
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Estetik amaçlı tıbbi müdahale, kimi durumlarda yalnızca güzelleştirme amacı taşıyan, kimi durumlarda ise hem güzelleştirme hem de tedavi amacıyla gerçekleştirilen müdahalelerdir. Genel olarak, tıbbi amaçla gerçekleştirilen müdahalelerde, doktor ile hasta arasındaki ilişkinin bir nevi vekâlet sözleşmesine dayandığı kabul edilir. Estetik amaçlı müdahaleler ile protez diş yapımı gibi güzelleştirme gayesi ağır basan tıbbi müdahalelerde ise, eser sözleşmesinin hükümleri uygulanır. Özellikle, estetik amaçlı tıbbi müdahalelerde, doktorun taahhüt ettiği sonucu gerçekleştirmesi esastır. Estetik ameliyatın doktor hatası nedeniyle, kusurlu şekilde sonuçlanması halinde, kusuru olan sağlık personeline ve hatta bazı durumlarda müdahalenin yapıldığı hastaneye karşı maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
Yazı İçeriği
1. Estetik Amaçlı Tıbbi Müdahale Nedir?
2. Hatalı Estetik Ameliyatlarda Yaşanabilecek Hukuki Uyuşmazlıklar Nelerdir?
3. Hatalı Estetik Ameliyatlarda Doktorun Sorumluluğu
4. Hatalı Estetik Ameliyatlardan Doğan Zararlarda Doktora Başvuru Şartları
5. Hatalı Estetik Ameliyat Nedeniyle Açılabilecek Davalar Nelerdir?
6. Hatalı Estetik Ameliyat Nedeniyle Tazminat Davalarında Görevli Mahkeme
7. Hatalı Estetik Ameliyat Nedeniyle Tazminat Davalarında Zamanaşımı
Örneğin, uygulamada sık karşılaşan estetik operasyonlardan olan burun estetiği ameliyatı sonucunda, doktorun, operasyon öncesinde vaat ettiği gibi bir burun yapılmış olmalıdır. Keza, dolgu, botoks gibi estetik dokunuşlarda da, müdahale öncesinde hastanın tarif ettiği ve doktorun taahhüt ettiği görsel güzellik sağlanmalıdır. Aksi durumda, müdahalede bulunan doktorun sorumluluğu gündeme gelebilecek ve hatalı operasyon yüzünden zarara uğrayan hastanın, bu zararın giderilmesi amacıyla tazminat talep etme hakkı doğabilecektir.
Anayasamız ile güvence altına alınmış olan vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı hakkının temel istisnasını, tıbbi müdahaleler oluşturur. Sağlık personeli tarafından, tedavi amacıyla gerçekleştirilen her türlü müdahale olarak tanımlanan tıbbi müdahale, esasen hastanın sağlık personeli ile ilk karşılaşma anında başlar. Tetkik, teşhis, tedavi ve sonrasındaki izleme süreçleri de dahil olmak üzere tüm işlemler, tıbbi müdahalenin bir parçasıdır. Daha ziyade cerrahi müdahalelerden ibaretmiş gibi algılansa da, verilecek ilaçların seçimi, hatta uygulanacak tedaviye ilişkin ve hastanın anlayabileceği şekilde aydınlatılmış onamının alınması da bu kapsamdadır.
Estetik amaçlı tıbbi müdahalelerse, kişide, doğumundan itibaren var olan veya sonradan meydana gelmiş görünüş bozukluklarının düzeltilmesi amacıyla yaptırdıkları müdahalelerdir. Keza hiçbir görünüş bozukluğu olmamasına rağmen insanlar, daha güzel görünmek amacıyla dahi estetik amaçlı tıbbi müdahale yaptırabilmektedir.
Bununla birlikte, yalnızca güzelleştirme amacı taşıyan estetik amaçlı tıbbi müdahaleler olabileceği gibi, hem güzelleştirme hem tedavi amacını taşıyan müdahaleler de mevcuttur. Örneğin; burunla ilgili ameliyat kişinin nefes almasını kolaylaştırmak ve burnun şeklini düzeltmek amacıyla yapılabilirken dudak büyütme, diz kapağı güzelleştirme gibi ameliyatlar salt güzelleştirme amacı taşımaktadır.
Estetik kaygı ile yapılan tıbbi müdahalelerin artmasıyla birlikte, hukuki uyuşmazlık sayısı da artmıştır. Ne var ki, güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlar yahut diş protezi gibi uygulamalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, doktor tarafından verilen genel doktorluk hizmeti kapsamındaki hukuki uyuşmazlıklarda, vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanmalıdır. Ancak, güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlar ve diş protezi yapımında doktor, hastasına belirli bir sonucu meydana getireceği yönünde taahhütte bulunduğundan tedavi amacı ikinci planda kalmaktadır. Dolayısıyla bu tıbbi müdahaleler bakımından eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Nitekim, Yargıtay’ın birçok kararında, güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlarda veya protez diş yapımında, eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu noktada, uygulanacak hükmü tespit ederken dikkat edilmesi gereken husus, tedavi amacının ağır basması durumunda vekâlet, güzelleşme amacının ağır bastığı durumda ise eser sözleşmesi uygulanacağıdır.
Makale konumuzu oluşturan estetik amaçlı tıbbi müdahalelerde uygulama alanı bulan eser sözleşmesi hükümleri, Türk Borçlar Kanunu 471-486. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlar ve diş protezi yapımında, doktorun sözleşmeden doğan sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için, öncelikle doktor ile hasta arasında sözleşme ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Bu sözleşmede doktorun asli borcu, hastanın talebi doğrultusunda hastasının vücudundaki güzelleşmenin sağlanması, hastanın asli borcu ise, ücretin ödenmesidir. Asli borcun yanında doktorun yan edim borçları da vardır. Bunlar; hastayı, tedavi sonucunda meydana gelebilecek hususlarda bilgilendirme, hastanın açık rızasını alma, müdahaleyi özen yükümlülüğüne uygun olarak bizzat gerçekleştirme gibi yükümlülüklerdir. Doktor, sözleşme hükümleri ile Tababet ve Şubatatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’da düzenlenen hususları da göz önüne alarak tıbbi müdahaleyi yapmalıdır.
Doktorun hastalığın teşhisi ve tedavisi, şahsen ifa, talimata uyma, hesap verme, aydınlatma, sadakat ve özen gösterme, tıbbi kayıtları eksiksiz tutma gibi borçlarını yerine getirmesi gerekir. Keza, araç, gereç ve malzeme sağlama gibi borçların yerine getirilmemesi halinde de sözleşmeye aykırılık oluşur ve doktorun sorumluluğu gündeme gelebilir. Doktorun, malpraktis teşkil eden kusurlu müdahalesinden zarar gören hasta, şartları varsa maddi/manevi tazminat davası açabilir.
Keza, vefat yahut cismani zararla sonuçlanan tıbbi müdahalelere ilişkin olarak, doktorun, TCK kapsamında taksirli veya ihmali davranışlarından kaynaklı işlediği hukuka aykırı fiillerden cezalandırılması gündeme gelebilir.
Konu ile ilgili detaylı bilgi için “Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Ceza Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, doktorun, taraflarca akdedilen sözleşmede kararlaştırılmış şekilde tıbbi müdahaleyi yaparak hastanın talebini karşılaması gerekmektedir. Hastanın talebinin karşılanmaması sözleşmeye aykırılık oluşturacaktır. Örneğin, göğüs büyütme ameliyatlarında operasyon öncesinde kararlaştırılan ölçüden bariz şekilde farklı sonuç oluşması yahut iki göğsün ebatlarının birbirinden kabul edilemez derecede farklı olması, sözleşmeye aykırılıktır.
Nitekim Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin, 04.03.2019 tarih ve 2018/ 182 E., 2019 / 930 K, Sayılı ilamında aşağıdaki şekilde hüküm kurmuştur;
‘’… davacıya yapılan estetik müdahalenin sonucu itibariyle davacı iş sahibi yararına sonuç vermediği, memede başlangıçta amaçlandığı şekilde estetik açıdan daha düzgün ve dik durma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı hekimin edimini sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirmediğinden ödenen bedel olan 5.178,00 TL’nin iadesi ile uygun görülecek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.’’
Sözleşmeye aykırılık sebebiyle hastanın tazminat talebinde bulunması için, doktorun kusurunun olması ve bu kusur neticesinde bir zarar meydana gelmiş olması şarttır. Aynı zamanda, zarar ile doktorun kusurlu hareketi arasında nedensellik bağı olmalıdır.
Doktorun kusuru, kasten yahut ihmali şekilde görülebilir. Ancak, uygulamada, doktorun kasten böyle bir harekette bulunması, hayatın olağan akışına aykırı olduğu için, genellikle ihmali kusur söz konusu olmaktadır. Doktorun kusurlu olup olmadığının tespitinde, doktorun tıp bilimi kurallarına uygun yöntemleri kullanıp kullanmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Tıp biliminin kurallarına ve hastaya yapılacak müdahalenin gereklerine aykırı hareket eden doktorun kusurlu sayılacağı açıktır.
Güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlar ve diş protezi gibi müdahalelerde, doktorun taahhütte bulunduğu sonucun meydana gelmemesi halinde, hasta açısından bir zarar oluşacağı açıktır. Çünkü, kişinin bu tıbbi müdahaleyi yaptırmadaki temel amacı, estetik kaygıdır.
Doktorun, kusurlu davranışıyla sözleşmeye aykırı hareket etmesi nihayetinde, hastada zarar oluşmuşsa, daha açık ifadeyle, kusurlu fiille zarar arasında neden-sonuç ilişkisi varsa, doktordan zararın tazmini istenebilir.
Maddi Tazminat
Maddî tazminat olarak; öncelikle ek tedavi ve ameliyat masrafları, kusurlu müdahale nedeniyle hastanın uğradığı kazanç kaybı ve iktisadi geleceğinin sarsılmasından doğan zararlar talep edilebilir. Tazminat, kural olarak doğrudan zarar görene ödenmekle birlikte, hastanın ölümü hâlinde, geride kalan yakınları da “destekten yoksun kalma tazminatı” isteyebilir. Uğranılan zararların, talep eden tarafça ispatlanabilir olmaları önemlidir.
Manevi Tazminat
Kusurlu bir tıbbi müdahale sonucu olarak hastanın duyduğu bedensel veya manevi acıyı, elem, keder ve ıstırabı dindirmek maksadıyla, manevi tazminat talep edilebilir.
Konu ile ilgili detaylı bilgi için “Doktor Hatası (Malpraktis) Nedeniyle Tazminat Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Eser sözleşmesi hükümleri uygulanacağından, hatalı estetik ameliyat nedeniyle tazminat davalarında görevli mahkeme, tüketici mahkemesidir.
Güzelleştirme amaçlı estetik ameliyatlar ile protez diş uygulamasında, eser sözleşmesi hükümleri uygulanacağından, bu türdeki tazminat davalarındaki zamanaşımı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6. maddesi gereği beş yıldır.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.