“Emekli maaşı haczedilir mi?”, “Hangi borçlarda emekli aylığına haciz uygulanır?”, “Bankanın emekli maaşına koyduğu blokeyi nasıl kaldırırım?” gibi sorular her gün binlerce kez araştırılmaktadır.
Türk Hukuku, emeklilerin geçim güvencesini korumak amacıyla emekli maaşına haczi kural olarak yasaklamaktadır. Ancak bu kuralın istisnaları, Yargıtay kararları, kredi sözleşmeleri ve maaşın hesaba yattıktan sonra yapılan işlemler nedeniyle, uygulamada çok sayıda farklı durum ortaya çıkmaktadır.
Bu yazıda, güncel uygulamaları, en son Yargıtay kararları ile pratik çözümler ışığında emekli maaşına haciz konulup konulamayacağını tüm yönleriyle ele alacağız.
Yazı İçeriği
1. Emekli Maaşına Haciz Konulabilir mi?
Emekli Maaşının Haczedilemezlik Gerekçesi
İcra hukukunda “haczedilmezlik” kavramı, borçlunun asgari geçim kaynaklarının devlet güvencesi altına alınmasını amaçlayan temel bir ilkedir.
Bu çerçevede emekli maaşı, bireyin aktif çalışma hayatını tamamladıktan sonra sosyal güvenlik sisteminden elde ettiği tek ve düzenli gelir kaynağıdır. Bu gelir, borçlunun ve ailesinin barınma, beslenme ve sağlık gibi temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için zorunlu niteliktedir.
Dolayısıyla, emekli maaşının diğer gelir türlerinden (ticari kazanç, kira, faiz veya serbest meslek geliri gibi) en önemli farkı, iktisadi kazanç değil, sosyal güvenlik temelli yaşam desteği sağlamasıdır. Kanun koyucu da bu niteliği göz önüne alarak, emekli maaşlarını “haczedilmezlik” koruması altına almıştır.
Emekli Maaşlarının Haczedilemezliğine İlişkin Hukuki Düzenleme
Emekli maaşlarının haczedilmezliği konusundaki temel yasal düzenleme, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesinde yer almaktadır. Anılan madde hükmü şöyledir:
“Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.”
Bu açık düzenleme uyarınca, emekli maaşları kural olarak haczedilemez. Kanun koyucu, sosyal güvenlik sistemi kapsamında bağlanan gelirlerin, emeklilerin temel geçim kaynakları olduğunu kabul ederek, bu gelirlerin icra takibine konu edilmesini yasaklamıştır.
2. Emekli Maaşı Haczinin İstisnaları
Her ne kadar 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi, emekli maaşlarının kural olarak haczedilemeyeceğini düzenlemiş olsa da, kanun koyucu bazı özel durumlarda bu korumayı mutlak olmaktan çıkarmıştır. Bu istisnalar, hem alacaklının korunması hem de toplumsal düzenin sürdürülmesi amacıyla öngörülmüştür.
2.1. Nafaka Borçları Nedeniyle Emekli Maaşına Haciz Konulması
Nafaka borcu, borçlunun yakınlarına karşı kanunen yükümlü olduğu bakım ve geçim borcudur. Bu nedenle, nafaka alacakları sosyal yönü ağır basan, kişisel bir hak niteliği taşır. Bu nedenle Kanun koyucu, nafaka alacaklısını diğer alacaklılardan üstün tutarak, emekli maaşlarının haczedilmezlik koruması dışında bırakmıştır.
Nitekim 5510 sayılı Kanun m.93 açıkça “nafaka borçları dışında haczedilemez” ifadesine yer vererek, nafaka alacaklarının tahsilini güvence altına almıştır. Böylece, nafaka alacağı için yapılan haciz işlemleri kanuna uygundur ve borçlunun buna itiraz hakkı bulunmaz.
2.2. SGK Prim Borçları Nedeniyle Emekli Maaşına Haciz Konulması
Emekli maaşlarının haczedilebileceği bir diğer istisna ise 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi kapsamında takip ve tahsili gereken prim borçlarıdır.
5510 sayılı Kanun m.93, emekli aylıklarının haczini genel olarak yasaklamakla birlikte, “88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar” istisna olarak düzenlenmiştir. Bu ifade, SGK prim alacakları bakımından haciz uygulamasına istisna getirir.
Dolayısıyla, SGK prim borcu için, ilgili idare (Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından emekli maaşına sınırlı oranda haciz konulabilir.
Uygulamada, kamu kurumları genellikle maaşın dörtte birine (¼) kadar haciz uygular; ancak bu oran kanunda açıkça belirtilmemiştir. Yargıtay da, kamu alacağına dayalı hacizlerde dahi borçlunun geçimini engelleyecek oranda kesinti yapılamayacağını kabul etmektedir.
2.3. Rıza Beyanı Nedeniyle Emekli Maaşına Haciz Konulması
Emekli maaşına haciz konulmasının üçüncü istisnası, borçlunun açık ve yazılı rızasıdır. Kanun koyucu, borçlunun kendi özgür iradesiyle maaşından belirli bir miktarın kesilmesine onay vermesi hâlinde, bu rızayı geçerli kabul etmiştir. Dolayısıyla, rızanın geçerli olabilmesi için:
- Açık ve yazılı şekilde verilmiş olması,
- Serbest iradeye dayanması,
- Belirli bir alacağa ve orana ilişkin olması gerekir.
Aksi hâlde, alınan rıza beyanı hukuken geçersiz olacak ve yapılan kesinti, kanuna aykırı haciz işlemi niteliği taşıyacaktır.
Bankalar veya İcra Daireleri Tarafından Baskı Yoluyla Alınan Rızaların Geçersizliği
Uygulamada, borçlulardan maaşlarının belirli bir kısmının kesilmesine ilişkin “rıza beyanı” alınması yaygın bir yöntemdir. Ancak bu beyanların önemli bir bölümü, borçlunun serbest iradesine dayanmamakta, çoğu zaman icra tehdidi, kredi yenileme baskısı veya bankanın dayatması sonucunda imzalanmaktadır.
Haczedilmezlik ilkesinin amacı, borçlunun temel geçim kaynağını korumaktır. Bu nedenle, baskı, tehdit veya yanılma altında verilen rıza beyanları, irade fesadı sebebiyle hukuken geçersiz sayılır. Bu doğrultuda, bankalar tarafından kredi sözleşmelerine eklenen veya icra dairelerinde standart formlar şeklinde alınan rıza beyanları, özgür iradeyi ortadan kaldıran baskı unsurları içeriyorsa geçerli kabul edilmez.
Borçlu, böyle bir durumda İcra Mahkemesi’ne şikayet yoluna başvurarak maaş kesintisinin kaldırılmasını talep edebilir.
3. Emekli Maaşının Banka Hesabına Yatırılması Durumu
Maaş Hesabı ile Diğer Hesapların Karıştırılmasının Yarattığı Sorunlar
Uygulamada emekli maaşları, genellikle bankalar nezdinde açılan hesaplara otomatik olarak yatırılmaktadır. Ancak bu hesaplara zaman zaman farklı kaynaklardan gelen ödemelerin (örneğin kira, faiz, ticari kazanç) de aktarılması, hesap üzerindeki işlemlerin niteliğini karıştırmaktadır.
Bankalar, bu tür karışık hesaplar üzerinde haciz veya bloke işlemi uyguladığında, hesabın tamamı üzerinde işlem yapılmakta; oysa yalnızca emekli maaşı kısmı haczedilmezlik koruması altındadır. Bu durum, uygulamada kısmi haciz yasağı ilkesinin ihlaliyle sonuçlanmakta ve borçlunun temel geçim kaynağına doğrudan müdahale anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, borçlu emeklinin, maaşının yatırıldığı hesabı sadece emekli aylığı ödemelerine tahsis etmesi, diğer gelirlerini bu hesaptan ayrı tutması gerekir. Aksi hâlde, haczedilmezlik iddiasının ispatı zorlaşmakta; bankalar da “karma hesap” gerekçesiyle bloke işlemini kaldırmaktan kaçınabilmektedir.
Maaşın Hesaba Yatırıldıktan Sonra “Tasarruf Niteliği” Kazanıp Kazanmadığına İlişkin İçtihatlar
Yargı uygulamasında uzun süre tartışılan bir diğer konu, emekli maaşının hesaba yatırıldıktan sonra haczedilmezlik niteliğini kaybedip kaybetmeyeceğidir. Bazı eski içtihatlarda, maaşın uzun süre hesaptan çekilmemesi hâlinde, bu paranın artık tasarruf niteliği kazandığı ve haczedilebileceği yönünde görüşler bulunmaktaydı.
Ancak güncel Yargıtay kararlarında, bu yaklaşım terk edilmiştir. Yüksek Mahkeme, emekli maaşının hesaba yatmasının, onun sosyal güvenlik niteliğini ortadan kaldırmayacağını açıkça vurgulamaktadır.
Bu doğrultuda, emekli maaşı hesaba yattıktan sonra dahi, kaynağı belli olduğu sürece haczedilmezlik koruması devam eder.
Güncel içtihatlar doğrultusunda, icra müdürlükleri ve bankalar, hesaptaki paranın emekli maaşından kaynaklandığı açıkça anlaşılıyorsa, haciz veya bloke işlemi uygulamamalıdır. Aksi yönde yapılan işlemler, İcra Mahkemesi nezdinde şikayet yoluyla iptal edilebilir.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Emekli maaşının yatırıldığı hesap, sadece maaş ödemelerine özgülenmeli, farklı gelirlerle karıştırılmamalıdır.
- Bankalar, emekli maaşına uyguladıkları otomatik kesinti veya blokaj işlemlerinin dayanağını açıkça belirtmek zorundadır.
- Borçlu, hesabın kaynağının emekli maaşı olduğunu belgeleyerek icra dairesine veya İcra Mahkemesi’ne başvurabilir.
- Maaşın hesaba yatmış olması, haczedilmezlik korumasını ortadan kaldırmaz; bu koruma, paranın kaynağı emekli aylığı olduğu sürece devam eder.
4. Emekli İkramiyesi Haczedilebilir mi?
4.1. Emekli İkramiyesinin Niteliği (Yaşlılık Ödeneği / Toplu Ödeme)
Emekli ikramiyesi, kamu personeli veya 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu kapsamında sigortalı olan kişilere, emeklilik hakkı kazandıklarında yapılan toplu nitelikli bir ödemedir. Bu yönüyle emekli ikramiyesi, emekli aylığının devamı niteliğinde değil; emekli olunan tarihte kazanılan, geçmiş hizmet süresine dayalı tek seferlik bir yaşlılık ödeneğidir.
Ancak hukuki niteliği bakımından, emekli ikramiyesi de sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan bir hak olduğu için, temelde emeklilik gelirinin bir unsuru olarak değerlendirilir. Bu nedenle, doktrinde ve yargı içtihatlarında, emekli ikramiyesinin de tıpkı maaş gibi borçlunun geçim güvenliği kapsamında korunması gerektiği kabul edilmektedir.
4.2. Emekli İkramiyesi Kanunen Emekli Maaşı Gibi Korunur mu?
5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi, açıkça “Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmünü içermektedir. Her ne kadar madde metninde “ikramiye” ibaresine yer verilmemiş olsa da, Yargıtay içtihatları ve öğretideki genel kabul, ikramiyenin de bu koruma kapsamına dahil olduğu yönündedir.
Bu nedenle, emekli ikramiyesinin haczi, nafaka borcu, prim borcu veya borçlunun açık rızası gibi istisnalar dışında mümkün değildir.
Sonuç olarak, emekli ikramiyesi de emekli maaşıyla aynı nitelikteki korumadan yararlanır; yalnızca kanunda belirtilen istisnai hâllerde haciz konusu olabilir.
5. Emekli Maaşına Konulan Hacze İtiraz Yolları
5.1. Bankaların Blokaj Uygulamasının BDDK’ya Şikâyeti
Uygulamada en sık karşılaşılan sorunlardan biri, emekli maaşına bankalar tarafından konulan blokaj veya kesinti işlemleridir. Bazı bankalar, borçlunun kredi borcunu veya kredi kartı borcunu tahsil edebilmek amacıyla maaş hesabı üzerinde otomatik mahsup ya da re’sen kesinti işlemi uygulamaktadır.
Oysa 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesi uyarınca, borçlunun açık, özgür iradesine dayanan ve yazılı rızası bulunmadıkça emekli maaşı üzerine haciz, kesinti veya bloke uygulanması kesin olarak yasaktır.
Bu düzenleme, yalnızca icra dairelerini değil, bankaları da bağlayan emredici bir hukuk kuralıdır. Dolayısıyla bankalar tarafından yapılan bu tür bloke ve kesinti işlemleri açıkça kanuna aykırı olup, borçlunun itirazı üzerine kaldırılmak zorundadır.
Bankalar tarafından gerçekleştirilen söz konusu işlemler, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın denetim alanına girmektedir. Bu nedenle vatandaşlar, BDDK’nın resmî internet sitesi üzerinden çevrim içi başvuru yaparak, ilgili bankanın hukuka aykırı işlemine ilişkin inceleme ve yaptırım talebinde bulunabilir.
5.2. Emekli Maaşına Konulan Hacze Dava Yoluyla İtiraz
Emekli maaşına hukuka aykırı şekilde haciz veya bloke konulması hâlinde, borçlunun başvurabileceği birden fazla hukuki yol bulunmaktadır:
5.2.1. İcra Mahkemesi’ne Şikâyet (İİK m.16)
Eğer haciz işlemi icra dairesi tarafından tesis edilmişse, borçlu haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine icra memuru işlemini şikâyet gerekçesiyle başvurabilir.
İcra mahkemesi, emekli maaşının haczedilmezliği yönündeki iddiayı inceleyerek, 5510 sayılı Kanun m.93 hükmü gereğince haczin kaldırılmasına karar verebilir. Bu yol, uygulamada en hızlı ve etkili başvuru yöntemlerinden biridir.
5.2.2. Genel Mahkemelerde Dava Açılması
Haciz veya bloke işlemi icra takibine dayanmaksızın, doğrudan banka tarafından uygulanmışsa; borçlu, Asliye Hukuk Mahkemesi veya somut olayın niteliğine göreTüketici Mahkemesi nezdinde;
- Hukuka aykırı blokajın kaldırılması,
- Kesilen tutarların iadesi,
- Şartları varsa maddi ve manevi tazminat
talepli dava açabilir. Gerekli hâllerde ihtiyati tedbir yoluyla bloke işleminin derhâl durdurulması da talep edilebilir.
5.3. Emekli Maaşına Konulan Hacze İtiraz Dilekçesi Örneği
Aşağıda, emekli maaşına hukuka aykırı şekilde haciz konulması durumunda sunulabilecek örnek bir dilekçe yer almaktadır:
Örnek Dilekçe:
İCRA HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
ŞİKAYET EDEN (Borçlu) : …………………. (T.C. Kimlik No……)
ADRES :
ALACAKLI :
KONU : Emekli maaşıma konulan hukuka aykırı haciz işleminin kaldırılması talebimdir.
AÇIKLAMALAR
1. Ben, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli bir vatandaşım. Uzun yıllar çalıştıktan sonra, şu anda geçimimi yalnızca her ay düzenli olarak hesabıma yatırılan emekli maaşım ile sağlamaktayım. Bu gelir dışında herhangi bir gelir kaynağım bulunmamaktadır.
Ancak ……………………… İcra Dairesi’nin …./…. E. sayılı dosyası kapsamında, tarafıma ait [banka adı] nezdindeki emekli maaşı hesabıma haciz konulduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Hesabım üzerinde uygulanan bu haciz nedeniyle, maaşımın tamamı veya bir kısmı bankaca bloke edilmiş olup, bu durum geçimimi doğrudan etkilemektedir.
2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesi açık bir şekilde, “Bu Kanun gereğince bağlanan gelir, aylık ve ödenekler nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmünü içermektedir.
- Emekli maaşımın haczine yönelik herhangi bir rıza beyanım da bulunmamaktadır.
Bu nedenle, hesabıma konulan haciz işlemi kanun hükmüne açıkça aykırıdır.
Yukarıda arz ve izah ettiğim nedenlerle icra müdürlüğü tarafından emekli maaşım üzerine konulan hukuka aykırı haczin şikayet yoluyla kaldırılmasını talep zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.93, İcra ve İflas Kanunu m.16 ve ilgili sair mevzuat.
DELİLLER : Banka ve SGK kayıtları
SONUÇ ve TALEP : Yukarıda arz ettiğim nedenlerle,
- Maaşım üzerine konulan hukuka aykırı haczin şikayet yoluyla kaldırılmasına karar verilmesini,
- Banka veya icra dairesi tarafından yapılan kesinti ve hesap bloke işlemlerinin iptaline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
Şikayet Eden

