Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi nedeniyle ve bu suçun yarattığı etkiyle, diğer eş için evlilik birliğini sürdürmek imkansız hale gelebilir. Burada, küçük düşürücü suçtan kasıt, toplum nezdinde utanç verici veya yüz kızartıcı olarak kabul edilen suçlardır. Örneğin, cinsel taciz ve cinsel saldırı suçları bu kapsamda değerlendirilmektedir. Eşlerden biri bu neviden bir suça karıştığında, kendisinden evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemeyecek olan diğer eş, bu gerekçeye dayanarak boşanma talebinde bulunabilir. Şu halde, küçük düşürücü bir suç işleyen kimseden boşanmak isteyen eş, aile mahkemelerinde boşanma davası açabilecektir. Bu hal mutlak değil, nispi bir boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani evliliğin sürdürülmesinin beklenemeyecek olması hâkimin takdirindedir.
Yazı İçeriği
1. Küçük Düşürücü Suç Nedir?
2. Küçük Düşürücü Suç İşlenmesi Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
3. Görevli ve Yetkili Mahkeme
4. Dava Açma Süresi
Küçük düşürücü suç işlenmesi nedeniyle boşanma hali, boşanmanın özel sebepleri arasında düzenlenmiştir. Fakat boşanmanın mutlak sebeplerinden biri olmayıp, nispi boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Burada boşanma için yalnızca küçük düşürücü nitelikteki suçun işlenmiş olması yeterli görülmeyerek aynı zamanda bu suç nedeniyle evliliği sürdürmenin diğer eşten beklenememesi şartı da aranmaktadır. Bunun gibi bir nispi boşanma sebebine dayanılması halinde, hâkimin oldukça geniş bir takdir yetkisi vardır.
1. Küçük Düşürücü Suç Nedir?
Türk Medeni Kanunu m.163’deki düzenlemeye göre eşlerden biri, küçük düşürücü suç işler ve bu nedenden ötürü evlilik birliğinin devamı diğer eşten beklenemezse, diğer eş boşanma davası açabilir. Burada akla gelen ilk soru, hangi suçların “küçük düşürücü suç” kavramına dahil olduğu ve boşanma nedeni teşkil edebileceğidir. Küçük düşürücü suç utanç verici ya da yüz kızartıcı nitelikteki suç demektir. Bu çeşit suçlar, ahlak kurallarının ve toplumun reddettiği, işlendiği zaman da normal bir insanın yüzünü kızartan suçlardır.
2. Küçük Düşürücü Suç İşlenmesi Nedeni ile Boşanma Davasının Şartları
Suç işleme nedeniyle boşanma, özel boşanma nedenlerinden biridir. Maddede belirtilen boşanma nedeni, suç işleme eyleminin eşe karşı olmayıp üçüncü kişilere karşı yapılan eylemleri kapsaması sebebiyle, diğer özel boşanma nedenlerine göre farklılık arz etmektedir.
Türk Medeni Kanunu
III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Madde 163 –
“Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.“
Bu madde kapsamında boşanma davası açılabilmesi için, evlilik birliği içerisinde küçük düşürücü bir suç işlenmesi ve bu suç nedeniyle evliliğin sürdürülmesinin beklenememesi şartları aranmaktadır.
Küçük Düşürücü Bir Suç İşlenmiş Olmalı
Küçük düşürücü suç kavramından anlaşılması gereken, toplum nezdinde küçük düşürücü olarak nitelendirilen suçlardır. Belirtmek gerekir ki, suçun küçük düşürücü olup olmadığı verilen cezaya göre değil, toplumdaki anlayışa göre hâkim tarafından takdir edilecektir. Burada da aile mahkemesi hâkiminin kriteri, kanunların uygulandığı ülkenin toplumsal anlayışı olacaktır. Genellikle;
- Hırsızlık,
- Cinsel saldırı,
- Cinsel istismar,
- Uyuşturucu ticareti,
- Dolandırıcılık
gibi suçlar bu kapsamda sayılır. Ancak, genel itibarıyla küçük düşürücü sayılmayan suçlar da, olayın özelliklerine göre küçük düşürücü suç haline gelebilir. Burada, olayın özelliklerine göre takdir yetkisi, hakimdedir.
Açılacak boşanma davasında işlenen suç nedeniyle hüküm kurulmuş olmasının zorunlu değildir. Dolayısıyla, evlilik süresi içerisinde bir suç işlenmiş, ancak Türk Ceza Kanunu (TCK) uyarınca ceza yargılamasına konu edilmemiş olsa bile, suç işleme nedeniyle boşanma davası açılmasında engel bulunmamaktadır.
Bu Suç Nedeniyle Ortak Yaşamın Sürdürülmesi Beklenemez Olmalı
Bu madde kapsamında boşanma davası açılabilmesi için yasayla getirilen bir başka kural da, işlenen suç nedeniyle diğer eşten, ortak hayata devam etmesinin beklenemeyecek olmasıdır. Bu nedenle, eşlerden birinin gerçekten de yüz kızartıcı suç işlemiş olması, boşanma kararı verilebilmesi için tek başına yeterli değildir. Şayet yüz kızartıcı suç işlenmiş fakat ortak hayat çekilmez hale gelmemiş ise boşanma davası reddedilecektir. Dolayısıyla, küçük düşürücü suç nedeniyle açılacak boşanma davalarında, eş tarafından işlenen suç, diğer eşin, bu durumla yaşamasını çekilmez kılıyorsa, boşanma davası açabilecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/20560 Karar No: 2015/4947 Karar Tarihi: 19.03.2015
“Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek bundan dolayı ceza aldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, “davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, bu yolda delil getirilmediği” gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan “küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanılarak açılmıştır, işlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır. Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.”
Suç Evlilik Birliği İçerisinde İşlenmiş Olmalı
Küçük düşürücü suç nedeniyle açılacak boşanma davasında, bazı usuli şartların da gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlardan biri, evlenme tarihine ilişkindir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, küçük düşürücü suçun, evlendikten sonra işlenmiş olması gerektiğidir. Evlenme tarihi öncesi işlenmiş bir suç nedeniyle suç işleyen eş aleyhine boşanma davası açılırsa bu dava reddedilecektir. Ancak, söz konusu suçun evlenme tarihinden önce işlenmiş olması halinde, bunu bilmeyen eş, şartları varsa evliliğin iptalini talep edebilecek. Yahut evlilik birliğinin sarsılmasına dayanarak boşanma davası açabilecektir.
3. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Boşanma davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerde ise asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır.
Yetkili mahkeme ise, eşlerden birinin yerleşim yeri veya eşlerin davadan önce son altı aydan beri oturdukları yer mahkemesidir.
4. Dava Açma Süresi
Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde suç işleme sebebiyle açılacak boşanma davası ile ilgili olarak herhangi bir süre sınırına yer verilmemiştir. Buna göre suç işleme nedeniyle ortak hayatın çekilmez kılındığı her süreçte, boşanma davası açılabilecektir. Ancak, suçun işlendiğinin bilinmesine rağmen çok uzun süre ortak yaşamın devam etmesi halinde, açılacak dava, dürüstlük kuralına uyulmaması nedeniyle reddedilebilecektir.
Boşanma davası sürecine ilişkin daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Boşanma Davası Nasıl Açılır?” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.