Vergi ziyaı, vergi mükelleflerinin ya da vergi sorumlularının, vergi yasalarına uygun beyanlarda bulunmaması ya da yanlış beyanlarda bulunarak devlete ödemesi gereken vergiyi eksik ya da hiç ödememesi durumunda ortaya çıkan vergi kaybıdır. Gerçeğe aykırı beyanlar veya diğer yöntemlerle verginin eksik hesaplanması ya da haksız bir şekilde iade edilmesi de vergi ziyaı olarak kabul edilmektedir.
Verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi, eksik kısmının tamamlanması veya haksız iadenin geri alınması, vergi ziyaı cezası uygulanmasını engellemez. Ayrıca, kanun “sair suretlerle” ifadesini kullanarak, vergi ziyaına neden olabilecek durumları sınırlandırmamıştır. Bu nedenle, herhangi bir yolla vergi ziyaına yol açılması vergi ziyaı suçu kapsamına girmektedir ve bu durumda vergi daireleri ilgili kişilere vergi ziyaı cezası kesmektedir.
Kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı, vergi mahkemesinde iptal davası açılabilir. Dava süresince cezanın tahsili otomatik olarak durur ve mahkeme sonucunda haklılık tespit edilirse, cezalar iptal edilebilir.
Yazı İçeriği
1. Vergi Ziyaı Nedir?
Vergi ziyaı, vergi mükelleflerinin ya da vergi sorumlularının, vergi yasalarına uygun beyanlarda bulunmaması ya da yanlış beyanlarda bulunarak devlete ödemesi gereken vergiyi eksik ya da hiç ödememesi durumunda ortaya çıkan vergi kaybıdır. Vergi ziyaı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesine tanımlanmıştır:
“Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.
2. Vergi Ziyaına Sebep Olan Haller
Vergi ziyaına yol açan durumlar, kanunda belirtilen iki temel unsurun bir arada bulunmasıyla ortaya çıkar. Bunlar:
- Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi: Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen vergilendirmeyle ilgili yükümlülüklerin ya zamanında yerine getirilmemesi ya da eksik şekilde yerine getirilmesi gereklidir.
- Eksik veya Geç Tahakkuk: Verginin zamanında ve tam olarak tahakkuk ettirilmemesi veya eksik bir tahakkuk yapılmasıdır. Bu iki koşul aynı anda gerçekleştiğinde vergi ziyaı meydana gelir.
2.1. Vergi Ödevlerinin Zamanında ve Tam Olarak Yerine Getirilmemesi
Vergi mükellefi, vergi ödevlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmediğinde vergi ziyaı meydana gelir. Bu durumun oluşması için iki ana unsurun bir arada bulunması gerekir:
- Vergi Ödevlerinin Yerine Getirilmemesi: Vergi Usul Kanunu’nun 153 ila 257. maddelerinde düzenlenen vergilendirmeyle ilgili ödevlerin, zamanında veya eksiksiz şekilde yerine getirilmemesi gerekir. Vergi mükelleflerinin uyması gereken başlıca ödevler şunlardır:
- Bildirimde Bulunma (153-170. Maddeler): Vergi mükellefleri, ticari faaliyetlerini belgelemek için belirli defterleri tutmak ve gelir-gider kayıtlarını düzenlemek zorundadır. Ayrıca, fatura, makbuz ve irsaliye gibi belgeleri düzenlemeli ve saklamalıdır. Bu belgeler, mali işlemlerin kanuna uygun olarak kaydedilmesini sağlar.
- Defter Tutma ve Belge Düzenleme Zorunluluğu (171-226. Maddeler): Mükellefler, gelir ve kazançlarını beyanname vererek devlete bildirmelidir. Beyan edilen vergilerin eksiksiz ve zamanında ödenmesi de bu yükümlülük kapsamındadır.
- Ticari ve Mali Faaliyetleri Belgeleme (227-252. Maddeler): Bu maddeler, mükelleflerin ticari ve mali faaliyetlerini belgeleme, kayıt altına alma ve denetimlere karşı ispat yükümlülüğünü içerir. Bu düzenlemeler, vergi denetimlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini ve şeffaf bir vergi sistemi oluşturmayı amaçlar. Fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi, mükellefin temel yükümlülüklerinden biridir.
- Muhafaza ve İbraz Ödevleri (253-257. Maddeler): Vergi idaresi, mükelleflerin beyannamelerinin doğruluğunu denetleyebilir. Bu süreçte mükelleflerin gerekli belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Vergi incelemeleri, mükellefin tüm mali kayıtlarının denetlenmesini kapsamaktadır.
- Verginin Zamanında veya Eksiksiz Tahakkuk Etmemesi: Verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk edilmesi de vergi ziyaına yol açan diğer temel unsurdur. Bu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi durumunda vergi ziyaından bahsedilebilir.
2.2. Gerçeğe Aykırı Beyanlar İle Veya Sair Suretlerle Verginin Noksan Tahakkuk Ettirilmesi
Kişisel, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması durumunda verginin noksan tahakkuk ettirilirse de vergi ziyaı meydana gelebilmektedir. Vergi mükelleflerine özel durumlarından dolayı yapılan çeşitli indirimler mevcuttur. Sırf bu vergi indiriminden faydalanmak üzere gerçeğe aykırı beyanda bulunan mükellef vergi ziyaına sebebiyet vermiş olacaktır.
3. Vergi Ziyaı Suçu Nedir?
Vergi ziyaı suçu, mali suçlar kategorisinde yer almakta olup, vergi kaybına yol açan eylemler mali suçlar kapsamında değerlendirilir. Bu suçlar, idari yaptırımlar ile cezalandırıldığından, uygulanan yaptırımların çoğu idari boyuta sahiptir. Vergi ziyaı suçu işlendiğinde, genellikle para cezası gibi idari yaptırımlar uygulanır; bu cezalar, doğrudan vergi idareleri tarafından belirlenir. Bu yaptırımlar, kaybedilmiş olan verginin tahsilini sağlamayı amaçladığı için tam anlamıyla bir ceza hukuku yaptırımı değil, daha çok tazminat niteliğindedir.
Ancak bazı durumlarda, vergi kaybına sebep olan eylemler, ceza hukuku kapsamında değerlendirilebilecek fiillerle gerçekleştiğinde, hapis cezası gibi daha ağır yaptırımlar gündeme gelebilir. Bu durum, vergi kaybına neden olan suçların yalnızca idari para cezaları ile sınırlı kalmadığını, ceza hukuku boyutuyla da değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu bağlamda, vergi ziyaı suçunun temel unsurlarını incelemek önemlidir.
3.1. Vergi Ziyaı Suçunun Faili ve Mağduru
Vergi ziyaı suçu, yalnızca belirli bir sıfata sahip kişiler tarafından işlenebilen özgü suçlar kategorisinde yer alır. Bu suçun faili, yalnızca vergi mükellefleri ve vergi sorumluları olabilir. Vergi ziyaı suçunun mağduru ise devlettir, çünkü devlet, bu vergilerin yasal olarak alacaklısı konumundadır ve vergi kaybı doğrudan kamu gelirlerini etkiler.
3.2. Vergi Ziyaı Suçunun Oluşumu
Vergi ziyaı suçu, kanunda belirtilen sonucun gerçekleşmesiyle tamamlanan bir “neticeli suç” olup, mükellef veya vergi sorumlusunun vergilendirme yükümlülüklerini zamanında ya da eksiksiz yerine getirmemesi sonucunda verginin eksik veya geç tahakkuk ettirilmesiyle oluşur. Suçun oluşabilmesi için mutlaka verginin eksik tahakkuk etmesi veya haksız bir iadenin yapılması gibi bir sonuç doğmalıdır; yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesi ise suçun “hareket unsuru” olarak kabul edilir.
Vergi ödevlerinin zamanında ve tam olarak yerine getirilmemesine aşağıdaki örnekler verilebilir:
- Beyanname Verilmemesi veya Geç Verilmesi: Vergi mükellefinin yasal süre içinde beyannamesini vermemesi veya geç vermesi, verginin zamanında tahakkuk ettirilmesini engeller ve bu durum vergi ziyaına neden olabilir
- Vergi Matrahının Eksik Beyan Edilmesi: Vergi matrahının eksik bildirilmesi, verginin olması gerekenden az tahakkuk etmesine yol açar ve vergi ziyaına neden olur.
- Haksız İndirimlerden Yararlanılması: Vergi avantajı sağlamak amacıyla, yasada belirtilen şartlar yerine getirilmeden indirim veya istisnalar talep edilmesi haksız bir kazanç yaratır ve vergi ziyaı suçunu oluşturur.
- Gerçeğe Aykırı Beyan veya Diğer Yöntemlerle Verginin Eksik Tahakkuk Ettirilmesi: Gerçeğe aykırı beyan ve sair suretlerle yapılan noksan tahakkuklar, kanunda belirli hareketlerle sınırlı tutulmamıştır. Bu nedenle, diğer çeşitli yöntemlerle de vergi ziyaı suçunun oluşabileceği kabul edilmektedir.
3.3 Manevi Unsur / Objektif Kriter
Vergi ziyaı suçu, yukarıda detaylıca bahsedildiği üzere tazminata benzer niteliktedir. Bu suça uygulanan yaptırımlar, idari bir boyuta sahiptir. Bu nedenlerle bu suçun unsurları arasında kast yahut taksirin varlığı aranmaz. Yalnızca neticenin gerçekleşmesi yani verginin kayba uğramış olmasıyla suç meydana gelmiş olacaktır. Bu objektif kriterin gerçekleşmesi yeterli olup vergi ziyaı suçunda kast yahut taksirin varlığı bir önem arz etmez.
4. Vergi Ziyaına Neden Olmanın Cezası
Vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda, vergi ziyaı suçu oluşur ve vergi daireleri tarafından mükellefler hakkında vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi, vergi ziyaı cezasını iki farklı şekilde düzenlemektedir:
4.1. Vergi Ödevlerinin Zamanında ve Tam Olarak Yerine Getirilmemesi
Vergi ödevlerinin zamanında ve tam olarak yerine getirilmemesi durumunda, VUK’un 341. maddesinde belirtilen durumlarda vergi ziyaı oluşur. Bu durumda, vergi kaybına sebep olan mükellef veya vergi sorumlusu hakkında, ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası uygulanır. Bu ceza, eksik tahakkuk ettirilen vergi miktarı üzerinden hesaplanır.
Özellikle, VUK’un 341/2 maddesi uyarınca şahsi, medeni durum veya aile yapısı hakkında gerçeğe aykırı beyanlar veya diğer yöntemlerle verginin eksik tahakkuk ettirilmesi de bir kat vergi ziyaı cezası gerektirir. Verginin sonradan hesaplanması veya geri alınması, vergi ziyaı cezasının uygulanmasını engellemez.
4.2. Vergi Kaçakçılığı Suçları ile Vergi Ziyaına Sebebiyet Verilmesi
Vergi kaçakçılığı suçları ile vergi ziyaına sebep olunması, üç kat vergi ziyaı cezasını gerektiren özel bir durumdur. Bu durumda, kaçakçılık suçu işlenmişse, vergi ziyaı cezası üç kat olarak uygulanır; suça katılanlara ise bir kat ceza verilir. Ancak, üç kat cezanın uygulanabilmesi için kişinin kaçakçılık suçunu işlediğine dair bir ceza mahkemesi hükmü bulunması zorunludur.
Vergi kaçakçılığı suçları, VUK’un 359. maddesinde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:
- Gerçeğe aykırı belge düzenlemek veya kullanmak
- Sahte belge düzenlemek veya kullanmak
- Defter ve belgeleri gizlemek veya yok etmek
- Defter ve belgeleri sahte veya yanıltıcı düzenlemek
- Zorunlu defter ve belgeleri tutmamak
- Eksik veya yanıltıcı beyanda bulunmak
- Yanlış bilgi vermek
Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında, sahte ve yanıltıcı belge kullanımı ile vergi ziyaına sebep olunması durumunda, öncelikle belgelerin sahte olup olmadığının somut olarak ortaya konulması gerekliliği vurgulanmıştır. Danıştay, üç kat cezanın iptali için açılan davalarda, faturaların gerçek alım-satıma ilişkin olup olmadığının vergi idaresi tarafından kanıtlanmasını beklemektedir.
Danıştay 4. Dairesi’nin 30.06.2009 tarihli 2008/2274 Esas ve 2009/3773 Karar Sayılı kararı bu ilkeyi destekler niteliktedir:
“… davacının fatura içeriği emtiaları gerçekten adı geçen kişilerden aldığı ve katma değer vergisini ödediği sonucuna ulaşılmış olup bu durumun aksi davalı İdarece ispat edilmesi gerektiğinden ve ispat yükü kendisine düşen İdare ise bu yönde bir kanıt sunmadığından Mahkemece tarhiyatın kaldırılması gerekir…”
Bu bağlamda, sadece sahte belge düzenleyenler hakkında hazırlanan raporlara dayanarak sahte belge kullananlara üç kat vergi ziyaı cezası verilmesi mümkün değildir. Ayrıca, sahte belge kullananların kötü niyetli olup olmadıkları ve bunu kasıtlı yapıp yapmadıkları da dikkate alınmalıdır. Eğer kasıt ve kötü niyet yoksa, cezanın bir kat olarak uygulanması kabul edilmektedir.
Bu noktada önemle ifade etmek gerekir ki, vergi ziyaı cezasına karar verildiği takdirde vergi ziyaı cezası ile birlikte vergi asılları da mükellef ve sorumlulardan tahsil edilmektedir. Ayrıca VUK m. 367/6’da kaçakçılık suçu işlediği sabit olan bir kişinin bu suçtan dolayı cezalandırılmasının, vergi zıyaından ya da usulsüzlükten cezalandırılmayacağı anlamına gelmeyeceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla kaçakçılık suçu işlediği ceza mahkemesi kararı ile sabit olan kişiye ayrıca üç kat vergi zıyaı cezası kesilmesi de mümkündür.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Vergi Hukukunda Sahte Belge Düzenleme Suçu ve Vergi Hukukunda Sahte Belge Kullanma Suçu başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
4.3. Vergi Ziyaı Cezasında Birleşme ve Tekerrür
Birleşme
Vergi ziyaı cezasında, cezaya sebep olan tek bir fiil sonucunda birden fazla türde vergi kaybı meydana gelmişse, her bir vergi için ayrı ayrı ceza uygulanır.
Bir fiil sonucunda hem vergi ziyaı hem de usulsüzlük işlenmişse, bu duruma bağlı cezalardan yalnızca en ağır olanı uygulanır. Eğer usulsüzlük cezası kesilmiş bir fiil sonucunda sonradan vergi ziyaına neden olduğu tespit edilirse, kaybedilen vergi için vergi ziyaı cezasıyla eksik kesilen cezanın tamamlanması sağlanabilir.
Vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları ile vergi kaçakçılığı cezaları ve diğer kanunlarda öngörülen cezalar, cezaların birleştirilmesi veya tekerrürü açısından bir araya getirilemez. Yani farklı neviden bu suçların her birisi ayrı ayrı cezaya tabi olup birleşme hükümleri uygulanamamaktadır.
Vergi cezası ile cezalandırılan fiiller, aynı zamanda vergi kaçakçılığı suçu oluşturuyorsa, bu durum vergi cezasının uygulanmasına engel teşkil etmez ve ilgili kanun maddesi uyarınca ayrıca soruşturma yapılabilir. Bu durumda her iki ceza da hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır.
Tekerrür
Vergi ziyaı cezası kesinleşmiş olan kişilere, eğer tekrar ceza kesilirse, bu cezalar artırımlı olarak uygulanır. Vergi ziyaı cezasında, cezanın kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde tekrar ceza kesilirse, ceza %50 oranında artırılır. Bu beş yıllık süre hesaplanırken, artırıma esas alınan cezanın kesinleşme tarihi dikkate alınır. Tekerrür sebebiyle uygulanacak olan bu artırım, kesinleşen cezanın tutarını geçemez. Birden fazla cezanın varlığı durumunda bu artırım, daha önce kesinleşen cezalardan tutar itibariyle en yüksek olanının tutarını aşamaz.
4.4. Vergi Ziyaı Cezasında İndirim
Vergi yükümlüsünün, vergi incelemesi başlamadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce beyanname vermesi halinde, cezanın yarı yarıya indirilmesi mümkündür.
Ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra beyanname verilmesi halinde ceza indiriminden yararlanılamayacaktır. Zira bu hükmün amacı esasen iyi niyetli yükümlülerin korunmasıdır.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Vergi Hukukunda Pişmanlık ve Islah başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4.5. Vergi Ziyaı Cezasında Zamanaşımı
Vergi ziyaı cezası için zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, ilgili vergiye ilişkin tarh zamanaşımı süresiyle aynıdır. Yani, vergi idaresi, vergi ziyaı cezasını, vergi alacağının doğduğu yılı takip eden yılın başından itibaren 5 yıl içinde tarh edebilir. Eğer bu süre içinde ceza kesilmezse, ceza zamanaşımına uğrar ve artık uygulanamaz.
Vergi ziyaına neden olunan asıl verginin doğduğu takvim yılını izleyen yılbaşından itibaren 5 senelik süre içerisinde vergi ziyaı cezası kesilmelidir. Örneğin 11 Ocak 2024 tarihinde doğan bir verginin ziyaına sebep olunduysa, vergi ziyaı cezası en geç 31.12.2029 tarihine kadar kesilmelidir. Aksi taktirde zamanaşımına uğrayacaktır.
5. Vergi Ziyaı Cezasına İtiraz ve İptal Davası
Vergi ziyaı cezalarına karşı itiraz ve iptal davası açmak için üç farklı yol bulunmaktadır:
Doğrudan Dava Açılması:
Ceza ihbarnamesinin mükellef veya sorumlulara tebliğinden itibaren, vergi mahkemesinde 30 gün içinde doğrudan iptal davası açılabilir.
Vergi Dairesine İtiraz Edildikten Sonra Dava Açılması:
Aynı süre içinde, öncelikle vergi dairesine itiraz başvurusu yapılabilir. İtiraz başvurusu yapılırsa, dava açma süresi kendiliğinden durur. Vergi idaresinin itirazı reddetmesi veya 30 gün içinde yanıt vermemesi durumunda, kalan süre içinde vergi mahkemesinde dava açılabilir.
Uzlaşma Görüşmelerinden Sonra Dava Açılması:
Mükellef veya ceza muhatabı, 30 gün içinde uzlaşma talebinde bulunabilir. Uzlaşma gerçekleşmezse, uzlaşmanın sağlanamadığına dair tutanağın tebliğinden itibaren dava açılabilir. Dava açma süresi sona ermişse ya da 15 günden az kalmışsa, bu süre tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün uzatılır. Daha önce açılmış bir dava varsa, uzlaşma süreci tamamlanmadan mahkeme bu davayı incelemez. Uzlaşma sağlanamazsa, durdurulan dava vergi dairesinin bilgilendirmesiyle yeniden görülmeye başlanır.
Bu noktada önemle ifade etmek isteriz ki, vergi ziyaı cezasına karşı iptal davası açılması cezanın tahsilini dava sonuna kadar kendiliğinden durdurmaktadır. Ayrıca yargılama sonucunda haklılık durumuna göre fahiş ve hukuka aykırı olan vergi ziyaı cezaları iptal edilebilmektedir.
Vergi Hukuku alanında görülen davalarda avukat tutmak zorunlu değildir. Diğer hukuk dallarında olduğu gibi vergi hukukunda da taraflar kendilerini bizzat temsil etmek suretiyle savunma hakkına sahiptirler. Ancak vergi hukukuna ilişkin mevzuat ve özellikle de Vergi Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından vergi alanında uzman bir avukat ile çalışılması önem arz etmektedir.
5.1.Görevli ve Yetkili Mahkeme
Uyuşmazlıkla ilgili davalarda yetkili vergi mahkemesi, kamu alacağını tarh ve tahakkuk ettiren, aynı zamanda zam ve ceza işlemlerini gerçekleştiren vergi dairesinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Yani, dava açılacak vergi mahkemesi, bu işlemleri yapan idarenin bulunduğu yerle bağlantılıdır. Görevli mahkeme ise, vergi mahkemeleridir.
6. Sıkça Sorulan Sorular
Vergi Davalarında Avukat Tutma Zorunluluğu Var mı?
Türk hukukunda, genel olarak tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmelerine izin verilmiştir. Bu durum, vergi davaları için de geçerlidir ve avukat tutmak bazı istisnalar dışında zorunlu değildir.
Ancak, Vergi Hukuku mevzuatının karmaşıklığı ve İdari Yargılama Usul Kanunu’nda belirtilen kısa ve kesin süreler gibi faktörler göz önüne alındığında, bu süreçlerin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi durumunda ciddi hatalar meydana gelebilir. Bu hatalar, hem şekil hem de esas açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
Vergi Hukuku alanında yapılan işlemler, ayrıntılı düzenlemeler ve sıkı usul kuralları içerir. Bu nedenle, sürecin doğru yönetilmesi ve hak kaybının önlenmesi adına bir vergi avukatından profesyonel destek almak büyük önem taşır. Vergi avukatı, mükelleflerin hak ve yükümlülüklerini koruyarak vergi davalarının doğru ve zamanında yürütülmesini sağlar. Bu profesyonel destek, sürecin karmaşık yapısını çözümlerken aynı zamanda hak kaybı riskini de en aza indirir.
Vergi Ceza İhbarnamesi Geldi. Ne Yapmalıyım?
Vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak tarafınıza vergi ceza ihbarnamesi geldiğinde bu ceza ihbarnamesine karşı 30 gün içerisinde vergi mahkemelerinde iptal davası açabilirsiniz. Aynı zamanda ilgili ceza ihbarnamesini gönderen vergi dairesine itiraz başvurusunda bulunmanız da mümkündür.
Vergi Ziyaı Cezasına Karşı Dava Açarsam Tahsilat Durur mu?
Vergi ziyaı cezasına karşı dava açıldığında ayrıca yürütmenin durdurulması kararı alınmasına gerek olmaksızın kendiliğinden tahsilat durmaktadır.
Vergi Ziyaı Cezası Zamanaşımına Uğradı. Buna Rağmen Dava Açmalı Mıyım?
Vergi ziyaı cezasının zamanaşımına uğraması tahsilata engel değildir. Bu nedenle zamanaşımına uğramış olmasına rağmen tarafınıza bir vergi ceza ihbarnamesi geldiği takdirde buna karşı dava açarak iptalini talep etmeniz gerekmektedir.
Bir Zamanlar Ortağı/Kanuni Temsilcisi Olduğum Şirket Artık Faal Olmamasına Rağmen Vergi Ceza İhbarnamesi Geldi. Ne Yapmalıyım?
Ticaret şirketlerin faal olmaması yahut malvarlıklarının bulunmaması nedeniyle tahsil edilemeyen vergiler ve vergi ziyaı cezaları için ortaklara veya kanuni temsilcilere vergi ceza ihbarnameleri gönderilmektedir. Ortakların ve kanuni temsilcilerin vergi ziyaı cezasından sorumluluğu belli şartların sağlanmasına bağlı olduğundan vergi dairesince bu şartlara uygun davranılmaksızın vergi ceza ihbarnamesi gönderilmesi halinde ceza ihbarnamesinin iptalinin talep edilmesi mümkündür.
Vergi Ziyaı Cezasının Fahiş Olduğunu Düşünüyorum. Ne yapmalıyım?
Vergi ziyaı cezasının miktar yönünden fahiş olduğu düşünüldüğü takdirde ihbarnameyi düzenleyen vergi dairesine itirazda bulunulması veya doğrudan vergi mahkemesinde dava açılması mümkündür. Şayet vergi ziyaı cezası kanuna ve gerçeğe aykırı olacak şekilde fahiş belirlenmişse vergi ceza ihbarnamesinin iptali söz konusu olabilecektir.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz
Yorumlar (01)