İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesine tabi olmaları nedeniyle, mahkemece haklarında iptal kararı verilene kadar geçerliliğini korumaktadırlar. Ancak bazı durumlarda, dava konusu işlemin etkisini sürdürmesi, ilgilisi açısından telafisi mümkün olmayan sonuç ve zararlara yol açabilmektedir. Bu gibi durumlarda, iptali istenen idari işlem için, dava süresince, yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. İlgili idare mahkemesi tarafından verilecek olan yürütmenin durdurulması kararı ile hukuka aykırı idari işlemin uygulanması, mahkemenin vereceği nihai karara kadar engellenecektir.
Yürütmenin durdurulması, hukuka aykırı idari işlemelerin iptaline kadar geçecek sürede ortaya çıkabilecek telafisi güç veya imkansız zararların önlenmesi için İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27. Maddesi ile düzenlenmiştir. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
- Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?
- Yürütmenin Durdurulması Kararının Şartları Nelerdir?
- İdarenin Savunması Alınmadan Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilebilir mi?
- Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Usulü Nedir?
- Mahkeme Kararlarının Yürütmesinin Durdurulmasına Karar Verilebilir mi?
- Vergi Davalarında Yürütmenin Durdurulması Usulü Nedir?
- Sıkça Sorulan Sorular
Öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki, mevzuatımızda “yürütmenin durdurulması davası” gibi bir kavram mevcut değildir. İdari işlemlerin iptali için açılacak davalarda yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Bu durumda mahkeme öncelikle, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için gerekli şartların var olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapar. Yapılan değerlendirme nihayetinde mahkemece talebin kabulüne karar verilerek dava konusu işlemin yargılama sürecinde yürütmesi durdurulabileceği gibi, talebin reddedilmesi de mümkündür.
1. Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?
Hukuka uygunluk karinesine göre bir idari işlemin hukuka aykırı olduğu mahkeme kararı ile tespit edilmedikçe o işlem hukuka uygun kabul edilecektir. Şu durumda idarenin tesis ettiği bir işlemin hukuk âleminden kaldırılması, yalnızca işlemin yargı kararı ile iptal edilmesiyle mümkündür. İşlem, iptal edilinceye kadar hukuken geçerli bir şekilde varlığını sürdürür. Daha açık bir ifadeyle Danıştay veya idare mahkemelerinde dava açılması, tek başına dava edilen işlemin yürütülmesini durdurmaz, işlemin uygulanmaya devam etmesine engel olmaz. Dava esnasında da işlem aynı şekilde uygulanmaya devam eder.
Diğer taraftan, dava konusu işlemin, yargılama sonucunda hukuka aykırı olduğuna hükmedilerek iptal edilmesi söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, başından beri hukuka aykırı olan işlem, mahkemece iptal edilene kadar, işlemin muhatabı olan kişiler aleyhine son derece haksız sonuçlar doğurarak mağduriyetine yol açabilmektedir. Bunun önüne geçebilmek adına, mevzuatımızda, bazı şartların varlığı halinde dava konusu edilen işlemin dava devam ederken uygulanmasını engellemek adına yürütmenin durdurulması kararı verilebileceği düzenlenmiştir.
Şu durumda mahkemece bir idari işlemin devam eden yargılama boyunca uygulanmasını durdurmaya yönelik olarak verilen karara yürütmenin durdurulması kararı denir. Örneğin, memurun resen emekliye sevk edilmesi işlemine karşı açtığı yürütmenin durdurulması talepli iptal davasında şayet yürütmenin durdurulmasına karar verilirse memur, yargılama devam ederken görevine dönebilecektir.
2. Yürütmenin Durdurulması Kararının Şartları Nelerdir?
İdari yargı mahkemelerince yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için öncelikle bir iptal davası açılmış olması gerekmektedir.
Bu ön şart akabinde 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nda yürütmenin durdurulması kararları için birtakım şartlar getirilmiştir. Bunlar;
- İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması
- İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması
şeklindedir. Ancak bu iki şartın bir arada bulunması durumunda mahkemece yürütmenin durdurulması kararı verilebilecektir.
Burada işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğup doğmayacağı her somut olaya göre değişecek olup mahkemenin takdir ve yorumuna bağlıdır. Uygulamada en sık görülen örnekten yola çıkılarak izah edilecek olursa, idare mahkemelerince yıkım kararlarının uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğuracağı kabul edilmektedir. Yine işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartından da işlemin kesin olarak hukuka aykırı olması değil, işlemin ilk görünüşte hukuka aykırılıklar barındırdığı şeklinde anlaşılması gerekmektedir.
Açık kanuni düzenlemeye göreyse, yalnızca ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş olması, yürütmenin durdurulması için tek başına yeterli bir sebep olarak kabul edilmemektedir.
İptal davaları bir idari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin talep edildiği davalardır. Konuya ilişkin detaylı bilgi için İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. İdarenin Savunması Alınmadan Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilebilir mi?
Yürütmenin durdurulması kararı kural olarak davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra verilebilir. Bununla birlikte uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikteki idari işlemler bakımından idarenin savunması alındıktan sonra yeniden değerlendirilmek ve karar vermek üzere mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir. Burada verilen yürütmenin durdurulması kararı kesin olmayıp, idarenin savunması alındıktan sonra mahkeme kararını değiştirebilecektir.
Kanuni düzenlemeye göre kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği gibi idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Keza, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemlerin de yürütmenin durdurulması kararı verilebilecek, yani uygulanmakla etkisi tükenecek kapsamda olmadığı yerleşik içtihatlarla sabittir. Bu nedenle sayılan işlemler bakımından ancak idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra yürütmenin durdurulması kararı verilebilecektir.
İdarenin yıkım kararları burada da uygulanmakla etkisi tükenecek işlemler arasında sayılabilir. Zira yıkım işlemi gerçekleştirildikten sonra davacının artık işlemin iptalinde bir menfaati kalamayacak ve işlemin iptali sonrası ancak bir tam yargı davası ile zararını talep edebilecektir.
İdare hukukundaki tazminat davaları niteliğindeki tam yargı davaları hakkında daha detaylı bilgi için İdareye Karşı Açılacak Tazminat (Tam Yargı) Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Usulü Nedir?
Davaya bakan idari yargı mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı itiraz edilebilir. Mahkemece yürütmenin durdurulması talebini kabul edilebileceği gibi reddedilebilir ve her iki karara karşı da itiraz yolu açıktır.
- İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı Bölge İdare Mahkemelerine,
- Bölge İdare Mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı en yakın Bölge İdare Mahkemesine,
- Danıştay Dava Daireleri tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna
itiraz edilebilir.
Kural olarak verilen yürütmenin durdurulması kararına karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar ise kesin olup artık bu kararlara karşı bir kanun yolu bulunmamaktadır.
İdari merciler yürütmenin durdurulması kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü olup mahkeme kararının yerine getirilmemesi hukuka aykırıdır. Bu gibi durumlarda uğranılan zararın tazmini idareden talep edilebilecektir. Konuya ilişkin detaylı bilgi için İdari Yargı Kararlarının Uygulanmaması başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. Mahkeme Kararlarının Yürütmesinin Durdurulmasına Karar Verilebilir mi?
Yürütmenin durdurulması kararları kural olarak idari işlemlere yönelik olarak verilmekteyse de istinaf ve temyiz mahkemelerinden mahkeme kararlarının yürütmesinin durdurulması da istenilebilecektir.
Sözgelimi açılan bir iptal davası sonucu mahkemece davanın reddine karar verildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı istinafa taşınarak kararın hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlanabilir. İstinaf mahkemesine yapılan bu başvuru esnasında aynı zamanda, ilk derece mahkemesi kararının uygulanmaması için yürütmenin durdurulması talebinde de bulunulabilir.
Bu durumda istinaf veya temyiz mahkemesi tarafından kararın açıkça hukuka aykırı olup olmadığı ve kararın uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğup doğmayacağı değerlendirilir. Değerlendirme nihayetinde istinaf veya temyiz mahkemesince yürütmenin durdurulması talebi kabul edilerek mahkeme kararının en azından istinaf veya temyiz süreci tamamlanana kadar uygulanmasının önüne geçilebilir. Keza, istinaf veya temyiz makamınca yerinde bulunmayan yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verilmesi de mümkündür.
6. Vergi Davalarında Yürütmenin Durdurulması Usulü Nedir?
Danıştay ve idare mahkemelerinde yürütmenin durdurulmasına ilişkin genel koşullara değindikten sonra, birtakım farklılıklar barındıran vergi mahkemelerindeki durumu da incelemek gerekmektedir.
Vergiler, vergi cezaları ile tadilat ve takdir komisyonu kararlarının vergi davasına konu edilmesi mümkündür.
Tarh edilen vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümlerin ve/veya bunların zam ve cezalarının vergi davasına konu edilmesi halinde, dava edilen bölümün tahsil işlemleri durur. Bir başka ifade ile kural olarak idare mahkemeleri nezdinde iptal davası açılması işlemin yürütmesini tek başına durdurmamaktaysa da vergi mahkemeleri bakımından durum farklıdır. Vergi davalarında, bu sayılan işlemler için dava açılması işlemin yürütmesini ayrı bir karara gerek olmadan kendiliğinden durduracaktır. Bununla birlikte mükellefin itirazı kayıtla verdiği beyannameye dayanılarak yapılan tarhiyat işlemlerine karşı açtığı davalardaysa sırf davanın açılmasıyla işlemin yürütmesi durmayacaktır. Keza, tahsilât işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalarda ve mükellefin talebi üzerine takdir komisyonunca belirlenen emsal bedele karşı açılan davalarda da dava açmak yürütmeyi durdurmamaktadır. Bu ayrık durumlara ilişkin davalarda, mahkemenin ayrıca yürütmeyi durdurmak için gerekli şartların var olup olmadığına ilişkin değerlendirme yaparak yürütmenin durdurulması hakkında bir karar vermesi gerekir.
Vergi davaları ile ilgili detaylı bilgi için Vergi Davalarının Konusu ve Kapsamı; vergi uyuşmazlıklarının yargısal yolla çözümü sürecinde izlenmesi gereken yollar ile ilgili detaylı bilgi için ise Vergi Yargılaması Usulü başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
7. Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda İdare Mahkemelerinde de idare hukuku avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak İdare Hukuku mevzuatının karmaşık yapısı, İdari Yargılama Usul Kanununda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu gibi nedenlerle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, gerek şekil, gerekse de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yürütmenin durdurulması kararı ile idare mahkemesi tarafından esas dava karara bağlanıncaya kadar eski durumun devamı sağlandığından, yürütmenin durdurulması kararı hukuken bir ara karar niteliğindedir. Yürütmenin durdurulması kararının ara karar niteliğinde olmasının sonucu ise, işbu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilecek olmasıdır.
İdare mahkemelerinde ilgili idari işlem için açılan iptal davası, doğrudan idari işlemin yürütmesini durdurmaz. İdari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilmesi için, ayrıca İdare Mahkemesinden talepte bulunmak gerekir. İdare Mahkemesince yapılacak değerlendirme sonucu, İYUK m. 27’deki şartların sağlandığı kanaatine varılması halinde yürütmenin durdurulması kararı verilecektir.
İdare Mahkemesince yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesi halinde, işbu ara kararın taraflara tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesi’ne red kararına ilişkin itirazda bulunmak mümkündür. İtiraz yoluna yalnızca tek seferliğe mahsus başvurulabilir. İtiraz mercii, dosyanın kendisine gelişinden 7 gün içerisinde itirazı karara bağlamak durumundadır.
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar, idarece en fazla 30 gün içerisinde yerine getirilmek zorundadır. İlgili idare tarafından mevzuatta öngörülen süre içerisinde yürütmenin durdurulması kararının yerine getirilmemesi halinde, idare aleyhine Danıştay veya İdare Mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
Kimi vergi davalarında ise, davanın açılması, dava konusu işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmaktadır. Tarh edilen vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümlerin ve/veya bunların zam ve cezalarının vergi davasına konu edilmesi halinde, dava edilen bölümün tahsil işlemleri kendiliğinden durmakta olup ayrıca yürütmeyi durdurma kararı verilmez. Diğer işlemler için dava açılırken yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması önem arz etmektedir.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. İdare Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Hocam iyi günler ben kpss 2011 magduruyum buna istinaden açtığım davada ankara 7. Idare mahkemesi yürütme durdurma vedi. Ama tarım ve orman bakanlığı itirazı sonucu ankara 1. bölge idare mahkemesi yürütme durdurma kararına kaldırıması kararını verirken gerekçeli kararda diğer davala ile atanan kişilerin yürütme durdurma kararı tek başına açıktan devlet memuru olarak atamasını gerektirmez demiştir bune demek
Merhaba idari davada yürütme durdurma kararı ile mesleğe dönen ama bu karara itiraz eden istinaf mahkemesinin yürütmeyi kaldırma kesin sonucuna süreç işleyici nasıl olur ? Ve ilk mahkeme kararında direnip aynı kararı verip davayı sonuçlandırabilir mi ve bu kaç gün sürer ? Dava sonuçlana kadarda tekrar meslekten feshi olup gerimi gönderilir
Yürütmeyi durdurma kararı kaç günde belli olur? Cevap verirseniz çok sevinirim.
YD kararı aldım ve sözleşmeli kamu çalışanı olarak işime döndüm. fakat aynı gün bölümü değiştirdiklerini anlatan bir tebliğ aldım. yd kararı alan sözleşmeli kamu çalışanının davası sonuçlanan kadar bölümü değiştirilebilirmi? bu hukuka yani YD kararına aykırımıdır?
Merhaba , mülakatı kazandığım özel idarede işe başlatılmadım 1 sene sonra dava açtım yürütmeyi durdurma kararlı. Bana cevap olarak personel limitinin yüzde 40 ı aştığını yazılı cevaben söylediler, ama benden sonra ayni alım yöntemiyle benden 9 AY sonra 1 kişi işe başlattı özel idare. Sizce davayı kazanabilir miyim ? Yürütmeyi durdurma gelirse o kararda başlamamı söylerMi mahkeme ?
Selamlar
İdari Yargı Kararını biçimsel uygulama hakkındaki Danıştay Kararının nosunu paylaşabilir misiniz
teşekkürler
657 ye 4/b li bir memura kademe ilerleme cezası verilmek istenip sözleşmeli olduğundan dolayı bu ceza uygulanbilir olmaması sebebiyle sözleşme feshine gidilmesi hukuki midir? bu konuda örnek mevcutmudur bilfiğiniz? yardımınız için teşekkürler.
Memur olarak çalıştığım kurumun yapmış olduğu sınavı kazanarak yurtdışında geçici görev yapma hakkı elde ettim ancak bana göre hukuka aykırı olarak atamam yapılmadı. Birinci sorum yürütmenin durdurulması kararı alabilmem mümkün mü ikinci sorum dava açmadan önce idarenin cevap verme süresi pandemi sürecine denk geldiğinden pandemi sürecinde geçen zaman 60 günlük süreyi durdur mu cevaplarıniz için şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum
iyi günler dilerim; bir konu hakkında bilgi edinmek istiyorum yardımcı olursanırz çok sevinirim konum askeri personeldim eğitim okulunda hagb belirtisiyle feshim geldi dava açtım idari mahkeme y.d ret verdi hagb devam ediyordu o sürecte ama itiraz edildi istinafa gitti bölge idareye gitti şuan hagb sürem bitti sizce emsal karar çıkıp leyhime çıkarmı sonuç şimididen teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim…
Merhaba hocam size bir kaç sorum olacak:
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI HANGİ MERCİİDEN TALEP EDİLDİĞİ
ve KALDIRILMASININ ŞARTLARI NELERDİR? biraz açıklayarak yazarsanız çok makbule geçer saygılarımla…
Belediyede 5393 sayılı kanuna göre sözleşmeli personel olarak işe başladım. 5 senelik devam eden sözleşmem bu sene yenilenmedi. Benimle birlikte 5 kişi daha işten çıkarıldı 4 ü farklı mahkemeye düştü benimki farklı aynı dava aynı dosya fakat onların yürütme durdurma olumlu sonuçlandı benimki olumsuz. İtiraz edeceğim ama sonuç değişir mi ? Değişmezse esas karar ne olur?
Merhaba
Atanmaya hak kazandığım kurum 15 aydır işe başlatmıyor. Yürütmeyi durdurma kararı alındıktan sonra kurumun bu karara uymayıp işe başlatmama gibi bir durumu söz konusu olabilir mi ?
Merhabalar,olumsuz güvenlik soruşturması nedeniyle idareye açtığım davada bölge idare mahkemesinden yd itiraz kabul kararı aldım.Mahkeme kararda herhangi bir mali haktan söz etmemis.Dava süresince mahrum kaldığım maaşlarımi almak için dava mi acmaliyim?
Danıştay’da devam eden yürütmeyi durdurma ve iptal davaları ne kadar süre sonra sonuçlanır ? Bununla ilgili yaklaşık bir zaman belirtebilir miyiz acaba ? En fazla ne kadar sürebilir ? Teşekkür ederim.
Merhabalar. Üniversiteye öğretim görevlisi olarak geçen kadrolu bir öğretmenin atamasının yürütmenin durdurulması ve iptali durumunda tekrar meb’e dönmesi mümkün müdür?
11.03.2020 tarihinde açıkça kanuna aykırı sebepler ile meslekten ihraç oldum ve kamu lojmanlarında oturmaktayım . 16.03.2020 tarihinde ise yürütmeyi durdurma talebi ile idari dava açtım. Ancak idare mahkemelerinin işlememesi sebebiyle dava dosyam beklemekte. Bana lojmanı boşaltmak için 2 ay süre verildi eğer iki ay içinde yürütmeyi durdurma ile alakalı olarak bir karar verilmez ise lojmanı boşaltmak zorunda mıyım veya pandemi nedeniyle 2 aylık lojman bosaltma sürem de uzama ihtimali olur mu ?
Merhabalar. Ben öğretmen atamalarıyla ilgili bir durumu soracaktım. 2017 senesinde öğretmenlik puanlarının geçerliliği iki yıla çıkarıldI ve bu durum 2017/2018 KPSS puanlarıyla ilk defa uygulandı. Yönetmeliğe de ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı bir şekilde “puan üstünlüğü” ibaresi eklendi. Bu atamadan sonra 2019 KPSS’ye girmeden önce Alan Bilgisi Testi’nde soru sayısıyla oynandı ve 2019 KPSS sonuçları açıklandığında ise 2019 KPSS’nin puanları 2018 KPSS’den çok düşük geldi. Örneğin Edebiyat Öğretmenliğinde 2018 yılında 1500. aday 81 puan almışsa , 2019 senesinde 500. aday 80 puan aldı. Yapılan karma atamada ise yönetmelikte puan üstünlüğü yazıldığı için 2018 yılının 1500. adayı , 2019 yılının 500. adayının önüne geçmiş oldu. 2017/2018 karma atamasında sorular aynı olduğu için böyle bir olay yaşanmamıştı ancak yönetmelikten sonra alan bilgisi soru sayısı değiştirilince 2019 KPSS’nin puanları düştü ve 2018 senesinin 40 bin atamada atanamayan adayı 2019 KPSS’nin iyi sıralama yapmış adayının önüne geçti. Yönetmeliğe puan üstünlüğü yazan ise MEB. 2018 senesinde 1500. aday 81 puan almışsa , 2019 senesinde 500. aday 80 puan aldı. Karma atamada sıralamaya bakılmadan, salt puana bakıldığı için 1500. aday 500. adayın önüne geçti. YANİ UYGULANAN YÖNETMELİK 2019 KPSS’YE GİRMİŞ ÖĞRETMEN ADAYLARI İÇİN MAĞDURİYET OLUŞTURDU VE AYRICA YÖNETMELİKTEN SONRA SORU SAYISIYLA OYNANARAK 2019 KPSS’NİN PUANLARININ DÜŞÜK GELMESİNE NEDEN OLUNDU. BU İKİ YIL GEÇERLİLİKTEN KAYNAKLI İLK UYGULANAN 2017-2018 KARMA ATAMASINDA SORULAR AYNIYDI VE SINAVLAR DENKTİ , AMA BU SENE UYGULANAN 2018-2019 KPSS KARMA ATAMASINDA 2019’UN SORU SAYISIYLA OYNANDI VE DENKLİK BOZULDU. ACAYİP BİR PUAN-SIRALAMA FARKLILIĞI OLUŞTU. 2018’İN 1500. ADAYI 2019’UN 500. ADAYININ ÖNÜNE GEÇTİ. MEB’e bunu ilettiğimizde ise bizlerin haklı olduğunu ama yönetmeliğin bu şekilde olduğunu ve oraya “puan üstünlüğü” yazdıklarını, buna engel olamayacaklarını belirtiyorlar. Bu arada bilmenizi isterim ki; bir sınavda “puan” değil , “başarı sıralaması” başarıyı gösterir. Yani MEB’in yönetmeliğe “puan üstünlüğü” yazması da ölçme değerlendirme ilkelerine aykırıdır. Ancak burada temel sorun Alan Bilgisi soru sayısı 50’den 75’e çıkarılmıştır ve 2019 KPSS’nin puanları bariz düşük gelmiştir. Bu sorunu MEB’te kabul etmekte ancak hukuki bir durum oluştuğunu söyleyerek bu haksızlığa müdahale edemediklerini belirtmektedir. Bazı 2019 KPSS’li adaylar ise Danıştay nezdinde MEB’e dava açmışlardır. Sizce bu davadan nasıl bir sonuç çıkar ? Teşekkür ederim. Umarım meseleyi anlatabilmişimdir.
4 c den 4 b ye geçenlerdenim bizde mecburi emeklilik var emekli olduktan sonra dava açsam işime geri dönme durumu olurmu davayı kazanma olasılığı var mı.
Uygulamalı mülakatla alakalı 2700 OMM alımı yapıldı uygulama sınavında yapılan usulsüzlük sebebiyle yürütmeyi durdurma kararı aldırmak istiyorum yardımcı olursanız memnun olurum 100’lerce aday bu şekilde dava açmayı düşünüyor etkisi olurmu acaba elimizde somut deliller mevcut
Idari Vergi mahkemesinin vermis oldugu yurutmeyi durdurma kararini vergi dairesi en gec kac gun icinde uygulamak zorunda ve yaptigi haciz islemini kaldirmak zorunda.tesekkurler.
Yürütmenin durdurulması “disiplinsizlik nedeniyle ayırma” ekini değiştirebilir mi? Yoksa esas kararı mı beklemek gerekir bu eki değiştirebilmek için?