teknolojileri kullanılarak kişilere karşı hakaret suçunun işlenmesi mümkündür. Başka bir deyişle, internet aracılığıyla hakaret suçu, e-posta, sohbet, görüntülü konuşma veya anlık mesajlaşma yolları ile gerçekleşebileceği gibi, internet sayfaları üzerinden alenen de işlenebilmektedir. Sosyal medya ve internet yoluyla hakaret suçu ile ilgili detaylı bilgi için “İnternet Ve Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu Ve Cezası” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Mevzuatımızda, hakaret gibi eylemlerin, sosyal medya ve internet gibi bilişim sitemleri üzerinden gerçekleştirilmesi hali, suçun nitelikli hali olarak öngörülmüştür. Yani Facebook, Twitter, YouTube gibi sosyal medya üzerinden başkalarına hakaret eden kişilere, TCK’da hakaret suçu için öngörülen cezai yaptırımın, ağırlaştırılmış hali uygulanır. Zira, sosyal medyanın bir amacı da, kişilerin yapmış oldukları paylaşımları, toplumun, fiziki dünyada ulaşabileceklerinden daha geniş bir kesimine iletmek istemeleridir. Dolayısıyla, kişi, konusu suç teşkil eden bir paylaşım yaptığında, bu paylaşımı bilerek ve isteyerek yayma düşüncesiyle yapmış gibi kabul edilir. Yasa koyucunun, hakaret suçunun alenileştirilmesine ilişkin özel düzenlemesi ise TCK madde 125/4’te yer bulmakta olup, bu durumda ceza, altıda bir oranında artırılır. Dolayısıyla hakaret suçunun internet yoluyla alenen işlenmesi hali, verilecek cezanın artırılmasına neden olacak şekilde, suçun nitelikli halidir.
Ayrıca sahte kimlikler oluşturularak kullanılan Facebook, Instagram, Twitter, YouTube gibi sosyal medya hesapları aracılığı ile hakaret suçunun oluşmasına ilişkin detaylı bilgi için “Sahte Sosyal Medya Hesapları Üzerinden Hakaret” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
2. Hakaret Suçunun Tarafları
2.1. Hakaret Suçunun Mağduru
Mağdur suçtan etkilenen kişi olarak tanımlanmakta olup hakaret suçunda, mağdurun kadın veya erkek olması mümkündür. Burada dikkat edilmesi gereken husus mağdurun ancak yaşayan gerçek bir kişi olabileceğidir dolayısıyla ölmüş bir kimse hakaret suçunun mağduru olamaz. Ölmüş bir kimseye karşı hakaret edilmesi halinde bir başka suç tipi olan “Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu” gündeme gelecektir.
Ayrıca mağdurun hakareti algılayabilecek durumda olması da önem arz etmemektedir, nitekim bu suç ile korunan hukuki değer insanın saygınlığıdır. Bir akıl hastasına hakaret edilmesi halinde hakaret suçunun oluşması bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olup olamayacağı ise oldukça tartışmalı bir konudur. Türk Medeni Kanunu’nun 48. Maddesi, tüzel kişilerin insana özgü olmayan haklara ve borçlara ehil kabul edildiğini belirtir. Bu kapsamda, tüzel kişilerin ün, onur ve şeref gibi insana özgü olmayan kavramlara da sahip oldukları kabul edilmelidir. Dolayısıyla, tüzel kişiler, hakaret suçunun faili olmasalar bile, kişilik haklarına sahip oldukları için bu suçun mağduru olabilirler.
2.2. Hakaret Suçunun Faili
Fail, suçun oluşumu için gereken fiili hareketleri gerçekleştiren yani suçu işleyen kişidir. Hakaret suçunun faili bakımından özellik arz eden herhangi bir durum bulunmayıp kadın veya erkek herkesin bu suçun faili olması mümkündür.
3. Hakaret Suçunun Nitelikli Halleri
Bir suçun nitelikli hali, o suçun belirli koşullar altında işlendiğinde cezaların artırıldığı veya daha ağır yaptırımlar içeren durumunu ifade eder. Nitelikli haller kanunla düzenlenir ve genellikle suçu düzenleyen kanun metninin devamında yer alır. Hakaret suçu bakımından da kanun koyucu çeşitli nitelikli haller düzenlemiş olup bu nitelikli haller tek tek aşağıdaki başlıklarda ele alınmıştır.
3.1. Kamu Görevlisine Hakaret
Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali hakaret suçunun nitelikli hali olarak düzenlenmiş olup cezası bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nitelikli halin oluşumu için hakaretin kamu görevlisine karşı yapılması yeterli değildir aynı zamanda kamu görevlisinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle hakarette bulunulmuş olmalıdır. Örneğin kamuda çalışan bir öğretmene karşı otopark tartışmasında hakaret edilmesi halinde görevinden dolayı bir hakaret söz konusu olmadığından hakaret suçunun temel şeklinden cezaya hükmolunur. Tüm bunların yanı sıra kamu görevlisine hakaret edildiği sırada kamu görevlisinin görevinin başında olması şart değildir.
3.2. Kişinin Dini Siyasi Sosyal Düşünce ve İnançlarını Açıklamasından Dolayı Hakaret
Anayasada düzenlenen temel hak ve özgürlüklerden biri de vicdan, dinî inanç ve kanaat özgürlüğüdür. Kanunda kişinin dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı hakaret edilmesi hali daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Böylece anaysada korunan temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmaya çalışılmıştır.
3.3. Kişinin Mensup Olduğu Dinin Kutsal Değerlerine Karşı İşlenmesi
Hakaret suçunun kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi hali de temel hak ve özgürlüklerimize zarar verici nitelikte olduğundan cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
3.4. Suçun Alenen İşlenmesi
Hakaret suçunun herkese açık bir alanda işlenmesi hali de kanunda cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Burada aleniyeti sağlayan husus hakaret suçunun sayısı belirsiz kişilerce duyulabilecek bir ortamda işlenmesidir. Televizyon veya radyo aracıyla hakarette bulunmak hakaretin alenen işlenmesine örnek olarak gösterilebilir.
4. Hakaret Suçunda Cezayı Azaltan ya da Kaldıran Kişisel Nedenler
Türk Ceza Kanunu’nu 129. maddesi, hakaret suçunun haksız bir fiile karşı ya da kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halini veya karşılıklı hakaret edilmesi durumlarını cezada indirim yapılmasını gerektiren veya cezayı kaldıran sebepler olarak düzenlemiştir.
4.1. Suçun Haksız Bir Fiile Tepki Olarak İşlenmesi
Başkalarına zarar verecek nitelikte hukuka aykırı davranışta bulunan bir kimseye karşı hakarette bulunulması halinde hakaret suçundan dolayı verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Burada önemli olan husus haksız fiili işleyen kişi kimse ona karşı olan hakaret suçunda söz konusu indirimler gündeme gelecektir. Trafik kurallarını ihlal eden kişiye karşı hakarette bulunulması hali bu duruma örnek teşkil eder.
4.2. Suçun Kasten Yaralama Suçuna Tepki Olarak İşlenmesi
Hakaret suçunun, kendisine karşı işlenen kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi hali cezayı kaldıran bir hal olarak düzenlenmiştir. TCK madde 129 fıkra 2 ye göre “Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.” Dolayısıyla kendisini yaralayan kişiyi arayıp telefonda hakaret eden kişi hakkında hakaret suçundan ceza verilmeyecektir.
4.3. Suçun Karşılıklı Olarak İşlenmesi (Karşılılık Hakaret)
Hakaret suçunda sıklıkla karşılaşılan durumlardan biri de kişilerin karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmesidir. Karşılıklı hakaret edilmesi halinde her iki taraf da hakaret suçunu işlemiş olmaktadır. Her ne kadar her iki taraf için de ayrı ayrı hakaret suçundan ceza verilecekse de kanunda böyle bir durumda cezada indirim yapılabileceği düzenlenmiştir. Kanuna göre, hakim olayı değerlendirecek ve takdirine göre taraflardan her ikisi veya biri hakkında cezada indirim yapabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçebilecektir.
5. İfade Özgürlüğü ve Eleştirinin Hakaret Suçu Olarak Değerlendirilemeyeceği
Bilindiği üzere ifade özgürlüğü anayasamızda da düzenleme alanı bulan temel hak ve özgürlüklerimizdendir. Anayasanın 26. maddesinin 1. fıkrasına göre “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesiyle de bu hak koruma altına alınmıştır.
Kişiler sahip olduğu fikir ve düşünceleri serbestçe açıklama özgürlüğüne sahipken bu özgürlüğün sınırı olarak kanunumuzda hakaret suçu düzenlenmiştir. Kanunda düzenlenen bu suçun kapsamı iyi belirlenmeli ve ifade özgürlüğüne müdahele edecek şekilde uygulanmamalıdır.
İfade özgürlüğü kapsamında eleştiri özgürlüğü de bulunmaktadır. Eleştiri yapılırken durumun olumlu yanlarının yanı sıra eksiklikleri ve hatalarını içeren değerlendirmelerde de bulunulur. Bu değerlendirmelerin içeriğinin sert ve ağır olması kaçınılmazdır
Her ne kadar karşı taraf bakımından incitici olsa da demokratik bir toplum olmanın gereği olarak kişilerin eleştiri hakkı korunan bir özgürlük olacaktır. Nitekim Yargıtay’da çeşitli kararlarıyla bu hususa dikkat çekmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2015/40226 Esas ve 2017/8977 Karar Sayılı 14.9.2017 Tarihli Kararında;
“… Sanığın mağdura “kalsın muayene olmuyorum, bu ne biçim doktor, bunu kim koymuş buraya, bunda doktor kılığı yok” şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın mağdura yönelttiği sözlerin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış – ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından… “
Görüldüğü üzere kararda, hakaret suçunun oluşumu bakımından yöneltilen sözlerin kişinin onur şeref ve saygınlığını rencide edici nitelikte olup olmadığı esas alınarak eleştiri hakkı korunmuştur.
6. Hakaret Suçunda Şikayet
Hakaret suçun soruşturması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Kamu görevlerine karşı kamu görevinden dolayı hakaret suçunun işlenmesi hali ise şikayete tabi değildir resen soruşturma ve kovuşturma yapılır. Şikayetin suçtan zarar gören veya mağdur tarafından yapılması gerekmekle birlikte mağdurun şikayet hakkını kullanamadan ölmesi halinde ölen kişinin ikinci dereceye kadar “üstsoy” ve “altsoyu” veyahut eş veya kardeşleri tarafından da şikayette bulunulması mümkündür. Şikayet süresi 6 aydır. Bu süre hakaret fiilini ve hakaret eden faili her ikisinin de mağdur ya da suçtan zarar gören tarafından öğrenilmesinden itibaren başlar.
6.1 Hakaret Suçunda Şikayetten Vazgeçme
Her ne kadar mağdur hakaret suçu dolayısıyla şikayette bulunmuş olsa dahi bu şikayetten vazgeçebilmesi mümkündür. Vazgeçme gerek soruşturma aşamasında gerek kovuşturma aşamasında yapılabilir. Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilebilmesi sanık tarafından da bu vazgeçmeyi kabul etmesine bağlıdır. Sanık şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyerek yargılamanın tamamlanmasını isteyebilir. Sanık suçtan aklanacağını düşünmekteyse mağdurun şikayetten vazgeçmesini kabul etmeyip yargılamanın devam etmesini ve kendisinin suçsuz olduğunun mahkeme kararıyla kesinleşmesini isteyebilmektedir. Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde açılmış olan dava düşecektir. Şikayetten vazgeçmek mümkünken tekrar vazgeçip şikayet hakkının tekrar kullanılması mümkün değildir dolayısıyla mağdur şikayetten vazgeçmeden vazgeçemez.
7. Hakaret Suçunda Zamanaşımı
Hakaret suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır. Fail bu süre içerisinde, fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde şikayette bulunulmalıdır. Eğer 8 yıl içerisinde fail ve fiilin öğrenilmesi söz konusu olmazsa artık bu hakaret suçu bakımından soruşturma ve kovuşturma yapılması imkanı ortadan kalkar nitekim suç zamanaşımına uğramıştır.
8. Hakaret Suçunda Soruşturma Ve Kovuşturma
8.1. Soruşturma Aşaması
Hakaret suçu, şikayete tabi bir suç olduğu daha önce de bahsedilmişti. Hakaret suçuna ilişkin, suç işleyen kişi hakkında cezai soruşturma başlatılabilmesi ve sonrasında ceza mahkemelerinde yargılanmasının sağlanabilmesi için, öncelikle yetkili mercilere suç duyurusunda bulunulması gerekir. Dolayısıyla, hakaret suçunda ceza yargılaması süreci, mağdurun, suç duyurusunda bulunmasıyla başlar. Ceza yargılamasının ilk aşaması olan soruşturma süreci böylece başlamış olur. Soruşturma sürecini Cumhuriyet savcısı yürütür, ihbar ya da şikayet üzerine harekete geçen savcı işin gerçeğini araştırır ve delilleri toplar. Failin bulunması, meydana gelen fiilin suç unsuru taşıyıp taşımadığının tespiti ve söz konusu fiilin fail tarafından işlendiğinin araştırılması bu kapsamdadır.
8.2. Hakaret Suçunda Uzlaşma
Hakaret suçu şikayete tabi bir suç olmasından dolayı öncelikle uzlaşma hükümleri uygulanacaktır. Cumhuriyet savcısı hakaret suçunun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaştığı takdirde öncelikle dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Bu süreçte taraflar uzlaşmaya çalıştırılır. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde Cumhuriyet savcısı iddianameyi hazırlar. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali şikayete tabi olmadığından uzlaşma uygulanması mümkün değildir.
8.3. Kovuşturma (Yargılama) Aşaması
Hazırlanan iddiannemenin asliye ceza mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle beraber kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Bu aşama artık ortada bir ceza davası vardır. Kovuşturma aşamasında hakim, dosya kapsamındaki delilleri değerlendirerek ve gerekirse resen araştırmalarını yaparak hakaret suçunu işleyen kişi hakkında gereken cezayı hükmeder.
Daha fazla bilgi için aşağıda linkleri yer alan yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Sosyal Medya ve İnternet Yoluyla Tehdit Suçu
WhatsApp Yazışmaları Delil Olabilir mi?
Bilişim Suçlarında Şikayet Nasıl Yapılır?