1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu, eşler arasındaki yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiştir. Bu sistemde, evlilik süresince elde edilen mallar prensip olarak ortak sayılır ve paylaşım belirli kurallara göre yapılır. Günümüzde, eşler arasında aksi yönde bir anlaşma olmadıkça bu rejim geçerli olur ve yasal mal rejimi olarak uygulanır.
Bu rejime göre, evlilik süresince edinilen mallar ile eşlerin kişisel malları ayrı değerlendirilir. Ancak boşanma, evliliğin iptali, ölüm veya eşlerin başka bir mal rejimini seçmesi durumunda bu sistem sona erer. Bu aşamada:
- Her eş öncelikle kişisel mallarını geri alır.
- Ardından, edinilmiş malların toplam değeri hesaplanarak diğer eşin katılma alacağı belirlenir.
Evlilik boyunca edinilen malların paylaşımı belirli kurallara bağlıdır. Ancak hangi malların edinilmiş, hangilerinin kişisel mal sayıldığı ve boşanma durumunda nasıl bir paylaşım yapılacağı birçok kişi için kafa karıştırıcı olabilir. Bu yazıda, edinilmiş mallara katılma rejiminin temel esaslarını, nasıl işlediğini ve taraflara sağladığı hakları ele alacağız.
Yazı İçeriği
- 1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Nedir?
- 2. Eşlerin Edinilmiş ve Kişisel Malları
- 3. Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Nedenleri
- 4. Edinilmiş Malların Tasfiyesi ve Paylaşımı
- 5. Boşanma Halinde Mal Paylaşımı
- 6. Ölüm Halinde Mal Paylaşımı ve Miras İlişkisi
- 7. Katılma Alacağında Zamanaşımı Süresi
1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Nedir?
Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince eşler tarafından elde edilen malvarlığının paylaşım esaslarını belirleyen yasal mal rejimidir. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler evlilik sırasında noter huzurunda farklı bir mal rejimi seçmedikleri sürece, otomatik olarak edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar. Bu rejim, evlilik birliği içinde kazanılan malların eşit ve adil bir şekilde paylaştırılmasını hedefler.
Bu sistemde, eşlerin edinilmiş malları ve kişisel malları olmak üzere iki tür malvarlığı ayrımı yapılır:
- Edinilmiş Mallar
- Kişisel Mallar
Evlilik sona erdiğinde (boşanma veya ölüm halinde), edinilmiş mallar eşit olarak paylaştırılır. Ancak kişisel mallar üzerinde eşler herhangi bir hak iddia edemez. Taraflar arasında farklı bir mal rejimi seçilmemesi durumunda, mahkemeler mal paylaşımını Türk Medeni Kanunu’nun 218-241. maddelerine göre yapar.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşler arasında ekonomik dengeyi sağlamak ve evlilik süresince biriktirilen malvarlığının adil şekilde bölüşülmesini garanti altına almak amacıyla oluşturulmuştur. Ancak taraflar dilerse, evlilik öncesinde veya evlilik sırasında noter huzurunda bir mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) yaparak farklı bir rejimi tercih edebilirler.
1.1. Bu Mal Rejimi Hangi Malları Kapsar?
Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince elde edilen tüm malvarlıklarını kapsar. Buna şunlar dahildir:
- Eşlerin çalışarak kazandığı maaşlar ve diğer gelirler,
- Evlilik süresince satın alınan taşınmazlar (ev, arsa, araba vb.),
- Banka hesaplarındaki birikimler,
- Sosyal güvenlik ödemeleri ve tazminatlar,
- Evlilik süresince elde edilen kira ve faiz gelirleri.
Bu sistemin temel mantığı, evlilik süresince eşlerin ortak bir ekonomik hayatı paylaştığını ve bu süreçte kazanılan malların ortak kabul edilmesi gerektiğini öngörmektedir.
1.2. Katılma Alacağı Hakkı Nedir?
Evlilik sona erdiğinde (boşanma, ölüm veya farklı bir mal rejimi seçimi ile), eşlerin malları tasfiye edilir. Bu noktada katılma alacağı devreye girer.
- Eğer bir eşin evlilik süresince edinilmiş malları diğer eşe göre daha fazlaysa, diğer eş bu mallar üzerinden katılma alacağı talep edebilir.
- Yani, evlilik süresince kazanılan malların değeri hesaplanır ve her eş bu malların yarısı üzerinde hak sahibi olur.
Bu düzenleme, özellikle evlilik süresince çalışmayan veya ev içi emeğiyle katkı sağlayan eşlerin ekonomik olarak mağdur olmasını önlemeyi amaçlamaktadır.
2. Eşlerin Edinilmiş ve Kişisel Malları
Evlilik süresince eşlerin sahip oldukları mallar, edinilmiş mallar ve kişisel mallar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Edinilmiş mallar, evlilik birliği içinde kazanılan ve prensip olarak eşler arasında paylaşıma tabi olan varlıklardır. Kişisel mallar ise eşlerin yalnızca kendilerine ait olan ve mal paylaşımı dışında tutulan varlıklardır.
2.1. Edinilmiş Mallar Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesi, edinilmiş malları, eşlerin evlilik süresince kazandıkları ve mal rejimi sona erdiğinde paylaşıma tabi olan malvarlığı değerleri olarak tanımlar. Bu kapsamda aşağıdaki unsurlar edinilmiş mal olarak kabul edilir:
Çalışmanın Karşılığı Olan Edinimler: Eşlerin evlilik süresi boyunca çalışarak elde ettiği gelirler, edinilmiş mal olarak değerlendirilir. Bunlar şunları kapsar:
- Maaş ve ücretler: Çalışan eşin işverenden aldığı maaş, ek ödemeler ve zam farkları.
- Prim ve ikramiyeler: İş yerinde gösterilen performansa bağlı olarak verilen primler ve ödüller.
- Serbest meslek kazançları: Avukatlık, doktorluk, mühendislik gibi meslek sahiplerinin serbest çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirler.
- Ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler: Eşlerden birinin ortak ya da şahıs şirketi üzerinden kazandığı ticari kazançlar.
Sosyal Güvenlik veya Sosyal Yardım Kapsamında Yapılan Ödemeler: Evlilik süresi boyunca eşlerden birinin devletten veya başka kurumlardan aldığı bazı yardımlar da edinilmiş mal kabul edilir. Bunlar:
- Emekli maaşı: Çalışma hayatının sonunda bağlanan emeklilik aylığı.
- İşsizlik ödeneği: İşsizlik durumunda devletten veya işsizlik sigortasından alınan ödemeler.
- Maluliyet aylığı ve benzeri sosyal yardımlar: Çalışma gücünü kaybeden eşe bağlanan maaş veya tazminatlar.
Çalışma Gücünün Kaybı Nedeniyle Ödenen Tazminatlar: Eşlerden biri iş kazası, haksız fiil veya başka bir sebeple çalışma gücünü kaybetmişse ve bu kayıp nedeniyle bir tazminat almışsa, bu tazminat edinilmiş mal olarak değerlendirilir. Bunlar:
- İş kazası tazminatları
- Trafik kazası nedeniyle alınan tazminatlar
- Sigorta şirketlerinden alınan maluliyet ödemeleri
Kişisel Malların Gelirleri: Eşlerden birine miras, bağış veya başka bir yolla geçen kişisel malların getirileri, edinilmiş mal olarak kabul edilir. Örneğin:
- Bir eşin ailesinden miras kalan bir evin kira geliri.
- Kişisel mülkiyetinde bulunan bir bankadaki vadeli mevduattan elde edilen faiz getirisi.
Bu durumda, miras kalan evin kendisi kişisel maldır, ancak bu evden elde edilen kira geliri edinilmiş mal kabul edilir.
Edinilmiş Malların Yerine Geçen Değerler: Evlilik süresince edinilmiş mallardan biri satılıp yerine başka bir mal alınmışsa, yeni alınan mal da edinilmiş mal kabul edilir. Örneğin:
- Evlilik süresince alınan bir otomobilin satılması ve yerine yeni bir otomobil alınması durumunda, yeni araç da edinilmiş mal sayılır.
- Evlilik süresince alınan bir evin satılması ve başka bir taşınmazın satın alınması, edinilmiş mal kapsamında değerlendirilir.
2.2. Kişisel Mallar Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesi, kişisel malları, eşlerden birine ait olup mal paylaşımı dışında tutulan varlıklar olarak tanımlar. Bu mallar, evlilik süresince edinilmiş mallardan farklı olarak yalnızca sahibine aittir ve mal rejiminin sona ermesi durumunda paylaşım dışı tutulur.
Aşağıdaki unsurlar kişisel mal kapsamında değerlendirilir:
Kişisel Kullanımına Yarayan Eşyalar: Kişisel kullanım amacıyla edinilen ve doğrudan sahibine özel olan eşyalar, kişisel mal olarak kabul edilir. Örneğin:
- Kişisel kıyafetler, takılar ve aksesuarlar
- Kişisel bakım eşyaları
- Özel koleksiyon parçaları
Önemli Not: Kişisel kullanım eşyaları genel olarak kişisel mal kabul edilse de yüksek değerli mücevherler ve lüks eşyalar mal rejimi tasfiyesi sırasında değerlendirilerek edinilmiş mal olarak kabul edilebilir.
Evlilik Öncesinde Sahip Olunan Malvarlığı Değerleri: Eşlerden birinin evlilik öncesinde sahip olduğu taşınmazlar, araçlar, banka hesaplarındaki birikimler ve diğer malvarlığı değerleri, evlilikten sonra da kişisel mal olarak kabul edilir. Örneğin:
- Evlilikten önce alınan bir ev veya araba
- Evlilikten önce açılan banka hesaplarındaki tasarruflar
Miras veya Karşılıksız Kazanma Yoluyla Elde Edilen Mallar: Eşlerden birine miras, bağış veya başka bir yolla karşılıksız olarak kazandırılan mallar, kişisel mal sayılır. Bu kapsamda:
- Aile büyüklerinden miras kalan ev, arsa veya ticari mülkler
- Bağış yoluyla edinilmiş para, menkul kıymetler veya değerli eşyalar
Bu tür mallar, edinilmiş mallardan bağımsız olarak yalnızca mirasçısına veya bağış alan kişiye ait olur.
Manevi Tazminat Alacakları: Kişinin şahsına yönelik bir haksız fiil veya zarar nedeniyle kazandığı manevi tazminat alacakları da kişisel mal sayılır. Örneğin:
- Trafik kazası sonucu yaşanan ruhsal zarar nedeniyle alınan manevi tazminat
- Kişilik haklarına yapılan saldırılar nedeniyle kazanılan tazminat
Önemli Not: Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen maddi tazminatlar ise edinilmiş mal olarak değerlendirilirken, yalnızca manevi tazminat alacakları kişisel mal kabul edilir.
Kişisel Mallar Yerine Geçen Değerler: Eğer bir kişisel mal satılarak yerine başka bir mal alınmışsa, bu yeni mal da kişisel mal olarak kabul edilir. Örneğin:
- Miras kalan bir evin satılması ve yerine yeni bir ev alınması
- Evlilik öncesinde sahip olunan bir otomobilin satılması ve yerine başka bir aracın satın alınması
Bu durumda, yeni edinilen malın da kişisel mal olarak değerlendirilmesi gerekir.
3. Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Nedenleri
Edinilmiş mallara katılma rejimi, belirli hukuki durumların gerçekleşmesiyle sona erer. Mal rejimi sona erdiğinde, edinilmiş malların paylaşımı ve tasfiye süreci başlar. Bu süreçte eşlerin sahip olduğu mallar, edinilmiş ve kişisel mal ayrımına tabi tutularak hak sahiplerine göre paylaştırılır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme nedenleri şunlardır:
3.1. Boşanma veya Evliliğin İptali
- Boşanma davası açılması ve mahkeme kararıyla evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi de sona erer.
- Evliliğin butlan (geçersizlik) nedeniyle iptal edilmesi durumunda da mal paylaşımı yapılır.
Boşanma veya evliliğin iptali halinde, edinilmiş mallar tasfiye edilir ve katılma alacağı hesaplanarak eşler arasında paylaştırılır.
3.2. Eşlerden Birinin Ölümü
- Eşlerden birinin vefatı halinde mal rejimi sona erer ve sağ kalan eşin miras hakları ile birlikte tasfiye süreci başlar.
- Eğer sağ kalan eş, mirastan feragat etmişse, yalnızca edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında hak talep edebilir.
- Bu süreçte sağ kalan eşin kişisel malları kendisine kalırken, edinilmiş mallar miras hukukuna göre paylaşılır.
Bu konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Sağ Kalan Eşin Miras Payı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3.3. Mal Rejiminin Değiştirilmesi
- Eşler karşılıklı anlaşarak başka bir mal rejimini tercih edebilir.
- Mal rejiminin değiştirilmesi için noter huzurunda bir mal rejimi sözleşmesi yapılması gereklidir.
- Yeni seçilen mal rejimi sadece ileriye dönük olarak geçerlidir, geçmiş malvarlıkları edinilmiş mal olarak kabul edilir.
3.4. Mahkeme Kararıyla Mal Ayrılığına Geçiş
Bazı durumlarda, eşlerden biri mahkemeye başvurarak mal ayrılığına geçilmesini talep edebilir. Mahkeme, şu durumlarda mal ayrılığına karar verebilir:
- Eşlerden birinin malvarlığını kötü niyetle azaltması veya diğer eşi mağdur edecek şekilde kullanması
- Eşlerden birinin ortak malların yönetimini tek taraflı ve haksız şekilde kısıtlaması
- Eşlerden birinin ekonomik açıdan korunmaya ihtiyacı olduğunun ispatlanması
- Mahkeme kararıyla mal ayrılığına geçildiğinde, eşler kendi kazançlarını ve malvarlıklarını bağımsız şekilde yönetmeye başlar.
3.5. Gaiplik Kararı ve Mal Rejimine Etkisi
- Eşlerden biri uzun süre haber alınamaz hale gelirse, mahkeme tarafından gaiplik kararı verilebilir.
- Gaiplik kararı ile mal rejimi sona erer ve kayıp eşin malvarlığı, miras hukukuna göre tasfiye edilir.
- Gaip olduğu düşünülen eş geri dönerse, mal paylaşımı süreci yeniden değerlendirilir.
4. Edinilmiş Malların Tasfiyesi ve Paylaşımı
Mal rejiminin sona ermesiyle birlikte eşlerin mal paylaşımı süreci başlar. Öncelikle kişisel mallar ayrılır, ardından edinilmiş malların tasfiyesi gerçekleştirilir.
4.1. Katılma Alacağı Nedir,
Eşlerin edinilmiş mallarının aktif ve pasif değerlerinin tespiti, mal rejimi içinde önemli bir yer tutar. Bu tespit yapıldıktan sonra, pasif değerlerin aktif değerlerden çıkarılması gerekmektedir. Sonuç olarak elde edilen miktar, “Artık Değer”İ ifade eder. Artık değer, eşlerin mallarındaki net değeri belirler ve mal paylaşımı süreçlerinde önemli bir rol oynar.
4.2. Katılma Alacağı Nasıl Hesaplanır? Artık Değer Hesaplaması:
Örneğin, kadının ve erkeğin edinilmiş mallarının aktif ve pasif değerlerinin tespitiyle elde edilen şu tabloyu ele alalım:
Kadının Edinilmiş Mal Varlıklarının Artık Değeri:
- Aktif Değer : 600.000 TL
- Pasif Değer : 100.000 TL
- Artık Değer : 500.000 TL
Erkeğin Edinilmiş Mal Varlıklarının Artık Değeri:
- Aktif Değer : 960.000 TL
- Pasif Değer : 200.000 TL
- Artık Değer : 760.000 TL
Bu hesaplamalar sonucunda “katılma alacağı” belirlenir. Her iki eşin edinilmiş malları üzerinden hesaplanan artık değerlerinin yarısı, diğer eşin katılma alacağına tekabül eder. Örneğin:
- Kadının edinilmiş malları üzerinden hesaplanan artık değerinin yarısı: 250.000 TL
- Erkeğin edinilmiş malları üzerinden hesaplanan artık değerinin yarısı: 380.000 TL
Görüldüğü üzere her iki eşin de birbirinden alacak hakkı vardır. Bu alacaklar birbirinden mahsup edilerek, kalan miktar alacaklı eşin diğer eşten alması gereken miktarı oluşturur. Örneğimizde, bu alacak miktarı 130.000 TL’dir (380.000 TL – 250.000 TL = 130.000 TL). Bu durumda, istisnai haller dışında, kadının 130.000 TL alacak hakkı vardır.
Eşlerin diğer eşin sahip olduğu mallar üzerindeki haklarının belirlenmesi ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin detaylı bilgi için Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır? Katılma Alacağı Hesabı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4.3. Borçların Paylaşımı ve Mahsuplaşma İşlemleri
Edinilmiş mallara ilişkin borçlar, paylaşım sürecinde dikkate alınarak mahsuplaşma yapılır. Eşlerden birinin edinilmiş malları için yaptığı borç ödemeleri, tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur. Eşlerin birlikte aldıkları krediler veya ortak borçlar, boşanma davası sırasında belirlenir ve her bir eşin sorumluluğu mahkeme tarafından paylaşılır.
4.4. Katılma Alacağının Azaltılması veya Reddi
Katılma alacağı, eşlerin edinilmiş mallarının paylaştırılması esnasında önemli bir hesaplama aracıdır. Bu hesaplamada kullanılan artık değer, genellikle eşlerin mal paylaşımındaki pay oranını belirler. Ancak bazı istisnai durumlar, bu pay oranının azaltılmasına ya da tamamen ortadan kaldırılmasına neden olabilir. Bu tür istisnalar, Türk Medeni Kanunu’nun 236. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu m.236/2’deki İstisnai Durumlar
Türk Medeni Kanunu’nun 236/2. maddesi, boşanma nedeniyle yapılan katılma alacağı hesaplamasında, kusurlu eşin pay oranının değiştirilmesini öngörmektedir. Kanun, şu hükmü getirmektedir:
“Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.”
Bu düzenlemeye göre, boşanmanın zina veya hayata kast nedeniyle gerçekleşmesi durumunda, hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun bir şekilde azaltabilir ya da tamamen kaldırabilir. Bu durum, eşlerin haklarının adil bir şekilde korunması amacıyla, kusurlu davranışın mal paylaşımına yansıtılması için önemli bir düzenlemedir.
5. Boşanma Halinde Mal Paylaşımı
- Boşanmada edinilmiş malların tasfiyesi süreci: Boşanma kararı kesinleştiğinde, mal paylaşımı aşamasına geçilir. Bu aşamada, eşlerin edinilmiş malları ve kişisel malları tespit edilerek, ardından katılma alacakları hesaplanır. Yapılan mahsup işlemi sonucunda, bir tarafın alacağı belirlenir.
- Mal paylaşımında hangi tarihin esas alındığı: Boşanma davasının açıldığı tarih esas alınarak edinilmiş mallar belirlenir.
- Anlaşmalı boşanma halinde eşlerin yapabileceği düzenlemeler: Taraflar, anlaşmalı boşanma protokolü ile mal paylaşımına dair özel düzenlemeler yapabilir. Eğer eşler arasında mal paylaşımına dair anlaşmazlık meydana gelirse, mahkeme devreye girer. Mahkeme, tarafların anlaşmazlıklarını çözmek için müdahale eder ve hukuki çerçevede adil bir paylaşıma karar verir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma sürecinde yapılan düzenlemelerin hakkaniyetli ve yasaya uygun olması önemlidir.
Boşanma davalarının mali ve ekonomik sonuçlarına ilişkin olarak Boşanmanın Mali Sonuçları başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
6. Ölüm Halinde Mal Paylaşımı ve Miras İlişkisi
- Ölüm durumunda mal rejimi nasıl sona erer? Eşlerden birinin ölümü halinde, mal rejimi ölüm anıyla birlikte derhal sona erer ve mal tasfiyesi ile miras paylaşımı süreçleri birbirinden bağımsız olarak yürütülür. Türk Medeni Kanunu’na göre, ölümle birlikte mal rejimi tasfiyesi başlar. Bu aşamada, sağ kalan eşin edinilmiş mallardaki yasal payı ve kişisel malları belirlenir. Mal rejimi tasfiye edildikten sonra, ölen eşin malvarlığı, sağ kalan eş dâhil olmak üzere mirasçılar arasında, miras hukuku kurallarına uygun şekilde paylaştırılır.
- Sağ kalan eşin miras ve tasfiye hakkı: Sağ kalan eş, hem mal rejimi tasfiyesi hem de miras paylaşımında haklara sahiptir. Öncelikle mal rejimi tasfiye edilir. Sağ kalan eşin alacağı pay, seçilen mal rejimine ve ölen eşin mirasçılarının durumuna göre belirlenir. Mal rejimi payı tasfiye edildikten sonra, yasal mirasçı olan sağ kalan eş, ölen eşin malvarlığından belirli bir pay alır. Özellikle, aile konutu ve ev eşyaları gibi unsurlar, sağ kalan eşin öncelikli haklarına sahiptir. Bu hakların korunması için, tapuya şerh koydurma gibi hukuki yöntemlerle güvence altına alınabilir.
- Mal paylaşımı ile miras paylaşımı arasındaki farklar: Mal paylaşımı ve miras paylaşımı arasındaki temel fark, sürecin ve hukukî çerçevenin farklı olmasıdır. Mal paylaşımı, yukarıda sayılan pek çok durumda uygulanabilirken, miras paylaşımı yalnızca ölüm sonrası ortaya çıkar. Mal paylaşımı, eşler arasında edinilmiş mallar ve kişisel malların belirlenmesi ve paylaşılması ile ilgilidir. Miras paylaşımı ise ölen kişinin malvarlığının, yasal mirasçılar arasında paylaştırılmasını içerir. Her iki süreç de farklı kurallara tabidir ve ayrı ayrı değerlendirilir.
7. Katılma Alacağında Zamanaşımı Süresi
Katılma alacağı talepleri, mal rejiminin sona ermesinden itibaren 10 yıl içinde ileri sürülebilir. Bu sürenin dolması halinde hak talebinde bulunulamaz.
Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi, boşanma nedeniyle açılacak davaların 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu düzenlemektedir. Ancak bu hüküm, boşanma dışındaki haller (ölüm, iptal, mal rejiminin değişikliği gibi) için açıklık içermemektedir.
Katılma alacağının hesaplanması ve gerekli belgelerin toplanması uzun sürebileceğinden, öğretide ve Yargıtay içtihatlarında Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde yer alan genel 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği görüşü benimsenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.04.2013 tarihli kararı, bu husustaki içtihat farklılıklarını gidererek, katılma alacağının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu netleştirmiştir.
Babamız ölümünden önce vasiyetname düzenleyerek, edinilmiş tüm mallarını annemizin bilgisi dışında diğer varislere vasiyet yolu ile bırakmış. Annemize hiçbir şey bırakmamış. Babamızın ölümünden 3 ay sonra annemizi de kaybettik. Vasiyetnamenin iptali için dava açtım. Vasiyetname düzenlenirken edinilmiş mal rejimine göre, annemizin ortak olması gereken tüm mallarını bilgisi dışında vasiyetname ile diğer varislere ve Kızılay’a bırakmış olması vasiyetnamenin iptali için dayanarak oluşturur mu. Saygılarımla
Eşim 2019 yılında vefat etti. 2 tane çocuğumuz var. Mal ve miras paylaşımında nasıl bir uygulama yapılacak? Ben edinilmiş mallara katılma payından faydalanabilmem için haklarımı öğrenebilir miyim? Ne yapmalıyım?
Eşim evlenmeden önce yurt dışında çalışmış, Türk şirketi tarafından gönderildiği için maaşı Türkiye’ye yatmış.
Babası, biriken parayla ev almıştır. Evlendikten sonra dairenin kalan borcunu eşimle birlikte ödedik.
Kaba inşaat halinde aldıkları için içini de birlikte yaptırdık (2002 yılından önce).
Soruma gelince, boşanma davasında bu evde hakkım var mı? Talepte bulunabilir miyim?
Merhaba, kısa bir süre önce babam vefat etti. İkinci evliliğinden sonra 2 adet evi oldu, fakat bu evleri hayattayken eşinin üstüne yaptı. Burada avukata soruyoruz; ilk eşinden olan çocuklar, babası öldükten sonra ikinci eşinin üstüne yaptığı dairelerden herhangi bir hak talep edemez diyor. Diğer bir avukat ise tam tersi, evlilikten sonra alınmış evlerden ya da mallardan, boşanmamış ve hâlâ evli iken ölmesi durumunda, ilk eşinden olan çocukların da hak sahibi olduğunu söylüyor. Bu durumda neye inanacağımızı şaşırmış durumdayız.
Bir de dairelerin gizlenmesi söz konusu. Tapuya gidiyoruz, fakat hiçbir bilgi verilmiyor ve herhangi bir mal olmadığı söyleniyor. Bize bir yol gösterebilir misiniz? Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
Öncelikle iyi çalışmalar dilerim.
Annemin babası vefat etti. Anneme miras kaldı. Annem de vefat etti. Bu durumda babam, annemin mirasında hak sahibi midir?