
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Mülkiyet hakkı Anayasamızın 35. maddesinde düzenlenerek anayasal koruma altına alınmıştır. Buna göre, mülkiyet hakkına idare tarafından müdahaleyi meşru kılan kamulaştırmanın, hukuka uygun olabilmesi için mevzuatta açıkça düzenlenen usul ve esaslar uyarınca gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi durumda, kamulaştırma kararının iptali davası açılarak kamulaştırma bedelinin ödenmemesi, kamulaştırmaya dayanak işlemin hukuka aykırılığı, şartlar oluşmadan acele kamulaştırma gibi gerekçelerle kamulaştırma kararı iptal edilebilir.
Bedel tespiti ve tescili davasına ilişkin mahkemece taşınmaz malikine yapılacak tebligat tarihinden itibaren 30 gün içinde, malik, kamulaştırma kararının iptali talebiyle idari yargıda dava açabilir. Kamulaştırma kararının iptali davasında görevli ve yetkili mahkeme, kararın hangi merci tarafından verildiğine göre değişir. Cumhurbaşkanlığınca alınan kamulaştırma kararlarına karşı Danıştay, diğer idarelerin aldığı kamulaştırma kararlarına karşıysa, taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Yazı İçeriği
1. Kamulaştırma Nedir?
2. Kamulaştırma Kararına Karşı Açılabilecek Davalar
3. Kamulaştırma Kararının İptali Davası
4. Kamulaştırma Kararının İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
5. Kamulaştırma Kararının İptali Davasında Dava Açma Süresi
6. Kamulaştırma Kararının İptali Nedenleri
Anayasamızın 46. maddesinde düzenlenen “kamulaştırma” kavramı, kamu yararı gerektirmesi şartıyla, özel mülkiyete konu olan taşınmazın tamamının veya bir kısmının, malikin rızası aranmaksızın kamu hizmetine tahsis edilmesi anlamına gelmektedir. Kamulaştırma işlemi sonucu, malikin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı son bulduğundan, kamulaştırılan taşınmazın maddi olarak tüm karşılığının malike ödenmesi gerekir. Ancak bazen idare, usul ve mevzuata uygun şekilde kamulaştırma işlemlerini yerine getirmeden, özel mülkiyete konu taşınmazlara fiilen ya da hukuken el atabilmektedir. Fiili ya da hukuki el atma neticesinde, malikin mülkiyet hakkı üzerindeki tasarruf yetkisini kullanması idarece engellenmektedir. Kısaca, kamulaştırmasız el atma olarak tabir edilen bu hususa ilişkin daha detaylı bilgi için “Kamulaştırmasız El Atma Davası” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Kamulaştırmayla alakalı, kamulaştırmayı yapan idarenin açmakla zorunlu tutulduğu davalar olduğu gibi, kamulaştırmaya konu edilen taşınmaz maliklerinin de konunun gereklerine göre açabilecekleri bazı dava türleri vardır.
Buna göre, taşınmaz maliklerinin, kamulaştırma kararına karşı açabilecekleri dava türleri şu şekilde listelenebilir:
Kamulaştırma Kanunu m.10 uyarınca tapuya kayıtlı taşınmazlar için, kamulaştırmanın uzlaşma usulü ile yapılamaması halinde idare tarafından, malike karşı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılabilir. Bu davada, kamulaştırılan taşınmaz için, taşınmaz malikine hangi tutarda bir kamulaştırma bedeli ödeneceğinin belirlenmesinin yanı sıra, taşınmazın idare adına tescili talep edilir.
“İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” yazımızda izah edildiği üzere, idarenin her türlü idari işleminin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygun olması gerekir. Eğer idare tarafından gerçekleştirilen bir idari işlemde, bu unsurlardan en az birinde sakatlık varsa, hukuka aykırı hale gelen idari işlem iptal edilebilir. Bu bağlamda, kamulaştırma kararı bir “idari işlem” niteliğinde olup, Anayasamızın 125. maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine ilişkin yargı yoluna başvurmak mümkündür. Dolayısıyla, idari işlem niteliğinde olan Kamulaştırma Kararının İptali talebiyle dava açılabilmektedir.
Kamulaştırma kavramı üzerinden örneklendirmek gerekirse, kamulaştırmayı yapan idarenin kamulaştırma yetkisinin olmaması, bu işlemin yetki unsuru bakımından sakat olduğu anlamına gelir. Benzer şekilde, kamulaştırma kararının amaç unsurunu oluşturan “kamu yararı” şartının sağlandığı, delilleriyle beraber ortaya konamaz ise, amaç unsuru bakımından sakat olan kamulaştırma kararı, iptal davasına konu edilebilir.
Cumhurbaşkanlığınca alınan kamulaştırma kararlarına karşı, kamulaştırma kararının iptali davasının Danıştay’da açılması gerekir. Diğer idarelerin aldığı kamulaştırma kararlarına karşı ise, taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemeleri görevli ve yetkilidir.
İdare ve malikin kamulaştırma bedeli konusunda anlaşmaya varamaması sonucu, malik tarafından kamulaştırma kararına karşı idari yargıda iptal davası açılabilmesi için, öncelikle kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil talebiyle idare tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olması gerekir. Bedel tespiti ve tescili davasına ilişkin mahkemece taşınmaz malikine yapılacak tebligat tarihinden itibaren 30 gün içinde, malik, kamulaştırma kararının iptali talebiyle idari yargıda dava açabilir. Bahse konu 30 günlük dava açma süresi, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, bu süreden sonra kamulaştırma kararının iptali talebiyle dava yoluna başvurulması mümkün değildir.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Malikin idari yargıda açtığı iptal davasında yürütmenin durdurulması kararı verilirse, bu karar bahsi geçen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının görüldüğü Asliye Hukuk Mahkemesine bildirilir. Asliye Hukuk Mahkemesince, idare mahkemesindeki kamulaştırma kararının iptali davası bekletici mesele yapılacaktır. Bu durumda, bedel tespiti ve tescil davasındaki hâkim, iptal davası hakkında idare mahkemesince karar verilene kadar dava kapsamında hiçbir işlem yapamayacak, iptal davasının sonucuna göre hareket edecektir.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan iptal nedenleri şu şekildedir:
Kamulaştırma Karşılığı Bedelin Ödenmemesi:
Kamulaştırmanın en önemli unsurlarından birisi, idarenin taşınmazı gerçek değerini peşin ve nakden ödemesi karşılığında kamulaştırmasıdır. Ayrıca kamulaştırma kararının tamamlanması için ilk olarak taşınmaz malikine bedelin ödenmesi şarttır. Olmazsa olmaz nitelikteki bedel ödeme hususunda, usule ve yasaya aykırılık olursa Danıştay tarafından, kamulaştırma kararının hukuka aykırı olduğuna karar verilmektedir. Zira, bu şekildeki kamulaştırma işlemlerinde, idarenin, malikin mülkiyet hakkına ölçüsüz şekilde müdahale ettiğine kanaat getirilmektedir. Örneğin, Danıştay tarafından, idarenin yeterli ödenek temin etmeden kamulaştırma işlemlerine başlaması ya da kamulaştırma sürecinin bedelin ödenmemesi gibi nedenlerle tamamlanmaması durumunda, kamulaştırma kararı iptal edilebilir.
Kamulaştırmaya Dayanak İşlemin Hukuka Aykırı Olması:
Kamulaştırma işlemleri, imar planlarına uygun olarak yapılmak zorundadır. Bu halde imar planının hukuka aykırı olması, imar planına dayanarak tesis edilen kamulaştırma işleminin de hukuka aykırı hale gelmesine sebebiyet verecektir.
Nitekim Danıştay 6. Dairesinin 2016/6838 Esas 2020/12717 Karar sayılı ve 14.12.2020 tarihli kararı da bu yöndedir:
“İmar planlarında değişiklik yapılarak yolların kaydırılmasında mülkiyet ve mevcut yapılaşmanın gözetilmesi gerekmektedir… Dava konusu imar planı değişikliğinin imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Kamulaştırma işlemi tesis edilirken kamu yararı ile kişinin mülkiyet hakkı arasındaki adil dengenin sağlanması önem arz etmektedir. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtilen ilkeler ışığında uyuşmazlık konusu olayda bu dengenin kişi aleyhine orantısız olarak bozulduğu, mülkiyet hakkının ölçülülük ilkesine aykırı olarak kısıtlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile bu değişikliğe göre tesis edilen kamulaştırma işleminin iptali gerektiğinden davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.”
Acele Kamulaştırma:
Acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup, 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilen taşınmaz hakkında, Cumhurbaşkanlığınca acele kamulaştırma kararı verilebilmektedir. Ne var ki, acele kamulaştırma kararına konu taşınmaza ilişkin “riskli alan” kararı sonradan iptal edilirse, dayanaksız kalan acele kamulaştırma kararının da iptaline hükmedilebilmektedir.
Danıştay 6. Daire’nin 15.03.2017 tarihli ve 2016/4966 Esas 2017/1869 Karar sayılı ilamında da bu husus belirtilmiştir:
“…acele kamulaştırma işleminin dayanağı olan riskli alan ilanına yönelik […] sayılı kararının iptaline karar verilmesi gerektiği yolundaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun […] bozma kararı ile riskli alanda acele kamulaştırma yapılmasına yönelik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu […] sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı…”
Konuyla alakalı olarak T.C. Anayasamıza ulaşmak için bkz.
“Acele Kamulaştırma Nedir?” başlıklı makalemizden konu ile ilgili daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Merhaba, kamulaştırılan mal bir süre sonra idare tarafından üçüncü kişiye satılırsa taşınmazı kamulaştırılan kişi kamu yararı amacı kalmadığı için dava açabilir mi? Açabilirse süresi nedir? Teşekkür ederim.
Belediye tarafından kamulaştırılan yolun ücreti ile ilgili hangi yargı koluna başvurulur birde red olursa tekrar hangi mahkemeye başvurur
Merhaba,
Üniversite tarafından tarlamız kamulaştırıldı. On iki yıl geçmesine rağmen Üniversite bize hiç bir bedel ödemediği gibi tarlamızda bir işlemde yapmadı. Kumulaştırmayı kaldırmak için ne yapmam lazım. Teşekkürler.
Merhaba..Belediyenin ywpmiş oldugu kamulaştırma da bedel ücretini düşük buldum.Hangi yargiya gitmem lazim (adli/idari) ?
Komulaştırmanın iptali davasını kazandık ve suan belediye arsamızı yeşil alan olarak gosteriyor arsamızda onceden iş yerimiz vardı dava esnasında istimlak olarak yıkıldı ve bizim 6 senelık bir maduriyetimiz var nasıl bi yol izlemeliz
Binamızın yarısınfan iki yakayı birleştirecek bağlantı yolu geçiyor. Belediye 30 yıldır bu projeyi yapamadı. Herkesin kendi payını yola terk etmesini bekliyor, bunu resmen söylüyorlar. Bina çok, böyle giderse 100 yıl daha geçer. Yan komşumuzla tevhid işlemi yapıldığı için birlikte inşa etmemiz halinde hak kaybımız oluyor. 4 kat imarlı Bir parsele iki kişi oturmuş olacak. Bu projenin hayata geçirilmesi için kanunlarda belli bir yılla sınırlı olma kaydı var mı? Kendimiz yola terk edip bina yaparsak hak kaybı için fava açabilir miyiz? Teşekkürler
Kamulaştirmasi iptal edilen arsa sahibi yeşil alan dan cikarmak icin nereyebasvurur