6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirketlerde yönetim ve temsil yetkisinin yönetim kuruluna ait olduğunu düzenlenmiştir. Yönetim kurulu üyeleri anonim şirket tüzel kişiliğinin kanuni temsilcisi olup şirketin yönetimi ve temsili görevlerini yürütürler. Yönetim kurulu üyeleri bu görevlerinin icrası sırasında Türk Ticaret Kanunu’ndan ve şirketin esas sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklere tabiidirler. Yönetim kurulu üyelerinin ilgili yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri halinde Kanun’un 553. maddesi uyarınca sorumlulukları meydana gelecektir. Yönetim ve temsil ilişkin detaylı bilgi almak için Anonim Şirketlerde Yönetim Ve Temsil başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yazı İçeriği
1. Anonim Şirketlerde Hukuki Sorumluluk
2. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Türk Ticaret Kanunu’ndan Kaynaklı Yükümlülükleri
2.1. Şirketin Üst Düzeyde Yönetimi
2.2. Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü
2.3. Rekabet Yasağı
2.4. Şirketle İşlem Yapma, Şirkete Borçlanma Yasağı
2.5. Müzakerelere Katılma Yasağı
3. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu
3.1. Gerçek Kişi Yönetim Kurulu Üyesinin Sorumluluğu
3.2. Tüzel Kişi Yönetim Kurulu Üyesi Temsilcisinin Sorumluluğu
4. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluk Nedenleri
4.1. Kusura Dayanan Sorumluluk
4.2. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk
4.3. Müteselsil Sorumluluk
4.4. Özel Sorumluluk Halleri
5. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Kamu Borçlarından Sorumluluğu
5.1. Vergi Borçlarından Sorumluluk
5.2. Kamu Borçlarından Sorumluluk
6. Yönetim Kurulu Üyesinin Yetkilerinin Devri Halinde Sorumluluk
7. Sorumluluğun Sona Ermesi
7.1. İbra
7.2. Zamanaşımı
8. Şirkete Verilen Zararın Tazmini
9. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Haksız Fiil ve Cezai Sorumluluğu
10. Sıkça Sorulan Sorular
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kusur sorumluluğudur. Bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için Kanun’dan veya da esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerin kusurlu bir şekilde ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Bununla beraber yükümlülüklerin kusurlu şekilde ihlal edilmiş olması tek başına sorumluluğu doğurmamaktadır; sorumluluğun doğması için genel hükümlerde aranan diğer şartların da sağlanması gerekir. Tüm şartların varlığı halinde yönetim kurulu üyeleri şirkete, şirketin pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına verdikleri zararlardan dolayı sorumlu olurlar. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu zamanaşımının dolması veya da genel kurul tarafından ibra kararı alınması ile sona erer.
1. Anonim Şirketlerde Hukuki Sorumluluk
Anonim şirketler tüzel kişiliği haiz olmaları dolayısıyla hak ve yükümlülüklere ehil olabilirler. Şirket tüzel kişiliği adı altında gerçekleştirilen fiillerden dolayı bir zarar meydana gelirse bundan kural olarak şirketin kendisi sorumlu olur. Aynı şekilde anonim şirketin kamu borçlarından da kural olarak şirketin kendisi sorumludur.
Ancak bazı hallerde şirketin yönetim kurulu üyelerinin de sorumluluğu doğabilmektedir. Yönetim kurulu üyeleri Kanun’dan veya esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde ilgili ihlal dolayısıyla vermiş oldukları zararlardan sorumlu olurlar. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna sebebiyet veren bir diğer hal ise anonim şirketin kamu borçlarıdır. Anonim şirketin kamu borçları şirketten tahsil edilemezse bu borçlar için de yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilecektir.
2. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Türk Ticaret Kanunu’ndan Kaynaklı Yükümlülükleri
Anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri, yönetim kuruluna seçilmeleri ile birlikte Türk Ticaret Kanunu’ndan doğan birtakım yükümlülüklere tabi olurlar. Yönetim kurulu üyelerinin Kanun’dan doğan yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri halinde sorumlulukları gündeme gelecektir ve bu kapsamda şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına verdikleri zararlardan dolayı sorumlu tutulabileceklerdir. Ancak kusura dayalı olarak yükümlülük ihlalinde bulunulması tek başına sorumluluğun doğmasına neden olmayacaktır. Sorumluluğun doğması için genel hükümlerde aranan diğer şartların da sağlanmış olması gerekir. Bahsi geçen şartlar; hukuka aykırı bir eylem, (yükümlülük ihlali), zarar, hukuka aykırı eylem ile zarar arasında nedensellik bağı ve kusurdur. Tüm bu unsurların birlikte bulunması halinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilecektir.
Yönetim kurulu üyelerinin Kanun’dan doğan yükümlülüklerinin yanında şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerine de uygun davranmaları ve kusurlarıyla, ilgili yükümlülüklerini ihlal etmemeleri gerekmektedir. Kanun’dan doğan yükümlülükler tüm anonim şirket yönetim kurulu üyeleri için geçerlidir. Şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülükleri ise her bir anonim şirket için farklı olabilir. Zira her anonim şirketin kendine has bir esas sözleşmesi vardır. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Anonim Şirket Esas Sözleşmesi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yönetim kurulu üyelerinin Kanun’dan doğan yükümlülükleri temelde beş başlık altında incelenebilir.
2.1. Şirketin Üst Düzeyde Yönetimi
Türk Ticaret Kanunu’nun 375. maddesinde yönetim kurulunun vazgeçilemez ve devredilemez görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi yönetim kurulunun vazgeçilemez görevlerinin özünü oluşturmaktadır.
Üst düzey yönetim kavramı yönetim kurulunun şirketin esas sözleşmesinde belirlenen faaliyet kapsamı doğrultusunda şirketin yapısal, stratejik ve hukuki sınırlarının çizilmesi anlamına gelmektedir. Tanımından da anlaşılabileceği gibi şirketin üst düzeyde yönetimi münhasır yetkiler arasındaki en önemli ve en temel yetkidir.
Üst düzey yönetim ve gözetim kapsamına giren işler; şirketin genel işletme politikası başta olmak üzere finansman, yatırım gibi şirket hedeflerinin karara bağlanması, bu hedeflere ulaşmak için kullanılan araçların seçilmesi ve hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığının gösterilmesi ile stratejilerin tespit edilmesidir. Buna göre yönetim kurulunun üst düzey yönetim yetkisine üç temel görev ve yetki girmekte olup sayılan görev ve yetkileri kusurlarıyla ihlal eden yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun doğması söz konusu olabilecektir.
2.2. Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü
Türk Ticaret Kanunu’nun 369. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin özen ve bağlılık yükümlülüğü düzenlenmiştir. İlgili hükme göre yönetim kurulu üyeleri, görevlerini tedbirli bir yöneticinin dikkat ve özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri, gerek Kanun’dan gerekse de şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirirken TTK madde 369’da düzenlenen özen ve bağlılık yükümlülüğüne uygun hareket etmekle yükümlüdür.
Özen yükümlülüğü ile kastedilen yönetim kurulu üyelerinin şirketin yönetimi ve temsili esnasında tedbirli ve dikkatli bir yönetici gibi karar almasıdır. Bunun ötesinde, alınan kararların şirketi nihai bir başarıya götürüp götürmemesi önem taşımamaktadır. Önem arz eden yönetim kurulu üyesinin şirketin yönetimi ve temsili amacıyla almış olduğu karar esnasında gerekli tüm özeni göstermiş, makul ve mümkün olabilecek her olasılığı değerlendirmiş olmasıdır. Bu unsurları taşıyan bir kararın neticesi şirket aleyhine olumsuz sonuç doğurmuş olsa dahi yönetim kurulu üyesinin TTK madde 369 kapsamında sorumluluğuna gidilemeyecektir.
2.3. Rekabet Yasağı
Türk Ticaret Kanunu’nun 369. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin şirket ile rekabet yasağı düzenlenmiştir. İlgili hükme göre anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri kendi hesaplarına, şirketin genel kurulundan izin almaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş ve işlemlerde bulunamayacaklardır. Aynı şekilde, yönetim kurulu üyelerinin bu tip şirketlere sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla dâhil olmaları da mümkün değildir.
Şirketin işletme konusuna giren ve yasak kapsamında olan iş ve işlemler, şirketin esas sözleşmesinde yazan iş ve işlemler olabileceği gibi esas sözleşmede yazmasa dahi şirketin fiilen uğraştığı iş ve işlemler de olabilecektir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyesi, kendi hesabına şirketin fiilen uğraştığı ve işletme konusuna giren ticari iş ve işlemlerde bulunduğu takdirde işbu işletme konusunun esas sözleşmede yazmadığından bahisle sorumluluktan kurtulamayacaktır.
2.4. Şirketle İşlem Yapma, Şirkete Borçlanma Yasağı
Türk Ticaret Kanunu’nun 395. maddesinde şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı hüküm altına alınmıştır. İlgili hükme göre yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapması yasaklanmıştır.
Yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan izin almaksızın şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapması halinde şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilecektir. Ancak ilgili işlemi gerçekleştiren yönetim kurulu üyesinin işlemin batıl olduğunu ileri sürmesi mümkün değildir; yönetim kurulu üyesi işlemle bağlı olacaktır.
Bunun yanı sıra pay sahibi olmayan anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin de şirkete borçlanması yasaklanmıştır. Şirket, bu üyeler için garanti, kefalet ve teminat veremeyecek, borçlarını devralamayacaktır. Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyelerinin işbu yükümlülüklerini ihlal ettiği durumlarda ise şirket alacaklıları, şirketin borçlandığı tutar oranında ilgili yönetim kurulu üyelerini doğrudan takip etme imkânına sahip olacaklardır.
2.5. Müzakerelere Katılma Yasağı
Türk Ticaret Kanunu’nun 393. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin müzakerelere katılma yasağı düzenlenmiştir. İlgili hükme göre yönetim kurulu üyeleri kendilerinin veya ilgili hükümde açıkça gösterilen yakınlarının kişisel menfaatleri ile şirketin menfaatinin çatıştığı hallerde müzakerelere katılamayacaklardır.
Müzakerelere katılma yasağı, dürüstlük kuralının bir uzantısıdır. Menfaatin kişisel menfaat niteliğinde olup olmadığı tartışmalı hale gelirse, yönetim kurulu söz konusu üyenin katılımı olmaksızın bir toplantı düzenler. Düzenlenen toplantıda, yönetim kurulu menfaatin kişisel menfaat niteliğinde olup olmadığı konusu hakkında nihai kararı verir.
3. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu
Yönetim kurulu üyeleri gerçek kişi olabilecekleri gibi tüzel kişi de olabilirler. Bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu üyenin gerçek ve tüzel kişi olmasına göre iki ayrı durumda incelenmelidir.
3.1. Gerçek Kişi Yönetim Kurulu Üyesinin Sorumluluğu
Gerçek kişi yönetim kurulu üyesi kusuruyla vermiş olduğu zararlardan dolayı bizzat sorumludur.
3.2. Tüzel Kişi Yönetim Kurulu Üyesi Temsilcisinin Sorumluluğu
Yönetim kurulu üyesinin bir tüzel kişi olması halinde üye olan tüzel kişiliği temsilen bir gerçek kişi görevlendirilir. Bu halde yönetim kurulu üyesi tüzel kişi olduğundan herhangi bir zararın meydana gelmesi halinde ilgili zarardan bizzat tüzel kişi sorumlu olur. Temsilcinin herhangi bir sorumluluğu yoktur.
4. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluk Nedenleri
4.1. Kusura Dayanan Sorumluluk
Yönetim kurulu üyeleri, Kanun’dan doğan ve şirket esas sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklerine uygun davranmakla mükelleftirler. Yönetim kurulu üyeleri yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ederlerse şirketin, pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının uğramış oldukları zararlardan dolayı sorumlu olurlar.
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bir kusur sorumluluğudur. Bu nedenle yönetim kurulu üyesi, üzerine düşen dikkat ve özeni yerine getirdiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir.
4.2. Sözleşmeden Doğan Sorumluluk
Yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasında sözleşmesel ilişki bulunmaktadır. Sözleşmenin türü doktrinde tartışmalı olmakla beraber genel kabul aradaki ilişkinin bir vekâlet ilişkisi, sözleşmenin de bir vekâlet sözleşmesi olduğu yönündedir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerine uygun davranmamaları şirket ile aralarındaki sözleşmenin ihlali anlamına gelecektir. Bu nedenle açılacak sorumluluk davasında sözleşmenin ihlali sebebine dayanılması da mümkündür.
Yönetim kurulu üyesi ile şirket arasındaki ilişki sözleşme temeline dayandığından, sözleşmesel sorumluluktaki kusur karinesi geçerlidir. Bu nedenle açılan bir sorumluluk davasında yönetim kurulu üyesi, ilgili olayda bir kusurunun olmadığını ispat külfeti altındadır. Zarara neden olan işleme katılmama, kararın alındığı müzakereye katılmama gibi hususlar kusur karinesini çürütmede kullanılabilir.
4.3. Müteselsil Sorumluluk
TTK madde 557’de teselsül olarak ifade edilen, birden çok yönetim kurulu üyesinin aynı zarardan sorumlu olmaları hali düzenlenmiştir.
Hükme göre, zarara birden çok yönetim kurulu üyesi sebebiyet vermişse, ilgili zarardan her bir yönetim kurulu üyesi, kusuruna ve durumun gereklerine göre, zararın şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde, diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır.
Bu halde açılacak tazminat davasında birden çok sorumlu kişi zararın tamamı için birlikte dava edilebilir ve hâkimin aynı davada her bir davalının tazminat borcunu belirlemesi istenebilir.
4.4. Özel Sorumluluk Halleri
TTK m.549’a göre şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması, birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemler ile ilgili belgelerin yanlış, hileli, sahte olmasından doğan zararlardan belgeleri düzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumlu olacaktır.
TTK m.550’ye göre sermaye tamamıyla taahhüt olunmamış veya karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla, şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilecek ve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birlikte müteselsilen ödeyeceklerdir. Aynı şekilde sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilen ve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumlu olacaklardır.
TTK m.551’e göre aynî sermayenin veya devralınacak işletme ile ayınların değerlemesinde emsaline oranla yüksek fiyat biçenler, işletme ve aynın niteliğini veya durumunu farklı gösterenler ya da başka bir şekilde yolsuzluk yapanlar, bundan doğan zarardan sorumlu olacaklardır.
TTK m.552’ye göre bir şirket kurmak veya şirketin sermayesini artırmak amacıyla yahut vaadiyle halka her türlü yoldan çağrıda bulunularak para toplanması yasaktır.
Yönetim kurulu üyelerinin sayılan bu durumları kusurlarıyla gerçekleştirmeleri halinde sorumluluklarına gidilebilecektir.
5. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Kamu Borçlarından Sorumluluğu
Anonim şirketin kamu borçları öncelikle asıl borçlu olan anonim şirketten tahsil edilmeye çalışılır. Borcun şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılır ya da tahsil edilemezse borç ikinci derece sorumlu olan yönetim kurulu üyesinin malvarlığından karşılanır.
5.1. Vergi Borçlarından Sorumluluk
Anonim şirketler birer tüzel kişi olduklarından çeşitli haklara sahip olup çeşitli yükümlülükler altına girebilirler. Bu yükümlülüklerinden biri de anonim şirketin vergi borçlarıdır. Kural, vergi borcunun öncelikle asıl borçlu olan şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilmesi, asıl borçludan tahsil edilememesi halinde ise ikinci derecede sorumlu olan kişilerden tahsil edilmesidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde tüzel kişinin vergi sorumlusu olması halinde vergi sorumluluğundan doğan yükümlülüklerinin şirketin kanuni temsilcisi tarafından yerine getirileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kanuni temsilcilerin ilgili yükümlülükleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı düzenlenmiştir.
Yönetim kurulu üyeleri şirketin kanuni temsilcisi olduğundan, şirketin vergi sorumluluğundan kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde şirketin vergi borcunun tahsili için öncelikle şirkete başvurulur; şirketten tahsil sağlanamaması halinde ise vergi borcu yönetim kurulu üyesinin malvarlığından karşılanır.
5.2. Kamu Borçlarından Sorumluluk
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine göre tüzel kişi şirketten tamamen tahsil edilemeyeceği anlaşılan veya da tahsil edilemeyen kamu alacakları şirketin kanuni temsilcilerinin malvarlıklarından tahsil edilir.
Dolayısıyla yönetim kurulu üyeleri şirketin zamanında ödenmeyen kamu borçlarından ikinci derecede sorumludurlar.
6. Yönetim Kurulu Yetkilerinin Devri Halinde Sorumluluk
Türk Ticaret Kanunu uyarınca yönetim kurulunun görev veya yetkisini üçüncü kişilere devretmesi mümkündür. Böyle bir devir halinde yönetim kurulu üyeleri, görev ve yetkinin devredildiği kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmayacaklardır.
Genel kural bu olmakla birlikte kanun koyucu görev ve yetkinin devredildiği durumlarda da yönetim kurulunun bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmaya devam edeceği üst gözetim yükümlülüğü olarak ifade edilen istisnai bir hal belirlemiştir. Yönetim kurulu üyelerinin, yönetim kurulunun görev ve yetkilerini devretmiş oldukları üçüncü kişilerin seçiminde makul derecede dikkat ve özen göstermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde yetki devrinde bulunan üye ilgili kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu tutulabilecekleridir.
7. Sorumluluğun Sona Ermesi
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu iki halde sona erebilmektedir. Bu durumlardan ilki genel kurulda yönetim kurulu üyesi hakkında ibra kararı alınması, ikincisi ise Kanun’da belirtilen zamanaşımı süresinin dolmasıdır.
7.1. İbra
Şirketler hukukunda ibra, yönetim kurulu üyelerinin ibraya konu hesap dönemimdeki iş ve işlemlerinin ekonomik ve hukuki sonuçlarının genel kurul tarafından onaylandığına ilişkin irade açıklamasıdır.
İbra kararı almaya yetkili organ şirketin genel kuruludur. Genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin tamamının ibra edilmesi yönünde karar alabileceği gibi yalnızca bir kısmının ibra edilmesi yönünde de karar alabilir.
Yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluklarına gidilebilmesi için genel kurul tarafından alınmış bir ibra kararı olmaması gerekmektedir. Genel kurul tarafından açık ibra kararı veya bilanço hesabının tasdikiyle gerçekleşen ibra kararı alınmış ise, işbu ibraya ilişkin alınan genel kurul kararı iptal edilmeden ibraya olumlu oy veren kişiler tarafından yönetim kurulunun hukuki sorumluluğunun doğduğundan bahisle dava açılamayacaktır. Ancak ilgili ibra kararında olumlu oy kullanmayan diğer pay sahipleri, ibra kararından itibaren 6 ay içerisinde yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumlulukları için dava açabileceklerdir.
İbra kararı sadece genel kurulun bilgisi dâhilinde olan durum ve olaylarla sınırlıdır. Dolayısıyla genel kurulun bilgisine sunulmamış bir durum söz konusu ise alınan ibra kararı yönetim kurulu üyesinin bu durumdan kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
TTK madde 424 uyarınca genel kurulda bilançonun onaylanmasına ilişkin bir karar alınmış ve kararda aksi açıkça belirtilmemişse ilgili karar yönetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu da doğurur.
Bununla beraber önemle belirtmek gerekir ki ibra kararı şirketin iç ilişkisini ilgilendirir ve iç ilişkisini bağlar. Bu nedenle ibra kararı şirket alacaklıları tarafından açılacak davayı etkilemeyecektir.
7.2. Zamanaşımı
Türk Ticaret Kanunu’nun 560. maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu için zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Hükme göre, tazminat isteme hakkı, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İlgili fiil aynı zamanda cezayı da gerektiriyorsa ve Türk Ceza Kanunu’na göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.
8. Şirkete Verilen Zararın Tazmini
Yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerine aykırı davranmaları dolayısıyla meydana gelen zararlar için, zararı meydana getiren yönetim kurulu üyesine karşı tazminat davası açılabilir. İlgili davada görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Şirketin uğradığı zararın tazmini için açılacak sorumluluk davasının davacısı; şirket, pay sahipleri ve istisnai olarak şirket alacaklıları olabilir. Zira alacaklıların yalnızca şirketin iflası halinde, iflas idaresi tarafından tazminat talebi ileri sürülmezse dava açma hakkı vardır. İlgili davanın davalısı ise sorumluluk doğuran eylemi gerçekleştiren yönetim kurulu üyesi veya üyeleridir.
Şirketin uğradığı zarar nedeniyle açılan tazminat davası pay sahibi veya alacaklılar tarafından açılsa dahi tazminatın şirkete ödenmesi talep edilmelidir. Zira pay sahibi ve alacaklıların zararı yansıma zarardır.
9. Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Haksız Fiil ve Cezai Sorumluluğu
TTK m.371’e göre şirketi temsile ve yönetime yetkili olan kişilerin görevleri sırasında işledikleri haksız fillerden şirket sorumludur. Ancak şirket haksız fiili gerçekleştiren yönetim kurulu üyesine rücu edebilir. Yani zararı karşılayan şirket daha sonrasında ödemiş olduğu bedeli ilgili yönetim kurulu üyesinden talep edebilecektir.
Yönetim kurulu üyeleri hakkında çeşitli kanunlarda cezai sorumluluk hükümleri düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre yönetim kurulu üyelerine adli ve idari para cezaları verilebileceği gibi hapis cezası da verilebilecektir.
Cezai sorumluluklara çeşitli örnekler vermek gerekirse, defter tutma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi idari para cezası, şirketin denetlenmesinin engellenmesi adli para cezası, şirket sermayesinin tamamıyla taahhüt olunmamış ve karşılığı ödenmemişken aksi yönde beyanda bulunulması ise hapis cezası ile yaptırım altına alınmıştır.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Cezai Sorumluluğu başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
10. Sıkça Sorulan Sorular
Yönetim kurulu üyelerinin kendi hesaplarına, şirketin işletme konusuna giren ticari iş ve işlemlerde bulunmaları rekabet yasağı ile yasaklanmıştır. Doktrinde yönetim kurulu üyelerinin yasak kapsamına giren faaliyetleri süreklilik arz etmeksizin bir kez icra etmiş olmalarının yasak kapsamına girip girmeyeceği tartışmalıdır. Ağırlıklı görüş, süreklilik arz etmesine gerek olmaksızın yalnızca tek bir kez dahi yönetim kurulu üyesinin şirketin işletme konusuna giren ticari iş ve işlemlerde bulunmasının rekabet yasağı kapsamına gireceği ve hukuki sorumluluğun doğacağı yönündedir.
Rekabet yasağı dolayısıyla Kanun’da yönetim kurulu üyesinin anonim şirketin faaliyet alanına giren başkaca bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak olarak dâhil olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Anonim ve limited şirket ortaklarının sorumlulukları sınırsız değildir. Bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin şirketin faaliyet alanı ile aynı kapsamda bulunan başkaca bir anonim veya limited ortaklıkta pay sahibi olmaları rekabet yasağını ihlal anlamına gelmeyecek ve sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Yönetim kurulu üyelerinin Kanun’dan veya esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal etmeleri halinde sorumlulukları doğacak olup işbu sorumluluk kusur esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla yönetim kurulu üyelerinin, üzerine düşen dikkat ve özeni yerine getirdiklerini ispat etmeleri halinde sorumlulukları doğmayacaktır. Bununla beraber sorumluluk doğuran olayın zamanaşımına uğraması veya da genel kurulda ibra kararı alınmış olması hallerinde yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu sona erecektir.
Anonim şirketin asıl vergi borçlusu ve yükümlüsü şirketin kendisi olmakla birlikte anonim şirketin vergi sorumlusu yönetim kuruludur. Dolayısıyla şirketin vergi borçlarının ödenmesi de yönetim kurulunun görev ve sorumlulukları arasında yer almaktadır. Vergi borcunun ödenmemesi halinde ise ilk olarak anonim şirkete başvurulması gerekmekte olup takibin neticesiz kalması halinde ise yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gitmek mümkün olacaktır.
Birden çok yönetim kurulu üyesinin aynı zararı tazminle yükümlü olmaları halinde farklılaştırılmış teselsül uygulanır. Farklılaştırılmış teselsülde her bir üyenin kusurunun derecesine ve ağırlığına göre meydana getirmiş oldukları zarar miktarı belirlenerek sorumluluklarına gidilir.
Bu yazı yalnızca genel bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Ticaret Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir.