
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, aile birliği görevlerinin ihlaline neden olacak şekilde kumar oynanması, boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir. Eşlerden birinin kumar bağımlısı olması, yahut bağımlılık düzeyinde olmamakla beraber çok sık kumar veya at yarışı, bahis gibi şans oyunları oynaması, şiddetli geçimsizliğe neden olabilmektedir. Esasında kumar, ailenin ekonomik durumunu tehlikeye düşüren bir alışkanlığa dönüşebilmektedir. Kumarın, çoğunlukla maddi külfete neden olması nedeniyle, kumar oynayan eşin, diğer eş ve aile bireyleri üzerinde ekonomik bir şiddet uyguladığını söylemek bile mümkündür. Şu halde, eşin çok sık kumar oynaması, bir boşanma sebebi olarak kabul edilebilir.
Yazı İçeriği
1. Kumar Bağımlılığı Nedeniyle Boşanma Davası
2. Kumar Bağımlılığının İspatı
3. Birlik Görevlerinin İhmal Edilmesi
4. Kumar Bağımlısı Eşin Kusuru
5. Kumar Bağımlılığı Nedeniyle Nafaka Talebi
6. Kumar Bağımlılığı Nedeniyle Maddi Tazminat
7. Kumar Bağımlılığı Nedeniyle Manevi Tazminat
8. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Süreklilik arz edecek biçimde, at yarışı, bahis veya şans oyunları oynanması, kumar bağımlılığı olarak değerlendirilebilir. Esasen, internet üzerinden oynanan şans oyunlarının da bu kapsamda kabul edilmesi mümkündür. Eşlerden birinin bağımlılık derecesinde kumar oynaması halinde, evlilik birliğinin devamı, maddi ve manevi anlamda olumsuz etkilenmektedir. Bu noktada, eşlerden birinin kumar bağımlısı olması, diğer bazı şartların da varlığı halinde, boşanma sebebi olarak değerlendirilebilmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında, alkol bağımlılığı ve uyuşturucu bağımlılığı gibi kumarbazlığın da, “evlilik birliğinin temelden sarsılması” nedeniyle boşanmaya gerekçe olabileceğini görmekteyiz. Bu noktada, kumar bağımlılığının boşanma sebebi olarak değerlendirilebilmesi için, mahkeme önünde ispatlanması gereken iki husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki, eşlerden birinin, bağımlılık derecesinde kumar oynadığının delilleriyle beraber dosyaya sunulmasıdır. Gerekçeleriyle ortaya konması beklenen diğer husus ise, eşlerden birinin kumara olan düşkünlüğü yüzünden evlilik birliği içindeki görevlerini ihlal ediyor oluşudur. O halde, kumarbaz olan eş aynı zamanda evlilik birliğinin getirdiği yükümlükleri de ihlal ediyorsa, Türk Medeni Kanunu m.166’da yer alan “evlilik birliğinin sarsılması” nedeniyle boşanmaya hükmedilebilecektir.
Eşlerden birinin kumara olan düşkünlüğü nedeniyle açılan boşanma davalarında, eşin kumar oynadığının ispatlanması oldukça önemlidir. Konuya ilişkin Yargıtay’ın eski tarihli kararlarında, kumar oynandığının kanıtlanması bakımından, yalnızca tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağı ifade edilmekteydi. Neyse ki bu karardan dönülmüş ve artık her türlü hukuka uygun delille bu durumun kanıtlanabileceğine kanaat getirilmiştir. Nitekim güncel nitelikli bir kararda, yalnızca akrabalardan oluşan tanıkların beyanlarının dahi hükme esas alınabileceği ifade etmektedir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2016/ 24252 E., 2018 / 2279 K. sayılı 20.02.2018 tarihli ilamı:
“Mahkemece, davacı tanıklarının akraba olması, tanık …’in davacının kardeşi, tanık …’nin davacının annesi, tanık …’in de davacının babası olduğu bu nedenle beyanlarının tarafsız olmayacağı gerekçesiyle davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. O halde, davalının kumar oynağını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini beyan eden ve olaylara tanıklık eden …, … ve …’in tanıklığına değer verilerek, boşanmaya karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.”
Önemle belirtmek gerekir ki, kumar ya da şans oyunlarının oynanması tek başına boşanma sebebi olarak değerlendirilemeyecektir. Aksi takdirde, süreklilik arz etmeyen basit şans oyunlarının dahi boşanmaya konu edilebileceği anlamına gelecektir ki, bu durum, aile birliğinin korunması hususuna son derece terstir. Kumar ya da şans oyunları gerekçe gösterilerek boşanmaya karar verilebilmesi için, eşlerden birinin bu kötü alışkanlıkları yüzünden evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması aranır. Ki zaten, kumar alışkanlığı, çoğu zaman beraberinde; alkol bağımlılığı, şiddet, sorumsuzluk, saldırganlık gibi halleri de getirmektedir. Bu uygunsuz davranışların, diğer eş açısından, evliliğin sürdürülebilmesini oldukça güç kılacağı açıktır. Bu noktada, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına bakıldığında; boşanma kararı verilebilmesi için kumar oynayan eşin evlilik birliğinin getirdiği görevlerini ihlal ediyor olması şartının aradığı görülmektedir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2018/ 3192 E. 2019 / 7665 K. sayılı 25.06.2019 tarihli ilamı:
“Toplanan delillerle davalı erkeğin kumar alışkanlığının bulunduğu, kumar alışkanlığı sebebiyle birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde (TMK m.166/1) yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”
Çoğu zaman kumar alışkanlığı olan ve bu nedenle evliliğin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen eşin boşanmada kusurlu olduğu tartışmasızdır. Hatta birçok durumda, bu eşin tam kusurlu olduğuna kanaat getirilir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2016/ 11477 E. 2018 / 1868 K. 13.02.2018 tarihli ilamı:
“2-Mahkemece davacı kadın daha fazla kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin iddia ve kumar sebebiyle aşırı borçlandığı, faturaları ödemediği böylelikle birlik görevlerini ihmal ettiği ve aileyi ekonomik yönden zorluğa düşürdüğü, buna karşın davacı kadının eşine sarfettiği hakaret içerikli sözlerin tepki niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kadının bu davranışı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gibi kadının boşanmayı gerektirir başkaca bir kusurlu davranışının varlığı da kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tam kusurludur. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi tazminat talebinin reddedilmesi doğru değildir.”
Diğer eşe nazaran daha kusurlu olmaması şartıyla, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş lehine süresiz nafakaya hükmedilebilir. Yani, diğer eş, zina gibi başka nedenlerle kumar oynayan eşten daha kusurlu değilse, yoksulluk nafakası talep edebilir. Davanın sonucunda, eşlerin boşanmalarına karar verilirse, velayeti alamayan eşin müşterek çocuklar üzerindeki bakım yükümlülüğü devam edeceğinden, iştirak nafakasına da hükmedilebilecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/ 16905 E. 2018 / 5590 K. sayılı, 25.04.2018 tarihli ilamı:
“… yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı erkeğin de eşine sürekli hakaret ettiği, şans oyunları oynamak suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının tamamen kusurlu olarak kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. …
… toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının daha ağır kusurlu olmadığı ve onu yoksulluğa düşmekten kurtaracak yeterlilikte gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”
Kumar bağımlılığı ve beraberindeki olumsuzluklar nedeniyle boşanma kararı verilirse, diğer eşin evlilik birliği sonlanmakla kalmayıp evlilik birliğinden ötürü var olan veya beklenen menfaatleri de zedelenmektedir. Bu noktada, diğer eş, boşanmada kusursuz yahut daha az kusurluysa ve boşanma davasını açarken talep ettiyse, lehine maddi tazminata hükmedilebilir.
T.C. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Esas: 2012/ 6059 Karar: 2012 / 24073 Karar Tarihi: 09.10.2012
“Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, birlik görevlerini yerine getirmeyen, evine icra gelmesine sebep olan, müşterek çocuğun sünnet düğününe katılmayan ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesini zorlaştıracak şekilde şans oyunları ile at yarışları oynayan davalı koca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Davacı kadının ise kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Boşanmada maddi tazminat, boşanma nedeniyle zedelenen mevcut veya beklenen menfaatin karşılığıdır. Davacı eş boşanmakla en azından eşinin desteğini yitirdiğinden menfaati zedelenmiş kabul edilmelidir. Yukarıda açıklanan davalı kocanın boşanmaya neden olan olaylarının bir bölümü nedeniyle davacı kadının kişilik hakları saldırıya uğramıştır. Bu durumda; davacı kadın yararına hem maddi (TMK. md. 174/1), hem de manevi (TMK. md. 174/2) tazminat koşulları oluştuğu halde; mahkemece bu taleplerin yetersiz gerekçeyle reddi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.”
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat talep edebilir. Bir görüşe göre at yarışı, bahis veya şans oyunları gibi kumar oyunlarının oynanması, tek başına kişilik haklarının zedelenmesine sebep olmayacağından, manevi tazminata doğrudan hükmedilemeyecektir. Ancak, bu görüşe göre kumar bağımlılığının beraberinde getirdiği alkol bağımlılığı, şiddet, hakaret ve sadakat yükümlülüğünün ihlali gibi davranışlar, kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2021/ 583 E. 2021 / 1940 K. 04.03.2021 tarihli ilamı:
“Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı erkeğin, alkol alarak sürekli sarhoş olduğu, taşkınlık çıkardığı, kumar oynadığı, evde devamlı kavga ve tartışmaların olduğu şeklindeki boşanmaya sebep olan tüm kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Öyleyse, davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu isteğin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”
Evliliğin temelden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında da özel boşanma sebebi olan haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle açılan boşanma davasında da görevli mahkeme aile mahkemesidir. Dolayısıyla, eşlerden birinin alkol bağımlılığının evlilik birliğini temelden sarstığı iddiasıyla açılacak boşanma davalarında, görevli mahkeme, aile mahkemesidir.
Diğer taraftan, boşanma davasının nasıl açılacağına ilişkin detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.