Teknolojinin ve bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, kişisel veri konusundaki farkındalık ve hassasiyet giderek artmaktadır. Özellikle sosyal medya uygulamaları aracılığıyla, bireyler kişisel verilerini internet üzerinden üçüncü kişilerin erişimine açılmakta olup, bu durum, kişisel verilerin daha kolay ulaşılabilir olmasına ve kötü niyetli kişiler tarafından hukuka aykırı şekillerde kullanılabilir hale gelmesine neden olmaktadır.
“Kişisel veri” kavramı, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak ifade edilmektedir. Bu değerlendirme kapsamında, kişisel verilerin bilişim sistemleri ve internet yoluyla hukuka aykırı şekilde kaydedilmesi, başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi gibi durumlar suç teşkil etmektedir. Bu suçlardan herhangi birine maruz kalan kişi, durumu Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk makamlarına ihbar veya şikayet edebilir.
Yazı İçeriği
1. Kişisel Veri Nedir?
2. Konunun Türk Ceza Kanunu Bakımından Ele Alınması
3. Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Kaydedilmesi Suçu
4. Kişisel Verilerin Başkasına Verilmesi, Yayılması ve Ele Geçirilmesi
5. Suçun Nitelikli Halleri
6. Kişisel Verileri İzinsiz Olarak Kaydedilen veya Paylaşılan Kimse Ne Yapabilir?
7. Zamanaşımı
Kişisel bilgilerin, hukuka aykırı olarak işlenmesi, ele geçirilmesi ve paylaşılması halinde, bir anlamda temel hak ve özgürlüklerden olan özel hayatın gizliliği de ihlal edilmektedir. Bireylerin insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşam sürebilmeleri, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına bağlıdır. Bu doğrultuda, mevzuatımızda birtakım değişiklikler yapılarak, kişilere ait olan bu bilgilerin gizli kalması, başka bir anlamda korunması amaçlanmıştır. Bu yazımızda, aslında oldukça önemli bir kavram olan “kişisel veri” kavramı ve bu verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, ele geçirilmesi ve paylaşılması suçları üzerinde durulmuştur.
1. Kişisel Veri Nedir?
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda kişisel veri; “Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, kişinin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası kişisel verilere örnek olarak verilebilir. Keza özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler, IP adresi, e-posta adresi, cihaz kimlikleri, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler de bu kapsamda değerlendirilir. Öyle ki, kamuya açık alandaki kameraların görüntüleri, dini ve ailevi bilgiler, polis tarafından tutulan kayıtlar hatta mahkemede delil olarak sunulan belgeler de kişisel veri niteliğindedir.
2. Konunun Türk Ceza Kanunu Bakımından Ele Alınması
Kişisel verilerin korunması anayasal bir hak olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle korumanın daha etkin sağlanmasında ceza hukukunun müdahalesi kaçınılmazdır. Kişisel verilerin kaydedilmesi, hukuka aykırı olarak paylaşılması ve ele geçirilmesi suçları, Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde düzenlenmiştir. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Özel Hayatın Gizliliğini İhlal başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
Madde 135 –
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136 –
(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Nitelikli haller
Madde 137-
(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
3. Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Kaydedilmesi Suçu
5237 sayılı TCK m.135’te yer alan kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun gerekçesine göre, gerçek kişiyle ilgili her türlü bilgi, kişisel veridir. Bu bilgilerin hukuka aykırı olarak depolanması ise, kişisel verilerin kaydedilmesi anlamına gelir. Sahibinin izni olmaksızın kaydedilen kişisel verinin, kullanılıp kullanılmadığından bağımsız olarak salt kayıt işlemi dahi tek başına suç teşkil etmektedir. Yani depolama fiili neticesinde herhangi bir zarar doğup doğmadığına bakılmaksızın sadece bu faaliyetin gerçekleştirilmesi, TCK m.135’in uygulanması için yeterlidir. Mevzuatımızda, bu suçun faili hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası uygulanabileceği öngörülmüştür.
Önemle vurgulamak isteriz ki, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için kaydedilme işleminin hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yani, TCK m.135’e göre suçun varlığından bahsedebilmek için kişisel verilerin kaydedilmesine ilişkin herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamalıdır. Hukuka uygunluk nedenleri ise “kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası” bulunması halinde ortaya çıkmaktadır. Örneğin “Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması.” halinde hukuka uygunluk sebeplerinin varlığından bahsedilebilir.
4. Kişisel Verilerin Başkasına Verilmesi, Yayılması ve Ele Geçirilmesi
Bu bağlamda bilindiği üzere kişisel verilerin en çok kullanıldığı alanlar sosyal medya siteleridir. En basitinden, bir sosyal medya sitesine üye olmak için doldurulması gereken “zorunlu alanlar” kısmında, pek çok kişisel verinin paylaşılması zorunlu tutulmaktadır. Kişilerin üyelik aşamasında paylaşmış olduğu bilgiler kadar, üyelik aşamasından sonra kendi yapmış oldukları paylaşımlarla da bu tür verilerin suça alet edilmesi gündeme gelebilir. Örneğin, kişinin kendi rızası ile bildirmiş olduğu e-posta adresinin veya kendi rızasıyla paylaşmış olduğu fotoğrafının izni olmadan kaydedilmesi 135. madde uyarınca suç teşkil edecektir.
Bu suçun faili bakımından uygulanacak ceza ise iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir.
5. Suçun Nitelikli Halleri
2016 yılında yürürlüğe giren KVKK ile Ceza Kanununda birtakım değişiklikler yapılmış ve 135. maddenin ikinci fıkrasında bu suçun işleniş biçimi bakımından nitelikli hali düzenlenmiştir.
Buna göre;
- Kaydedilen kişisel verinin kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine ilişkin olması durumunda faile uygulanacak ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Aynı şekilde,
- Kişinin ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikalar bağlantılarına ilişkin bilgileri içeren kişisel verilerin kaydedilmesi durumunda da bu fıkra hükmü uygulanacaktır.
Ceza Kanunu’nun 137. maddesinde ise kişisel verilerin kaydedilmesi, ele geçirilmesi ve paylaşılması suçlarını işleyen kişi bakımından nitelikli haller düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre;
- Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle bu suçların işlenmesi halinde, uygulanacak ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Örneğin, bir polis memuru tarafından ifadesi alınan kimsenin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi ve sosyal mecralarda paylaşılması halinde bu hüküm uygulama alanı bulacaktır.
- Keza, belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle yukarıda verilen suçların işlenmesi halinde de faile uygulanacak ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Bir hemşirenin hastasına ilişkin edindiği kişisel bilgileri izni olmaksızın başkaları ile paylaşması bu duruma örnek olarak verilebilir.
6. Kişisel Verileri İzinsiz Olarak Kaydedilen veya Paylaşılan Kimse Ne Yapabilir?
Bu suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiş olsa da; takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir. Yani, aslında cumhuriyet savcısı tarafından bu suçun işlendiğinin öğrenilmesi halinde, soruşturma başlatılabilecektir.
Ancak belirtmekte fayda görüyoruz ki, bu suçlardan birinin mağduru olan kimse; Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamına durumu ihbar veya şikâyet edebilir. Mağdur tarafından, ihbar veya şikâyet yazılı olarak yapılabileceği gibi tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak da yapılabilir.
Konu hakkında detaylı bilgi için “Bilişim Suçlarında Şikâyet Nasıl Yapılır?” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
7. Zamanaşımı
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, ele geçirilmesi ve paylaşılması halinde, dava zaman aşımı süresi sekiz yıl; ceza zamanaşımı süresi ise on yıl olarak düzenlenmiştir. Yani suçun, işlendiği tarihten itibaren en geç sekiz yıl içinde savcılığa bildirilmesi yahut re’sen ceza yargılamasına başlanması gerekir. Aynı şekilde fail hakkında kesinleşen cezanın da on yıl içinde infaz edilmeye başlanması gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere kural olarak, bu bölümde anlatılan suçlar bakımından sekiz ve on yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Fakat örneğin kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması suçunun bir kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetki kötüye kullanılarak işlenmesi halinde, zamanaşımı süresi on beş yıldır. Aynı durumda kamu görevlisi olan fail bakımından ceza zamanaşımı süresi ise, yirmi yıl olarak belirlenmiştir
6698 sayılı Kanun ile Kişisel verinin hukuka aykırı paylaşımında genellikle üçüncü bir şahıs ile paylaşımı esas alınıyor.
1- Bir kişinin kendisine ait veya kurumsal herhangi bir şifreyi kendi rızası ile iş arkadaşına vermesi/yada karşılıklı şifrelerini birbirlerine vermeleri
(netice de herhangi bir mağduriyet yaşanmamış olması) 6698 sayılı Kanun kapsamındaki (TCK 136) suça girer mi?
2- Bu durum yoksa TCK 243 kapsamında mı değerlendirilir?
Merhaba, PTTde çalışan bir arkadaşım var. (erkek) Kargo gönderen bir kişinin (kadın) numarası o kişiyi kargo nedeniyle aradığı için telefonunda kalmış. PTT de çalışan arkadaşıma bir arkadaşı o kişiyi beğendiği için mesaj atmasını istemiş. Arkadaşım sadece şu kişi sizinle görüşmek istiyor diye mesaj atmış red cevabı alınca bir daha ne aramış ne de sormuş o kişiyi. Mesajı da kendi telefonundan atmış o da sadece bir defa. Telefon numarasını da başka kimseyle paylaşmamış. Şimdi o kişi arkadaşımı dava etti. Davayı hukuka katkısı kişisel verilerin ele geçirilmesi ve kişilerin huzur ve sukutunu bozma şeklinde açmış. Cezası ne olur acaba? Hapis cezası alma ihtimali nedir? Telefon numarasını paylaşmadığı sürece çok sıkıntı olmaz dedi başka avukatlar bize. Ama biz çok korkuyoruz. Lütfen cevap verir misiniz? Teşekkür ederim şimdiden.
Birkaç gün önce bir fake hesaptan instagram üzerinden dm aldım. mesajda cıplak kadın vücudu atılmıs ve benle cinsel şeyler konuşmak istediğini söyledi. bu durumla alakalı kendisine taciz davası acabilir miyim? şikayet edeceğimi söyleyince hesabı kullanıcı adını degistirip hesabını sildi fakat elimde ss ler var. bu durumda instagram fake hesap tespit edilebilir mi? ve karşı taraf ceza alır mı yoksa sicili temizse falan hagb mi alır? tesekkurler
instagram ve face hesaplarından tehdit alıyorum .. ayrıca adıma hesap açılmış ve cevreme mesaj atılmış ve foto atılmış tacızde bulunuyor kişi acıl durdurulması için savcıya şikayette bulundum ama hala işleme konulmadı.