Sahte belge, herhangi bir gerçek işleme dayanmadan düzenlenen ve hukuki geçerliliği olmayan evrak olarak tanımlanır. Uygulamada en çok sahte fatura veya naylon fatura adıyla karşımıza çıkan bu belgeler, gerçek bir ticari faaliyete dayanmadan, mal ya da hizmet satışı olmaksızın düzenlenir. Bu tür faturalar, daha az vergi ödemek, vergi indiriminden haksız şekilde yararlanmak veya vergi kaçırmak amacıyla kullanılır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 359. maddesi uyarınca, sahte belge kullanma suçu bir “kaçakçılık suçu” olarak düzenlenmiştir. Bu suçun oluşması için, sahte bir belgenin düzenlenmesi, kullanılması veya ibraz edilmesi yeterlidir. Belgenin tamamen veya kısmen sahte olup olmadığına bakılmaksızın, vergiye konu işlemlerle ilgili olarak gerçeği yansıtmadığı durumda sahtecilik suçu meydana gelir.
Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesine göre, sahte belge kullanan kişiler üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Yazı İçeriği
- 1. Vergi Hukuku Açısından Sahte Belge Nedir?
- 2. Sahte Fatura (Naylon Fatura) Kullanma Suçu
- 3. Vergi İncelemesinde Sahte Belge Tespit Edilmesi ve Suç Duyurusu
- 4. Pişmanlık – Ceza İndirimi
- 5. Zincirleme Suç Hükümlerinin Uygulanması
- 6. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Zamanaşımı
- 7. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 8. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Ceza ve Vergi Yargılaması Arasındaki İlişki
- 9. Sıkça Sorulan Sorular
1. Vergi Hukuku Açısından Sahte Belge Nedir?
1.1. Sahte Belge Tanımı
Sahte belge, gerçekte var olmayan bir ticari veya hukuki ilişkiye dayanmaksızın düzenlenen belgelerdir. Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 359/b’ maddesi sahte belgeyi, mevcut olmayan bir işlemi gerçekmiş gibi gösteren belge olarak tanımlamaktadır. Bir belgenin sahte sayılabilmesi için VUK madde 227’de belirtilen zorunlu unsurları taşıması gerekmektedir. Bu unsurlar eksikse, belge hukuken hiç düzenlenmemiş kabul edilir ve sahteliğinden söz edilemez.
Öte yandan, VUK madde 359’da yer alan “belge” kavramı faturaları da kapsamaktadır. Sahte fatura, şekil itibarıyla Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun gözükse de, gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmayan, tamamen hayali işlemler üzerinden düzenlenen bir faturadır. Gerçek bir mal satışı veya hukuki işlem olmaksızın, işlemler gerçekleşmiş gibi düzenlenen bu tür faturalar sahte fatura niteliğinde sayılır ve bu eylemler ciddi cezai yaptırımlara yol açar.
Vergi uygulamalarında sahte belge düzenlenmesi ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için “Sahte Belge Düzenleme Suçu ve Cezası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
1.2. Sahte Belgenin Unsurları
Bir belgenin sahte olarak kabul edilebilmesi için, Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 227‘de belirtilen zorunlu şekil şartlarını taşıması gerekmektedir. Bu şartlar eksikse, belge hukuken hiç düzenlenmemiş sayılır ve sahte olup olmadığı incelenmez. Sahte belgenin temel unsurları ise şu şekildedir:
- Gerçeğe Aykırılık: Belge, tamamen veya kısmen gerçeğe aykırı bilgiler içerir. Örneğin, bir mal veya hizmet alımı gerçekleşmediği halde, belge üzerinde bu işlemler yapılmış gibi gösterilir.
- Kullanma Amacı: Sahte belge genellikle vergi kaçırmak, haksız vergi indirimi almak veya vergi iadesinden faydalanmak gibi yasa dışı amaçlarla düzenlenir ve kullanılır.
- Kasıt: Sahte belgeyi düzenleyen veya kullanan kişinin bu işlemleri bilerek ve isteyerek yapması gerekir. Sahtecilik suçunun oluşması için kasıtlı bir hareketin varlığı şarttır.
1.3. Sahte Belge Kavramının Kapsamı
Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 359‘da tanımlanan “belge” kavramı, ticari yaşamda kullanılan pek çok farklı belgeyi kapsamaktadır. Bu belgeler arasında faturalar, irsaliyeler, gider pusulaları, makbuzlar ve fişler gibi çeşitli ticari belgeler bulunmaktadır.
Özellikle faturalar, sahte belge kategorisinde en yaygın karşılaşılan türlerden biridir. Sahte faturalar, herhangi bir gerçek ticari işlem veya hukuki ilişkiye dayanmayan, gerçekte var olmayan işlemleri belgeleyen evraklardır ve hukuki geçerliliği yoktur.
2. Sahte Fatura (Naylon Fatura) Kullanma Suçu
2.1. Sahte Fatura Kullanmanın Amacı
Sahte fatura kullanmanın arkasında genellikle mali manipülasyon ve vergi avantajı sağlama amacı yatmaktadır. İşletmeler, gerçek maliyetlerini gizleyerek kârlarını olduğundan daha yüksek göstermeyi hedefler. Bu, işletmenin vergi yükünü azaltmanın yanı sıra, finansal raporlarda daha cazip görünen kâr rakamları sunar. Kısacası, sahte faturalar, mali tabloyu çarpıtarak vergi borcunun düşürülmesine ve haksız kazanç elde edilmesine neden olur.
2.2. Manevi Unsur – Suçun Kasten İşlenmesi
Manevi Unsur Sahte fatura kullanmak suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Türk Ceza Kanunu madde 21’de ifade edildiği üzere suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Buna göre, suçun oluşumu için faturayı kullanan kişinin sahte fatura kullanmak kastıyla hareket etmesi zorunludur. Diğer bir deyişle faturanın bilerek ve istenerek vergilendirme işlemlerinde kullanılması gerekmekte olup sahte olduğu bilinmeyen bir faturanın kullanılması halinde sahte fatura kullanma suçu meydana gelmeyecektir.
2.3. Faturanın Zorunlu Unsurları
Sahte fatura sayılabilmesi için, fatura üzerinde Vergi Usul Kanunu‘nun 227. maddesinde belirtilen zorunlu unsurların bulunması gerekir. Bu unsurlar eksikse, fatura hukuken düzenlenmemiş sayılır ve dolayısıyla sahte belge olarak değerlendirilmez. Faturanın içermesi gereken unsurlar arasında, alıcı ve satıcı bilgileri, mal veya hizmetin detayları, miktar ve tutar gibi bilgiler yer alır. Eksik veya yanlış bilgiler, faturanın hukuki geçerliliğini etkiler ve bu tür faturalar, sahte belge olarak kabul edilmez. Bu durum, vergi denetçileri tarafından yapılan incelemelerde dikkate alınır.
2.4. Suçun Faili
Sahte fatura kullanma suçunun faili, sahte faturayı kullanan kişidir. Bununla birlikte VUK m. 332 uyarınca velayet ve vesayet altında bulunan kişiler ile işlerinin idaresi bir kayyıma devredilenlere ceza verilmesi mümkün değildir. Zira, veli, vasi ya da kayyım nezareti altındakiler açısından, sahte fatura kullanma suçunun bizzat işlenemeyeceği açık olup bu hallerde cezanın veli, vasi ya da kayyıma yöneltilmesi gerekmektedir.
Tüzel kişiler bakımından ise, VUK m. 333 gereğince bu fiilleri işleyen gerçek kişiler hakkında cezaya hükmolunur. Zira, tüzel kişilere hürriyeti bağlayıcı ceza verilemeyeceği için doğrudan fiili gerçekleştiren gerçek kişilere ceza verilmektedir. Diğer taraftan, fiilin amir veya yöneticilerin emir ve talimatıyla işlenmesi halinde ise Türk Ceza Kanunu kapsamında suça iştirak hükümleri gündeme gelecektir.
2.5. Suçun Oluşumu ve Cezası
Sahte fatura kullanma suçu, fatura kullanımıyla birlikte ortaya çıkar ve faturanın düzenlenmiş olmasına gerek yoktur. Vergi Usul Kanunu madde 359/b‘ye göre, sadece sahte faturanın kullanılması bile suçu oluşturur. Bu suçun cezası, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ile sonuçlanabilir. Sahte faturalar, hem vergi mükelleflerinin hem de devletin ekonomik zararına yol açtığı için, yasalar bu suçun cezalarını oldukça ağır tutar. Ayrıca, vergi zıyaına neden olmuşsa, ek olarak vergi zıyaı cezası da uygulanabilir. Bu durum, hukuki ve mali yaptırımların oldukça ağır olduğunu gösterir.
2.6. Vergi Zıyaı Suçu ve Cezası
Sahte fatura kullanarak vergi zıyaına yol açılmışsa, bu durum iki ayrı suçun oluşumuna neden olabilir. Hem sahte fatura kullanma suçu hem de vergi zıyaı suçu ile karşı karşıya kalınabilir. Vergi zıyaı suçu, devletin vergi gelirlerini kaybetmesine neden olur ve bu durum ayrıca cezalandırılır. Vergi zıyaı cezası hakkında daha fazla bilgi almak için “Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası” başlıklı yazımıza başvurabilirsiniz. Bu durum, vergi kaçırmanın sadece ceza değil, aynı zamanda mali ve hukuki sonuçları da beraberinde getirdiğini gösterir.
3. Vergi İncelemesinde Sahte Belge Tespit Edilmesi ve Suç Duyurusu
Vergi Usul Kanunu (VUK) Madde 367, sahte belge düzenleme ve kullanma suçlarıyla ilgili incelemelerin ve suç duyurusunun nasıl yapılacağını düzenler. Bu kapsamda, vergi müfettişleri ve diğer yetkili kişiler tarafından sahte belge tespit edilmesi halinde izlenecek yol şöyledir:
3.1. Suç Duyurusu Süreci
- Vergi Müfettişlerinin Tespitleri: Sahte belge düzenleme ve kullanımı suçlarına ilişkin tespitler, vergi müfettişleri ve yardımcıları tarafından yapıldığında, bu durum rapor değerlendirme komisyonunun mütalaası ile Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir.
- Diğer Yetkililerin Tespitleri: Vergi incelemesine yetkili diğer memurlar da aynı süreci izler ve rapor değerlendirme komisyonunun görüşü doğrultusunda vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmakla yükümlüdürler.
- Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İşlemleri: Başsavcılık, sahte belge düzenleme ve kullanma suçunun işlendiğine dair bilgilendirildiği anda, ilgili vergi dairesini inceleme yapılması için derhal bilgilendirir. Yapılacak vergi incelemesi neticesinde kamu davası açılıp açılmayacağına karar verilir.
3.2. Yargı Süreci ve İncelemelerin Tamamlanması
- Vergi İncelemesi Tamamlanmadan Dava Açılamaz: Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, vergi incelemesi tamamlanmadan ceza davası açılması hukuken doğru değildir. Dolayısıyla, Cumhuriyet Başsavcılığı vergi incelemesinin tamamlanmasını bekler ve bu inceleme sonrasında suç unsurlarına dair yeterli delil varsa kamu davası açabilir.
- Savcılığın Bağımsız Soruşturma Yetkisi: Vergi dairesince hazırlanan raporlar, Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmek zorundadır. Ancak savcılık, raporun içerdiği delillerle bağlı değildir. Bu nedenle, Cumhuriyet Savcısı, raporda yer alan tespitlerin yanı sıra kendi bağımsız soruşturmasını yürütebilir ve raporda belirtilen bulguların ötesinde ek delil ve bilgileri değerlendirme yetkisine sahiptir.
3.3. Vergi İnceleme Raporlarının Niteliği
Vergi inceleme raporları, suç duyurusunun yapılması için temel teşkil ederken, savcılığın yürüttüğü ceza soruşturması açısından tek başına belirleyici değildir. Cumhuriyet Başsavcısı, bu raporları bir delil kaynağı olarak kullanmakla birlikte, ceza soruşturması kapsamında daha geniş bir inceleme yapar ve başka delillerin toplanmasına da başvurabilir. Bu durum, vergi inceleme raporlarının yalnızca bir başlangıç noktası olduğunu, ceza soruşturması sürecinde tek başına yeterli olmadığını ortaya koyar.
Sonuç olarak, vergi dairesi tarafından yapılan tespitler, sahte belge düzenleme ve kullanma suçlarında önemli bir rol oynar ve ceza soruşturması için bir temel sağlar. Ancak, Cumhuriyet Başsavcılığı kendi bağımsız soruşturmasını yapar ve vergi incelemesinin tamamlanmasını bekleyerek delillerin tam olarak toplanmasını sağlar.
Vergi incelemesi süreci hakkında detaylı bilgi almak için Vergi İncelemesi Nedir? ve Vergi İncelemesi Yapılmasının Sebepleri başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
4. Pişmanlık – Ceza İndirimi
Sahte fatura kullanma suçunda pişmanlık hükümleri, suçun cezasını hafifletmek veya tamamen ortadan kaldırmak için uygulanan önemli bir düzenlemedir. Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesi, bu konuda ayrıntılı hükümler sunar. Pişmanlık müessesesi, suçlu kişinin samimi bir şekilde hatasını kabul edip, gerekli düzeltmeleri yapması halinde ceza indirimi veya cezasızlık imkanı sağlar.
4.1. Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması
Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesi, sahte fatura kullanma suçunu işlediğini bildiren kişilere pişmanlık hükümleri uygulanarak ceza verilmemesini öngörür. Bu hükümler çerçevesinde, pişmanlık gösterecek kişinin belirli koşulları yerine getirmesi gerekir:
- Suçun Bildirilmesi: Kişi, sahte faturayı kullandığını ve suçun işlendiğini vergi incelemesi başlamadan önce ilgili makamlara bildirmelidir. Bu bildirim, pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için ilk adımı oluşturur.
- Vergi ve Faizlerin Ödenmesi: Suçlu kişi, vergi kaybını ve gecikme faizlerini ödemek zorundadır. Vergi ve faizlerin ödenmemesi, pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli şartlardan biridir.
- Kamu Davası Açılmaması: Pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmek için, hakkında henüz kamu davası açılmamış olmalıdır. Kamu davası açılmışsa, bu durum pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı engeller.
4.2. Ceza İndirimi Şartları
Pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Şartları sağlayan kişiler için ceza indirimi uygulanır:
- Vergi ve Cezaların Ödenmesi: Sahte fatura kullanımı ile tespit edilen vergi kaybı, gecikme faizi ve zammı ödendiğinde, ceza indirimi sağlanabilir. Eğer ödenecek vergi ve ceza bulunuyorsa, ödenen miktarın yarısı oranında bir ceza indirimi yapılır. Kovuşturma aşamasında ödenirse, ceza oranı üçte bir oranında indirilir.
- Suç Ortakları: Eğer suçun işlenmesinde suç ortakları yer almıyorsa veya suç ortaklarının suça katkısı olmamışsa, verilecek ceza yarı oranında indirilebilir. Bu düzenleme, suç ortaklarının ceza sorumluluğunu da göz önünde bulundurarak, ceza indiriminin nasıl uygulanacağını belirler.
4.3. Pişmanlık ve Islah
Pişmanlık hükümleri, vergi hukukunda önemli bir düzeltme mekanizmasıdır ve daha fazla bilgi için “Vergi Uyuşmazlıklarında Pişmanlık ve Islah” başlıklı yazımızı incelemeniz tavsiye edilir. Bu yazı, pişmanlık ve ıslah kavramlarının nasıl işlediğini, uygulamadaki detayları ve diğer hukuki düzenlemeleri kapsamlı bir şekilde açıklar.
5. Zincirleme Suç Hükümlerinin Uygulanması
Sahte fatura kullanma suçunun birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirilmesi durumunda, zincirleme suç hükümleri devreye girer. Zincirleme suç, aynı suçun birden fazla kez işlenmesi durumunda uygulanan bir ceza düzenlemesidir ve bu düzenleme, suçun ciddiyetine ve tekrarlılığına göre cezanın artırılmasını öngörür.
Zincirleme Suçun Tanımı
Zincirleme suç, bir suçun belirli bir zaman dilimi içinde sürekli olarak ve sistematik bir şekilde işlenmesi durumudur. Sahte fatura kullanma suçu da bu kapsama girer. Eğer bir kişi birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suçları işlemişse, zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezanın artırılması sağlanır.
Cezanın Artırılması
Zincirleme suç hükümleri çerçevesinde, bir kişi birkaç yıl boyunca birden fazla kez sahte fatura kullanma suçunu işlemişse, bu durumda ceza şu şekilde artırılır:
- Tek Cezaya Hükmedilmesi: Suçluya, işlediği her bir suç için ayrı ayrı ceza verilmez. Bunun yerine, tüm suçlar için tek bir ceza belirlenir.
- Ceza Artırımı: Bu tek ceza, suçların sayısına ve ciddiyetine göre dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılabilir. Yani, kişinin birden fazla sahte fatura kullanma suçu işlemesi durumunda, ceza bu oranda artırılabilir. Bu düzenleme, suçun tekrarlanmasının ciddiyetine uygun şekilde ceza verilmesini sağlar.
6. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Zamanaşımı
Sahte fatura kullanma suçu, hem dava zamanaşımı hem de ceza zamanaşımı açısından belirli sürelerle düzenlenmiştir. Bu süreler, suçun işlendiği tarihten itibaren davanın açılması ve cezanın infaz edilmesi süreçlerini belirler.
Dava Zamanaşımı
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmasını öngören hukuki bir düzenlemedir. Eğer bu süre içerisinde dava açılmazsa, devletin ilgili kişiyi suç nedeniyle cezalandırma hakkı sona erer.
- Sahte Fatura Kullanma Suçunda Dava Zamanaşımı Süresi: Sahte fatura kullanma suçu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlamaktadır. 15 yıl içinde suçla ilgili dava açılmazsa, devletin bu suç nedeniyle ceza davaları açma hakkı sona erer. Yani, suçun işlenmesinden 15 yıl sonra suçlu hakkında dava açılması mümkün olmayacaktır.
Ceza Zamanaşımı
Ceza zamanaşımı, mahkeme tarafından verilen cezanın kesinleşmesinden sonra cezanın infaz edilmesi için belirlenen süreyi ifade eder. Bu süre, ceza hükmünün kesinleştiği veya infazının kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar. Ceza zamanaşımının geçmesi halinde verilen ceza uygulanmaz.
- Sahte Fatura Kullanma Suçunda Ceza Zamanaşımı Süresi: Sahte fatura kullanma suçunun ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır. Bu süre, mahkemenin verdiği cezanın kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar ve cezanın infazı bu süre içinde yapılmalıdır. Eğer bu süre geçerse, verilen ceza uygulanamaz ve suçlu cezalandırılamaz.
7. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme: Sahte fatura kullanma suçlarında asliye ceza mahkemeleri görevli mahkemedir. Asliye ceza mahkemeleri, genel ceza davalarına bakmakla yetkili olup, bu tür suçlarla ilgili ilk yargılama mercii olarak hizmet ederler.
Yetkili Mahkeme: Vergi dairesinin görev bölgesine bağlı olarak yetkili mahkeme belirlenir. Sahte fatura suçlarına ilişkin davalarda, suçun işlendiği yer veya vergi dairesinin yetki alanı, hangi mahkemenin bu davayı yargılayacağını belirler.
8. Sahte Belge ve Fatura Kullanma Suçunda Ceza ve Vergi Yargılaması Arasındaki İlişki
Ceza Yargılaması ve Vergi Yargılaması: Ceza yargılamasında verilen hükümler, doğrudan vergi dairesini bağlamaz ve vergi dairesinin kararları ceza yargılamasını etkilemez. Ceza yargılaması sonucunda verilen ceza, vergi dairesinin vergi suçlarına ilişkin kararlarını değiştirmez; ayrıca vergi dairesinin verdiği kararlar, ceza yargılaması sürecini etkilemez.
- Ceza Mahkemesi Kararları: Ceza mahkemesi tarafından verilen ceza hükümleri, suçun ceza hukukuna göre cezalandırılmasını sağlar ancak bu kararlar, vergi dairesinin vergi suçlarına yönelik kararlarına etki etmez.
- Vergi Dairesi Kararları: Vergi dairesinin verdiği cezalar veya kararlar, ceza mahkemesi sürecini doğrudan etkilemez ve ceza yargılaması bağımsız bir süreç olarak yürütülür.
9. Sıkça Sorulan Sorular
Vergi Davalarında Avukat Tutma Zorunluluğu Var mı?
Türk hukuk sisteminde, genel olarak mahkemelerde tarafların kendilerini bizzat savunmaları mümkündür. Vergi davaları da bu kapsama girer ve vergi davalarında avukat tutmak, kanunen zorunlu değildir. Ancak, bu durumda dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır:
- Karmaşık Hukuki Düzenlemeler: Vergi Hukuku, son derece karmaşık bir mevzuata sahiptir. Bu mevzuat, hem vergi idaresiyle olan ilişkileri hem de vergi yargılaması sürecini içerir. Vergi davaları, detaylı teknik bilgileri ve karmaşık yasal düzenlemeleri içerdiğinden, bir hukukçu tarafından yürütülmesi, hata yapma riskini azaltır.
- Sürelerin Kesinliği: Vergi davaları, İdari Yargılama Usul Kanunu’na tabidir ve bu kanundaki süreler son derece kısa ve kesindir. Bu sürelerin kaçırılması, hak kaybına neden olabilir ve dava sürecini olumsuz etkileyebilir. Avukatlar, bu süreleri takip ederek hak kaybını önleyebilir.
- Hukuki Destek İhtiyacı: Vergi Hukuku’na dair davalar, şekil ve esas açısından oldukça karmaşık olabilir. Hukuki bilgilere sahip olmayan kişilerin, dava sürecinde telafisi mümkün olmayan hatalar yapması ihtimali oldukça yüksektir. Bu nedenle, vergi davalarıyla ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmadan önce, alanında uzman bir avukattan hukuki destek alınması önerilir.
Bu yazı, sadece bilgilendirme amaçlı olup, her durumda profesyonel hukuki danışmanlık alınmasını teşvik etmektedir. Kulaçoğlu Hukuk Bürosu, Vergi Hukuku alanında müvekkillerine hukuki destek sunmaktadır. Hak kaybına uğramamak ve süreci güvenle yürütmek için bir avukattan profesyonel yardım almak her zaman faydalıdır.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.