İşlenmiş olan suçu veya işlemiş olduğu suç sebebiyle hakkında mahkûmiyet hükmü verilen bir failin övülmesi hali, suçu ve suçluyu övme suçu olarak nitelendirilerek Türk Ceza Kanunu kapsamında cezalandırılır. Toplumda infial oluşturan ve insanları derinden rahatsız eden, kamu vicdanını rahatsız eden bir suçun veya bu suçu işleyene kişinin alenen övülmesi hukukumuzda cezalandırılmaya değer bir fiil olarak görülmüştür.
Suçu ve suçluyu övme suçu, re’sen kovuşturulan ve soruşturulan bir suçtur. Suçu ve Suçluyu Övme Suçu ile korunmak istenen hukuki değer, toplum düzeni ve kamu barışıdır. Bunların yanı sıra bu suç tipi ile suç işlenmesinin önlenmesi de amaçlanmaktadır. Zira madde ile yaptırım altına alınan fiil sonucunda toplumda suç işlemenin iyi bir şey olduğuna dair bir algı oluşacak, suç işlenmek suretiyle toplumsal düzen ve kamu barışı zarar görecektir.
Yazı İçeriği
Suçu ve suçluyu övme suçu, hâkimin karar verirken bazen politik dengeleri gözettiği, bazen de failin iç dünyasına giderek düşünceyi cezalandırma yoluna gittiği bir suç tipidir. Bu nedenle bu suç tipi tartışmalara da yol açmıştır. Özellikle ifade hürriyetinin sınırı noktasında önemli problemler ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla hangi fiillerin bu suçun kanunda aranan unsurlarını oluşturacağının belirlenmesi önem arz eden bir konudur.
1. Suçu ve Suçluyu Övme Suçu
Suçu ve suçluyu övme suçu TCK madde 215’de Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu Madde 215 –
İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçu ve suçluyu övme suçunun oluşması için, kişinin, işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu bir suçtan dolayı bir kişiyi alenen övmesi gerekir. Çünkü bir suçun failinin, sırf suç işlemesi sebebiyle övülmesi halinde esasen, kişi aracılığıyla işlenmiş olan suçun övüldüğü kabul edilir.
Suç teşkil etmekle beraber, henüz işlenmemiş olan bir eylemin övülmesi halinde ise, suçu ve suçluyu övme değil; suç işlemeye tahrik suçu gündeme gelir. Detaylı bilgi için “Sosyal Medya ve İnternet Yoluyla “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme ve Aşağılama Suçu” isimli yazımızı inceleyebilirsiniz.
Suçu ve suçluyu övme suçunun oluşabilmesi için övme fiilinin alenen gerçekleştirilmesi gerekir. Çünkü suçu ve suçluyu övme fiilinin kanunda açıkça düzenlenmesinin esas sebebi, övme fiilinin kişiyi suç işlemeye dolaylı olarak tahrik etmesidir. Bu etkinin meydana gelebilmesi için övme fiilinin alenen gerçekleştirilmesi gerekir.
Örneğin, alenen övmek fiili, herkesin görebileceği şekilde pankart veya afiş asmak şeklinde oluşabilir. Gazetede yazı yazmak, bu muhteviyattaki yazı ve resimleri sosyal medya hesaplarında paylaşmak, sokakta herkesin duyabileceği şekilde bağırmak suretiyle de alenen övmek fiili gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla, suçun gerçekleşebilmesi için, failin mutlaka kalabalık içinde veya bir konferansta bulunup doğrudan kitlelere hitap eder şekilde övme fiilini icra etmesine gerek yoktur.
1.1. Suçun Maddi Unsurları
Bir suçun oluşabilmesi ve cezalandırılabilmesi için suçun kanunda aranan tüm maddi unsurlarının somut olayda gerçekleşmiş olması gerekir. Suçu ve suçluyu övme suçunun maddi unsurları şöyledir:
- Suçun Konusu: Suçun konusu üzerinde hareketin gerçekleştirildiği kişi ya da şeydir, başka bir deyişle suçun işlenmesi ile zarara uğrayan kişi veya nesnedir. Suçu ve Suçluyu Övme Suçunda da; övme fiilinin yöneldiği işlenmiş bir suç veya suç işlemiş kişi, bu suçun konusunu oluşturmaktadır.
- Fail: Kanunda öngörülen suç tipini gerçekleştiren gerçek kişiye fail denir. Suçun düzenlendiği TCK md. 215 metninde belirtildiği üzere, işlenmiş bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi öven kimse bu suçun faili olabilecektir. Bir başka deyişle; “kimse” denmek suretiyle faile herhangi bir özellik atfedilmiş değildir. Dolayısıyla bu suçun faili herkes olabilir.
- Mağdur: Suçu ve Suçluyu Övme Suçunun mağduru toplumu oluşturan bireylerdir. Bu suçla kamu barışı korunmaktadır. Dolayısıyla mağdur tüm toplumdur.
- Fiil: TCK md. 215’te yer alan “işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven” kimse ifadesinden anlaşılacağı üzere, bu suçun oluşması için gerekli olan fiil işlenmiş bir suçun veya işlediği suçtan dolayı bir kimsenin “övülmesi” fiilidir. Övmek; birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmektir. Aleniyet ise kelime anlamı olarak açıklık demektir. Bir fiilin alenen icra edilmesi ise; bu fiilin açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden açıkça gerçekleştirilmesi anlamına gelir.
Suç, suçu veya suçluyu övme şeklinde gerçekleşebileceği için seçimlik hareketli bir suçtur. Ayrıca yine suç söz ile, pankart açmak suretiyle, fotoğraf paylaşılması ile vs. farklı şekillerde de işlenebilir bu nedenle serbest hareketli bir suçtur. Zira suçu meydana getiren fiilin nasıl gerçekleştirileceği konusunda kanunda herhangi bir sınırlandırma yapılmamıştır.
- Netice: Madde metninde suçun gerçekleşmesi için “bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkması” aranmıştır. Dolayısıyla suç somut bir tehlike suçudur. Suçun oluşabilmesi için ortaya somut bir tehlike çıkmış olması gerekmektedir.
1.2. Suçun Manevi Unsurları
Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suçun taksirle işlenebilmesi ancak kanunda düzenlenmesine bağlıdır. Suçu ve Suçluyu Övme suçunun taksirli hali kanunda düzenlenmediğinden bu suç ancak “kasten” yani “bilerek ve isteyerek” işlenirse suç oluşur ve cezalandırılır.
2. Suçu ve Suçluyu Övme Suçunun Nitelikli Hali
Suçun nitelikli halleri TCK md. 218’de ortak hükümler adı altında düzenlenmiştir. Buna göre suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranına kadar arttırılır. Ancak eleştiri amacıyla düşünce hakkının kullanılması ve basının haber verme özgürlüğü kullanılmışsa suç oluşmaz. Bunlar hukuka uygunluk sebebidir.
Ayrıca TCK md. 266 gereği suçun kamu görevlisi tarafından, görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçler kullanılarak işlenmesi durumunda ise verilecek ceza üçte biri oranında arttırılır.
3. Sosyal Medya Yoluyla Suçu Ve Suçluyu Övme
Sosyal medya ve internet ortamından tanıdığımız tanımadığımız hemen herkese ulaşmak ve her türlü paylaşımı adeta ışık hızıyla tüm dünyaya yaymak oldukça kolay hale gelmiştir. Maalesef ki bu durum, internet ortamından işlenebilen hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi suçların daha da yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Sosyal medya uygulamalarında suç teşkil eden davranışların paylaşılması ve diğer sosyal medya kullanıcıları tarafından da bu paylaşımların beğenilmesi halinde, suçu ve suçluyu övme suçu oluşabilir. Beğenme eylemi, tek tuşa dokunmak suretiyle gerçekleştirilen, son derece kolay bir işlem olduğundan pek çok kişi, gerçekleştirdikleri fiilin suç teşkil ettiğinin farkına dahi varamamaktadır. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden de değişik türlerde reaksiyon gösterebilen kullanıcılar bu suçu farklı şekillerde işleyebilirler.
Sosyal medya üzerinden suçun işlenmesinin “basın ve yayın araçları” kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yani suçun nitelikli halini oluşturup oluşturmayacağı noktasında tartışmalı görüşler olsa da ağırlıklı kanaat sosyal medya üzerinden suçun işlenmesinin nitelikli hal olarak değerlendirilmeyeceği noktasındadır.
3.1. Bizzat Yapılan Paylaşımlar Yoluyla Suçun İşlenmesi
Sosyal medya platformlarından suçu veya suçluyu öven bir paylaşımda bulunulması “Suçu ve Suçluyu Övme Suçunu” oluşturabilecektir. Zira fiil unsurunda değindiğimiz üzere suç serbest hareketli bir suç olup her türlü işlenebilir. Dolayısıyla sosyal medya uygulamaları üzerinden yapılan bir fotoğraf paylaşımı yahut bir söz bu anlama gelebilmekte ve suçun fiil unsurunu oluşturabilmektedir.
3.2. Paylaşımların Mesajla Yönlendirilmesi Yoluyla Suçun İşlenmesi
Bazen salt bir paylaşım suçu ve suçluyu övme suçuna vücut vermeyebilir ancak paylaşımların bir mesajla desteklendiği durumlarda bu fiil suçu ve suçluyu öven, metheden bir anlama geliyorsa suçu oluşturabilecektir.
3.3. Paylaşımların Beğenilmesi Yoluyla Suçun İşlenmesi
İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen övme eylemi, sosyal medya üzerinde farklı şekillerde vücut bulabilir. Zira sosyal medya sitelerinde gönderileri beğenme, favorilere ekleme, kendi hesabında paylaşma gibi farklı seçenekler mevcuttur. Bu bağlamda, suç teşkil eden davranışlarını gururlanarak paylaşan insanların bu gönderilerini like, fav gibi sosyal medya reaksiyonlarla beğenen kişi de esasen suç işleyebilmektedir. Bu kapsamda, failin kastının olup olmadığı önem taşır. Fail, suçu bilerek ve isteyerek işlemişse “beğenme” de suçun fiil unsurunu oluşturacaktır ve cezalandırılacaktır.
4. İfade Özgürlüğü
Suçu ve Suçluyu Övme Suçu bakımından hukuka aykırılık kısmında değerlendirilmesi gereken husus, hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenlerden hakkın kullanılmasıdır. Zira TCK md. 26’ya göre; “Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.” Bu nedenle ifade özgürlüğünün de ayrıca incelenmesi ve suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Düşünce özgürlüğü; düşünce ve kanaatlerin çeşitli yollarla açıklanabilmesi ve yayılması hürriyetidir. Düşünce özgürlüğü ayrıca kişinin, düşüncesini açıkladığı andan itibaren hem düşüncelerinin içeriği hem de bunları açıklama şekilleri bakımından güvence altında olmasını da kapsar.
Kişinin düşüncelerini açıklarken suçu ve suçluyu övmesi durumunda bu fiilinin cezalandırılıp cezalandırılmayacağı önemli bir problemi oluşturmaktadır. İfade özgürlüğünün kamu barışının sağlanması adına belli noktalarda sınırlandırılması mümkündür.
5. İfade Özgürlüğünün Sınırlandırılması
Suçu ve Suçluyu Övme Suçuna vücut veren fiilin suç teşkil edebilmesi için düşünce özgürlüğü ile koruma altına alınan alanın dışına çıkılmış olması gerekir. Bir başka deyişle, ifade edilen düşüncenin artık hukuka uygun olmaması gerekir. Bu noktada ifade özgürlüğü hakkının nasıl sınırlandırılabileceği gerek Anayasa Mahkemesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından çeşitli kriterler kullanılarak değerlendirilmektedir.
5.1. AİHM Kriterleri
AİHM, sözleşmeye uygun bir müdahaleden bahsedebilmesi için aşağıdaki kriterleri aramaktadır:
- Müdahalenin kanuna dayanması
- Müdahalenin meşru bir amaç için yapılması
- Müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olması
- Müdahalenin ölçülü olması
Özellikle de müdahalenin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca karşı gerçekleştirilmesini ve ölçülü olmasını aramaktadır. Özellikle ifade özgürlüğü bağlamında zorlayıcı toplumsal ihtiyaç kavramı ele alındığında ise, ifadenin gerçekleştirilmesi sonucu toplumda bir zarar meydana gelmesi ihtimalinin ilgili ve yeterli kanıtlarla ortaya koyulması aranmaktadır.
Mahkeme çok seslilik, hoşgörü, tolerans gibi demokratik toplumun gerekliliklerine dayanarak aleyhe olan, sert bir dille yapılmış ve çarpıcı açıklamalar ile rahatsız eden haber ve düşünceleri dahi bu hakkın kapsamı içinde değerlendirmişken, şiddete teşvik edici ve şiddeti övücü eylemleri bu özgürlük alanının dışında tutmuştur.
5.2. Anayasa Mahkemesi Ve Yargıtay Kararları
Anayasamızın 26. maddesinin 2. fıkrasına göre bu hakkın kullanılması ancak “milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi” amaçlarıyla sınırlanabilir. Bu hürriyetin kullanımına dair şartlar da ancak kanunla düzenlenebilir.
Anayasa’da yer alan bu sınırlama rejimi, AİHS’de yer alan düzenlemeler ve AİHM’in buna ilişkin değerlendirmeleriyle benzerlik göstermektedir. Anayasa Mahkemesi’ne göre sınırlamanın aşağıdaki kriterleri sağlaması gerekmektedir:
- Bir kanuna dayanması,
- Anayasa’da gösterilen sebeplerden biri için yapılması, (md. 26/2)
- Demokratik bir topluma uygunluğu,
- Ölçülülük.
Yargıtay’ın güncel içtihatlarında, AİHM’in ifade özgürlüğüne ilişkin tespit ve ölçütlerine yer verilmektedir. İfade özgürlüğünü demokratik toplumun temel unsurlarından biri olarak kabul eden Yargıtay, ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmaması sebebiyle sınırlandırılabileceğini kabul etmekle birlikte, bu sınırlandırma sebeplerinden en önemli ikisinin, AİHM içtihatlarında yer alan “şiddeti teşvik eden söylemler” ile “nefret söylemleri” olduğunu belirtmektedir.
Yargıtay, AİHM’in az sayıda kararında değindiği “açık ve mevcut tehlike” ölçütünü dikkate alarak, sarf edilen ifadelerin, olayın koşulları değerlendirildiğinde şiddet yaratmaya elverişli olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Suçu ve suçluyu övme suçunun cezalandırılabilmesi için “kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması” şart olarak aranmıştır. Bu durumda, ifade özgürlüğünün daha fazla sınırlandırılabildiği kabul edilen ifade türlerinden biri olan şiddete teşvik kapsamında değerlendirilen suçu ve suçluyu övme fiilinin cezalandırılması için, ifadenin toplumda gerçek bir tehlike yarattığının ispatlanması gerekmektedir.
6. Suçu Ve Suçluyu Övme Suçunda Soruşturma Ve Kovuşturma
6.1. Soruşturma Aşaması
Suçu ve Suçluyu Övme suçu kanunda şikâyete tabi olduğu düzenlenmediğinden şikâyete tabi olmayıp resen soruşturulan ve kovuşturulan bir suçtur. Bu nedenle Cumhuriyet Savcısı durumdan haberdar olur olmaz soruşturmaya başlayabilir, şüphelinin lehine ve aleyhine tüm delilleri toplayabilir. Soruşturma aşaması sonucunda yeterli delil elde edilmesi halinde savcılık iddianame düzenler, yeterli delil bulunmaması durumunda ise takipsizlik kararı verir.
6.2. Kovuşturma Aşaması
Kovuşturma aşaması iddianamenin kabul edilmesi ile başlar yani artık kamu davası açılmış olur. Kovuşturma aşamasının sonunda ise fail hakkında hüküm verilecektir. Suçu ve Suçluyu Övme Suçu suçunun yaptırımı 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç bakımından görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Suçu ve suçluyu övme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir. Ayrıca 2 yıl veya altında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine de karar verilebilir. Erteleme kararı mahkeme tarafından verilmekte olup hükmedilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.
Ayrıca yine belirtmek gerekir ki bu suç “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kurumu kapsamında olan suçlardandır.
7. Sıkça Sorulan Sorular
Bu suç serbest hareketli bir suç olduğundan suçun fiil unsuru ne şekilde gerçekleştirilmiş olursa olsun kanundaki unsurları sağlıyorsa suç oluşmaktadır. Bu kapsamda sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, beğeniler vs. bu suçun fiil unsurunu oluşturabilmektedir. Ancak mahkemece tüm unsurlar birlikte değerlendirilerek suçun oluşup oluşmadığına karar verilecektir.
AİHM, AYM ve Yargıtay’ın içtihatları birlikte değerlendirildiğinde özellikle işlenen fiil “şiddete teşvik” kapsamında değerlendirilmiyorsa ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmektedir. Ancak ifade özgürlüğünün çeşitli kriterler ile sınırlandırılabilmesi mümkün olup bu suç ile korunan hukuki değer de kamu barışı olduğundan ifade özgürlüğü büyük ölçüde sınırlandırılmaktadır.
Haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Bunun değerlendirmesi ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılıp sınırlandırılmayacağı yukarıda detaylıca açıkladığımız kriterler çerçevesinde mahkemece değerlendirilecektir.
Suç, şikâyete tabi olmayıp resen soruşturulur ve kovuşturulur. Dolayısıyla dava zamanaşımı süresi içinde Cumhuriyet Savcısı suçtan haberdar olur olmaz soruşturmaya başlayabilir.
Suçu ve suçluyu övme suçu, kanunda uzlaştırma kapsamında olan suçlar arasında düzenlenmemiştir. Bu nedenle uzlaştırmaya başvurulamayacaktır.
Özellikle politik şahıslar hakkında “Sayın” hitabı sıklıkla kullanılmaktadır. Suçlu hakkında “Sayın” hitabı kullanılması Yargıtay kararlarında yüceltme anlamında değerlendirilmemiş ve basit bir kanaat açıklaması olarak değerlendirilmiştir.