İnternet siteleri iki temel unsurdan oluşur: grafik tasarım ve içerik. Bu unsurlar, nitelikleri açısından farklı yasal düzenlemelere tabi tutulur ve korunma süreçleri ile tescil konularında da ayrışırlar. İnternet sitelerindeki grafikler genel itibariyle tasarım eserleri olarak kabul edilir ve bu sebeple Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) kapsamında korunurlar. Diğer yandan, sitenin içeriğinde bulunan makaleler ve benzeri unsurlar, eser niteliğinde kabul edilip değerlendirilerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) çerçevesinde koruma altına alınır. Bu farklı yasal statüler, her bir unsurun korunması ve haklarının belirlenmesi açısından önemlidir.
Tasarım Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre, ürünün tümü veya bir parçasının yahut üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yoğun emek ve zaman harcanarak oluşturulan internet sitesi tasarımı ve grafiklerinin, “endüstriyel tasarım” olarak değerlendirilmeleri mümkün olabileceğinden SMK kapsamında sağlanan haklar çerçevesinde korunmaları gündeme gelebilir.
İnternet sitesi içerikleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun m. 6/11 uyarınca işlenme eser olarak kabul edilmektedir. Bu özellikleri itibariyle site içeriklerinin FSEK kapsamında kopyalanmaya karşı korunması mümkün olabilmektedir.
Yazı İçeriği
- 1. Web Sitesi Alan Adının Tanımı ve Hukuki Niteliği
- 2. Web Sitesi Alan Adının Tescili
- 3. Web Sitesi Alan Adı Sahibinin Hak ve Yükümlülükleri
- 4. Web Sitesi Alan Adlarına İlişkin Uyuşmazlıkların Çözümü
- 5. İnternet Sitesindeki Tasarımların Hukuki Niteliği
- 6. İnternet Sitesindeki Tasarımların Tescili ve Tescilin Sağladığı Haklar
- 7. İnternet Sitesinin İçerik Kısmının Hukuki Niteliği
- 8. İnternet Sitesinin İçerik Kısmının Tescili ve Korunması
Tasarımın 6769 sayılı SMK’da sağlanan haklar kapsamında korunabilmesi için yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması gibi birtakım şartların varlığı aranır. Keza tasarımın, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı kamuya sunulması da koruma altına alınabilmesi için aranan şartlardandır. Yazımızın başında ifade edildiği üzere, internet sitesinin grafikleri tasarım olarak kabul edilecek ve SMK kapsamında korunacaktır. İnternet sitesinin içerisinde yer alan makale ve diğer içerikler ise eser olarak kabul edilecek ve FSEK kapsamında korunmadan faydalanabilecektir.
1. Web Sitesi Alan Adının Tanımı ve Hukuki Niteliği
Bir internet sitesinin www. kısmından sonraki kısmı o sitenin alan adını oluşturmaktadır. Örneğin www.mevzuat.gov.tr site adresindeki “mevzuat” kısmı bir alan adıdır. Web sitesinin internetteki adresine bu alan adı sayesinde ulaşılır. Alan adı olmadan da web sitesine ulaşım sağlanabilir ancak bu halde sitenin IP adresinin bilinmesi gereklidir.
İnternet alan adı, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda madde 3/1-v uyarınca şu şekilde tanımlanmıştır:
“İnternet üzerinde bulunan bilgisayar veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan internet protokol numarasını tanımlayan adlar”
İnternet alan adı birçok işleve sahip olmakla beraber en önemli görevleri iletişimi hızlandırması reklam ve pazarlama gücünü üst seviyelere taşımasıdır. E ticaret ve online siparişlerin hız kazandığı günümüz koşullarında internet adresi olmayan bir firma düşünülemez hale gelmiştir. İnternet adresinin temelini oluşturan alan adı da bu noktada önemli bir unsur haline gelmektedir.
Alan adlarının hukuki boyutu incelendiğinde ticaret unvanı, işletme adı ve markayla çok benzer özelliklere sahip olduğu görülecektir. Ancak alan adları tam anlamıyla bu terimlerin hiçbiri kapsamına girmemektedir nitekim temelinde internet adresine erişim için kodlanan sayı dizisinin (IP adresinin) sözcüklerle ifade edilmiş halidir ve gerek ticari amaçla gerekse de ticari olmayan amaçlarla kullanılabilmektedir. Dolayısıyla alana adı kendine özgü niteliğiyle “ayırt edici ad ve işaret” niteliğinde olduğunu söylemek mümkündür.
2. Web Sitesi Alan Adının Tescili
Web sitesinde alan adları belirli bir ülkenin uzantısı içerebileceği gibi ülke kodu içermeyecek şekilde olması da mümkündür. Ülke kodu içeren alan adlarının tescili ve kaydı o ülkenin hukuk kurallarına göre belirlenir. Türkiye için ülke kodu “.tr” dir. Ülkemizde “.tr” uzantılı alan adı bakımından yetkili kurum Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’dur.
İnternet sitesi alan adı almak için başvuru ise BTK tarafından yetkilendirilen TRABIS (TR AĞ BİLGİ SİSTEMİ) ve TRABIS’e entegre olan Kayıt Kuruluşlarına yapılmaktadır. Uzantı türüne göre alan adları belge gerektiren alan adları ve belge gerektirmeyene alan adları olarak ikiye ayrılmaktadır. Örneğin “.com.tr” uzantısı belge gerektirmeyen alan adları kategorisinde yer almaktayken “.edu.tr” belge gerektiren alan adları kapsamındadır. Belge gerektirmeyen alan adları için ilk gelen ilk alır prensibi mevcuttur dolayısıyla aynı alan adının birden fazla kez kullanılması mümkün değildir. Alan adlarının tescili süreli olarak yapılmaktadır, yönetmelik uyarınca alan adlarının en az bir en fazla ise beş yıllık süre için tahsil edilebilir.
3. Web Sitesi Alan Adı Sahibinin Hak ve Yükümlülükleri
3.1. Kullanma
Alan adı sahibi olan kimse, kendisine tahsis edilen süre boyunca alan adını kullanma hakkına sahiptir. Bu sürenin bitmesine en az üç ay kala kayıt yaptırmış olduğu kuruluş tarafından kendisine bildirim yapılır. Bu bildirimde alan adının yenilenmesinin gerçekleştirilmesi talep edilir. Dolayısıyla alan adı sahibinin bir diğer hakkı da alan adını yenileyebilme hakkıdır. Yenileme ardından tahsis süresinin beş yılı aşmayacağı kanunda açıkça düzenlenmiştir. Tüm bunların yanı sıra, alan adı alan kimsenin bu addan feragat etmesi de mümkündür. Tahsis olunan süre bitmeden kayıt kuruluşuna başvurularak alan adından feragat edilebilir.
3.2. Devir ve Satış
Alan adlarının satılması ve devredilmesi de mümkündür. Satış ve devir işlemleri alan adı başvurusu yapılan kayıt kuruluşu üzerinden gerçekleştirilir. Satım veya devir halinde alan adına tahsis edilen kullanım süresinde herhangi bir değişiklik olmaz. Alan adı sahibinin gerçek kişi olması halinde ölümüyle beraber söz konusu alan adı mirasçılarına intikal eder.
4. Web Sitesi Alan Adlarına İlişkin Uyuşmazlıkların Çözümü
Alan adları bakımından uyuşmazlıklar genellikle marka bakımından ortaya çıkmaktadır. Her en kadar marka hukukunda benzer olmayan mal ve hizmetler için aynı markanın kullanılabilmesine imkan tanınsa da alan adlarında ilk gelen ilk alır prensibi bulunduğundan aynı alan adının birden fazla kez kullanılabilmesi mümkün değildir. Bu durumda aynı markaya sahip firmaların aynı alan adını alamaması hali bir uyuşmazlık olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim, marka ismini taşıyan alan adının daha önce bu markaya sahip olmayan herhangi bir kişi tarafından alınmış olması hali de sorun teşkil edecek durumlar arasındadır. İşte söz konusu bu tür uyuşmazlıkların çözümlenmesi adına Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar’a kısaca UÇHS’ye başvuru yapılması mümkündür. Böylece hakemler aracılığıyla uyuşmazlık çözümlenmeye çalışılacaktır. UÇHS ye başvuru bir formla yapılmaktadır. Başvuruda bulunabilmek için aşağıda yer alan üç şartın tamamının oluşması gereklidir;
1-) İhtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması,
2-) Alan adını tahsis ettiren tarafın bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olmaması,
3-) Bu alan adının, alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilmesi veya kullanılması gerekmektedir.
5. İnternet Sitesindeki Tasarımların Hukuki Niteliği
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Bu tanımdan yola çıkarak bir fikir mahsulünün FSEK kapsamında korunabilmesi için iki şart olduğu görülmektedir. Birincisi objektif şarttır. Bu şart, bir fikir mahsulünün kanunda sayılan dört eser tipinden mutlaka birinin kapsamına girebilmesidir. İkinci şart ise sübjektif şart olarak nitelendirilmekte olan, fikir mahsulünün sahibinin hususiyetini taşıması şartıdır. Bu iki şartı da sağlayan bir fikir mahsulü FSEK’ya göre eser sayılacak ve koruma altına alınacaktır. Diğer taraftan, internet sitesinde yer alan grafik tasarımlarının ve diğer tasarımların kanunda sayılan dört eser tipinden birine girmemeleri durumunda, FSEK kapsamında korunmaları mümkün değildir.
İnternet sitelerinin, makale, blog yazısı gibi FSEK kapsamındaki içerikleri hariç tutulacak olursa, sitede birtakım grafik tasarımlarına yer verilmesi halinde endüstriyel tasarım olarak değerlendirilmeleri mümkündür. Bu şartlar altında, grafik tasarımları açısından endüstriyel tasarım niteliğine sahip olduğu kabul edilen internet sitelerinin SMK kapsamında tescil edilerek koruma altına alınmaları söz konusu olabilir. Zira, tasarım sadece sanatın değil aynı zamanda endüstrinin de bir parçası olup endüstriye hizmet eden tasarımlara da aynı şekilde koruma sağlanmaktadır. Nitekim SMK m.55 uyarınca tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının yahut üzerindeki süslemenin çizgi, sekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
Görüleceği üzere internet sitesinde yer alan grafikler ve diğer tasarımlar, Sınai Mülkiyet Kanunu m.55’te tanımlanan tasarımın bütün şartlarına haizdir. Bu sebeple internet sitesinde yer alan grafiklerin bu kanun uyarınca tescil edilebilmeleri mümkündür.
6. İnternet Sitesindeki Tasarımların Tescili ve Tescilin Sağladığı Haklar
Tasarım tescil başvurusunda bulunmak isteyen kişi ve kurumlar Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurmalıdırlar. Başvuru işlemi şahsen veya posta kanalıyla gerçekleştirilebileceği gibi internet ortamında elektronik imza kullanılarak da yapılabilir.
Tescil ettirilen tasarımın koruması, başvuru tarihinden itibaren başlamaktadır ve 5 yıl boyunca devam etmektedir. Koruma süresinin toplamda 25 yıllık koruma süresine ulaşılana kadar 5’er yıllık dönemler halinde yenilenmesi mümkündür. Tasarım sahibi, tescil ile beraber, tescile konu tasarımı üçüncü kişilere devredebilir, lisans sözleşmesine konu edebilir ve/veya miras bırakabilir. Diğer taraftan, tasarımın tescili, başvuru sahiplerine sadece kendi ulusal sınırlarında geçerli bir koruma sunmaktadır. Bununla beraber, SMK m.69/2’de tescilsiz tasarımlara ilişkin de korumanın söz konusu olduğu açıkça düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca, tescilsiz tasarımlar kamuya sunulduğundan itibaren üç yıldır ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na tescil başvurusu yapılmaksızın koruma altındadır. Bununla beraber, tescil edilmeyen tasarımın koruma kapsamı, tescil edilen tasarımlara oranla sınırlı olup bu sınırlar SMK m.59/2’de düzenlenmiştir. Buna göre, tescilsiz tasarımın sahibi, ancak ve ancak korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması halinde engelleme hakkına sahiptir. Başka bir ifadeyle tescilsiz koruma sadece taklide karşı sağlanacak olup habersizce geliştirilen tasarımlar ise kopyalama olarak değerlendirilemeyecektir.
Diğer taraftan, tasarımın tescili, korunması, sona ermesi, devredilmesi, tasarım hakkının ihlali durumunda başvurulabilecek hukuki yollar gibi hususların tamamı 6769 sayılı SMK m.55-81 arasında düzenlemiştir.
7. İnternet Sitesinin İçerik Kısmının Hukuki Niteliği
İnternet sitesinde yer alan makale, yazı gibi içeriklerin FSEK m.6/11 uyarınca “eser” olarak kabulü mümkün olabilmektedir Zira ilgili mevzuat hükmünde açıkça;
“belli bir maksada göre ve hususi plan dâhilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer veri tabanları eser sayılır.”
düzenlemesi mevcuttur. Dolayısıyla, internet sitesindeki bilgisayar programı, edebiyat eserleri, makale, şiir, müzik, güzel sanat çalışmaları gibi oluşturulan içerik FSEK tarafından eser kapsamında kabul edilip, korunmaktadır.
8. İnternet Sitesinin İçerik Kısmının Tescili ve Korunması
FSEK kapsamında eser olarak kabul edilen internet sitesi içeriğinin, tescil edilmesi mümkün değildir. Buna rağmen, FSEK’in sağladığı korumalardan faydalanılabilmektedir. Bu noktada, korumadan faydalanacak kişinin doğru şekilde belirlenmesi son derece önemlidir. İnternet sitesinin sayfasında yayınlanan içeriğin site sahibine ait olması halinde herhangi bir sorun oluşmayacaktır. Ne var ki, günümüzde internet sitelerinin profesyonel web tasarım firmalarına yaptırıldığı örnekler gittikçe yaygınlaştığından, koruma sahibinin tespiti git gide zorlaşmaktadır.
İnternet sitelerinin web tasarımcısı niteliğindeki 3.kişilere yaptırılması durumunda, site tasarım ve içeriğine ilişkin fikri hakların, yazılı bir sözleşme ile internet sitesi sahibine devri yapılmalıdır. Aksi halde siteyi hazırlayan kişi ve/veya firma, ürettiği bu eserin sahibi olacaktır.
Site içeriğinde yer alan, bilgisayar programı, makale, şiir, resim, müzik gibi unsurlar eser niteliğinde olduğundan, eserin başka kişilerce kullanılabilmesi için eser sahibinden yazılı izin alınmalıdır.
Bununla beraber, internet sitelerinde paylaşılan içerik özgün olmalıdır. İçerikte kopyala-yapıştır şeklinde başka eserlerden intihal olması halinde FSEK’te yer alan yaptırımların uygulanması mümkündür.
8.1. İnternet Sitesinin İçerik Kısmı Üzerinde Sahibinin Manevi Hakları
FSEK, eser sahibinin haklarını mali ve manevi haklar olmak üzere iki kategoriye ayırmıştır. Eser sahibinin, FSEK kapsamında sahip olduğu manevi haklar;
- Umuma arz hakkı,
- Adın belirtilmesi yetkisi,
- Eserde değişiklik yapılmasını önleme yetkisi
- Malik ve zilyede karşı haklardır.
Örneğin, yazılan bir yazının internet sitesinde paylaşılması umuma bir arzdır. Eser sahibi umuma arz ettikten sonra dahi üçüncü kişilere yetki verme hakkına sahiptir. Eğer eser, sahibinin onayı alınmaksızın internet ortamında yayınlanır ise, izinsiz yayınlayan kişinin yaptırımla karşı karşıya kalması mümkündür. Yine Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal medya üzerindeki paylaşımların sadece içeriğe bağlantı verilerek gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi durumlarda, içeriğin kopyalanıp yapıştırılması dahi ihlal oluşturabilmektedir.
Diğer taraftan, FSEK kapsamında, eser sahibine tanınan işbu manevi haklar süreye tabi değildir.
8.2. İnternet Sitelerinin İçerik Kısmı Üzerinde Sahibinin Mali Hakları
Eser sahibinin, eseri işlemek, çoğaltmak, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle mali haklardan yararlanması mümkündür. Keza, eseri temsil suretiyle ve/veya kuruluşlarda yayınlanan eserlerin başka kuruluşlarca yeniden yayınlanması şeklinde de eser üzerindeki mali haklardan yararlanılması mümkündür.
FSEK m.46-47 uyarınca, eser üzerinde devletin yararlanma yetkisini kullanması ve kamuya mal etme hallerinin istisna tutulması halinde, sürenin sona ermesinden itibaren herkes mali haklardan faydalanabilir. İstisnai haller haricinde koruma süresi gerçek kişi eser sahibinin yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren 70 yıldır.
Eser sahibinin, eser üzerindeki hakları ve bu hakların devredilmesi hususunda detaylı bilgi için “Eser Sahibinin Hakları, Hakkın Korunması ve Devri”; mali ve manevi hakları ihlal edilen eser sahibinin başvurabileceği hukuki yollar hakkında detaylı bilgi için ise “FSEK Kapsamında Eser Sahibi Tarafından Açılabilecek Davalar” başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.