Evlilik birliği, karşılıklı sevgi, saygı, güven ve sorumluluk temelinde kurulur. Ancak, bazı durumlar eşler arasındaki bağı zedeleyerek evlilik birliğini sürdürülemez hale getirebilir. Uyuşturucu bağımlılığı, evlilikte ciddi sorunlara yol açan ve genellikle boşanma davalarında gündeme gelen konulardan biridir. Bağımlılığın aile ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri, eşler arasındaki güveni sarsması, ekonomik sorunlara neden olması ve çocukların gelişimini olumsuz etkilemesi gibi faktörler, uyuşturucu bağımlılığını boşanma nedeni haline getirmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nda (TMK), uyuşturucu bağımlılığı doğrudan özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmemiştir. Ancak, bağımlılığın eşin yaşam tarzı, aile içindeki rolü ve evlilik birliği üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındığında, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (TMK m. 166) veya “haysiyetsiz hayat sürme” (TMK m. 163) hükümleri çerçevesinde boşanma sebebi olarak değerlendirilebilmektedir.
Yazı İçeriği
- 1.Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davası
- 2. Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Nedeniyle Boşanma Davası Şartları
- 3. Madde Bağımlılığının İspatlanması
- 4. Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Velayet
- 5. Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
1.Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davası
Uyuşturucu madde bağımlılığı, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) doğrudan özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmemiştir. Ancak bağımlılığın evlilik üzerindeki yıkıcı etkileri, birçok durumda eşler için ortak yaşamı sürdürülemez hale getirmektedir. Bağımlılık nedeniyle eşin ailevi sorumluluklarını yerine getirememesi, şiddet eğilimleri, ekonomik sıkıntılar ve çocukların zarar görmesi gibi faktörler, evlilik birliğinin devamını imkânsız kılabilmektedir.
Bu nedenle, eşlerden biri madde bağımlısı olduğunda, diğer eşin “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (TMK m. 166) sebebiyle boşanma davası açması mümkündür. Mahkemeler, uyuşturucu bağımlılığını kusurlu bir davranış olarak değerlendirerek, bağımlı eşin evlilik birliğini sürdürme yükümlülüğünü yerine getirmediği sonucuna varabilmektedir.
Bağımlılığın evlilik birliğini sarsıcı bir durum oluşturduğunun ispatlanması, tanık beyanları, tıbbi raporlar, mesaj veya sosyal medya kayıtları, polis tutanakları gibi delillerle mümkün olmaktadır. Yargıtay’ın geçmiş kararları, uyuşturucu bağımlılığının boşanma davalarında önemli bir kusur unsuru olarak değerlendirildiğini ve mahkemelerin bu nedenle boşanma yönünde karar verebildiğini göstermektedir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması) başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Nedeniyle Boşanma Davası Şartları
Uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle boşanma davası açabilmek için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
2.1. Uyuşturucu Kullanımının Sürekli ve Alışkanlık Haline Gelmiş Olması
Uyuşturucu madde kullanımı, mahkemeler tarafından evlilik birliğini etkileyen kusurlu bir davranış olarak değerlendirilebilir. Ancak, mahkemeler tek seferlik veya nadiren gerçekleşen uyuşturucu kullanımını doğrudan boşanma sebebi olarak görmeyebilir. Boşanma davasında esas alınan nokta, kullanımın bağımlılık düzeyine ulaşmış olması ve eş ile aile hayatını ciddi şekilde olumsuz etkilemesidir.
- Mahkemeler, tek seferlik uyuşturucu kullanımını doğrudan boşanma sebebi olarak görmeyebilir. Ancak bağımlılık düzeyine ulaşmış, sürekli uyuşturucu kullanan ve bu nedenle aile yaşamını olumsuz etkileyen eş için boşanma gerekçesi oluşabilir.
2.2. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle açılan boşanma davalarında, evliliğin bağımlılık sebebiyle çekilmez hale geldiğinin ve temelinden sarsıldığının ispatı gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, eşler arasındaki ortak hayatın devamı kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsılmışsa, boşanma davası açılabilir. Ancak mahkemeler, bu sarsılmanın somut delillerle ortaya konulmasını aramaktadır.
Bağımlılığın Evlilik Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Uyuşturucu bağımlılığı, yalnızca bağımlı olan eşi değil, tüm aile bireylerini olumsuz etkileyen bir durumdur. Ancak boşanma davasında önemli olan, diğer eşin bu bağımlılıktan dolayı evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini kanıtlamasıdır.
Mahkemeler, uyuşturucu bağımlılığını tek başına bir boşanma sebebi olarak kabul etmez, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olup olmadığına bakar. Eğer her iki eş de madde bağımlısıysa, yalnızca bağımlılığa dayanarak boşanma kararı verilmesi kanunun amacına ters düşebilir. Bu nedenle, davayı açan eşin bağımlı olmayan taraf olduğunu ve bağımlılıktan olumsuz etkilendiğini kanıtlaması gerekmektedir.
3. Madde Bağımlılığının İspatlanması
Uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle açılan boşanma davalarında, bağımlılığın evlilik birliğini temelinden sarstığını ve evliliğin çekilmez hale geldiğini mahkemeye ispat etmek gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre boşanma davalarında ispat yükü, iddiada bulunan tarafa aittir. Bu nedenle, bağımlı eşin kusurlu olduğu ve evlilik birliğini sürdürülemez hale getirdiği delillerle ortaya konulmalıdır.
Uyuşturucu bağımlılığı, mahkemeler tarafından doğrudan gözlemlenebilen bir olgu olmadığı için, çeşitli somut kanıtlarla desteklenmelidir. Mahkemeye sunulabilecek başlıca deliller şunlardır:
Tıbbi ve Adli Kayıtlar
- Hastane kayıtları ve doktor raporları: Uyuşturucu kullanımı nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurulmuşsa, bu belgeler mahkemeye sunulabilir.
- Uyuşturucu madde kullanımıyla ilgili suç kayıtları: Bağımlı eş hakkında uyuşturucu kullanımı, bulundurması veya ticareti nedeniyle bir soruşturma ya da mahkeme kararı varsa, bu durum mahkemeye sunulabilir.
- Gözaltı ve tutuklama kayıtları: Bağımlı eşin uyuşturucu kullanımı nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması, bağımlılığın ispatında güçlü bir delil olabilir.
- Evde yapılan polis müdahaleleri: Uyuşturucu kullanımı nedeniyle polis çağrılmışsa veya bağımlılıkla ilgili bir şikayet kaydı varsa, bunlar mahkeme için somut delil teşkil eder.
Tanık Beyanları
Bağımlı eşin madde kullanımı nedeniyle aile yaşamının olumsuz etkilendiğini ispatlamak için tanık beyanlarına başvurulabilir. Mahkeme, şu kişilerin ifadelerine başvurabilir:
- Aile bireyleri: Bağımlı eşin eşine ve çocuklarına karşı sorumsuz veya zarar verici davranışlar sergilediğini ifade edebilir.
- Komşular ve arkadaşlar: Bağımlı eşin madde kullanımıyla ilgili yaşanan olayları anlatabilir.
- İş arkadaşları veya işvereni: Bağımlı eşin iş yerinde düzensiz davranışlar sergilediği, işten çıkarıldığı veya çalışamaz hale geldiğine dair beyanlarda bulunabilir.
Tanık beyanları, bağımlılığın sosyal ve aile hayatına etkisini ortaya koyarak mahkemede önemli bir ispat aracı olarak kullanılabilir.
4. Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Velayet
Uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle açılan boşanma davalarında çocuğun velayeti, çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi uyarınca, mahkeme velayet kararını verirken çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimi açısından en uygun ebeveyni belirlemeye çalışır.
Uyuşturucu bağımlılığı, velayet davalarında önemli bir kriterdir. Mahkeme, bağımlı ebeveynin çocuğa zarar verme olasılığını değerlendirerek velayeti diğer ebeveyne verebilir veya bağımlı ebeveynle çocuğun görüşmesini kısıtlayabilir.
4.1. Uyuşturucu Madde Kullanımının Velayet Üzerindeki Etkisi
Mahkeme, velayet kararını verirken şu hususları göz önünde bulundurur:
- Uyuşturucu kullanan ebeveynin çocuğun güvenliğini tehlikeye atıp atmadığı,
- Bağımlılığın çocuğa doğrudan veya dolaylı etkileri,
- Çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından hangi ebeveynin daha uygun olduğu,
- Bağımlı ebeveynin çocuğa yönelik bakım ve sorumluluklarını yerine getirip getirmediği,
- Çocuğun ebeveynler arasındaki olaylardan nasıl etkilendiği.
Örnek: Eğer bir ebeveyn uyuşturucu bağımlısıysa ve bağımlılığı nedeniyle çocuğun güvenliğini tehdit eden bir ortamda yaşıyor, şiddet eğilimleri gösteriyor veya çocuğun temel ihtiyaçlarını ihmal ediyorsa, mahkeme çocuğun bu ortamdan uzak tutulmasını sağlamak için velayeti diğer ebeveyne verebilir.
4.2. Uyuşturucu Bağımlısı Ebeveyn Velayeti Kaybeder mi?
Uyuşturucu bağımlısı bir ebeveyn, otomatik olarak velayet hakkını kaybetmez. Ancak mahkeme, çocuğun üstün yararını korumak amacıyla bağımlılığın çocuğa etkilerini detaylı şekilde değerlendirir.
Velayetin diğer ebeveyne verilme olasılığı artar, eğer:
- Uyuşturucu bağımlısı ebeveyn, çocuğa doğrudan zarar vermişse (fiziksel veya psikolojik şiddet, ihmal, istismar vb.),
- Çocuk, ebeveynin bağımlılığı nedeniyle psikolojik veya fiziksel zarar görmüşse,
- Bağımlı ebeveynin yaşam tarzı, çocuğun güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesini olumsuz etkiliyorsa,
- Uyuşturucu temini veya kullanımı nedeniyle ebeveyn hakkında yasal işlem yapılmışsa.
Velayet tamamen kaybedilmeyebilir, eğer:
- Ebeveyn bağımlılıktan kurtulmak için tedavi sürecine girmişse ve iyileşme belirtileri gösteriyorsa,
- Bağımlı ebeveynin çocuğa doğrudan zarar verdiği kanıtlanamıyorsa,
- Mahkeme, bağımlı ebeveynin çocuğa olumlu bir ebeveynlik rolü oynayabileceğine dair kanaat getirirse,
- Sosyal hizmet uzmanlarının veya pedagogların raporu ebeveynin çocuğa zarar vermediğini ortaya koyuyorsa.
Mahkemeler uyuşturucu bağımlılığını velayet konusunda ciddi bir risk faktörü olarak görmektedir. Bağımlılık çocuğun güvenliğini ve gelişimini tehdit ediyorsa, velayet genellikle bağımlı olmayan ebeveyne verilir. Ancak bağımlı ebeveyn tedavi sürecine girmeye istekli ve çocuğa zarar vermediğini kanıtlayabiliyorsa, velayet konusunda daha esnek kararlar alınabilir.
5. Uyuşturucu Madde Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle açılan boşanma davalarında görevli ve yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca belirlenir.
Görevli Mahkeme: Uyuşturucu bağımlılığına dayalı boşanma davalarına Aile Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Eğer davanın açılacağı yerde Aile Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.
Yetkili Mahkeme: Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesine göre, uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle açılacak boşanma davalarında yetkili mahkeme şunlardır:
- Eşlerden birinin yerleşim yeri (ikametgah) Aile Mahkemesi,
- Eşlerin son defa en az 6 ay boyunca birlikte yaşadıkları yer Aile Mahkemesi.
Boşanma davasını açacak eş, bu iki yetkili mahkemeden herhangi birinde davasını açabilir.