Tüketiciler tarafından yapılan alım – satım ilişkilerinde ödemenin senetle takside bağlanması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Tüketici senetleri daha çok konut, otomobil, beyaz eşya veya mobilya gibi görece daha yüksek bedelli malların alımında kullanılmakta olup tüketici senedi ile satıcı taraf bedeli bir nevi teminat altına almaktadır. Tüketici senedinin karşılığı ödendikten sonra bu senedin tüketiciye iadesi gerekmekteyse de bazı durumlarda karşılığı ödenen tüketici senetleri iade edilmemektedir. İşte bu durumda açılacak dava ile karşılığı ödenen senedin iadesi sağlanabilecektir.
Yazı İçeriği
1. Tüketici İşlemi Nedir?
2. Tüketici Senedi Nedir?
3. Tüketici Senedinin Özellikleri Nelerdir?
4. Nama Yazılı Tüketici Senetlerinin Devri ve Defiler
5. Karşılığı Ödenen Tüketici Senedinin Başka Bir Kişiye Devredilmesi
6. Karşılığı Ödenen Tüketici Senedi Nedeniyle Menfi Tespit Davası
7. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Hukuki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde olması halinde 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun tüketiciyi koruyucu farklı düzenlemeler barındırmaktadır. Tüketiciler tarafından tanzim edilen senetler bakımından da bu şekilde tüketiciyi korumaya yönelik bir takım düzenlemeler öngörülmüş olup bu yazımızda da karşılığı ödenen tüketici senetlerinin iadesi konusu üzerinde durulacaktır.
1. Tüketici İşlemi Nedir?
Tüketici senetleri hakkında açıklama yapabilmek için öncelikle tüketici işleminin ne olduğunun açıklanması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için işlemin bir tarafının tüketici olması gerekmektedir. Tüketici ise herhangi bir ticari amacı olmadan tüketim amacıyla hareket eden bireysel kullanıcıları ifade etmektedir.
2. Tüketici Senedi Nedir?
Tüketici senedi, en geniş anlamıyla tüketici işlemleri nedeniyle tüketici tarafından düzenlenen senetleri kapsamaktadır.
Kural olarak senetlerin düzenlenme sebeplerinden bağımsız olduğu kabul edilse de her senedin bir düzenlenme sebebi bulunmaktadır. İşte burada senedi düzenleyen kişi, senedi bir tüketici işleminin karşılığı olarak düzenlediyse tüketici senedinden bahsedilebilecektir.
Örneğin bir kimsenin evinde kullanmak amacıyla satın aldığı bir beyaz eşyanın taksitleri için düzenlediği senet temeldeki işlem tüketici işlemi olduğu için tüketici senedi olarak kabul edilecektir.
3. Tüketici Senedinin Özellikleri Nelerdir?
Genel olarak senetlerin özellikleri ve bulunması gereken zorunlu unsurlar 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Tüketici senetleri de genel olarak senetlerde bulunması gereken tüm unsurları taşımakla birlikte Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile tüketici senetlerine bir takım şartlar getirilmiştir.
Buna göre tüketici senetlerinin en önemli özelliği senetlerin sadece nama yazılı olarak düzenlenebilecek olmasıdır. Genel olarak senetler nama, emre veya hamiline olarak düzenlenebilecek olup tüketici senetleri ise sadece nama yazılı olarak düzenlenebilecektir.
Tüketici senetlerinin bir diğer özelliği ise tüketicinin satın aldığı mala karşılık düzenlenen bu senetlerin her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenmesi gerekmesidir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre bu iki özelliği taşımayan senetler, tüketici yönünden geçersiz kabul edilecektir.
Senetlerin özellikleri ve senetlerde bulunması gereken zorunlu unsurlar hakkında daha detaylı bilgi için “Senette Bulunması Gereken Unsurlar” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Nama Yazılı Tüketici Senetlerinin Devri ve Def’iler
Nama yazılı tüketici senetlerini diğer senet türlerinden ayıran en önemli özellik senedin devir biçimi ve devir sonrası ileri sürülebilecek defilerdir.
Kural olarak bir senedin üzerinde nama yazılı olduğuna dair kayıt bulunması halinde bu senet artık nama yazılı hala gelecektir. Nama yazılı senetler ise ciro yolu ile değil alacağın temliki yolu ile devredilebilecektir.
Ciro, senedin arkasına düşülen bir kayıt olup senedin ve hakkın devredilmesine dair idare beyanını göstermektedir. Alacağın temliki de yazılı bir devir usulüne bağlı olup yine senedin arkasına düşülecek kayıt ile devir gerçekleşecektir.
Bir senedin nama yazılı olmasının getirdiği en önemli avantaj senedi devreden kişinin ileri sürebileceği defiler bakımındandır. Kural gereği senetler, temel ilişki sebebinden bağımsız olarak devredilirler. Şu durumda senet borçlusu, senedi elinde bulunduran kişiye karşı temel ilişkiye dayanarak defi ve itirazlarda bulunamayacaktır. Bununla birlikte nama yazılı senetlerde ise alacağın temliki söz konusu olduğundan senet borçlusu temel ilişkiden kaynaklanan tüm defi ve itirazları senedi elinde bulunduran hak sahibine karşı ileri sürebilecektir.
5. Karşılığı Ödenen Tüketici Senedinin Başka Bir Kişiye Devredilmesi
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere tüketici senetleri nama yazılı olarak düzenlenmek zorundadır. Nama yazılı olarak düzenlenen senetler bakımından ise senedin bir üçüncü kişiye devredilmesi durumunda borçlu tüketici senedi devralan kişiye karşı temel ilişkiden kaynaklanan itiraz ve savunmalarını ileri sürebilecektir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, tüketici tarafından satın alınan bir beyaz eşyanın taksitleri için mağaza sahibine nama yazılı bir tüketici senedi verildiğinde senet borcu ödendiği zaman senedin tüketiciye iade edilmesi gerekmektedir. Fakat mağaza sahibi tarafından senet tüketiciye verilmez ve borcu için bir başka kişiye devredilirse bu durumda tüketicinin aynı borcu iki defa ödeme durumu doğacaktır.
İşte senedin nama yazılı olduğu durumda tüketici, senedi elinde bulunduran bu kişiye karşı senet bedelini mağaza sahibine ödediğini iddia ederek borçlu olmadığını ispatlayabilecekken diğer senet türleri bakımından bu savunmayı ileri süremeyecektir.
Yine benzer şekilde senet karşılığı satın alınan malın ayıplı olması halinde tüketici taraf malın ayıplı olduğunu iddia ederek senedi devralan kişiye karşı ödeme yapmaktan kaçınabilecektir.
6. Karşılığı Ödenen Tüketici Senedi Nedeniyle Menfi Tespit Davası
Mevzuata göre bir senedi elinde bulunduran kişi, ciro silsilesi de hukuka uygunsa o senet bakımından hak sahibi kabul edilmektedir. Şu durumda karşılığı ödenen bir senedin muhakkak aslı geri alınmalıdır. Aksi durumda aynı borç için iki defa ödeme yapma durumu söz konusu olabilecektir.
Tüketici senetleri bakımından da senedin borçlusu olan tüketici, borcunu ödediğinde senedi geri almalıdır. Borcun ödenmesine rağmen senet aslı iade edilmiyorsa bu durumda senedi elinde bulunduran kişiye karşı menfi tespit davası açılarak o kişiye karşı borçlu olunmadığının mahkeme aracılığıyla tespit edilmesi gerekmektedir.
Menfi tespit davası, en geniş anlamıyla borçlu olunmadığının tespiti davası olarak nitelendirilebilir. Bu davada davacı taraf, yakın bir icra tehdidi altında olduğunu ispatlayarak davalıya karşı borcu bulunmadığının tespitini istemektedir.
Menfi tespit davaları hakkında daha detaylı bilgi için “Menfi Tespit Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Karşılığı ödenen tüketici senedinin iade edilmemesi durumunda da tüketici taraf menfi tespit davası açılarak senet bedelini daha önce ödediğini ispat ederek borçlu olmadığının tespitini isteyebilecektir.
Ayrıca senet ve senet iptali ile ilgili daha detaylı bilgi için “Senet İptal Davası” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
7. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Karşılığı ödenen tüketici senedi nedeniyle menfi tespit davasında görevli mahkeme konusunda mahkeme kararlarında bir kesinlik bulunmamaktadır.
Bir görüşe göre kambiyo senetlerinin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olması nedeniyle bu dava mutlak ticari dava kabul edilerek Ticaret Mahkemelerinde görülecektir. Bir diğer görüşe göre ise temeldeki işlem tüketici işlemi olduğundan davaya bakmakla görevli mahkemeler Tüketici Mahkemeleri olacaktır.
Yetkili mahkeme ise 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirlenecek olup davalının yerleşim yeri mahkemesi ve varsa icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi yetkili olacaktır.