Marka, işletmenin mal/hizmetlerinin diğer işletmelerinkinden ayırt edilmesini sağlamak koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen işaretlerdir. Keza, ayırt edilebilirliği sağlayacak şekilde, benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret de marka kapsamında değerlendirilir. Marka, sahibine pek çok hak ve imkan sağlayabilecek bir değer olduğu için, haksız yere ve yetki sahibi olmayan kişilerce kullanılmasını önlemek adına korunmaya muhtaçtır. Mevzuatımızda bu koruma mutlak bir hak olup herkese karşı ileri sürülebilen “marka hakkı” kapsamında sağlanmaktadır. Bu bağlamda, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m.4-34 arasında marka sahibinin haklarının neler olduğu, marka korumasının kapsamı ve sona erme durumları düzenlenmektedir.
Yazı İçeriği
1. Markanın Tescili, Tescilin Yenilenmesi ve Koruma Süresi
2. Marka Hakkından Yararlanabilecek Kişiler ve Markanın Sahibinin Tekliği İlkesi
3. Markanın Sahibine Sağladığı Haklar
4. Marka Korumasının Sona Ermesi
5. Marka Hakkının İhlali Durumunda Uygulanabilecek Hukuki Yaptırımlar
6. Marka Hakkının İhlali Durumunda Uygulanabilecek Cezai Yaptırımlar
Günümüzde şirketleri global düzlemde farklı ve değerli kılan başlıca unsurlar, sahip oldukları çalışan sayısı veyahut malvarlığından ziyade, marka değeri, patent ve endüstriyel tasarım haklarıdır. Bu sebeple de, markanın tescili ve korunması konusu günbegün artan bir ivmeyle önem kazanmaktadır. Ayrıca marka, sahibinin çevresinde fark yaratarak itibar kazanmasına da destek olmaktadır.
1. Markanın Tescili, Tescilin Yenilenmesi ve Koruma Süresi
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nun “Başvuru şartları, sınıflandırma ve bölünme” başlıklı 11. maddesinde, marka başvurusunda bulunurken hangi belgelerin ibraz edilmesi gerektiği tek tek sayılmaktadır. Bahse konu belgelerle beraber Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK)’na yapılması gereken her bir başvuruda yalnızca bir markanın tescilinin talep edilebileceği de aynı hükümde düzenlenmiştir. Marka başvurusu değerlendirilirken öncelikle başvuru konusu mal/hizmetin Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşması uyarınca hangi sınıfa ait olduğu tespit edilir. Türk Patent Kurumu’nun resmi sitesinde yayımlanan güncel Nice Sınıflandırma Listesine ulaşabilirsiniz.
Türk Patent ve Marka Kurumu, başvuruyu öncelikli olarak SMK’nın “Korumadan yararlanacak kişiler” başlıklı 3. maddesine uygun olup olmadığı yönünde inceler. Başvurunun, mevzuata uygun kişilerin marka korumasından yararlanmak amacıyla yapıldığı kanaatine varılırsa, bu sefer de yukarıda bahsedilen 11. madde uyarınca şekli uygunluk incelemesi yapılır. İlgili kanun hükmü uyarınca herhangi bir eksiklik bulunmaması halinde başvuru, başvurunun alındığı tarih, saat ve dakika itibarıyla kesinleşir. Şekli eksiklik bulunduğu tespit edilmesi halindeyse, başvuru sahibine eksikliği gidermesi için iki aylık süre verilir. Süresi içinde eksiklikleri giderilmeyen başvuru, işlemden kaldırılır.
Başvurunun kesinleşmesi halinde, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından, başvuruda SMK m.5’te sayılan mutlak ret hallerinden veya varsa nispi ret sebeplerinden birinin olup olmadığı incelenir. İnceleme sonucunda, başvurunun, başvuru kapsamındaki mal veya hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için tescil edilemeyeceği sonucuna varılırsa başvuru bu mal veya hizmetler bakımından reddedilir.
Başvurusu eksiksiz yapılan veya eksiklikleri giderilen, SMK m.16 uyarınca incelenen, yayımlanan, hakkında itiraz yapılmayan veya yapılan itirazların tümü nihai olarak reddedilen başvurularda sonraki aşamaya geçilir. Bu aşamadaki başvurular için tescil ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi de dâhil olmak üzere eksik evraklar, süresi içinde kuruma sunulmuş ise, başvurunun bütün aşamaları tamamlanmış sayılır. Tüm aşamaları tamamlanan başvuru ise, TPMK tarafından tescil edilerek sicile kaydedilir ve TPMK Resmi Bülten’inde yayımlanır.
2. Marka Hakkından Yararlanabilecek Kişiler ve Markanın Sahibinin Tekliği İlkesi
SMK’da sağlanan korumadan;
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,
- Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,
- Paris Sözleşmesi veya 15/4/1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
- Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler,
yararlanabilir.
Marka sahibinin tekliği ilkesi, bir markanın tescil edildiği mal ve hizmet çevresi içerisinde birden fazla kişi adına tescil edilememesi, bir markanın tek bir sahibi olabilmesi demektir. Bu ilke kamu düzeninin bir sonucu olarak görüldüğünden, marka sahibinin benzer bir markanın tescili için rıza göstermesi bile hüküm doğurmayacaktır. Marka sahibinin tekliği ilkesi, hem tescil edilen markanın sahibinin haklarını hem de bir markaya güvenerek işlem yapan üçüncü kişilerin haklarını koruma altına almaktadır. Hangi markanın koruma altına alınacağı ise tarihsel önceliğe göre belirlenecek olup tarihsel olarak önce tescil edilen marka koruma altına alınacaktır. Sonraki zamanlarda aynı mal ve hizmet ile ilgili olarak daha önce tescil edilen marka ile benzerlik sınırını aşan derecedeki marka, tescil edilmeyecektir.
3. Markanın Sahibine Sağladığı Haklar
SMK ile sağlanan marka koruması, ancak ve ancak tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar ise münhasıran marka sahibine aittir. Kanunda markanın sahibine sağladığı hakların bazıları şunlardır:
- Markanın sahibi marka üzerinde tasarrufta bulunabilir, markadan ekonomik ve kişisel menfaat sağlama amacı ile yararlanabilir.
- Marka sahibi markayı tek başına kullanır, markanın başkaları tarafından kullanılmasını da engelleme hakkına sahiptir. Markanın tekliği, benzerleri veya taklitleri tarafından ihlal edildiğinde, yani markaya karşı bir tecavüz gerçekleştirildiğinde marka sahibi bu ihlallerin önlenmesini talep etme hakkına sahiptir.
- Markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerle ilgili olarak markanın bir kısmı veya tamamı bir başkasına devredilebilir, rehin hakkı konusu olabilir.
- Marka sahibi, markayı işletmeden bağımsız olarak teminat gösterebilir.
- Tescilli bir markanın kullanım hakkı lisans sözleşmesine konu edilebilir. Lisans alan taraf, marka sahibi gibi markayı kullanma hakkına sahip olur, markanın itibarından, gücünden faydalanır.
Diğer taraftan, hangi fikir ve sanat mahsullerinin “eser” olarak kabul edilebileceği ve eser sahibine tanınan haklar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)‘nda düzenlenmiştir. Mevzuatımız uygun eserlerde sahibine birtakım hak ve korumalar sağlamaktadır. Konu ile ilgili detaylı bilgi için “Eser Sahibinin Hakları, Hakkın Korunması ve Devri” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Marka Korumasının Sona Ermesi
SMK m. 22’de açıkça düzenlendiği üzere, tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir. Yenileme talebi, marka sahibi tarafından koruma süresi sona ermeden önceki altı ay içinde yapılmalı ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi kuruma sunulmalıdır.
Talep, süresi içinde yapılmaz veya yenileme ücretinin ödendiği bilgisi kuruma zamanında sunulmazsa, koruma süresinin sona ermesinden itibaren altı ay içinde ek ücret ödenerek yenileme yapılabilir. Sicile kaydedilerek Bülten’de yayımlanan yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren hüküm ifade eder.
Marka sahibi, süresi içinde ve mevzuata uygun şekilde yenilenme talebinde bulunmazsa marka, kendiliğinden sona erer. Markanın sona ermesinin başka bir yolu da marka sahibinin söz konusu 10 yıllık süre dolmadan marka hakkından kendi iradesi ile vazgeçmesidir.
Marka, iptal edilerek de sona erdirilebilir. Marka sahibi, tescilden itibaren 5 yıl içinde markayı haklı neden olmaksızın kullanmazsa veya markanın kullanımına kesintisizce 5 yıl ara verirse markanın iptal edilmesi gündeme gelir.
Ayrıca marka hakkında iptal veyahut hükümsüzlük kararı verilmesi halinde de marka hakkı sona erer.
Markanın sahibinin tekliği ilkesinin bir sonucu olarak koruma, marka sona erdikten sonra bir süre daha devam etmektedir. Ortak ve garanti markalar sona erdikten sonra üç yıl süre ile bu markaların aynısı veya benzeri olan markanın tescili başvuru üzerine reddedilmektedir. Tescilli markalarda ise, koruma süresi sona erdikten sonraki iki yıl içinde, aynı veya benzer marka hakkında, aynı mal ve hizmetlere ilişkin yapılan tescil başvuruları reddedilir.
Markanın sona ermesinin sonuçları ileri etkilidir. Sona erme, sona erme sebebinin oluşma anından itibaren hüküm ifade etmeye başlar ve bu sebebin oluşma anına kadar geçerli bütün hukuki sonuçları doğurur.
5. Marka Hakkının İhlali Durumunda Uygulanabilecek Hukuki Yaptırımlar
Marka sahibi, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun kendisine sağladığı hakların ihlali durumunda;
- Marka Hakkına İhlalin Tespiti,
- Marka Hakkına İhlalin Önlenmesi,
- Marka Hakkına İhlalin Durdurulması,
- Marka Hakkına İhlalin Kaldırılması,
- Marka Hakkına Yapılan İhlal Nedeniyle Maddi Tazminat Davası,
- Marka Hakkına Yapılan İhlal Nedeniyle Manevi Tazminat Davası,
açma hakkına sahiptir.
Bu bağlamda, mali ve manevi hakları ihlal edilen eser sahibinin başvurabileceği hukuki yollar hakkında detaylı bilgi için “FSEK Kapsamında Eser Sahibi Tarafından Açılabilecek Davalar” isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.
6. Marka Hakkının İhlali Durumunda Uygulanabilecek Cezai Yaptırımlar
Marka hakkının ihlali durumunda bu fiili gerçekleştiren kişi veya kişilerin hukuki sorumluluğu bulunduğu gibi aynı zamanda cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Marka hakkı sahibi, ihlal fiilini gerçekleştirenler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak ayrıca bu kişilerin cezalandırılmasını da talep edebilir. Sınai Mülkiyet Kanunu m.30’da marka hakkının ihlali fiilleri için 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve aynı zamanda adli para cezasının uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan mevzuatımızda, hakları ihlal edilen eser sahibine, savcılığa suç duyurusunda bulunarak ilgilileri hakkında ceza yargılaması başlatılmasını sağlama imkanı da sağlanmıştır.
Fikri ve sınai eserlerdeki hak tecavüzlerinde başlatılabilecek ceza yargılamasına ilişkin detaylı bilgi için “Fikir ve Sanat Eserlerindeki Hak İhlaline Karşı Açılabilecek Ceza Davaları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.