Vergi davalarında yürütmenin durdurulması, idari davalardan farklı bir düzenlemeye sahiptir. Vergi uyuşmazlıklarında dava açıldığında, mahkeme tarafından ek bir karar alınmasına gerek kalmadan, vergi tahsil işlemi otomatik olarak durdurulmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 27. maddesinin 4. fıkrasında yer alan bu düzenleme ile tarh edilen vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin tahsilatı dava süresince askıya alınır. Böylece, dava açılması vergi borçlusu için mali bir rahatlama sağlar ve sürecin sonunda çıkacak karar beklenir. Vergi davalarındaki bu uygulama, dava sürecinde tahsil işlemlerine ilişkin soru işaretlerini ortadan kaldırarak hukuki güvence sunar.
Başka bir deyişle, yalnızca davanın açılması, mahkemenin ek bir karar almasına gerek kalmadan tahsilat işlemini otomatik olarak durdurmaktadır.
Yazı İçeriği
1. Yürütmenin Durdurulması Nedir?
Yürütmenin durdurulması, dava konusu olan bir idari işlemin, yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar uygulanmamasını ifade eder. Bu karar, davacının haklarını korumak amacıyla işlemin doğurabileceği olumsuz sonuçları geçici olarak durdurur. Böylelikle idari işlemin hukuki sonuç doğurması, yargılamanın tamamlanmasına kadar ertelenmiş olur.
Yürütmenin durdurulması, geçici bir hukuki koruma sağladığı için, davanın sonuçlanmasının ardından bu koruma da sona erer. Bu özelliğiyle yürütmenin durdurulması, dava süreci boyunca tarafları koruma altına alırken nihai kararla birlikte etkisini kaybeden bir önlem olarak işlev görür.
Yürütmenin durdurulması kavramına ilişkin daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?“ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Vergi Yargılamasında Yürütmenin Durdurulması
Vergi uyuşmazlıkları açısından yürütmenin durdurulması müessesesi, idari davalardan farklılık göstermektedir. Kural olarak, vergi uyuşmazlıklarından kaynaklı dava açılması halinde, dava açılması ile tahsil işlemi kendiliğinden durmaktadır.
Bu durum, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 27. maddesi 4. fıkrasında hüküm altına alınmıştır:
“Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.”
Başka bir deyişle, mahkemenin ayrıca bir karar vermesine gerek olmaksızın yalnızca davanın açılmış olması, tahsilat işlemini kendiliğinden durdurmaktadır.
Bu hükümdeki tahsilat işlemi geniş yorumlanmalıdır. Zira vergi uyuşmazlıklarının nihai amacının tahsilata yönelik olması nedeniyle madde hükmünde dava açılması ile tahsil işleminin duracağı öngörülmüştür. Ancak, Anayasanın 125. maddesi idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu belirttiğinden, vergi idaresi tarafından gerçekleştirilen diğer işlemler için de İYUK madde 27/4hükmündeki yürütmenin durdurulması müessesi aynen geçerli olacaktır.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Vergi Yargılaması Süreci” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Yürütmenin Durdurulması Kuralının İstisnaları
Yukarıda açıklanan davanın açılması ile kendiliğinden yürütmenin duracağı kuralı, tüm vergi uyuşmazlıkları için geçerli değildir. Bu ana kuralın bazı istisnaları mevcuttur:
3.1. Dava Dosyasının İşlemden Kaldırılması
Vergi davası dosyası işlemden kaldırıldığında, tahsil işlemi devam eder. Dosya yeniden işleme alındığında, tahsilat durmaz; bu durumda yürütmenin durdurulması kararı gerekir. Bu bağlamda, İYUK 27. madde 4. fıkra hükmünün devamında yürütmenin durdurulması kuralının istisnalarından birine yer verilmiştir:
“…Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder.”
İYUK madde 26/3 hükmü ise:
“Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.”
İYUK m. 26/3 ile m. 27/4 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, vergi dosyalarının işlemden kaldırılması halinde yeniden dava açıldığında tahsilatın kendiliğinden durmayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
3.2. İhtirazi Kayıtla Verilen Beyanname ile Yapılan İşlemlere Karşı Dava Açılması
İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerle yapılan işlemler tahsilatı durdurmaz. Yürütmenin durdurulması ayrıca talep edilmelidir. Bu istisna, İYUK 27. madde 4. fıkra hükmünde öngörülmüştür:
“…ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.”
Vergi tarhiyatı, beyanname usulü ile yapıldığında, tarh işlemi, yükümlünün beyanına istinaden gerçekleştirildiği için, tarh, tebliğ, ve tahakkuk aşamalarının üçü bir arada gerçekleşmektedir. Kural olarak beyanname usulü ile gerçekleştirilen tarh işlemine karşı dava açılamamakta olup, bu kuralın istisnası ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi ve vergi hataları (VUK m. 378) ibarettir. Dolayısıyla, ancak bu iki durumun mevcut olması halinde tarhiyat işleminin hukuka aykırılığı dava edilebilecektir.
Ancak, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere dayalı işlemlere karşı dava açıldığında, genel kuraldan farklı olarak İYUK m. 27/4 hükmü gereği, dava açılması ile kendiliğinden yürütmenin durması söz konusu olmayacaktır. Bu durumda, ihtirazi kayıt ile verilen beyannameye dayalı yapılan işlemlere karşı otuz günlük süre içinde dava açılması halinde, tahsil işlemlerinin durdurulması isteniyorsa, davanın açılmış olması yetmeyecek, açılan davada yukarıda açıklandığı gibi yürütmenin durdurulmasının koşullarının gerçekleşmiş olması, davacının bu yönde istemi ve mahkeme kararı gerekmektedir.
Otuz günlük sürede dava açılmaması halinde, ihtirazi kayıt şerhi hükümsüz hale gelecek ve yükümlü, idarenin yaptığı işlemi kabul etmiş sayılacaktır.
3.3. Tahsilat Aşamasına İlişkin İşlemler
Tahsilat işlemleriyle ilgili açılan davalar, tahsilatı kendiliğinden durdurmaz. Kararın kesinleşmesi gerekmektedir. Bu durum, İYUK m. 27/4 gereğince, ana kuralın bir istisnası olarak belirlenmiştir:
“…tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz.”
Tahsilat işlemlerinden kaynaklı uyuşmazlıklarda da dava açılması, işlemin yürütülmesinin kendiliğinden durmasına sebep olmayacaktır. İhtiyati haciz, ödeme emirlerine karşı açılan davalar, ihtiyati tahakkuk ve haciz işlemlerine karşı açılan davalar, tahsilat işlemlerinden kaynaklı davalara örnek olarak gösterilebilir.
3.4. Kanun Yoluna Başvurunun Yürütmenin Durdurulmasına Etkisi
Temyiz veya istinaf başvurusu, yürütmeyi durdurmaz. Ancak, teminat karşılığında yürütmenin durdurulması kararı alınabilir. İYUK madde 52 hükmü uyarınca:
“Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz.”
Başka bir deyişle, vergi mahkemelerinde verilen kararlara karşı üst derece mahkemesine itiraz yolu ile başvurulması halinde dava konusu işlemin yürütmesi durmayacaktır. Ancak, talep üzerine Danıştay veya bölge idare mahkemesi tarafından teminat karşılığında yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Bu durumda da yürütmenin durdurulması istemini incelemeye yetkili mahkemeler, yürütmenin durdurulması şartlarının sağlanmış olmasını aramaktadır.
4. Yürütmenin Durdurulması Kararının Etkileri
Yürütmenin durdurulması kararı, geçmişe dönük sonuç doğurur. Bu, örneğin yargılama sonucunda iptal kararı verilmesi halinde, yükümlünün vergi borcunun hiç doğmamış gibi kabul edilmesi anlamına gelir. Buna karşın, davanın reddi durumunda yükümlü aleyhine vergi tahakkuku gerçekleşir ve tahsilat aşamasına geçilir. Ancak, yürütmenin durdurulması kararı ile davanın reddi arasında geçen sürede, yürütmenin durdurulması kararı iptal kararı gibi etki doğurur.
İYUK madde 28/1 uyarınca, yetkili merci tarafından yürütmenin durdurulması kararı verildikten sonra idare, bu karara uygun şekilde gecikmeksizin işlem yapmak veya eylemde bulunmak zorundadır. Bu süre, kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemez.
Bu bağlamda, verginin tahakkuk aşamasında açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararı alınması, verginin tahakkuk etmesini engeller. Tahsil aşamasındaki vergisel uyuşmazlıklarda ise bu karar, tahsil işlemlerini durdurur ve aynı zamanda tahsil zamanaşımını keser.
5. Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Usulü
Yürütmenin durdurulması kararına itiraz, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılabilir. İtiraz usulü, İYUK madde 27/7 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, yürütmenin durdurulması kararı şu şekilde itiraz edilebilir:
- Danıştay dairelerince verilmişse, Danıştay İdari/Vergi Dava Daireleri Kurullarına,
- Bölge İdare Mahkemesince verilmişse, en yakın Bölge İdare Mahkemesine,
- İdare veya Vergi Mahkemeleri tarafından verilmişse, Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilir.
İtiraz süresi, kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gündür. Yürütmenin durdurulması istemi üzerine verilen karara karşı bir defa itiraz edilmesi mümkündür, çünkü itiraz üzerine verilen karar kesindir.
Yetkili merci, itiraz üzerine yürütmenin durdurulması istemini yedi gün içinde karara bağlamak zorundadır. Ayrıca, İYUK madde 27/10 hükmü uyarınca, aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması mümkün değildir.
6. Sıkça Sorulan Sorular
Yürütmenin durdurulması nedir?
Yürütmenin durdurulması, vergi davası açıldığında, dava konusu işlemin mahkeme kararıyla geçici olarak durdurulmasıdır. Bu karar, davanın nihai sonucunu beklerken verginin tahsil edilmemesi veya diğer idari işlemlerin uygulanmaması anlamına gelir.
Hangi durumlarda yürütmenin durdurulması talep edilebilir?
Yürütmenin durdurulması, vergi veya idari davalarda, dava konusu işlemin uygulanması durumunda telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve işlemin hukuka açıkça aykırı olduğunun tespit edilmesi koşuluyla talep edilebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde vergi tahsilatı durur mu?
Evet, yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, verginin tahsilatı durur. Ancak bu karar sadece geçici bir tedbirdir; dava sonuçlanana kadar vergi tahsilatı yapılmaz.
Yürütmenin durdurulması kararı için ne kadar süre içinde başvuru yapılabilir?
Yürütmenin durdurulması talebi, vergi davası açıldığında dava dilekçesiyle birlikte yapılabilir. Talep edilmemişse, dava sürecinde de ayrıca başvuru yapılabilir.
Yürütmenin durdurulması kararı nasıl alınır?
Yürütmenin durdurulması kararı, davacının talebi üzerine mahkeme tarafından verilir. Mahkeme, yürütmenin durdurulması talebini değerlendirirken idari işlemin hukuka aykırı olup olmadığını ve telafisi güç veya imkansız zarar doğup doğmayacağını inceler.
Yürütmenin durdurulması kararına itiraz edilebilir mi?
Evet, yürütmenin durdurulması kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz mercii, yürütmenin durdurulması kararını yedi gün içinde değerlendirmek zorundadır.
İhtirazi kayıtla verilen beyanname sonrası yürütmenin durdurulması talep edilebilir mi?
Evet, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere dayanılarak açılan davalarda yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Ancak bu tür davalarda yürütme otomatik olarak durmaz; mahkemeden ayrıca yürütmenin durdurulması kararı istenmelidir.
Yürütmenin durdurulması kararı reddedilirse ne olur?
Yürütmenin durdurulması talebi reddedilirse, davacı kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karar ise kesindir. Eğer itiraz da reddedilirse, dava sonuçlanana kadar idari işlem yürürlüğe devam eder.
Yürütmenin durdurulması kararı geçmişe dönük sonuç doğurur mu?
Evet, yürütmenin durdurulması kararı, geçmişe dönük sonuçlar doğurur. Mahkeme yürütmeyi durdurursa, işlem hiç yapılmamış gibi kabul edilir. Ancak dava sonunda ret kararı verilirse, işlem kaldığı yerden devam eder.
Yürütmenin durdurulması kararı davayı kazanmayı garantiler mi?
Hayır, yürütmenin durdurulması kararı, davanın kazanılacağı anlamına gelmez. Bu karar, yalnızca dava süreci boyunca işlemin askıya alınmasını sağlar. Davanın nihai sonucu, mahkemenin esastan vereceği karara bağlıdır
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı kurallar içermektedir. Hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.