6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca Türk Hukuku’nda kural olarak “sözleşme özgürlüğü” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre taraflar, bir sözleşmenin içeriğini hukuk düzeninin izin verdiği ölçüde, kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilmektedirler. Taraflar karşılıklı irade beyanları ile kurdukları sözleşme ile belirledikleri edimlerini yerine getirmekle, sözleşme yapıldığı andaki koşullara riayet etmekle yükümlüdürler. Bu husus “ahde vefa ilkesi” , diğer bir deyişle “sözleşmeyle bağlılık” olarak adlandırılmaktadır. “Sözleşme Özgürlüğü” ilkesi kural olmakla beraber, kanunlarla bazı istisnalara tabi tutulmuştur. Bu istisnaların belki en önemlilerinden ve uygulamada en çok karşılaşılanlardan biri Kira Sözleşmelerine yönelik özel düzenlemelerdir.
Yazı İçeriği
1. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağı ve Kapsamı
2. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağının Kira Sözleşmesine Etkisi
3. Sözleşme Bedellerinin Yeniden Belirlenmesi
4. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağına Uymamanın Yaptırımları
Bu yazımızda, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar iğle getirilen Dövizle sözleşme yapma yasağı, yasak kapsamına giren sözleşmeler ve yasağın kira sözleşmeleri bakımından uygulanması, kararın getirildiği tarihten önce akdedilen döviz endeksli kira sözleşme bedellerinin yeniden belirlenmesi ve yasağa aykırılık durumunda karşılaşılacak yaptırımlar açıklanmaktadır.
1. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağı ve Kapsamı
Cumhurbaşkanlığı’nın 13.09.2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile, Türkiye’de yerleşik kişiler, Bakanlıkça belirlenen haller dışında sözleşme bedellerini ve sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.
Cumhurbaşkanlığı’nın 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı kararı uyarınca;
“Türkiye’de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.”
İşbu karar ile, karar metni kapsamında bulunan sözleşmeler bakımından, ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceği kuralı getirilmiştir.
Bakanlıkça belirlenen istisnai haller dışında karar, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri sözleşmeler için getirilmiştir. Bu sebeple sözleşmenin taraflarımdan birinin Türkiye’de yerleşik olma kriterini sağlamaması halinde söz konusu karar hükmü uygulama alanı bulamayacak; sözleşme edimleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebilecektir. Dolayısıyla, hangi sözleşmelerin karar kapsamında olduğunu belirleyecek önemli kriter Türkiye’de yerleşik olup olmamaktır. Türkiye’de yerleşik kişi, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararın 2. maddesinin b bendi uyarınca Türkiye’de yerleşik kişiler;
“Yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişiler”
şeklinde tanımlanmakta olup, Türkiye’de yerleşik kişinin tespiti hususunda, söz konusu gerçek kişinin Türk vatandaşı olup olamaması önem arz etmemektedir. Türkiye’de yerleşik kişi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir.
Nitekim karar kapsamında, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile doğrudan ya da dolaylı olarak sahipliklerinde bulunan şirketler de Türkiye’de yerleşik kişi olarak değerlendirilecek; dövizle sözleşme yapmaları yasak olacaktır.
Dövizle sözleşme yapma yasağı kural olup, Bakanlıkça bu yasağa getirilmiş bazı istisnai sözleşmeler bulunmaktadır. Bu sözleşmeler:
- Menkul Satışı ve Kiralanması
- TC Vatandaşı Olmayan Kişilerle Yapılacak İş Sözleşmeleri
- Türkiye’de yerleşik olmayan kişilerle yapılan Gayrimenkul Satım ve Kira sözleşmeleri de dahil, tüm sözleşmeler
- Türkiye’de bulunmayan Taşınmazlara ilişkin satım ve kira sözleşmeleri
Bu sözleşmeler bakımından dövizle sözleşme yapma yasağı uygulanmayacak, taraflar dilerlerse sözleşme edimlerini döviz cinsinden veya döviz endeksli olarak belirleyip, bu şekilde sözleşme akdedebileceklerdir.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için “Dövizle Yapılan Sözleşmelerin Uyarlanması” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağının Kira Sözleşmesine Etkisi
85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kural olarak, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında yapacakları Gayrimenkul Kiralama Sözleşmelerinin kira bedellerinin döviz cinsinden veya dövizle endeksli olarak belirlenemeyeceği kararlaştırılmıştır.
Bu yasak, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 2018-32/52 numaralı Türk Parası Kıymeti Korunması Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 8. maddesinin 2. fıkrasında şu şekilde tanımlanmıştır;
“Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dahil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.”
İşbu tebliğ uyarınca bir Gayrimenkul Kiralama Sözleşmesi’nin yasak kapsamına girebilmesi için:
- Türkiye’de yerleşik kişiler arasında yapılmış olması,
- Taşınmazın Türkiye’de bulunması
koşullarının bir arada bulunması gerekmektedir. Maddeden itibarla, taraflardan en az birinin Türkiye’de yerleşik olmaması veya taşınmazın Türkiye’de bulunmaması durumunda dövizle sözleşme yasağı uygulama alanı bulamayacaktır. Ancak yasağın istisnaları Tebliğ’in 8. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiş olup; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün kılınmıştır.
Söz konusu istisna ile, Türk vatandaşı olmayan kişiler için ayrı bir düzenleme getirilmiş; Türk vatandaşı olamayan kişilerin sözleşmeye kiracı olarak taraf olduğu durumlarda taraflar dilerse, sözleşme bedellerinin ve sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya döviz endeksli olarak kararlaştırabilirler.
3. Sözleşme Bedellerinin Yeniden Belirlenmesi
Cumhurbaşkanlığı’nın 13.09.2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’ının geçici 8. maddesi uyarınca, Kararın yürürlüğe girdiği 13.09.2018 tarihinden itibaren otuz gün içinde, yasak kapsamına giren ve işbu Kararın yürürlük tarihinden önce akdedilen sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenir.
Ancak söz konusu kira bedellerin Türk Parası üzerinden yeniden belirlenmesi hususunda taraflara arasında bir mutabakata varılamazsa, akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, 32 sayılı Kararın geçici 8. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller 2 yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak Türk Parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; Türk Parası olarak belirlenen kira bedeli taraflarca belirlenirken mutabakata varılmazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir.
Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen 2 yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.
Görüldüğü üzere, 85 sayılı kararın Yürürlüğe girdiği 13.09.2018 tarihinden önce akdedilen, Karar’ın yürürlüğe girmesi itibariyle dövizle sözleşme yapma yasağı kapsamına giren sözleşme bedellerin Türk Parası olarak belirlenmesi hususunda öncelikle tarafların sözleşme bedeli üzerinde mutabakata varması amaçlanmıştır.
Sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için yeniden bir belirleme yapılmasına gerek yoktur.
Kira bedelinin uyarlanması ile kira bedelinin belirlenmesi davaları konuları itibariyle birbirinden ayrılmaktadır. Bu farklara ilişkin detaylı bilgi almak için “Kira Tespit Davası ile Kira Bedelinin Uyarlanması Davasının Farkları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Dövizle Sözleşme Yapma Yasağına Uymamanın Yaptırımları
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. maddesi uyarınca;
Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, 3.000 Türk Lirasından 25.000 Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.
Bu kabahatlerin bir tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişiye de aynı miktarda idarî para cezası verilir.
Kabahatin konusunu yabancı para oluşturması halinde, idarî para cezasının hesaplanmasında fiilin işlendiği tarih itibarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bu paraya ilişkin “döviz satış kuru” esas alınır.
Hükmolunacak idarî para cezasına, suç tarihi ile tahsil tarihi arasındaki süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında, para cezası ile birlikte tahsil olunmak üzere, gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçların tekerrürü halinde verilecek cezalar iki kat olarak hükmedilir.
Bu madde hükmüne göre idarî para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir.