Tarafların evlilik birliğinden doğan birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülükleri ihlal eden eş, boşanma davası sırasında diğer eş karşısında kusurlu konumdadır. Boşanmada kusur; boşanma davasında önem arz etmesinin yanı sıra maddi ve manevi tazminat talepleri bakımında da son derece önemlidir. Öyle ki, kusurlu olan taraf boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata hak kazanamaz. Boşanma davası ve tazminatların yanı sıra nafaka talepleri açısından da eşlerin kusuru önem arz eder. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için; nafaka talep eden eşin, nafaka talep edilen eşten daha kusurlu olmaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) kusur niteliğindeki davranışlar tek tek sayılmamıştır. Dolayısıyla kusur değerlendirmesi her somut olay bakımından özel olarak yapılmaktadır.
Yazı İçeriği
1. Boşanmada Kusur Nedir?
2. Boşanma Davasında Kusurun Önemi
3. Tazminat Davalarında Kusurun Önemi
Boşanmada kusur; mahkemelerce boşanma kararı verilebilmesi ve boşanmanın fer’i sonuçlarından olan nafaka ve tazminat talepleri bakımından önem arz eder. TMK’da evlilik birliği süresince kusurlu olarak nitelendirilebilecek olan davranışlar tek tek sayılmamış olup mahkemelerce her somut olay bakımından ayrı değerlendirme yapılmaktadır.
1. Boşanmada Kusur Nedir?
Bilindiği üzere, evlilik birliğinde, eşlerin birbirilerine karşı sadakat yükümlülüğü, özen yükümlülüğü, birlik giderlerine katılma yükümlüğü gibi yükümlülükleri bulunmaktadır. Boşanmada kusur, evlilik birliğinin eşlere yüklediği yükümlülüklerin ihlal edilmesi olarak tanımlanabilir.
Boşanma davasında kusur oldukça önemli olup; boşanmaya, tazminata ve nafakaya karar verilmesi için “kusur” önem taşımaktadır. Boşanma davasında kusur belirlenmeksizin boşanmaya, tazminata ve nafakaya hükmedilemez. Hâkim öncelikle tarafların kusurlu eylem ve hareketlerine göre, tarafların kusur derecelerini yani kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu ve ağır kusurlu olduklarını belirleyecektir.
Evlilik birliğinde;
- Diğer eşe karşı fiziksel şiddet uygulamak,
- Hakaret etmek, yalan söylemek,
- Ahlak dışı tekliflerde bulunmak,
- Güven sarsıcı davranışlarda bulunmak,
- Bağımsız konut tesis etmemek,
- Cinsel ilişkiden kaçınmak,
- Eşini istememek,
- Evlilik birliğinin giderlerine katılmamak
gibi davranışlar kusurlu davranış olarak nitelendirilir.
Yargıtay kararları incelendiğinde;
- Sürekli yalan söyleyen hakaret eden eşin, fiziksel şiddet uygulayan eşle,
- Ahlak dışı tekliflerde bulunan ve bağımsız konut tesis etmeyen eşin başkalarıyla mesajlaşan eşle,
- Hakaret eden eşle uzun süre cinsel ilişkiden kaçınan eşin,
- Eşini istemeyen eşle hakaret eden eşin
eşit kusurlu olduğuna karar vermiştir.
Tehdit ve hakaret eden, kötü muamelede bulunan eşin ise evi terk eden eşe göre ağır kusurlu olduğuna karar vermiştir. Aynı zamanda eşine hakaret eden, onu toplum içinde küçük düşüren eşle; evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen eşin kusurlarının eşit olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2670 Esas, 2021/1052 Karar, 21.09.2021 Tarihli Kararı:
“Açıklanan sebeplerle; çalışması karşılığında aileye maddi destek sağlayan kadının bir kısım birlik görevlerini ihmal etmesi karşısında, erkeğin eşine hakaret ettiği, toplum içinde eşine aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu hususu kabul edilmiştir. Hâl böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eşin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”
Her boşanma davası bakımından kusur değerlendirmesi ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. Zira her somut olay bakımından kusurlu davranışlar farklılık arz edebilir. Örneğin bir evlilikte kadının ev giderlerine katkıda bulunmaması kusur teşkil etmezken başka bir evlilikte bu husus kusur teşkil edebilir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da hangi eşin daha kusurlu olduğuna ilişkin bir ölçüt konulamayacağı dolayısıyla her somut olay bakımından ayrı değerlendirme yapılması gerektiği yönündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2714 Esas, 2021/809 Karar, 22.06.2021 Tarihli Kararı:
“Yargıtay kararlarında boşanma davalarında temyiz incelemesi aşamasının daha sağlıklı yürütülebilmesi amacıyla; her bir davada verilecek olan boşanma kararı, ferileri ve boşanmanın mali sonuçları yönünden yapılacak denetlemeye uygun şekilde, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda gerçekleşen kusurlu davranışları belirtildikten sonra eşlerin kusur durumlarının “kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu, ağır kusurlu veya tam kusurlu eş” şeklinde belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yine Yargıtay, 03.07.1978 tarihli, 5/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla da “kimin daha fazla kusurlu olduğunu tayin hususunda önceden bir ölçü konulamayacağına ve bu hususta bir içtihadı birleştirmeye gidilemeyeceğine” karar vererek her bir boşanma davasında tarafların boşanmaya esas teşkil eden kusur durumlarının kendine özgü ve o evliliğe münhasır olduğunu kabul etmiştir.”
2. Boşanma Davasında Kusurun Önemi
Boşanma davası açılabilmesi için boşanma davası açan eşin kusursuz veya az kusurlu olması gerekmemektedir. Kusurlu eş de boşanma davası açabilir. Ancak davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmakta olup, boşanmaya karar verilebilmesi için davalı eşin az da olsa kusuru bulunması gerekmektedir. Kural olarak az kusurlu eşin boşanma davasına itiraz etmesi halinde dava reddedilir. Ancak itiraz eden davalı eş, itirazında kötü niyetliyse ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilecektir. Türk Medeni Kanunu madde 166’da bu husus açıkça düzenlenmiştir:
“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”
3. Tazminat Davalarında Kusurun Önemi
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen tarafın maddi; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. Maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilebilmesi için tazminat talebinde bulunan eşin diğer eşe göre kusursuz ya da az kusurlu olması gerekir. Eşit kusurlu veya ağır kusurlu tarafın tazminat talepleri reddedilecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6790 Esas, 2021/8390 Karar, 10.11.2021 Tarihli Kararı:
“……boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına manevî tazminata karar verilemez. Erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar vermek gerekir…..”
Kusurun belirlenmesinin önemli olduğu bir diğer husus ise nafaka olup, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla nafaka talep edebilir. Tazminatın aksine eşit kusurlu eş lehine de nafakaya hükmedilebilecektir.
Konuya dair detaylı bilgi için “Yoksulluk Nafakası ve Şartları” makalemizi inceleyebilirsiniz.
Önemle belirtmek gerekir ki; boşanmada davasında kusur belirlenirken tarafların eylemlerinin ağırlıkları önemli olup, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecektir.
merhabalar kız kardeşime açılan davada karşı taraf ” Sana inat böyle giyeneceğim defol git ,bunlar mecburlar bana resmi nikahım var hiç birşey yapamazlar ben ne dersem kabul edecekler,benim bu kızım bu şekilde yapacak birşey yok gibi yalan beyanlarda bulunmuşlar ayrıca hiçbir belge veya telefon görüşmesinde mesajlarda böyle bir konuşma yok …diğer yazdıklarında belgeler ile çürüttük , kız kardeşim 1 yıldır nikah kıydı ama ayrı konut paylaşımı yapılmadı babasının evinde kalıyor aralarında birliktelik yaşanmadı 1 yıldır toplasanız 4 gün görüşmüşlerdir kendisi ayrı şehirde çalıştığı için kısacası hazır dilekcelerden kullanmış karşı taraf , kız kardeşime 200 maddi 200 manevi tazminat davası açmışlar belgesi olmayan herşeyi sunmuşlar sizce ne olur yardımcı olursanız sevinirm hayırlı günler dilerim ( Not: Altınlar kız kardeşimde istediler ama vermedik nikahı olduğu için)
Merhabalar eşimle 2019 Haziran ayında evlendik fakat aşırı kıskançlığı ev, iş ve sosyal hayatıma çok olumsuz etkileri oldu. Ayrıca 2 ay önce koronavirüse yakalandı sağlıkçı olduğum için evde tüm medikal tedavisini sağlama rağmen annemi benden kodlanarak ağır hakaret ve beddualarda bulundu yetmedi iki aydır ev ekonomisine katkıda bulunmadı aynı evde iki yabancı gibiyiz hiçbir sorumluluğunu yerine getirmiyor. Bu sebeplerden dolayı boşanmak istiyorum. Ben sağlık memuruyum eşim asgari ücretle çalışmakta tazminat ve nafaka durumları nasıl olur acaba bilgilendirseniz memnun olurum. Teşekkürler
Eşimle mutsuz bir evliliğim var eşim sürekli çocuklar şiddet kolanmakta boşanmak istiyorum ama her hangi bir mal varlığım yok eşim bana dava açabilir mi
Ben 35 senedir eşimle ayri yaşamaktayım fakat baskasiile beraber oldum 3 çocuğum oldu eski eşe boşanma davası açtı tim malim mulkum yok tazminat alabilirmi eski eş boşanma olmadan tazminat ve nafaka alabilirmi