Nafaka; Boşanma Sonrası Ekonomik Dengeyi Sağlayan Hukuki Bir Araç
N
Nafaka, boşanma veya ayrılık sonrası, ekonomik olarak zor duruma düşecek olan eşe veya çocuğa, diğer eş tarafından maddi destek sağlanması amacıyla mahkeme kararıyla ödenen bir mali yükümlülüktür. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu uygulama, boşanmanın taraflar üzerindeki ekonomik etkilerini dengelemek ve özellikle geçim sıkıntısı yaşayabilecek bireyleri korumak için getirilmiştir.
Nafaka, sadece boşanan eşlerden birine değil, ortak çocukların bakım ve eğitim masraflarını karşılamak için de ödenebilir. Ayrıca, aile hukuku çerçevesinde üstsoy ve altsoy arasında da nafaka yükümlülüğü doğabilir. Nafakanın türü, miktarı ve süresi, tarafların mali durumu, boşanmadaki kusur oranları ve ihtiyaçlar doğrultusunda mahkeme tarafından belirlenir. Peki, kimler nafaka alabilir? Nafaka türleri nelerdir ve hangi şartlarda talep edilebilir? Özellikle son yıllarda süresiz nafaka tartışmaları ve Yargıtay kararları gündemdeyken, bu konu daha da önemli hale gelmiştir. Nafaka konusunda merak edilen tüm detaylar, bu yazımızda başlıklar halinde detaylı şekilde ele alınmıştır.
Yazı İçeriği
1. Nafaka Nedir?
Nafaka, boşanma, ayrılık veya belirli ailevi yükümlülükler sonucunda, bir kişinin diğerine ekonomik destek sağlaması için mahkeme kararıyla ödenmesine hükmedilen bir mali yükümlülüktür. Temel amacı, boşanma veya ayrılık sonrası ekonomik dengesizlikleri gidermek ve mağduriyetleri önlemektir. Nafaka yalnızca eşler arasında değil, çocukların veya belirli durumlarda aile bireylerinin de geçimini sağlamak için talep edilebilir.
Nafakanın Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen nafaka, aile hukuku çerçevesinde bireylerin ekonomik haklarını koruyan bir yükümlülüktür.
Hukuki dayanağı:
- Türk Medeni Kanunu Madde 175: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer taraftan ekonomik gücü oranında nafaka talep edebileceğini düzenler.
- Madde 176: Nafakanın miktarı, ödeme koşulları ve sona erme durumları hakkında hükümler içerir.
- Madde 182: Çocukların velayeti verilmeyen tarafın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkı sağlamak amacıyla iştirak nafakası ödemesini düzenler.
- Madde 364: Yardım nafakası ile üstsoy-altsoy (ebeveyn-çocuk) ve kardeşler arasındaki ekonomik destek yükümlülüğünü içerir.
Nafakanın hukuki çerçevesi, tarafların mali durumunu göz önünde bulundurarak hak kayıplarını önlemek ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.
2. Nafaka Türleri
2.1. Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası sürecinde eşlerin ve çocukların geçimini sağlamak amacıyla geçici olarak verilen bir nafaka türüdür. Evlilik birliği, boşanma kararı kesinleşene kadar hukuken sona ermediğinden, eşlerin birbirlerine karşı bakım yükümlülüğü devam eder. Bu nedenle hâkim, mali gücü yetersiz olan eş veya müşterek çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedebilir.
Tanımı:
Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açılması üzerine, davanın devamı süresince ekonomik olarak zor durumda olan eşin veya çocukların geçimini sağlamak için mahkeme tarafından re’sen veya talep üzerine verilen geçici bir nafaka türüdür.
Şartları:
Tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
- Resmi bir evliliğin bulunması: Tedbir nafakası yalnızca evli eşler arasında hükmedilebilecek bir nafaka türüdür.
- Eşlerin ayrı yaşaması: Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken ya da haklı bir sebebe dayanarak ayrı yaşama durumunda talep edilebilir.
- Haklı bir sebebin bulunması: Nafaka talebinde bulunan eşin ayrı yaşamakta haklı olması gerekmektedir.
- Maddi desteğe ihtiyaç duyulması: Tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için talepte bulunan eşin veya çocuğun mali desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edilmelidir.
Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi, boşanma davası açılmaksızın da tedbir nafakası talep edilebileceğini düzenlemektedir:
“Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.”
Süresi:
Tedbir nafakası, boşanma davası açıldığı tarihten itibaren mahkeme tarafından hükmedildiği andan itibaren geçerlidir ve kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Boşanma kararı kesinleştikten sonra:
- Eş için yoksulluk nafakasına,
- Çocuk için iştirak nafakasına
hükmedilmesi halinde, tedbir nafakasının yerini bu yeni nafaka türleri alır.
Önemli Noktalar:
Tedbir nafakası, eşin kusuruna bakılmaksızın ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda belirlenir. Müşterek çocukların velayeti geçici olarak bir eşe bırakıldığında, diğer eşten çocuğun bakım giderlerini karşılamak amacıyla çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilebilir.
Mahkeme, nafaka talebi olmasa dahi, maddi gücü yetersiz olan eş veya çocuğun yararına re’sen tedbir nafakası kararı verebilir.
Tedbir nafakası ile ilgili daha detaylı bilgilere Tedbir Nafakası ve Şartları başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
2.1. Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle ekonomik açıdan zor duruma düşecek eşe, diğer eş tarafından mali gücü oranında süresiz olarak ödenen bir nafaka türüdür. Boşanma sonrası eşlerden birinin hayat standartlarında ciddi bir düşüş yaşaması ve yoksulluğa düşmesi söz konusuysa, diğer eşe bu durumu dengelemek amacıyla nafaka ödeme yükümlülüğü getirilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, yalnızca nafaka talep eden eşin mahkemeye başvurması halinde hükmedilebilir; hâkim re’sen yoksulluk nafakasına karar veremez.
Tanımı:
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle ekonomik olarak yoksulluğa düşecek tarafa, boşanmadaki kusur durumları dikkate alınarak, diğer eş tarafından mali gücü oranında ödenmesine karar verilen nafaka türüdür. Bu nafaka türü, boşanmanın kesinleşmesinden sonra geçerli olur ve süresiz olarak devam edebilir.
Şartları:
- Boşanmanın kesinleşmiş olması: Evlilik devam ederken yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkün değildir.
- Nafaka talep edenin boşanma sonucu yoksulluğa düşmesi: Nafaka talep eden eşin, boşanma sonrasında ekonomik olarak geçimini sağlayamayacak duruma düşmesi gerekir.
- Nafaka talebinde bulunanın, boşanmada diğer eşten daha ağır kusurlu olmaması: Nafaka talep eden eş, boşanmaya sebep olan olaylarda diğer eşten daha fazla kusurlu ise nafaka talebi reddedilebilir.
- Nafaka talebinin mahkemeye sunulması: Yoksulluk nafakası, ancak nafaka talep eden eşin başvurusu üzerine mahkeme tarafından karara bağlanabilir. Hâkim re’sen yoksulluk nafakasına hükmedemez.
Ayrıca, nafaka talep eden eşin çalışabilir durumda olmasına rağmen çalışmayı reddetmesi ve bu nedenle yoksulluğa düşmesi durumunda, nafaka talebi mahkeme tarafından reddedilebilir. Zira, geçimini sağlayabileceği bir mesleğe sahip olmasına rağmen çalışmayan kişinin nafaka talebi, hukukun dürüstlük ilkesiyle bağdaşmaz.
Süresi:
Yoksulluk nafakası süresiz olarak ödenmesine hükmedilebilecek bir nafaka türüdür. Ancak nafaka yükümlülüğü belirli durumlarda sona erer:
- Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi,
- Nafaka alacaklısının veya nafaka ödeyenin ölümü,
- Nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması (Örneğin, düzenli ve yeterli bir gelire sahip olması),
- Nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir hayat sürmesi gibi durumlarda, mahkeme kararıyla nafakanın sona ermesine karar verilebilir.
Süresiz nafaka uygulaması, doktrinde ve yargı pratiğinde sıkça tartışılan bir konudur. Süresiz nafakanın kaldırılması veya belirli bir süreyle sınırlandırılması konusunda farklı görüşler ve öneriler bulunmaktadır. Bu konuda daha detaylı bilgilere Süresiz Nafaka ve Süresiz Nafakaya İlişkin Hukuki Değerlendirme ve Yurtdışında Nafaka yazılarımızdan ulaşabilirsiniz.
Yetkili ve Görevli Mahkeme:
- Yoksulluk nafakası davasına bakmakla görevli mahkeme Aile Mahkemesi olup, Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
- Boşanma davası devam ederken yoksulluk nafakası talep edilirse, yetkili mahkeme boşanma davasına bakan mahkemedir.
- Boşanma kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası talebiyle dava açılmak istenirse, talep eden davacının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi yetkilidir.
Boşanmanın kesinleşmesinden en geç 1 yıl içinde yoksulluk nafakası talebiyle dava açılması gerekmektedir. Aksi takdirde nafaka talep etme hakkı zamanaşımına uğrar.
Yoksulluk nafakası ile ilgili daha detaylı bilgilere Yoksulluk Nafakası ve Şartları başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
2.3. İştirak Nafakası
İştirak nafakası, boşanma sonrası çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılımı sağlamak amacıyla, velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, mali gücü oranında ödemekle yükümlü olduğu nafaka türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi kapsamında düzenlenen iştirak nafakasına hükmedilirken, çocuğun yüksek menfaati gözetilir ve mahkeme, tarafların taleplerinden bağımsız olarak karar verebilir.
Tanımı:
İştirak nafakası, boşanma sonucunda çocuğun velayet hakkının bir ebeveyne verilmesi durumunda, velayeti alamayan ebeveynin, çocuğun bakım, sağlık, eğitim ve genel yaşam giderlerine katkıda bulunmak için ödemek zorunda olduğu mali destektir.
Şartları:
İştirak nafakasına hükmedilebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
- Müşterek çocuğun velayetinin bir tarafa verilmiş olması: Boşanma sürecinde veya sonrasında çocuğun velayetinin bir eşe verilmesi gereklidir.
- Velayeti almayan tarafın mali gücü oranında katkıda bulunması: Nafaka yükümlüsü olan ebeveynin ekonomik durumu ve mali gücü dikkate alınarak nafaka miktarı belirlenir.
- Çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ödenmesi: Mahkeme, çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve sosyal gelişimi için gerekli harcamaları göz önünde bulundurarak nafakaya hükmeder.
İştirak nafakası, boşanma davası sırasında talep edilebileceği gibi, boşanma kesinleştikten sonra da açılacak ayrı bir dava ile talep edilebilir. Boşanma davası süresince çocuğun velayeti geçici olarak bir tarafa verilmişse, mahkeme tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir. Boşanma kesinleştikten sonra ise bu nafaka iştirak nafakasına dönüşebilir.
Mahkeme, çocuğun yüksek menfaatini göz önünde bulundurduğundan, boşanma sırasında iştirak nafakasına hükmedilmemiş olsa bile, ilerleyen süreçte nafaka talep edilmesine engel teşkil etmez. Birden fazla çocuk varsa, her bir çocuğun ihtiyaçları ayrı ayrı değerlendirilerek nafaka miktarı belirlenir.
Süresi:
İştirak nafakası, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuğun eğitimine devam etmesi durumunda nafaka ödeme yükümlülüğü uzayabilir.
- Çocuğun eğitimi devam ediyorsa: Türk hukuk sistemine göre, anne ve babanın çocuğa bakma yükümlülüğü yalnızca erginlik yaşıyla sona ermez; çocuğun eğitim hayatı sürdüğü müddetçe nafaka yükümlülüğü yardım nafakası adı altında devam edebilir.
- Çocuğun çalışmaya başlaması: Çocuğun kendi geçimini sağlayabilecek düzeyde bir işe başlaması durumunda, mahkemeye başvurularak iştirak nafakasının kaldırılması talep edilebilir.
Yetkili ve Görevli Mahkeme:
- İştirak nafakası davalarına bakmakla görevli mahkeme Aile Mahkemesi olup, Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
- Nafaka alacaklısı olan çocuğun veya velayeti alan ebeveynin yerleşim yeri yetkili mahkeme olarak kabul edilir.
- Boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep edilmişse, yetkili mahkeme boşanma davasına bakan Aile Mahkemesi’dir.
İştirak nafakası ile ilgili daha detaylı bilgilere İştirak – Çocuk İçin Nafaka ve Koşulları başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
2.4. Yardım Nafakası
Yardım nafakası, bir kişinin yoksulluğa düşmesini önlemek amacıyla, ekonomik olarak daha iyi durumda olan altsoy, üstsoy veya kardeşlerinden mali destek almasını sağlayan nafaka türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 364. maddesinde düzenlenen yardım nafakası, aile bireyleri arasındaki dayanışmayı sağlamak ve ekonomik zorluk içinde olan yakın akrabaların mağduriyetini önlemek amacıyla hükmedilir.
Tanımı:
Yardım nafakası, maddi durumu yetersiz olan ve geçimini sağlayamayacak durumda bulunan bir kişinin, altsoy (çocuk), üstsoy (anne-baba, büyükanne-büyükbaba) veya kardeşlerinden mali yardım almasını sağlayan nafaka türüdür.
Şartları:
Yardım nafakasına hükmedilebilmesi için şu koşulların sağlanması gerekmektedir:
- Nafaka talep edenin yoksulluğa düşecek durumda olması: Yardım nafakası, sadece gerçekten muhtaç olan kişilere verilir. Nafaka talep eden kişi, yaşamını sürdürebilecek asgari düzeyde gelir veya mal varlığına sahip değilse bu nafakayı talep edebilir.
- Nafaka yükümlüsünün mali gücünün bulunması: Nafaka ödeyecek kişi, ekonomik olarak yeterli gelire sahip olmalı ve nafaka ödemesi, kendi geçimini tehlikeye atmamalıdır.
- Kan hısımlığı bulunması: Yardım nafakası yalnızca altsoy (çocuklar), üstsoy (ebeveynler) ve kardeşler arasında hükmedilebilir. Kardeşler arasındaki nafaka yükümlülüğü diğer hısımlardan farklı olarak, yalnızca nafaka talep edilen kardeşin refah içinde olması durumunda geçerlidir.
- Talep şartı: Yardım nafakasına ancak mahkemeye yapılan bir başvuru sonucu karar verilebilir. Hâkim, re’sen yardım nafakasına hükmedemez.
Yardım nafakası, ikincil bir nafaka türüdür, yani öncelikli nafaka türleri talep edilmeden doğrudan yardım nafakası istenemez. Nafaka talep eden kişi, önce bakım yükümlülüğü olan kişilerden (örneğin, anne-babasından veya eşinden) destek istemeli, bu talebin olumsuz sonuçlanması durumunda yardım nafakası talep edebilir.
Süresi:
Yardım nafakası, nafaka talep edenin yoksulluk durumu devam ettiği sürece ödenir. Ancak aşağıdaki durumlarda sona erebilir:
- Nafaka alacaklısının ekonomik durumunun düzelmesi,
- Nafaka yükümlüsünün mali durumunun kötüleşmesi,
- Taraflardan birinin ölümü.
Yetkili ve Görevli Mahkeme:
Yardım nafakası talep eden kişi, yerleşim yerindeki Aile Mahkemesinde dava açabilir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi bu davaya bakmakla yetkilidir.
Yardım nafakasına ilişkin daha detaylı bilgilere “Yardım Nafakası ve Şartları” başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
3. Nafaka Miktarının Belirlenmesi
Nafaka miktarı, mahkeme tarafından tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak hakkaniyet ilkesi çerçevesinde belirlenir. Nafaka yükümlüsünün ödeme gücü ile nafaka alacaklısının ihtiyaçları dengelenerek adil bir miktar belirlenmeye çalışılır. Mahkeme, nafaka yükümlüsünün gelir düzeyini, mal varlığını ve ödeme gücünü incelerken, nafaka alacaklısının geçim durumu ve yaşam standartlarını da göz önünde bulundurur. Özellikle iştirak nafakasında çocuğun eğitim, sağlık ve temel bakım giderleri belirleyici faktörler arasındadır. Hakim, tarafların mali durumlarını değerlendirerek, ekonomik koşullara uygun bir nafaka miktarına hükmeder.
Nafaka Miktarının Belirlenmesinde Dikkate Alınan Temel Kriterler:
- Tarafların mali durumu: Gelir durumu, mal varlığı, çalışma koşulları ve yaşam standartları değerlendirilir.
- Nafaka talep edenin ihtiyaçları: Geçim durumu, yaşam koşulları ve gelir elde etme imkanı göz önüne alınır.
- Çocuklar için nafaka (İştirak nafakası): Çocuğun yaşı, eğitim giderleri, sağlık ihtiyaçları ve genel bakım masrafları belirleyicidir.
- Boşanmadaki kusur durumu (Yoksulluk nafakası için): Daha ağır kusurlu olan eş lehine nafaka bağlanmaz.
- Hayat pahalılığı ve ekonomik koşullar: Enflasyon, alım gücü ve geçim şartlarındaki değişimler dikkate alınarak nafaka miktarı güncellenebilir.
4. Nafaka Miktarının Artırılması veya Azaltılması Koşulları
Nafaka miktarı, hükmedildiği tarihteki ekonomik ve sosyal koşullara göre belirlenir. Ancak zaman içinde tarafların mali durumlarında veya yaşam koşullarında önemli değişiklikler meydana gelebilir. Bu tür değişiklikler, nafaka miktarının artırılması, azaltılması veya tamamen kaldırılması için mahkemeye başvurulmasını gerektirebilir.
Nafaka Miktarının Artırılması veya Azaltılması Gerektiren Durumlar:
- Tarafların mali durumunda değişiklik: Nafaka yükümlüsünün gelirinde önemli bir artış olması veya nafaka alacaklısının ekonomik şartlarının kötüleşmesi halinde, nafaka artırımı talep edilebilir. Tersi durumda, yani nafaka yükümlüsünün maddi zorluk yaşaması halinde nafakanın azaltılması istenebilir.
- Çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi: İştirak nafakası için çocuğun eğitim, sağlık veya genel bakım giderlerinde artış olması halinde nafaka artırılabilir. Çocuğun ekonomik bağımsızlığını kazanması veya kendi geçimini sağlayabilir hale gelmesi durumunda ise nafaka azaltılabilir veya kaldırılabilir.
- Hayat pahalılığı ve ekonomik koşullar: Enflasyon, alım gücü düşüşü ve genel ekonomik dalgalanmalar nedeniyle nafaka miktarının yetersiz hale gelmesi, artırımı gerektirebilir.
- Nafaka borçlusunun ekonomik yükünün artması: Nafaka ödeyen kişinin yeni bir aile kurması, başka çocuklarının olması veya işini kaybetmesi gibi nedenler, nafakanın azaltılması için gerekçe olabilir.
- Nafaka alacaklısının ekonomik bağımsızlığını kazanması: Nafaka alan eşin işe başlaması, düzenli bir gelire sahip olması veya miras gibi yeni mali kaynaklara ulaşması durumunda nafaka miktarı azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir.
Nafaka miktarının artırılması veya azaltılması için nafaka yükümlüsü veya alacaklısı, yetkili Aile Mahkemesi’ne başvurarak nafaka uyarlama davası açabilir. Mahkeme, tarafların mali durumlarındaki değişiklikleri değerlendirerek hakkaniyet çerçevesinde yeni bir karar verebilir.
5. Nafakanın Sona Ermesi
Nafaka, belirli koşulların devam etmesi halinde hükmedilen bir mali yükümlülük olup, bu koşulların ortadan kalkması durumunda nafaka ödeme yükümlülüğü sona erebilir. Mahkeme kararıyla bağlanan nafaka türleri, hukuki ve sosyal değişikliklere bağlı olarak kaldırılabilir.
Nafakanın Sona Erme Sebepleri:
- Yeniden Evlenme: Nafaka alacaklısı, yeni bir evlilik yaptığında yoksulluk nafakası hakkını kaybeder ve nafaka sona erer. Ancak iştirak nafakası (çocuk için) devam eder.
- Taraflardan Birinin Ölümü: Hem nafaka yükümlüsünün hem de nafaka alacaklısının ölümü halinde nafaka yükümlülüğü kendiliğinden sona erer. Nafaka, mirasçılara geçmez.
- Nafaka Alacaklısının Yoksulluk Halinin Ortadan Kalkması: Yoksulluk nafakası, sadece boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşen tarafa bağlanır. Nafaka alacaklısı, düzenli bir gelir elde etmeye başlarsa veya ekonomik olarak kendi geçimini sağlayabilecek bir duruma gelirse, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir.
- Çocuğun Ergin Olması (İştirak Nafakası için): İştirak nafakası, kural olarak çocuk 18 yaşına geldiğinde sona erer. Ancak çocuğun eğitimi devam ediyorsa, mahkeme kararıyla nafakanın yardım nafakası adı altında uzatılması mümkündür.
- Haysiyetsiz Hayat Sürme: Nafaka alacaklısının toplum içinde ahlaka aykırı veya kamu düzenini bozucu bir yaşam sürmesi durumunda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Bu durum, özellikle yoksulluk nafakası açısından değerlendirilir.
- Nafaka Ödeyenin Mali Güç Kaybı: Nafaka yükümlüsü, ciddi ekonomik sıkıntıya girerse ve nafaka ödeme gücü kalmazsa, mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını veya azaltılmasını isteyebilir.
Nafakanın sona ermesi için mahkemeye başvurulması ve karar alınması gerekmektedir. Hakim, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını inceleyerek hakkaniyet çerçevesinde nafakanın kaldırılmasına veya devam etmesine karar verir.
6. Nafaka Davaları ve Süreçleri
Nafaka davaları, nafaka talebinde bulunan tarafın geçim sıkıntısını gidermek veya çocukların bakım ve eğitim giderlerini karşılamak amacıyla açtığı davalardır. Bu davalar, boşanma süreciyle birlikte görülebileceği gibi, boşanma sonrasında ayrı bir dava olarak da açılabilir. Mahkeme, tarafların mali durumlarını ve nafaka talebinin haklı olup olmadığını değerlendirerek karar verir.
6.1. Nafaka Talebi Nasıl Yapılır?
Nafaka talebinde bulunmak isteyen kişi, nafaka türüne bağlı olarak boşanma davası içinde veya bağımsız bir nafaka davası açarak mahkemeye başvurabilir.
- Boşanma davası içinde nafaka talebi: Boşanma davası açan eş, dilekçesinde tedbir, yoksulluk veya iştirak nafakasını talep edebilir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını inceleyerek bu talepler hakkında karar verir.
- Bağımsız nafaka davası: Boşanma davası sırasında nafaka talep edilmemişse veya boşanma kesinleştikten sonra nafaka bağlanması isteniyorsa, ayrı bir nafaka davası açılabilir. Yardım nafakası gibi talepler için de bağımsız dava açılması gerekmektedir.
- Nafaka artırımı veya kaldırılması talebi: Nafaka miktarının artırılması, azaltılması veya tamamen kaldırılması için, nafaka yükümlüsü veya alacaklısı mahkemeye başvurarak nafaka uyarlama davası açabilir.
6.2. Nafaka Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkemeler
Görevli Mahkeme: Nafaka davalarına Aile Mahkemeleri bakar. Aile Mahkemesi olmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi nafaka davalarına bakmakla görevlidir.
Yetkili Mahkeme: Boşanma davası içinde nafaka talep ediliyorsa, boşanma davasına bakan mahkeme yetkilidir. Bağımsız nafaka davalarında, nafaka talep edenin veya nafaka yükümlüsünün yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
6.3. Nafakanın Ödenmemesi Durumunda Başvurulacak Hukuki Yollar
Nafaka yükümlüsü, mahkeme kararına rağmen nafaka ödemelerini yapmazsa, nafaka alacaklısı aşağıdaki yasal yollarla hakkını arayabilir:
- İcra Takibi: Nafaka alacaklısı, icra müdürlüğüne başvurarak nafaka borçlusu hakkında icra takibi başlatabilir. Ödenmeyen nafaka miktarı, borçlunun maaşına veya mal varlığına haciz konularak tahsil edilebilir.
- Tazyik Hapsi (Hapis Cezası): Nafaka borcunu ödemeyen kişi hakkında İcra ve İflas Kanunu uyarınca tazyik hapsi uygulanabilir. Bu hapis cezası, borcun ödenmesi halinde sona erer.
- Nafaka Artırım veya Uyarlama Davası: Nafaka borçlusunun ekonomik durumu iyileştiğinde veya nafaka alacaklısının mağduriyeti arttığında mahkemeye başvurularak nafaka miktarı güncellenebilir.
Mahkeme kararı ile belirlenen nafaka ödemeleri, yasal bir yükümlülük olup, ödenmemesi halinde icra ve hukuk yollarıyla tahsil edilmesi mümkündür.

