Vergi Usul Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca, mirasçılar, mirasbırakanın vergi borçlarından miras payları oranında sorumludur. Bir kişinin ölümü halinde tüm malvarlığı, hak ve borçları mirasçılarına geçer. Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesine göre, mirasçılar, mirasbırakanın ayni haklarını, alacaklarını ve diğer malvarlığı değerlerini doğrudan doğruya kazanırlar. Ancak mirasçılar yalnızca malvarlığını değil, mirasbırakanın borçlarını da devralırlar. Bu borçlar arasında vergi borçları da yer alır.
Öte yandan, vergi borçları için mirasçılar sorumlu tutulurken, vergi cezalarında farklı bir durum söz konusudur. Cezaların şahsiliği ilkesi gereği, mirasçılar mirasbırakanın vergi cezalarından sorumlu tutulmazlar. Vergi Usul Kanunu’nun 372. maddesi gereğince, mükellefin ölümünden önce tahakkuk etmiş usulsüzlük, özel usulsüzlük veya vergi ziyaı cezaları terkin edilir.
Bu yazıda, mirasçıların mirasbırakanın vergi borç ve cezalarından doğan sorumluluğu ve bu sorumluluğun sınırları ayrıntılı şekilde ele alınacaktır.
Yazı İçeriği
- 1. Miras, Mirasbırakan ve Mirasçı Nedir? Hukuki Temel Kavramlar
- 2. Miras ve Vergi Borçlarının Mirasçılara Geçişi Hukuki Tanımlama
- 3. Miras Hisseleri Oranında Sorumluluk
- 4. Mirasçıların Ölüm Olayını Bildirme Yükümlülüğü
- 5. Mirasın Reddi Halinde Vergi Borçlarının Akıbeti
- 6. Mirasçıların Miras Bırakanın Vergi Cezalarından Sorumluluğu
- 7. Vergi Borçlarının Mirasçılardan Takip ve Tahsili Süreci
- 8. Sıkça Sorulan Sorular
1. Miras, Mirasbırakan ve Mirasçı Nedir? Hukuki Temel Kavramlar
Miras hukuku, bir kişinin ölümüyle birlikte malvarlığı, hakları ve borçlarının kimlere ve nasıl devredileceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu süreçte, miras bırakanın geride bıraktığı her türlü değer, belirli kurallar çerçevesinde mirasçılara aktarılır.
Miras, bir kişinin vefatından sonra geride bıraktığı tüm malvarlığı, haklar ve borçların toplamıdır. Bu malvarlığına “tereke” de denir. Miras, mirasçılara kanun veya vasiyetname ile devredilir.
Mirasbırakan (Muris), ölümüyle birlikte tüm malvarlığı, haklar ve borçları ile bırakan kişidir. Mirasbırakanın ölümüyle birlikte, bu hak ve borçlar mirasçılara geçer.
Mirasçı, mirasbırakanın vefatı sonrası onun malvarlığını ve borçlarını devralan kişidir. Mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olmak üzere ikiye ayrılır:
Yasal Mirasçılar: Kanun gereği mirasbırakana mirasçı olan kişilerdir. Bunlar, mirasbırakanın altsoyu (çocukları, torunları), üstsoyu (ana, baba, büyükana, büyükbaba), eşi ve kardeşleridir.
Atanmış Mirasçılar: Mirasbırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile belirlediği kişilerdir. Atanmış mirasçılar, yasal mirasçılardan farklı olarak kan bağı veya evlilik bağı ile miras bırakana bağlı olmak zorunda değildirler.
2. Miras ve Vergi Borçlarının Mirasçılara Geçişi Hukuki Tanımlama
Mirasın Geçişi:
Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesine göre, bir kişinin ölümüyle birlikte mirasçılar, miras bırakanın (murisin) ayni haklarını, alacaklarını ve diğer mal varlığı değerlerini otomatik olarak kazanırlar. Bu haklar arasında taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki zilyetlikler de bulunur. Ancak, mirasçılar yalnızca murisin malvarlığını devralmakla kalmaz, aynı zamanda onun borçlarını da üstlenirler. Yani, mirasçılar, murisin bıraktığı tüm mali yükümlülükleri de taşımak zorundadır.
Vergi Borçlarının Geçişi:
Vergi Usul Kanunu’nun 12. maddesi, mirasçıların vergi borçları karşısındaki yükümlülüklerini netleştirir. Bu maddeye göre, mirasçılar, miras bırakanın vergi borçlarından kendi miras payları oranında sorumlu olurlar. Bu, her mirasçının, mirastan aldığı pay oranında murisin vergi borçlarına katlanacağı anlamına gelir. Ancak, mirasçılar vergi cezalarından sorumlu değildir, çünkü cezaların şahsiliği ilkesi gereği bu borçlar mirasçılara geçmez.
3. Miras Hisseleri Oranında Sorumluluk
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 12. maddesine göre, mirasçılar, miras bırakanın vergi borçlarından yalnızca kendi miras payları oranında sorumlu olurlar. Bu düzenleme, her bir mirasçının, miras bırakanın vergi borçlarından sadece kendi miras hissesi oranında kişisel malvarlığı ile sorumlu olacağını belirler.
Dolayısıyla, miras bırakanın vergi borcunun ne kadarından sorumlu olunduğunu belirlemek için öncelikle mirasçıların veraset ilamı olarak da bilinen bir mirasçılık belgesi alması gerekmektedir. Mirasçılık belgesinde, mirasçıların kimler olduğu ve her birinin miras payı oranları belirtilir. Bu belge, her bir mirasçının vergi borcundan ne kadar sorumlu olduğunu tespit etmek için esas alınır.
4. Mirasçıların Ölüm Olayını Bildirme Yükümlülüğü
Ölüm Bildirimi: Kim, Ne Zaman ve Nasıl Yapmalı?
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 164. maddesi gereğince, ölüm, “işi bırakma” olarak kabul edilmektedir. VUK 168. Maddesi gereğince işi bırakan mükellefin vergi dairesine 1 ay içinde bildirimde bulunma zorunluluğu Mükellefin ölümünden sonra mirasçılarına geçmektedir. Mirasçılar, miras paylarını belirleyen veraset ilamını aldıktan sonra, ölüm olayını vergi dairesine bildirme sorumluluğunu üstlenirler.
Mirasçılar açısından, bu 1 aylık bildirim süresi mirasın reddi süresine eklenir ve toplamda 4 ay olur. Yani mirasçılar, mirası reddetmedikleri takdirde, ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde vergi dairesine bildirimde bulunmalıdır. Bu bildirim, hem miras paylarının hem de mirasbırakanın vergi borçlarının nasıl paylaştırılacağını belirler.
Ölüm bildirimi, mirasçılar tarafından vergi dairesine şahsen yapılabilir. Bildirim sırasında, veraset ilamının bir kopyası ve ölümün resmi olarak tescillendiği belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir.
Bildirim Yapılmamasının Hukuki Sonuçları
Eğer mirasçılar, ölüm olayını belirtilen süre içinde vergi dairesine bildirme yükümlülüğüne uymazsa, bu durum ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. Vergi Usul Kanunu’na göre, ölüm olayını zamanında bildirmeyen mirasçılara, her bir mirasçı için ayrı ayrı usulsüzlük cezası kesilir. Bu ceza, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen her bir mirasçıya, geç bildirim nedeniyle uygulanan idari bir yaptırımdır.
5. Mirasın Reddi Halinde Vergi Borçlarının Akıbeti
Türk Medeni Kanunu, yasal ve atanmış mirasçılara mirası sebep göstermeksizin reddetme hakkı tanımaktadır. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, miras reddedilmiş sayılır.
Türk Medeni Kanunu Madde 605 – Ret hakkı
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.
Mirasçılar, mirası reddetmek için ölüm tarihinden itibaren 3 ay içinde bir başvuruda bulunmalıdır. Bu süre zarfında, mirasçılar hakkında vergi borçları nedeniyle takip ve tahsil işlemleri başlatılamaz. Ancak, ret süresi sona ermeden tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetiminde olmayan işler yapan ya da tereke mallarını gizleyerek kendisine mal eden mirasçılar, mirası kabul etmiş sayılır. Bu durumda, ilgili 3 aylık ret süresi dolmadan bu mirasçılar hakkında icra takibi yapılabilir.
Miras bırakanın ölümünden önce borca batık olması durumunda, mirasçı mirası reddetmemiş olsa dahi vergi borçlarından sorumlu tutulamaz. Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi, bu durumu düzenler. Bu maddeye göre, miras bırakanın ölüm tarihindeki mali durumunun ödeme güçlüğü içinde olduğu veya bu durumun resmi olarak tespit edildiği hallerde, mirasın reddedilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla, miras bırakanın borca batık olduğu açıkça belirlenmişse, mirasçılar mirası reddetmemiş olsalar bile vergi borçlarından sorumlu tutulamazlar.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için Mirasın Reddi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5.1. Mirasın Reddi Halinde Vergi Borçları Alt Soya İntikali
Türk Medeni Kanunu çerçevesinde geçerli olan “külli halefiyet” ilkesi, yasal ve atanmış mirasçıların miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanmalarını öngörür. Mirasın reddedilmesi durumunda, mirası reddeden mirasçının miras payı, hakları ve borçları ile birlikte altsoyuna geçer.
Eğer reddeden mirasçının altsoyu mirası kabul etmişse, bu altsoy miras bırakanın tüm miras yükümlülüklerini üstlenir, buna vergi borçları da dahildir. Yani, mirası reddeden kişinin payı, reddeden mirasçının altsoyuna intikal eder ve bu kişiler miras bırakanın vergi borçlarından sorumlu hale gelirler.
Özetle, mirasın reddedilmesi durumunda vergi borçları, mirası reddeden kişinin altsoyuna geçebilir. Ancak, bu durum yalnızca altsoyun mirası kabul etmesi halinde geçerli olur. Eğer altsoy da mirası reddederse, mirasın reddedilmesi vergi borçlarının intikalini sağlamaz.
6. Mirasçıların Miras Bırakanın Vergi Cezalarından Sorumluluğu
6.1. Cezaların Şahsiliği İlkesi: Vergi Cezalarının Mirasçılara Geçişi
Cezaların şahsiliği ilkesi, vergi cezaları için de geçerli olan bir hukuk prensibidir. Bu ilkeye göre, vergi cezaları miras bırakanın ölümüyle birlikte geçersiz hale gelir ve mirasçılara intikal etmez. Mirasçılar yalnızca vergi borcunun asli tutarından sorumlu tutulurlar.
Vergi Usul Kanunu’nun 372. maddesinde, “Ölüm halinde vergi cezaları düşer” şeklinde düzenlenmiş olan bu ilke, vergi ceza hukukunda da uygulanmaktadır. Bu prensibe göre, vergi cezası kesilen kişinin ölümü durumunda, vergi borçları terekeye dahil edilip mirasçılara geçerken, vergi cezaları terekeye dahil edilmez ve geçersiz olur.
Vergi Usul Kanunu 372. maddesi uyarınca mükellefin ölümü halinde kesilmiş ve tahakkuk etmiş usulsüzlük, özel usulsüzlük veya vergi ziyaı gibi cezalar terkin edilir.
Vergi cezaları hakkında ayrıntılı bilgi almak için Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
7. Vergi Borçlarının Mirasçılardan Takip ve Tahsili Süreci
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 164. maddesi gereğince, ölüm, “işi bırakma” olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, işi bırakan mükellefin vergi dairesine 1 ay içinde bildirimde bulunma zorunluluğu bulunmaktadır. Mükellefin ölümünden sonra ise bu bildirim yükümlülüğü, mirasçılara geçmektedir.
Mirasçılar açısından bu süre, 3 aylık mirasın reddi süresinin eklenmesiyle 4 ay olarak belirlenmiştir. Vergi dairesi, yapılan bildirim üzerine mirasın reddi süresinin dolmasını beklemek zorundadır. 3 aylık mirasın reddi süresi içinde mirasbırakanın vergi borçlarından dolayı mirasçılar aleyhine herhangi bir takip ve tahsil işlemi yapılamaz.
Bu sürenin dolmasının ardından, vergi dairesi, mirasbırakanın tüm vergi borçlarını veraset ilamında belirtilen hisseler oranında, mirası reddetmeyen ve borçlarını ödemeyen mirasçılardan tahsil etmeye başlayabilir. Bu tahsilat işlemleri de diğer kamu alacaklarında olduğu gibi 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gerçekleştirilmektedir.
8. Sıkça Sorulan Sorular
Mirasçılar Vergi Gecikme Zammı ve Gecikme Faizinden Sorumlu mudur?
Mükellefin ölümü halinde, mirasçılar vergi cezalarından sorumlu olmayacaklardır. Ancak, gecikme zammı ve gecikme faizi vergi cezası olarak nitelendirilmediğinden, mirasçılar bu kalemlerden miras payları oranında sorumlu olacaklardır.
Atanmış Mirasçılar da Vergi Borçlarından Sorumlu mudur?
Atanmış mirasçılar, miras bırakanın kendi iradesiyle mirasçı olarak belirlediği kişilerdir. Bu kişiler kanunen mirasçı olmasalar da, miras bırakanın iradesi doğrultusunda mirasçı olarak kabul edilirler. Atanmış mirasçılar, kanuni mirasçılarla aynı şekilde vergi borçlarından sorumlu tutulurlar.
Vergi Alacağı İçin Mirasçıya Karşı İcra Takibi Yapılabilir Mi?
Vergi borcunu zamanında ve usulüne uygun şekilde ödememiş olan miras bırakanın mirasçıları hakkında vergi borcu için icra takibi yapılması mümkündür. Ancak, mirasçıların vergi borcundan sorumlu olabilmesi için mirası reddetmemiş olmaları gerekmektedir. TMK uyarınca mirası reddetmek için öngörülen 3 aylık sürede mirası reddetmeyen mirasçılara karşı icra takibi yapılabilir.
Mirasçıların Ölüm Olayını Bildirim Süresi Ne Kadardır?
Vergi Usul Kanunu’na göre mirasçılar, miras bırakanın ölüm olayını vergi dairesine bildirmekle yükümlüdürler. Ölüm olayını, ölümün gerçekleştiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde vergi dairesine bildirmeleri gerekmektedir.
Mirasın Reddi Halinde Vergi Borçları Alt Soya İntikal Eder mi?
Miras reddedildiğinde, reddeden mirasçının payı ve borçları altsoyu tarafından kabul edilebilir. Türk Medeni Kanunu’ndaki külli halefiyet ilkesi gereğince, yasal ve atanmış mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçı olurlar. Mirasçı, ölüm olayının gerçekleştiği tarihten itibaren 3 ay içinde mirası reddedebilir. Mirası reddeden mirasçının miras payı, altsoyu tarafından kabul edilirse, vergi borçları da altsoya geçer. Dolayısıyla, reddeden mirasçının altsoyu mirası kabul ederse, vergi borçları onlara intikal eder.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmıştır ve tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı, ayrıntılı kurallar içeren bir alan olup, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında uzman avukatlardan hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Merhaba. Misal miras paylaşıldı. Ve daha sonrasında miras bırakanın borcu ortaya çıktı.
Bu borcu ödemek istemesek ne olur? Reddi miras yapsak.
Aldığımız mirası gerimi veririz?
Babam ölen kardeşimin tapulu evine otururken vefat etti. Ölen kardeşimin de veraseti alınmadı, babamında batık şirket vergi borcu bulunuyor, babamın ve kardeşimin verasetini aldığımda babamın vergi borcu bize intikal etmiş olur mu? Ölen kardeşimin evine haciz işlemi yapılır mı?, bu durumda yasal haklarımız nelerdir bilgi verirseniz çok iyi olur teşekkür ederim.
Çok kısa olarak, vergi dairesine intikal etmiş olan “ADLİ PARA CEZAM”,(ceza miktarı+faiz),ölürsem tek kardeşimden tahsil edilir mi?
Cevaplarsanız müteşekkir kalacağım. Saygılarımla,