Kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi adına, özel mülkiyette bulunan bazı taşınmazların ilgili idareye tahsisi gerekebilmektedir. Anayasamızın “Kamulaştırma” başlıklı 46. maddesinde yer verildiği üzere, birtakım şartların varlığı halinde, malikinin rızası aranmaksızın, ilgili taşınmazın idare adına kamulaştırılması mümkün olabilmektedir. Bazen, idare, yükümlü olduğu usul ve esaslara uymaksızın, malikin taşınmazdaki mülkiyet hakkına kamulaştırmasız el atma yoluyla müdahalede bulunabilmektedir. Kamulaştırmasız fiili el atma ya da kamulaştırmasız hukuki el atma olarak görülebilen bu gibi durumlarda, malikin başvurabileceği bazı hukuki yollar söz konusu olabilmektedir.
Yazı İçeriği
- 1. Kamulaştırmasız El Atma Nedir?
- 2. Fiili El Atma ile Hukuki El Atma Arasındaki Fark Nedir?
- 3. Fiili El Atmadan Kaynaklanan Kamulaştırmasız El Atma
- 4. Hukuki El Atmadan Kaynaklanan Kamulaştırmasız El Atma
- 5. Kamulaştırmasız El Atmada Malikin Başvurabileceği Yollar Nedir?
- 6. Kamulaştırmasız El Atma Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 7. Kamulaştırmasız El Atma Davasında Zamanaşımı ve Süreler
- 8. Kamulaştırmasız El Atma ve Ecrimisil
Kural olarak hiçbir zamanaşımına veya hak düşürücü süreye tabi olmayan kamulaştırmasız el atma davalarında görevli ve yetkili mahkeme, kamulaştırmasız el atmanın türüne göre belirlenir. Kamulaştırmasız hukuki el atma davasının, idare mahkemelerinde açılması gerekirken, fiili el atmalara ilişkin davalarda görevli ve yetkili mahkeme, gayrimenkulün bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
1. Kamulaştırmasız El Atma Nedir?
Mevzuatımızda kamulaştırma işlemleri için izlenmesi gereken usul ve esaslar açıkça düzenlenmektedir. Kimi durumlarda, idare, bahse konu usul ve esaslara uymaksızın, bilhassa taşınmaz bedelinin nakden ve peşinen ödenmesi şartını yerine getirmeksizin, malikin mülkiyet hakkına müdahalede bulunulabilmektedir. Taşınmazların kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılması suretiyle vuku bulan mülkiyet hakkına müdahale hali, mevzuattaki idari süreç tamamlanmaksızın taşınmazlara fiilen el koyulması şeklinde olabilmektedir. Diğer taraftan, fiziken hiçbir müdahale olmamasına rağmen, malikin mülkiyet hakkını kullanmasına engel olacak şekilde hukuki müdahalelerle de, kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaza el atılabilmektedir. İdarenin, usul ve mevzuata aykırı olarak malikin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kısıtlayan veya tamamen ortadan kaldıran bu müdahalesi, “kamulaştırmasız el atma” şeklinde tanımlanmaktadır.
2. Fiili El Atma ile Hukuki El Atma Arasındaki Fark Nedir?
Kamulaştırmasız el atma hususunda, hukuki yollara başvuru usul ve şartlarının doğru şekilde belirlenebilmesi için, bahse konu usulsüzlüğün doğru şekilde tespiti gerekir. Zira kamulaştırmasız el atma, taşınmaza fiili el atma olarak gerçekleşebileceği gibi, hukuki el atarak mülkiyet hakkına zarar vermek suretiyle de oluşabilir.
3. Fiili El Atmadan Kaynaklanan Kamulaştırmasız El Atma
Kamulaştırma işlemi yapılmaksızın veya kamulaştırmaya başlansa bile usule uygun şekilde tamamlanmaksızın, özel mülkiyete konu bazı taşınmazların tamamına veya bir kısmına idarece fiziken el konulabilmektedir. Başka bir deyişle, idarenin taşınmaz üzerinde fiilen tasarrufta bulunmak suretiyle malikin taşınmazı kullanmasına veya en azından mülkiyet hakkının sağladığı imkanlardan yararlanmasına engel olunabilmektedir. Bu gibi durumlarda fiili el atmadan kaynaklanan kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği söylenebilir.
4. Hukuki El Atmadan Kaynaklanan Kamulaştırmasız El Atma
Uygulamada sıkça görülen bir diğer durum ise, belediye tarafından yapılan imar planlarının fiiliyatta uygulamaya alınmaması ve malikin taşınmazdan yararlanmasına engel olunmasıdır. Bu durum hukuki el atma olarak değerlendirilmekte olup, kamulaştırmasız el atmanın varlığından söz edilebilir. Esasen, özel mülkiyette bulunan kimi taşınmazların, uygulama imar planlarıyla, kamu yararı gereği idarenin kullanımına ayrılması mümkündür. Ancak, Anayasal güvence altına alınmış mülkiyet hakkına müdahale anlamına gelen bu uygulama imar planlarının, yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl içinde fiiliyata geçirilmelidir. Başka bir deyişle, hukuken el atılan taşınmazın, mevzuata uygun şekilde kamulaştırılarak, uygulama planına uygun şekilde kamusal alana çevrilmesi gerekir. Bedeli ödenmek kaydıyla kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmaması halinde ise, mülkiyet hakkının özüne dokunan müdahaleyi kaldıracak şekilde yeni bir imar planı değişikliği yapılması gerekir.
Keza, tapu kütüğündeki taşınmaz cinsinin değiştirilmesi suretiyle, malikin mülkiyet hakkına zarar verecek şekilde kamusal alana çevrilmesine rağmen, usul ve esaslara uygun işlemlerle kamulaştırma yapılmaması da el atmadır. Bu gibi suretlerde, ilgililerin taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkına hukuki el atmayla müdahale edildiği kabul edilir.
Hukuki el atmadan kaynaklanan kamulaştırmasız el atma hususunda daha detaylı bilgi edinmek için “Kamulaştırmasız Hukuki El Atma” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. Kamulaştırmasız El Atmada Malikin Başvurabileceği Yollar Nedir?
Mevzuata uygun şekilde kamulaştırma işlemi yapılmaksızın taşınmazın tamamına ya da bir kısmına idare tarafından fiilen el atılan malikin başvurabileceği birtakım hukuki yollar vardır. Malik, “Kamulaştırmasız El Atma Davası”, “Tazminat Davası” veya “Bedel Davası” denilen bir dava açarak, kamulaştırmasız fiili el atılan kısma ilişkin bedelin belirlenerek, kendisine ödenmesini isteyebilir. Bu davayı açan malik, özel mülkiyetinde bulunan taşınmazın dava tarihindeki değerinin kendisine ödenmesini talep ederek taşınmazın mülkiyetini idareye devretmeyi kabul etmiş sayılır. Uygulamada sıklıkla başvurulan bu bedel tespit sürecine ilişkin usul ve esaslar, Kamulaştırma Kanunun geçici 6. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla şekillenen uygulamada ise, bahse konu taşınmazın el atma tarihindeki özellikleri göz önünde bulundurularak dava tarihindeki değerinin malike ödenmesine karar verilmektedir.
Kamulaştırmasız el atma durumlarında bedel tespitini amaçlayan tazminat davalarının usul ve esaslarına ilişkin daha detaylı bilgi için “Kamulaştırmasız El Atmada Bedel Tespit Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Diğer taraftan, bu madde hükmüne uygun şekilde dava açılabilmesinin ön şartı olarak “uzlaşma” usulünün uygulanması gerekir. Kamulaştırma işlemlerinde uzlaşmanın usul ve şartlarına ilişkin daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Kamulaştırmada İdare ile Uzlaşmak” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek başına dava hakları vardır. Ancak açılan davanın neticesi, dava açmayan paydaşları etkilemeyecektir.
6. Kamulaştırmasız El Atma Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Mevzuatta yapılan son düzenlemeler ile, kamulaştırmasız el atma hususundaki davalarda hangi mahkemenin görevli olduğu netlik kazanmıştır. Yukarıda izah edilen hukuki el atma hali, bir nevi idari işlem olarak nitelendirilmektedir. Buna olup, hukuki el atmadan kaynaklanan kamulaştırmasız el atma davalarında, bahse konu idari işlemin iptali istemiyle idari yargıda dava açılması gerekmektedir.
Fiili el atmalara ilişkin davalarının ise, gayrimenkulün bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekir.
7. Kamulaştırmasız El Atma Davasında Zamanaşımı ve Süreler
Kamulaştırma veya kamulaştırmasız el atma durumlarında, malikin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaza idare tarafından müdahalede bulunmakta ve Anayasal güvence altına alınan mülkiyet hakkına zarar verilmektedir. İdare aleyhine tazminat veya el atmanın önlenmesi talebiyle başvurulabilecek hukuki yollar, temel hak ve özgürlüklerden olan mülkiyet hakkından kaynakladığı için, kural olarak süreye tabi değildir.
8. Kamulaştırmasız El Atma ve Ecrimisil
Rızası hilafına taşınmazı işgal edilen malikin işgalciden isteyebileceği ve bir anlamda kira bedeli olarak kabul edilebilecek bedele hukukumuzda “ecrimisil” denmektedir.
Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Ecrimisil Davası (Haksız İşgal Tazminatı)” başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Özel mülkiyetindeki taşınmazı idarece haksız şekilde işgal edilen malik, mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı imkanlardan faydalanamaması dolayısıyla uğradığı zararın tazmini için, idareden ecrimisil talebinde bulunabilir. Ecrimisil davası, ayrı bir dava olarak açılabileceği gibi, “El Atmanın Önlenmesi Davası” veya “Kamulaştırmasız El Atma Davası” ile beraber de ecrimisil talep edilmesi mümkündür. Ancak, ecrimisil taleplerinde 5 yıllık zamanaşımı söz konusu olup dava tarihinden itibaren geriye dönük ancak 5 yıllık zaman dilimi için ecrimisil talep edilebilecektir. El atma durumu daha uzun süredir devam ediyor olsa bile, önceki senelere ilişkin ecrimisil talep hakkı ortadan kalkmış olur.
Konuyla alakalı olarak T.C. Anayasamıza ulaşmak için bkz.


Merhaba,
1958 yılında dedem dedesinden temessük senedi ile kadastro tespiti yaptırıyor, ve kadastroya adını yazdırıyor, askıda iken birisi itaraz edip varisi benim diye dava açıyor, davayı kaybediyor, yargıtaydan da geçerek varisin dedem olduğu kesinleşiyor.bu dava sürerken malik hanesi ek bir karar alınıp boş bırakılıyor.dedemde 1961 de yılında hazineye dava açıyor, varisin ben olduğum kesinleşti tapumu verin diye, bu arada 1965 yılında ölüyor.
1966 yılında ikinci bir kadastro tespiti yapılıp, başka bir şahıs adına yer tescil ediliyor, ve 1971 yılında bu kişiden hazine kamulaştırma bedelini ödeyip alıyor,
Sizden ricam ne yapmalıyız, bilgilendirwbilirseniz çok sevinirim
Şimdiden çok teşekkürler
Emel danişmend
Sayın avukatım tamamı 58 dönümlük tapulu tarla vasfında mülküyetimize.. 17.02. 2014 yılında Kültür ve turizm bakanlığı tarafından 1 derece sit alanı tescil kararı alınmıs ve bizlere yani maliklere herhangi bir tepligat yada kamulastırmayla alakalı herhangi bir bildiri verilmemiştir.. Bundan dolayı tarlamızda ekip biçme yada herhangi bir tarımsal anlamda bişey yapamıyoruz dolayısıyla 6 yıldır magduriyet yaşıyoruz .. Bizim malikler olarak hukuki olarak ne yapmamız gerekiyor ve nasıl bir yol izlememiz gerekiyor bilgilendirirseniz çok sevinirim.. İyi çalışmalar