Miras sözleşmesi, yaşayan bir kişinin malvarlığını ölümünden sonra belirli kişilere veya belirli koşullara göre nasıl dağıtacağını düzenlediği bir hukuki düzenlemeyi ifade eder. Bu tür sözleşmeler, miras bırakan ve mirasçı veya üçüncü bir kişi arasında yapılan anlaşmalar olarak gerçekleşir. Miras sözleşmesinin temel amacı, malvarlığının adil ve istenilen şekilde dağıtılmasını sağlamak ve belirli varlıkların önceden belirlenmiş kişilere geçişini yönetmektir.
Miras sözleşmeleri farklı türlerde gerçekleşebilir: Olumlu Miras Sözleşmesi, Mirastan Feragat Sözleşmesi, Tek Taraflı Miras Sözleşmesi, İki Taraflı Miras Sözleşmesi, İvazlı (Karşılıklı) Miras Sözleşmesi ve İvazsız (Karşılıksız) Miras Sözleşmesi temel formlardır. Miras sözleşmelerinin geçerli olabilmesi içim, belli ehliyet (yeterlilik) koşullarına sahip kişiler tarafından bir noter huzurunda düzenlenmesi gerekmektedir. Biçimsel gerekliliklere uymayan sözleşmeler geçersiz kabul edilir. Geçerli şekilde kurulan miras sözleşmesinin hüküm ve sonuçları, yalnızca miras bırakanın vefatından sonra etkili olur.
Yazı İçeriği
- 1. Miras Sözleşmesi: Tanım ve Temel Kavramlar
- 2. Miras Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Amacı
- 3. Miras Sözleşmesi Türleri
- 4. Miras Sözleşmesi Şekli ve Yapılışı
- 5. Miras Sözleşmesi İle Yapılabilecek Ölüme Bağlı Tasarruflar
- 6. Miras Sözleşmesi ile Yapılamayacak Ölüme Bağlı Tasarruflar
- 7. Miras Sözleşmesinin Feshi ve İptali
- 8. Miras Sözleşmesi İle Vasiyetname Arasındaki Temel Farklar
- 9. Miras Sözleşmesi Örneği
- 10. Sıkça Sorulan Sorular
Miras sözleşmeleri, miras bırakanın mirasçıları belirleme, mal varlığına dair vasiyet, şartlar ve yükümlülükler koyma gibi çeşitli düzenlemeleri içerebilir. Ancak, bu tür anlaşmalarda belirli sınırlamalar ve kurallar da mevcuttur.
1. Miras Sözleşmesi: Tanım ve Temel Kavramlar
Miras Sözleşmesi Nedir?
Miras sözleşmesi, bir bireyin yaşarken sahip olduğu malvarlığının ölümünden sonra belirli kişilere veya belirli şartlara göre nasıl dağıtılacağını düzenlediği bir sözleşme türüdür.
Miras Sözleşmesinin Tarafları ve Konusu
Miras sözleşmesinin bir tarafını miras bırakan, diğer tarafını ise mirasçılar veya üçüncü kişiler oluşturur. Miras sözleşmesinin konusu, kişinin vefatından sonra malvarlığının mirasçılar veya diğer ilgili taraflar arasında nasıl paylaşılacağına dair düzenlemeleri içerebileceği gibi, belirli mirasçıların miras haklarından feragat etmelerine yönelik anlaşmaları da içerebilir.
2. Miras Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Amacı
Miras sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’na göre “ölüme bağlı tasarruf” olarak adlandırılan bir hukuki işlem türüdür. Bu tür sözleşmeler aracılığıyla bir kişi, yaşarken sahip olduğu malvarlığının bir kısmını veya tamamını belirli kişilere veya belirli şartlara göre dağıtmayı veya bırakmayı amaçlar. Miras sözleşmeleri, miras bırakanın vefatının ardından mirasçılar arasında geçerli olacak şekilde düzenlenir.
Miras sözleşmeleri çeşitli amaçlarla yapılabilmektedir. Bu amaçlar arasında mirasçılar arasında olası anlaşmazlıkları önceden önlemek, malvarlığının adil ve istenilen şekilde dağıtılmasını sağlamak veya belirli varlıkların önceden belirlenmiş kişilere geçmesini temin etmek gibi hedefler bulunabilir. Bu tür sözleşmeler, miras bırakanın iradesine dayalı olarak malvarlığının gelecekteki dağılımını önceden belirlemesine imkan tanır.
3. Miras Sözleşmesi Türleri
Miras sözleşmeleri farklı türlerde olabilir ve miras bırakanın tercihlerine ve hedeflerine göre çeşitlilik gösterebilir. Türk Medeni Kanunu’nda miras sözleşmeleri “olumlu miras sözleşmesi” ve “mirastan feragat sözleşmesi” olmak üzere iki türde düzenlenmiştir.
Olumlu miras sözleşmesinde, miras bırakan sözleşmenin karşı tarafını ya mirasçı atar ya da ona belirli bir mal bırakır veyahut karşı tarafla yaptığı sözleşmeyle üçüncü bir kişiyi mirasçı atar ya da üçüncü kişiye belirli mal bırakır.
Mirastan feragat sözleşmesinde, diğer adıyla olumsuz miras sözleşmesi, ise gelecekte mirasçısı olacak kişi bir bedel karşılığında mirastan feragat eder.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Mirastan Feragat Sözleşmesi” isimli yazımız inceleyebilirsiniz.
Miras sözleşmeleri aynı zamanda tek ve iki taraflı miras sözleşmeleri olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Diğer bir ayırım ise bir tarafın sağlar arası borç altına girip girmediğine göre yapılan ivazlı ve ivazsız miras sözleşmesi ayırımıdır.
3.1. Tek Taraflı Miras Sözleşmesi
Tek taraflı miras sözleşmesi, yalnızca bir tarafın ölüme bağlı tasarruf yaparak gerçekleştirdiği bir anlaşma türünü ifade eder. Bu tür sözleşmelerde sadece miras bırakan tarafından tasarruf gerçekleştirilir ve bu tasarruf, ya anlaşmanın diğer tarafını ya da anlaşmanın tarafı olmayan üçüncü bir kişiyi mirasçı atamak veya belirli mal varlıklarını vasiyet etmek şeklinde olabilir.
Sözleşmenin diğer tarafı, miras bırakanın irade beyanını kabul etmekle sorumlu olabilir veya aynı zamanda bu kabul karşılığında bir ücret ödemeyi taahhüt ederek bir yükümlülük altına girebilir. Bu durumda, ödeme taahhüdüyle birlikte miras sözleşmesi ivazlı bir yapıya kavuşur.
3.2. İki Taraflı Miras Sözleşmesi
Her iki tarafın da karşılıklı olarak ölüme bağlı tasarrufta bulunması halinde ise iki taraflı miras sözleşmesi söz konusu olur. Esasen bu tür sözleşmede birbirinden bağımsız iki farklı miras sözleşmesi vardır ancak tek bir sözleşme ile birleşerek taraflar karşılıklı olarak birbirlerine ölüme bağlı tasarrufta bulunurlar. Örneğin eşlerin birbirini mirasçı olarak atamaları bu kapsamda değerlendirilir.
İki Taraflı Miras Sözleşmesinde her iki taraf da karşılıklı olarak ölüme bağlı tasarrufta bulunur. Bu türde, temelde her bir taraf ayrı ayrı bir miras sözleşmesi yapmış gibi düşünülebilir; ancak bu sözleşmeler, tek bir sözleşme altında birleşerek her iki tarafın birbirlerine ölüme bağlı tasarrufta bulunmasını içerir. Eşlerin birbirlerini mirasçı olarak atamaları, iki taraflı miras sözleşmesi örneği olarak değerlendirilebilir.
3.3. İvazlı Miras Sözleşmesi
İvazlı Miras Sözleşmesi, bir tarafın ölüme bağlı tasarruf yaparak, diğer tarafın ise bu tasarrufun karşılığında bir bedel ödemeyi kabul ettiği anlaşma türünü ifade eder. Örneğin, miras bırakanın bir kişiyi mirasçı olarak ataması ve bu kişinin miras bırakana belirli bir miktar parayı ödemesi bu tür bir sözleşmeye örnektir.
Mirastan Feragat Sözleşmesi ise, tam tersi bir durumu yansıtır. Bu türde, miras bırakan bir bedel ödemeyi kabul eder ve bunun karşılığında mirasçı, kendi miras hakkından feragat eder. Örneğin, miras bırakanın yaşarken bir daire vermesi ve mirasçının buna karşılık olarak gelecekteki miras hakkından vazgeçmesi bu tür bir sözleşmeye örnek olarak verilebilir.
3.4. İvazsız Miras Sözleşmesi
İvazsız miras sözleşmesi ise miras bırakan olan tarafın ölüme bağlı tasarrufta bulunması karşı tarafın ise mirasbırakanın bu iradesini sadece kabul etmesi şeklinde oluşan anlaşma türüdür. Dolayısıyla burada karşı taraf herhangi bir borç altına girmemektedir.
İvazsız Miras Sözleşmesi, miras bırakanın ölüme bağlı tasarruf gerçekleştirdiği, karşı tarafın ise sadece bu tasarrufu kabul ettiği anlaşma türünü ifade eder. Burada karşı taraf herhangi bir maddi yükümlülük altına girmez, sadece miras bırakanın irade beyanını kabul eder.
Bu tür sözleşmelerde, miras bırakanın irade beyanı doğrultusunda mirasçıların belirlenmesi veya belirli bir malın geçişi gibi hususlar yer alabilir. Ancak, karşı tarafın herhangi bir bedel ödemesi gerekmez.
4. Miras Sözleşmesi Şekli ve Yapılışı
4.1. Miras Sözleşmesinin Tarafları ve Ehliyeti
Miras sözleşmelerinin iki temel tarafı vardır bunlar miras bırakan ve sözleşme tarafı olan diğer kişidir. Sözleşme tarafı olan diğer kişi mirasçılardan biri olabileceği gibi herhangi bir üçüncü şahıs da olabilir.
Sözleşmenin geçerli olup olmayacağı açısından taraf ehliyeti kritik bir rol oynamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 503. maddesine göre miras sözleşmesi yapacak kişinin taşıması gereken şartlar aşağıdaki gibidir:
- Miras sözleşmesi yapacak kişinin ayırt etme gücüne sahip olması
- Miras sözleşmesi yapacak kişinin ergin olması
- Miras sözleşmesi yapacak kişinin kısıtlı olmaması
Bu bağlamda, miras sözleşmesi yapabilmek için tam fiil ehliyetine sahip olmak gereklidir ancak bu durum miras sözleşmesinde ölüme bağlı tasarrufta bulunan taraf için geçerlidir. Eğer her iki taraf da ölüme bağlı tasarrufta bulunuyorsa yani iki taraflı bir miras sözleşmesi varsa bu halde her iki tarafın da tam ehliyetli olması gerekir. Buna karşılık, diğer taraf ölüme bağlı tasarrufta bulunmuyor miras bırakanın iradesini sadece kabul ediyor veya bir bedel ödemeyi üstleniyorsa bu halde ölüme bağlı tasarrufta bulunmayan taraf genel ehliyet kurallarına tabiidir:
- Tam ehliyetsiz ise miras sözleşmesini onun adına yasal temsilcisi yapar, ancak tam ehliyetsiz vesayet altında ise sulh ve asliye mahkemelerinin de rızasının bulunması gereklidir.
- Sınırlı ehliyetsizse ve miras sözleşmesi ile bir sağlar arası ivaz borcu yüklenmiyorsa yasal temsilcisinin katılmasına gerek kalmaksızın tek başına yapabilir. Sınırlı ehliyetsiz eğer miras sözleşmesi ile borç altına girecekse yani ivazlı miras sözleşmesi yapılıyorsa yasal temsilci işleme bizzat katılmalıdır.
4.2. Miras Sözleşmesinin Şekil Şartları
Miras sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için kanunda özel bir şekil şartı belirlenmiştir. Miras sözleşmelerinin şekil şartı Türk Medeni Kanunu’nun 545. Maddesinde düzenlemektedir.
“Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Sözleşmenin tarafları, arzularını resmî memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.”
Kanunda belirtilen resmi memur uygulamada Noter olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla miras sözleşmesi Noter huzurunda, yazılı olarak yapılabilecektir. Adi yazılı şekilde miras sözleşmesi yapılması mümkün olmadığı gibi, sözlü olarak yapılan sözleşme de geçersizdir.
Diğer taraftan; miras sözleşmesi yapabilme hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, temsilci ile yapılması söz konusu olamaz. Yani miras bırakan kimse Notere bizzat gelerek miras sözleşmesini akdetmelidir. Buna karşın mirastan feragat eden ölüme bağlı bir tasarrufta bulunmadığından, temsilci aracılığıyla sözleşme yapabilecektir. Yani feragat edenin bizzat noter huzurunda olması gerekmemektedir.
4.3. Miras Sözleşmesinin Geçerliliği
Miras sözleşmesi, yalnızca mirasbırakanın ölümüyle hüküm ve sonuçlarını doğurur. Sözleşme, miras bırakan ölmeden önce uygulama alanı bulmaz. Ayrıca, miras sözleşmesi iki taraflı bir hukuki işlem olması nedeniyle taraflar arasında bağlayıcıdır. Yani miras sözleşmesinden tek taraflı olarak dönmek kural olarak mümkün değildir. Ancak, bazı özel durumlar ve kanuni istisnalar söz konusu olabilir, bu nedenle her durumu dikkatlice incelemek önemlidir.
5. Miras Sözleşmesi İle Yapılabilecek Ölüme Bağlı Tasarruflar
Miras bırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla miras sözleşmesinde aşağıdaki işlemleri yapabilir:
- Mirasçı atayabilir. (TMK Madde 516)
- Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli bir malını vasiyet edebilir. (TMK Madde 517)
- Koşullar ve yükümlülükler koyabilir. (TMK Madde 515)
- Yedek mirasçı atayabilir. (TMK Madde 520)
- Art mirasçı atayabilir. (TMK Madde 521)
- Vakıf kurabilir. (TMK Madde 526)
(Ancak vakıf kurma işlemi miras sözleşmesi ile yapılsa bile bağlayıcı değildir yani mirasbırakan istediği zaman vakıf kurmaktan tek taraflı olarak dönebilir.)
- Mirasçılıktan çıkarma işlemi yapabilir. (TMK Madde 510)
(Miras bırakan açısından bu işlem de bağlayıcı değildir istediği zaman tek taraflı olarak dönebilir.)
6. Miras Sözleşmesi ile Yapılamayacak Ölüme Bağlı Tasarruflar
Mirasbırakan miras sözleşmesi ile istediği kişiyi mirasçı yapabilir ve diğer ölüme bağlı tasarrufları da gerçekleştirebilir. Ancak miras bırakanın alt soyu, annesi, babası veya eşi gibi yasal mirasçıları varsa, miras bırakan sadece bu kişilerin saklı payı dışında kalan kısım için serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bu kısma tasarruf edilebilir kısım denir. Eğer sayılan kişilerden hiçbiri bulunmuyorsa bu halde miras bırakan sahip olduğu terekenin tamamında serbestçe tasarrufta bulunabilir.
7. Miras Sözleşmesinin Feshi ve İptali
Miras sözleşmesinin çeşitli sona erme durumları vardır. Bunlar,
7.1. Sözleşmenin Tarafların Anlaşmasıyla Sona Ermesi
Tarafların yazılı şekilde anlaşması suretiyle miras sözleşmesini sona erdirilebilir. Bu yazılı anlaşmanın Noter huzurunda yapılması şart olmayıp taraflar arasında adi yazılı şekilde olması yeterlidir.
7.2. Sözleşmenin Feshi ve Sözleşmeden Dönme
Miras sözleşmelerinin iki taraflı hukuki işlemler olması nedeniyle, sözleşmelerin tek taraflı olarak sona erdirilmelerini kural olarak mümkün değildir. Ancak, bazı durumlarda sözleşmeden tek taraflı dönme gündeme gelebilir.
Mirasçılıktan çıkarma sebebi varsa, miras sözleşmesinden dönmek isteyen kişi bir vasiyetname yaparak bu işlemi gerçekleştirebilir.
Eğer ivazlı bir miras sözleşmesi varsa ve bu sözleşme gereğince belirlenen bedel ödenmezse, sözleşmeden dönme beyanı karşı tarafa ulaştığında sözleşme sona erer. Ancak borç altında olan kişi, yeterli teminat sağlayarak miras bırakanın sözleşmeden dönmesini engelleyebilir.
7.3. Sözleşmenin İptali
Miras bırakanın, sözleşmeye aykırı şekilde ve onunla bağdaşmayan başka ölüme bağlı tasarruflar ve bağışlamalar yapması halinde, miras sözleşmesinin iptali istenebilir. Ancak, bu iptal için miras bırakanın ölümünden sonra dava açılması gereklidir. Miras bırakanın sağlığında herhangi bir iptal davası açılması mümkün değildir.
İrade sakatlığı bulunması halinde miras sözleşmeleri iptal edilebilir. Bu durum, miras sözleşmesinin akdedildiği sırada bir kişinin iradesinin etkilenmiş veya sakatlanmış olması haline ilişkin özel bir koşulu ifade eder. İrade sakatlığı, genellikle hata, hile ve korkutma gibi durumlarla ilişkilendirilir.
Örneğin, bir miras sözleşmesi sırasında bir kişiye hileyle yanıltıcı bilgiler verilmişse veya tehdit edilmişse (korkutma), bu kişinin iradesi sakatlanmış olabilir. Ayrıca, sözleşme sırasında önemli bir yanlış anlama veya bilgi eksikliği (hata) varsa, bu da irade sakatlığına yol açabilir.
Bu tür irade sakatlığı durumlarında, miras sözleşmesi, mirasbırakanın sağlığında iptal edilebilir. Yani, miras bırakanın iradesinin bu sakatlık nedeniyle yanıltıldığı veya etkilendiği belirlenirse, miras sözleşmesinin hükümleri geçersiz sayılabilir.
Mirasbırakan sözleşmeyi akdetme sırasında tam fiil ehliyetine sahip değilse, miras sözleşmesi iptal edilebilir. Aynı şekilde sözleşmenin karşı tarafı da herhangi bir ölüme bağlı tasarruf yapıyorsa yani iki taraflı bir miras sözleşmesi söz konusuysa her iki tarafın da sözleşme yapma anında tam fiil ehliyetine sahip olması gerekir; aksi takdirde ehliyetsizlik nedeniyle sözleşme iptal edilebilir.
Ehliyetsizlik halinde sözleşme kendiliğinden hükümsüz hale gelmez, miras bırakanın ölümüyle beraber sanki geçerli bir sözleşmeymiş gibi hüküm doğurur. Eğer hüküm doğurması istenmiyorsa, menfaati olan tarafın iptal davası açması gerekir. Söz konusu iptal davası için kanunda belirli süreler öngörülmüştür; bu süreler bir, on ve yirmi yıllık sürelerdir.
Davacının kendisinin hak sahibi olduğunu, yapılan ölüme bağlı tasarrufu ve iptal sebebini birlikte öğrenmesinden itibaren 1 yılık süre başlar. Ancak bütün bu hususlar miras bırakanın sağlığında öğrenilmişse süre miras bırakanın ölümünden itibaren başlar. Eğer 10 yıl içinde söz konusu durumlar öğrenilemezse, dava açma hakkı düşer; ancak bu durum davalının iyiniyetli olma ihtimalinde geçerlidir. Eğer davalı kötü niyetli ise, söz konusu durumları öğrenme ve dava açma hali 20 yıl içinde gerçekleşmelidir.
8. Miras Sözleşmesi İle Vasiyetname Arasındaki Temel Farklar
Vasiyetname ve miras sözleşmesi her ikisi de mirasbırakanın ölümünden sonraki malların paylaşımı için yapmış olduğu ölüme bağlı tasarruflar olsa birbirlerinden birçok yönüyle ayrışmaktadırlar. Şöyle ki;
Ehliyet Şartları: Vasiyetname yapabilmek için 15 yaşını doldurmak ve ayırt etme gücüne sahip olmak yeterlidir. Ancak miras sözleşmesi için tam fiil ehliyeti aranır. Yani, miras sözleşmesi yapacak kişinin, tam anlamıyla hukuki işlemlerde bulunabilme yeteneğine sahip olması gerekir.
Yapılış Şekli: Vasiyetname sözlü, resmi veya el yazılı olarak yapılabilirken, miras sözleşmesi sadece resmi şekilde yapılabilir. Yani, miras sözleşmesi sadece noter huzurunda düzenlenirken, vasiyetname daha esnek bir şekilde hazırlanabilir.
Değiştirme ve İptal: Vasiyetnamede kişi, istediği zaman vasiyetnamesini değiştirme veya iptal etme özgürlüğüne sahiptir. Ancak miras sözleşmesi taraflar arasında anlaşmaya dayandığı için değiştirilmesi veya iptal edilmesi tarafların rızasına bağlıdır. Yani, miras sözleşmesi taraflar arasında değiştirilmek veya sona erdirilmek istenirse, bu ancak tarafların mutabakatı ile mümkün olur.
Vasiyetname hakkında detaylı bilgi almak için Vasiyetname Nedir? Nasıl Düzenlenir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Resmi vasiyetname hakkında detaylı bilgi almak için Resmi Vasiyetname Nedir? Nasıl Düzenlenir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
9. Miras Sözleşmesi Örneği
10. Sıkça Sorulan Sorular
Miras sözleşmesi ile gerek mirasçılar gerek başka bir üçüncü kişi mirasçı olarak atanabilir. Miras bırakanı bu bakımdan sınırlandıran herhangi bir durum yoktur ancak terekesinin tamamı bakımından serbestçe tasarrufta bulunamaz saklı paylara zarar gelmeyecek şekilde miras sözleşmesini akdetmelidir.
Miras sözleşmesi iki taraflı bir hukuki işlem olduğundan tek taraflı olarak dönülmesi mümkün değildir ancak sadece bazı sınırlı hallerde tek taraflı geri alınabilir. Bu haller:
· Mirasçılıktan çıkarma sebebi gerçekleşmişse,
· İvazlı bir miras sözleşmesi olması halinde karşı tarafın bedeli ödemede temerrüde düşmesi halinde,
Tek taraflı olarak miras sözleşmesinden geri dönülmesi mümkündür.
Mirasbırakan belirli bir malı miras sözleşmesi ile bir kişiye bırakacağı konusunda anlaşmış ardından da aynı malı bir başkasına bağışlaması halinde miras sözleşmesinin diğer tarafı olan kimse mirasbırakanın ölümünden sonra bu duruma itiraz ederek malı bağışlama yapılan kimseden alabilir.
Ancak mirasbırakan miras sözleşmesi ile belirli bir mal vasiyetinde bulunmaksızın karşı tarafı belirli bir oranda mirasçı atamışsa ardından da bağışlamalar gerçekleştirerek malvarlığını azaltıcı eylemler gerçekleştirmişse bu halde mirasçı olarak atanan kimsenin itiraz etmesi mümkün değildir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, miras sözleşmelerinin bir türü olarak değerlendirilir. Bu tür sözleşmeler, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olmalarına rağmen, genellikle miras sözleşmesi şeklinde yapılmaktadır. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, mirasçı olarak belirlenen veya kendisi lehine vasiyet yapılan bir kişinin, miras bırakan adına ölünceye kadar bakma yükümlülüğünü üstlendiği sözleşmelerdir.
Miras sözleşmesi ancak tarafların rızasıyla değiştirilebilir. Dolayısıyla her iki tarafın da anlaşarak sözleşme metninde değişiklik yapmaları mümkündür.
Eğer miras sözleşmesi eşler arasında yapılmış ve daha sonrasında eşler boşanmışsa miras sözleşmesi kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Herhangi bir işlem yapmaya gerek yoktur.