Sermaye ve şahıs şirketlerin borçlarını ödeyemeyecek durumu gelmeleri durumunda şirket ortak ve yetkililerinin şirketi usulüne uygun tasfiye etmesi gerekmektedir. Şirketin usulüne uygun tasfiye edilmemesi halinde şirket kayıtlarda aktif olmaya devam edecektir. Ayrıca şirketin bu şekilde usulsüz ticareti terk etmesi sebebiyle alacaklıların zarara uğraması halinde şirket ortak ve yetkililerinin cezai sorumluluğu doğabilecektir. İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 44. maddesine aykırı olarak ticareti terk edenlerin aynı kanunun 337/a maddesi uyarınca bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
Yazı İçeriği
1. Usulüne Uygun Ticareti Terk Nasıl Yapılmalıdır?
2. Ticareti Usulsüz Terk Suçunun Şartları
3. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Şikâyet Hakkı ve Süresi
4. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Sebebiyle Kimler Cezalandırılır?
5. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Yargılaması
6. Ticareti Usulsüz Terk Suçu İspat
7. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ülkemizde şirket kuruluşu çok hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilmektedir. Ancak şirket kapanışlarının uzun sürmesi sebebiyle şirketler kayıtlarda kapatılmaksızın fiili olarak iş bırakma şeklinde faaliyetine son vermektedir. Bu şekilde faaliyete son verilmesi usulsüzdür. Ayrıca şirket kayıtlarda faaliyetine devam ettiği için hakkında icra takibi ve kayıtlardaki adresinde haciz yapılabilmektedir. Kayıtlardaki adresin boş olduğunun tespit edilmesi halinde usulsüz ticareti terk suçu oluşabilecektir. Usulsüz ticareti terk sebebiyle tacir gerçek kişi ve tacir sayılan tüzel kişilerin yetkililerinin cezalandırılması mümkündür.
1. Usulüne Uygun Ticareti Terk Nasıl Yapılmalıdır?
Ticari işletmeyi kendi adına işletmekten vazgeçmek veya ticari işletmeyi kapatmak veya dağıtmak olarak tanımlanan ticareti terk eyleminin, mevzuatta belirlenen hukuki yönteme uygun olarak ticari faaliyetin sonlandırılması şeklinde ortaya çıkması mümkün olduğu gibi, ticari işletmenin hukuki olarak varlığını sürdürmekle birlikte fiili olarak varlığının sonlandırılması şeklinde de gerçekleşmesi mümkündür. Ticareti terk etmenin usulüne uygun olması için İİK m. 44’e göre yapılması gerekmektedir. Usule uygun şekilde yapılmayan ticareti terkler, ağırlıklı olarak alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.
İİK m. 44’e göre ticareti terk eden tacir, ticareti terk ettiği tarihten 15 gün içinde ticareti terk edeceğini kayıtlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğüne bildirmelidir. Ayrıca bu bildirimde bütün aktif ve pasif malvarlığı ile alacaklılarının isim ve adreslerini de bildirmek zorundadır. Bu bildirimde yer alan hususlar ticaret sicili müdürlüğünce, ticaret sicil gazetesi ve alacaklıların bulunduğu yerlerde ilan edilir. İlan masraflarının ticareti terk eden tacir tarafından ödenmesi gerekmekte olup ödenmemesi halinde tacir beyanda bulunmamış sayılır. Mal beyanını alan ticaret sicil müdürlüğü tacirin ticareti terk edeceğini tapu veya gemi sicil daireleri ile Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirir. Bu bildiri üzerine mallar üzerine iki ay süre ile şerh konulur. Tacirin ticareti terk ettiği ayrıca Türkiye Bankalar Birliğine de bildirilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının verildiği tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez. Üçüncü şahısların zilyetlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında bulunulamaz.
2. Ticareti Usulsüz Terk Suçunun Şartları
İcra ve İflas Kanunu’nun 337/a maddesinde aynı kanunun 44. Maddesine uygun; mal beyanında bulunmayan veya beyanında aktifini eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlunun/tacirin bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Bu hükme ve Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre ticareti terk suçunun oluşabilmesi için;
- İİK m. 337/a’da sayılan seçimlik hareketlerin herhangi birisinin işlenmesi,
- İİK’nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
- Aktifte yer alan mal veya onun yerine kaim olan değerin, haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi,
- Borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleşmesi,
- Borçlunun fiilinden dolayı alacaklının zarar görmesi,
- Ticareti terk eden borçlunun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olması,
gereklidir.
3. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Şikâyet Hakkı ve Süresi
İİK’nın 44’üncü maddesine göre şikâyet hakkı usulsüz ticareti terk sebebiyle zarar göre alacaklıya aittir. İİK’nın 337/a maddesinin ikinci fıkrasına göre alacaklının zarar görmediğini ispat etme zorunluluğu borçluya aittir. Diğer bir anlatımla alacaklının zarara uğradığını ispat zorunluluğu yoktur.
İİK m. 347 uyarınca usulsüz ticareti terk suçunda şikâyet süresi, usulsüz ticareti terk fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıldır.
Konu ile ilişkili olarak “Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçu ve Cezası” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
4. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Sebebiyle Kimler Cezalandırılır?
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere ticareti terk etme suçundan dolayı borçluya ceza verilmesi için borçlunun, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 14. maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiye tacir denilmektedir. TTK’nın 18. maddesinde ise kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif ticari şirketleri ile ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmü şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin tacir sayılacağı düzenlenmiştir.
İİK’nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hüküm konulmamıştır. Bu sebeple tacir sayılan başta kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerini temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde tıpkı gerçek kişi tacirler gibi İİK m. 337/a maddesi gereğince ticareti terk suçu sebebiyle cezai sorumlulukları vardır.
5. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Yargılaması
İcra ve İflas Kanunu’nun 349 ila 354. maddelerine göre;
- Usulsüz ticareti terk sebebiyle şikâyet, dilekçe ile doğrudan icra ceza mahkemesine yapılır.
- Sanığa uygun şekilde çıkarılacak duruşma davetiyesine rağmen sanık duruşmaya gelmezse yargılamanın yokluğunda görülmesi mümkündür.
- Şikâyetçi, mazeretsiz olarak belirlenen duruşmaya gelmez veya vekil de göndermezse şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilir. Şikâyetçi veya vekilinin duruşmada hazır bulunması zorunlu olup mazeretinin kabulüne karar verilse dahi sanığın mahkûmiyetine veya beraatine karar verilemez.
- Şikâyetçi dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlıdır. Şikâyetçi, hangi suçtan şikâyette bulunulmuş ise ancak o suça ait yargılama yapılacaktır.
- Usulsüz ticareti terk suçuna ilişkin davalarda verilen hükümlere karşı istinaf kanun yoluna başvura açıktır.
- Ticareti Usulüne Aykırı Terk Etmek suçu aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yeri için ancak bir kez işlenebilen bir suçtur. Zira aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerini kanunda belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terk etmek mümkün değildir.
- Usulsüz ticareti terk şikâyete bağlı olduğundan müşteki/ şikayetçi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer.
6. Ticareti Usulsüz Terk Suçu İspat
Şirketin ticareti usulsüz terk edip etmediğinin tespiti için mahkemece icra dosyası celp edilerek takibin kesinleşip kesinleşmediği, yapılan hacze ilişkin haciz tutanağı incelenecektir. Ayrıca şirkete ilişkin Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi yazı yazılarak kayıtları celp edilecektir. Yine kolluk birimlerince şirketin ticareti terk edip etmediği konusunda araştırma yapılacaktır. Yapılan araştırma sonucunda İİK m. 44’e aykırı olarak ticareti terk edildiği tespit edilirse sanığın cezalandırılmasına karar verilir.
7. Ticareti Usulsüz Terk Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme
Usulsüz ticareti tek suçu ile ilgili davalara icra ceza mahkemesinde bakılacak olup bu davalar diğer mahkemelerde görülen ceza davaları ile birleştirilemeyecektir. Yetkili icra ceza mahkemesi ise icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir.