İş Kanunu’na göre işçinin işverene karşı iş görme borcu, fazla çalışmalar haricinde en fazla 45 saat olarak belirlenmiştir. İş Kanunu ve ilgili mevzuatta, bazı hallerde işçi çalışmasa dahi, o günler için çalışılmış gibi ücret ödeneceği düzenlenmiştir. Bu haller işçinin bir hakkını kullanması sebebiyle çalışıldığı varsayılması şeklinde olduğu gibi, yapılan faaliyetin fiilen kararlaştırılan iş olmasa dahi bağlantılı bir faaliyet olmasından dolayı çalışmadan sayılması şeklinde de olabilir.
Yazı İçeriği
1. Hafta Tatili Kullanılması
2. Yıllık Ücretli İzin
3. İşçinin İşe Hazır Olduğu Haller
4. Emzirme İzni Süresi
5. Maden İşçileri İçin Yer ve Sualtına İnip Çıkmak İçin Geçen Süre
6. Yolda Geçen Süreler
7. İşverenin Talimatı ile İş Yapılamayan Haller
8. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Süreleri
Çalışma süresi İş Kanunu’nda açıklanmamıştır fakat diğer bir yönetmelik olan Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde;
“Çalışma süresi, işçinin çalıştığı işte geçirdiği süredir. İş Kanunu’nun 66. maddesinin birinci fıkrasındaki sürelerde çalışma sürelerinden sayılır.”
şeklinde ifade etmiştir. Kanun ve yönetmelikler gereği çalışanın işyerinde geçirdiği süreler çalışma süreleridir. Ancak bazı durumların varlığı halinde çalışan çalışmasa dahi çalışma süresinden sayılmakta olduğu gibi bazı süreler ise çalışma süresinden sayılmamaktadır.
1. Hafta Tatili Kullanılması
Bilindiği üzere, bir haftalık çalışma süresi içinde işçiye en az kesintisiz 24 saatlik hafta tatili verilmesi zorunludur. Hafta tatilini kullandığı için, çalışmadığı gerekçesiyle ücretinden kesinti yapılamaz. Dolayısıyla hafta tatili içinde işçinin ücreti, çalışılmış gibi tam gün üzerinden ödenecektir. Bunun karşılığında da işçiden fazladan çalışma talep edilemez. Sözleşmeden veya kanundan doğan diğer tatil günlerinde de işçinin ücreti çalışılmış gibi ödenecektir. Kanunla belirlenen resmi bayramlar bu kapsamdadır. İşçi, bu resmi tatillerde çalışmasa dahi, ücreti çalışmış gibi ödenecektir. Buna karşılık işçi bu tatillerde çalıştırılırsa, ücreti kanunun öngördüğü oranda arttırılarak ödenecektir.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Hafta Tatili ve Hafta Tatili Ücreti” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
2. Yıllık Ücretli İzin
Yıllık ücretli izin; bir iş yerinde, işe başladığı günden itibaren en az 1 yıl çalışmış işçilere tanınmış olan kaynağını anayasadan alan bir dinlenme hakkıdır. Yıllık ücretli izin çalışanın çalışmasına karşılık olarak hak ettiği izin hakkı olarak da tanımlanabilmektedir. Yoğun çalışma düzeninde dinlenme süresi oldukça önemlidir. İşçinin yıllık iznini kullanması durumunda da yıllık izin süresince çalışma yapılmamasına rağmen, işveren bu süreye karşılık gelen tam gün ücretlerini ödemek zorundadır.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Yıllık Ücretli İzin Hakkı ve Süreleri” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
3. İşçinin İşe Hazır Olduğu Haller
İşçinin iş görmese dahi iş görmeye hazır bir şekilde beklediği fakat iş tanımı sebebi ile o anda çalışmadığı durumlarda işçi kanun gereği çalışmış sayılmaktadır. Örnek ile netleştirmek gerekirse; satış görevlilerin müşteri beklemesi, hazırda bekleyen garsonun sipariş almak için ve iş görmek için müşteriyi yahut siparişi beklemesi, nakliye işi yapan işçilerin mal yüklemesini beklemesi gibi haller çalışma süresinden sayılmaktadır. Aslında söz konusu çalışmama eylemi olmayıp bekleme eylemidir. İşbu beklemenin süresi yapılacak işe bağlı olup beklenilen süre için ücret kesintisi yapılamaz. Bunun haricinde işverenin bir sorun meydana gelmesi sebebiyle işçileri evine göndermesi halinde çalışılmaması durumunda da işçi çalışmış sayılır.
4. Emzirme İzni Süresi
İş Kanunu’nda gebe ve anne kadınlar için birçok özel düzenleme yer almaktadır. Bunlardan biri de çocuğunu emziren anne işçilerin çocuklarının beslenmesi için tanınan süreyi çalışma süresinden sayılmasıdır. İş Kanunu 74. maddesinde;
“Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kulllanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.”
şeklinde ifade edilerek emziren işçilerin emzirme süresi çalışma süresinden sayılmıştır.
5. Maden İşçileri İçin Yer ve Sualtına İnip Çıkmak İçin Geçen Süre
Maden işçileri iş tanımları gereği, taş yahut maden ocaklarında işlerini icra etmektedir. Bilindiği üzere bu tip maden ocaklarına ulaşım oldukça meşakkatli ve uzundur. Kıyı, dehliz veya asıl çalışma yerlerine inmek için geçirilen sürenin çalışma süresinden sayılmaması ahlaka ve vicdana aykırılık teşkil eden bir durumdur. İşbu sebeple İş Kanunu iş alanına inerken geçen süreyi koruma altına almıştır. Fakat belirtmekte fayda vardır ki; madde kapsamında yalnızca yer veya sualtında çalışan tüm işçiler sayılmıştır. Bu tanımı kapsamayan fakat yüksek irtifa gerektiren işler (köprü inşaatı vs.) bu kapsama dahil edilmemiştir.
6. Yolda Geçen Süreler
Yolda geçen sürenin ikiye ayrılıp incelenmesi daha yararlı olacağından; çalışmak için gönderilme halinde ve işçilerin toplu halde götürülmesi gereken çalışmalar halinde olarak ikiye ayrılıp incelenecektir.
- Çalışmak İçin Gönderilme Halinde
İşverenler, belli durumların varlığı halinde işçileri işin gereği farklı bölgelere çalışmaya gönderebilmektedir. Bu gibi yerler şehir için yakın olarak addedilebilecek yerler olabileceği gibi şehir dışı hatta yurtdışı bölgeler de olabilmektedir. Uzun sürebilecek iş seyahatleri halinde geçen süre çalışma süresinden sayılmaktadır. Aynı şekilde dönüş yolculukları da aynı kapsamdadır. Söz konusu hususta esas nokta; yapılan yolculuğun iş sebebiyle olduğu, iş gereği olmasaydı bu seyahatin yapılmayacak oluşudur.
- İşçilerin Toplu Halde Götürülmesi Gereken Çalışmalar Halinde
İşbu husus İş Kanunu 66/1-f’te;
“Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler.”
şeklinde ifade edilerek hüküm altına alınmış olup yine iş için yapılan toplu yolculuklar halinde geçen gidiş ve dönüş süreleri çalışma süresinden sayılmaktadır.
7. İşverenin Talimatı ile İş Yapılamayan Haller
İş Kanunu madde 66/1-d bendinde;
“İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler.”
şeklinde ifade edilerek, işverenin talimatı üzerine işçinin iş tanımında yer alan görevlerin, işverence verilen yeni görevler sebebiyle yahut direkt olarak işverence verilen “yapma” talimatı üzerine görevin icra edilememesi halinde geçen süre çalışma süresine dahil edildiği hüküm altına alınmıştır. İşbu hükmün temel noktası, işçinin işveren tarafından herhangi bir sebeple meşgul edilmesidir. İşbu meşguliyet süresi çalışma süresinden sayılmalıdır.
8. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Süreleri
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması zorunluluğu, işverenin geniş anlamda işçiyi gözetme borcu kapsamında yer almaktadır. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri alma borcunun hukuki dayanaklarından biri de, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. maddesinde düzenlenmiştir. İşbu kanun gereğince işverenin işçilerine iş güvenliği eğitimi vermesi gerekmektedir. Eğitim sürecinde geçirilen sürenin çalışma süresine dahil edileceği hususu ise yine İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 17/7. maddesinde hüküm altına alınmıştır;
“Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir.”