Ekonomik darboğazlara giren şirketlerin borçlarını yapılandırarak faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla düzenlenmiş olan konkordato kurumu, alacaklılar ile borçlular arasındaki dengeyi gözeten önemli bir hukuki mekanizmadır. 2018 yılında yapılan yasal değişikliklerle yeniden yapılandırılan konkordato sistemi, iflasın önüne geçmek ve ticari hayatı korumak adına sıkça başvurulan bir çözüm yolu hâline gelmiştir.
Ancak konkordato ilanı, sadece ticari alacaklıları değil; aynı zamanda işveren ile iş ilişkisi bulunan işçileri de doğrudan etkileyen sonuçlar doğurur. Zira işçiler, iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, kıdem, ihbar, fazla mesai ve yıllık izin gibi çeşitli alacaklara sahiptir. Bu tür alacaklar hem niteliği hem de sosyal koruma işlevi itibarıyla farklı bir değerlendirmeyi gerektirir.
Yazı İçeriği
Bu yazıda, konkordato sürecinin işleyişine ve işçilik alacaklarına etkisine ilişkin temel hukuki hususlara yer verilmiştir.
1. Temel Kavramlar Ve Hukuki Çerçeve
1.1. Konkordato Nedir?
Konkordato, borçlu şirketlerin, alacaklılarının izni ve mahkemenin tasdikiyle borçlarını belli bir plana göre ödemelerine imkân tanıyan, iflası önlemeyi amaçlayan bir yeniden yapılandırma sürecidir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ila 309. maddeleri arasında düzenlenen bu kurum, hem borçlunun ticari faaliyetini sürdürebilmesine hem de alacaklıların alacaklarını belirli ölçüde ve sıraya göre tahsil edebilmesine imkân tanır.
Konkordato üç farklı türde uygulanabilir:
- Adî konkordato: En yaygın tür olup, borçlunun borçlarını vade verilerek veya tenzilatla ödemesini öngörür.
- Malvarlığının terki suretiyle konkordato: Borçlunun tüm malvarlığını alacaklılara devretmesi yoluyla gerçekleştirilir.
- İflas içi konkordato: İflas etmiş bir borçlunun alacaklılarıyla anlaşarak iflas masasından çıkması şeklinde uygulanır.
Konkordato, mahkemece geçici ve kesin mühlet kararı verilmesiyle birlikte çeşitli hukuki sonuçlar doğurur. Bu süreçte borçlunun malvarlığı koruma altına alınır, alacaklıların bireysel takibi durur ve bir ödeme planı hazırlanarak mahkemeye sunulur. Konkordato sürecine ilişkin detaylı bilgi almak için Konkordato Nedir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
1.2. İşçilik Alacakları Nelerdir?
İşçilik alacakları, iş sözleşmesinden doğan ve işçinin çalışması karşılığında işverenden talep edebileceği mali yükümlülükleri ifade eder. Bu alacaklar arasında en yaygın olanlar şunlardır:
- Ücret alacağı: İşçinin çalışması karşılığında aldığı temel ve yan maaşlar.
- Kıdem tazminatı: En az bir yıl çalışmış olan işçiye, iş sözleşmesinin belirli sebeplerle sona ermesi hâlinde ödenen tazminat.
- İhbar tazminatı: Sözleşmenin bildirim süresine uymadan feshedilmesi hâlinde ödenir.
- Fazla mesai ücreti: Haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmalar karşılığı alınması gereken ek ücret.
- Yıllık izin ücreti: Kullanılmamış yıllık izinlerin sözleşmenin sona ermesiyle birlikte ücret olarak talep edilmesi.
Bu alacaklar, iş hukukunun “zayıfı koruma” ilkesi gereğince bazı hallerde öncelikli veya ayrıcalıklı kabul edilmekte; konkordato ve iflas süreçlerinde özel değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
1.3. Konkordato ve İflasın İşçi Haklarına Etkisi
Konkordato süreci, işçi alacakları açısından belirli güvenceler sağlamakla birlikte, işverenin mali durumu nedeniyle alacakların tahsilini geciktirebilir veya kısmen imkânsız hâle getirebilir. Konkordato mühleti boyunca, işçi alacaklarına ilişkin icra takipleri durur; bu durum, işçinin bireysel olarak alacağını tahsil etme imkanını sınırlandırır.
Buna karşın, İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesi uyarınca, bazı işçilik alacakları iflas ve konkordato süreçlerinde birinci sırada imtiyazlı alacak olarak kabul edilmektedir. Ücret, kıdem ve ihbar tazminatları bu kapsamda değerlendirilir. Bu imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Ayrıca, işçinin ücretinin güvence altına alınması amacıyla, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu çerçevesinde kurulan Ücret Garanti Fonu devreye girebilir.
İflas hâlinde ise iş sözleşmeleri iflas kararının verilmesiyle birlikte feshedilmiş sayılırken; konkordato sürecinde iş ilişkileri, mahkemenin vereceği kararlara ve işverenin faaliyetini sürdürme durumuna göre devam edebilir. Bu nedenle konkordato, işçilerin çalışma hayatı ve alacaklarına etkisi bakımından özel önemde bir kurumdur.
2. Konkordato Sürecinde İşçilik Alacaklarının Hukuki Durumu
2.1. İşçilik Alacaklarının Niteliği ve İmtiyazı
İşçilik alacakları, işverenin konkordato ilan ettiği durumlarda özel bir statüye sahiptir. Bu alacakların niteliği ve mevzuattaki konumları, hem işçilerin ekonomik güvenliğini sağlamak hem de konkordato sürecinin hakkaniyetli biçimde işlemesini temin etmek açısından büyük önem taşır.
Ücret, Kıdem, İhbar, İzin ve Fazla Mesai Alacaklarının Niteliği
İşçilerin ücret, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai alacakları; iş sözleşmesinden doğan parasal haklardır. Bu alacaklar, İş Kanunu başta olmak üzere Borçlar Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gibi çeşitli mevzuat hükümleriyle koruma altına alınmıştır.
Bu alacaklar:
- Para borcu niteliğindedir.
- İşverenin yükümlülüğünün doğrudan sonucudur.
- Çalışanın geçimini sağlaması açısından zorunlu ve sosyal nitelikli haklardır.
Bu nedenle, konkordato sürecinde bu tür alacaklara tanınan öncelikli ödeme imtiyazı, yalnızca ticari değil aynı zamanda sosyal bir gereklilik olarak düzenlenmiştir.
İİK m.206 ve Alacakların İmtiyaz Sırası
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesi, alacakların iflas ve konkordato süreçlerindeki ödeme sırasını düzenler. 206. Madde, işçi alacaklarına ilişkin özel bir imtiyaz tanımaktadır. Bu hükme göre:
“İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları”
Birinci sırada imtiyazlı alacaklardandır.
Dolayısıyla:
- Ücret, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacakları birinci derecede imtiyazlı alacak sayılır.
- Ancak bu imtiyaz, yalnızca iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacaklarla sınırlıdır.
- Konkordato sürecinde de bu imtiyaz, ödeme planının şekillenmesinde dikkate alınır; ancak konkordato tasdik edilirse ve işçi plana dahil olursa, alacağın tamamı değil, plana uygun kısmı ödenebilir.
Ücret Garanti Fonu ile Bağlantı (4447 Sayılı Kanun)
İşverenin konkordato ilanı ya da ödeme güçlüğüne düşmesi hâlinde işçinin mağduriyetini azaltmak amacıyla Ücret Garanti Fonu devreye girebilir. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Ek Madde 1 uyarınca;
“Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur. Bu madde kapsamında yapılacak ödemelerde işçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması koşulu esas alınarak temel ücret üzerinden ödeme yapılır. Bu ödemeler 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç üst sınırını aşamaz.
Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde biridir. Ücret Garanti Fonunun oluşumu ve uygulanması ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
Bu fondan ödeme yapılabilmesi için:
- İşçinin, hizmet akdi ile çalışıyor olması,
- İşverenin ödeme güçlüğü içinde bulunması (iflas, konkordato ya da aciz belgesi),
- Alacağın son 3 aya ait olması gerekmektedir.
Bu sistem, konkordato sürecinde işçinin temel geçim ihtiyacını güvence altına alan önemli bir sosyal güvenlik mekanizmasıdır.
2.2. Konkordato Süreci ve Aşamalarının İşçi Alacaklarına Etkisi
Konkordato süreci, yalnızca borçlunun değil, onunla iş ilişkisi içinde olan işçilerin de hukuki konumunu önemli ölçüde etkiler. Başvuru anından tasdik kararına kadar geçen her aşama, işçi alacaklarının tahsili, hizmet sözleşmesinin devamı ve yargı yollarının kullanımı bakımından belirleyicidir.
2.2.1. Başvuru
Konkordato süreci, borçlunun mahkemeye yaptığı konkordato başvurusu ile başlar. Başvuru üzerine mahkeme, ilk inceleme sonucunda borçlunun durumunun ciddi olduğunu görürse geçici mühlet kararı verir. Bu aşamada mahkeme, konkordato komiseri atayarak şirketin mali durumunu denetim altına alır.
Bu dönemde işçilerin pozisyonu henüz doğrudan etkilenmez; ancak konkordato sürecinin başlayacağı yönündeki sinyaller işçilerin hak ve alacaklarının risk altına girebileceğini göstermeye başlar.
2.2.2. Geçici ve Kesin Mühletin Sonuçları
Mahkemece verilen geçici mühlet ve ardından gelen kesin mühlet süresi boyunca borçluya karşı hiçbir takip yapılamaz (İİK m.294). Bu kapsamda:
- İİK m.206 uyarınca imtiyazlı alacaklar hariç olmak üzere işçilerin alacakları için icra takibi başlatmaları yasaktır.
- Daha önce başlatılmış takipler durur, yeni haciz işlemleri yapılamaz.
- İşverenin mal varlığı “koruma kalkanı” altına alınır.
Ancak bu mühlet süresi, iş sözleşmesinin sona ermesi veya haklı nedenle feshi hâlinde, işçiye doğan alacak hakkını ortadan kaldırmaz. Yalnızca icra yolu ile tahsil yolunu geçici olarak sınırlar.
2.2.3. Alacaklılar Listesi ve Tasdik Süreci
Konkordato komiseri tarafından hazırlanan alacaklılar listesinde işçilerin alacaklarına da yer verilir. İşçilerin bu listede doğru ve eksiksiz biçimde yer almaları önemlidir, çünkü:
- Listeye alınmayan alacaklar konkordato planında yer bulamayabilir.
- Plan dışı bırakılan veya eksik bildirilen alacaklar ileride itiraza ya da dava konusuna dönüşebilir.
Alacaklılar toplantısında işçiler de diğer alacaklılar gibi plana onay verebilir. Ancak alacaklı çoğunluğu sağlanıp plan tasdik edilirse, işçi alacakları da bu plan çerçevesinde ödenir.
2.2.4. Mühlet Süresince Takip Yasağı
İİK m.294’e göre, konkordato mühleti boyunca:
- İİK m.206 uyarınca imtiyazlı alacaklar hariç olmak üzere işçi alacaklarına ilişkin yeni takip başlatılamaz.
- Devam eden icra takipleri durdurulur.
- Rehinle temin edilmemiş olan alacakların tahsili mümkün değildir.
Bu takip yasağı, işçilerin bireysel hak arama yollarını sınırlar. Ancak işçi, alacağını belirsizlik içinde bırakmamak için iş mahkemesinde eda davası açabilir. Mahkeme, borcun varlığını tespit etse bile kararın infazı konkordato sürecinin tamamlanmasına bağlı olacaktır.
2.2.5. Devam Eden Hizmet Sözleşmeleri ve İşçinin Fesih Hakkı
Konkordato süreci başlamış olsa da, borçlunun faaliyetleri devam ettiği sürece iş sözleşmeleri de yürürlükte kalır. İşçilerin çalışmaya devam etmesi, genellikle konkordato komiserinin bilgisi ve gözetimiyle sağlanır.
Ancak bu süreçte:
- Ücretlerin ödenmemesi,
- İşyerinin fiilen çalışmaz duruma gelmesi,
- Borçlunun iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirememesi hâlinde,
İşçi, haklı nedenle derhal fesih hakkına sahiptir (İK m.24). Bu durumda:
- Kıdem tazminatına hak kazanır,
- Feshe bağlı doğan alacakları konkordato sürecinde bildirerek talep edebilir.
Ayrıca, konkordato sürecinde işveren, işçileri topluca işten çıkarmak isterse toplu işten çıkarma prosedürüne uymak zorundadır.
2.3. Konkordatonun Tasdiki Sonrası Alacakların Akıbeti
Konkordato süreci, mahkeme tarafından konkordato planının tasdiki ile birlikte tamamlanır. Bu andan itibaren borçlu, plan doğrultusunda ödeme yükümlülüğü altına girer ve konkordatoya katılan alacaklılar bu plana bağlı hâle gelir. İşçilik alacakları bakımından ise bu aşama, alacağın ödenip ödenmeyeceği ve hangi şartlarla tahsil edilebileceği yönünden kritik önem taşır.
2.3.1. İşçilik Alacaklarının Konkordato Planına Dâhil Edilmesi
Kural olarak, konkordato planı bütün alacaklıları kapsar. İşçilik alacakları da bu plan kapsamında yer alabilir. Ancak plan hazırlanırken:
- İşçi alacaklarının niteliği (örneğin ücret vs. kıdem tazminatı),
- Bu alacakların hangi döneme ait olduğu,
- İmtiyazlı olup olmadığı,
belirleyici olur.
İşçilik alacakları konkordato planına dahil edilirse, alacağın tamamı değil, konkordato şartlarına göre belirlenmiş bir kısmı ve belirli bir ödeme takvimi çerçevesinde ödenir. Bu durum, işçinin kabulü dışında gelişse bile, plan tasdik edildiği için bağlayıcı hâle gelir (İİK m.309).
2.3.2. Ayrıcalıklı/Öncelikli Alacaklar Dışındaki İşçilik Alacaklarının Durumu
İİK m.206 kapsamında yer alan bir yıl içindeki ücret alacakları, kıdem ve ihbar tazminatları gibi öncelikli işçilik alacakları, konkordato planı kapsamında ayrıcalıklı biçimde değerlendirilebilir. Bu tür alacaklar için:
- Rehinle teminat altına alınmamış olsa bile,
- Diğer alacaklılardan önce ödeme yapılması gerekir.
Ancak öncelikli olmayan işçilik alacakları (örneğin geçmişten gelen fazla mesai, yıllık izin ücretleri, uzun süreli birikmiş ödemeler) plan kapsamında adi alacaklılar gibi değerlendirilir. Bu da, bu alacakların ödenmesinde daha büyük belirsizlikler ve tahsil riski anlamına gelir.
2.3.3. Tahsil İhtimali ve Uygulamadaki Sorunlar
Konkordato planı işçi alacaklarının tamamını kapsasa bile, uygulamada şu tür sorunlarla sıkça karşılaşılır:
- Planın uygulanmaması: Borçlu şirket, tasdik edilen plana rağmen ödeme taahhütlerini yerine getirmeyebilir.
- Eksik bildirim: İşçinin alacağı alacaklı listesinde eksik veya yanlış yer alabilir.
- Adli denetimin yetersizliği: Komiserin veya mahkemenin planın uygulanmasını yeterince izlememesi, işçinin aleyhine sonuçlar doğurabilir.
- Fesih sonrası alacaklar: İş sözleşmesi tasdikten sonra feshedilmişse, doğacak yeni alacaklar plan dışında kalabilir ve yeniden hukuki takibe konu olur.
Bu risklere rağmen, konkordato planı tasdik edilmişse işçi, yalnızca plan çerçevesinde belirlenen oranda ve takvimle alacağını tahsil edebilir. Alacağını plan dışında tahsil etmeye çalışması hâlinde, takip yasağı veya infaz engeliyle karşılaşacaktır.
3. İşçilerin Korunması Ve Hukuki Başvuru Yolları
Konkordato sürecinde işçi alacaklarının tahsili güçleşse de, Türk hukuk sistemi işçiye çeşitli öncelik, koruma ve başvuru imkânları tanımıştır. Bu başlık altında, işçinin hem konkordato sürecinde hem de sonrasında başvurabileceği yasal yollar ve sahip olduğu teminat imkânları ele alınacaktır.
3.1. İşçilik Alacaklarında Öncelik Sırası ve Teminat Meselesi
İşçilik alacakları, İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesi uyarınca birinci sırada imtiyazlı alacak statüsündedir. Bu kapsamda:
- Son bir yıl içinde doğmuş olan ücret alacakları,
- İş sözleşmesinden doğan kıdem ve ihbar tazminatları,
- Kullanılmamış yıllık izin ücretleri,
rehinsiz alacaklar içinde öncelikli olarak kabul edilir.
Bu imtiyaz, konkordato sürecinde tüm alacakların eşit şartlarda indirime tabi tutulmasının önüne geçmek amacı taşır. Ancak:
- Alacak öncelikli olsa bile, ödeme yine konkordato planına bağlıdır.
- Ödemeyi teminat altına almak için ayrı bir rehin tesis edilmemişse, işçi yine ödeme planına uymak zorundadır.
İşverenin malvarlığına konmuş rehinlerin işçiye değil diğer alacaklılara ait olması hâlinde, işçinin önceliği sadece tasfiye edilecek rehinsiz kısımda anlam kazanır.
3.2. İş Mahkemelerine Başvuru ve Usul
İşçi, konkordato sürecinde alacağını icra takibiyle tahsil edemese de, alacağın varlığını tespit ettirmek amacıyla iş mahkemesinde dava açabilir.
Bu başvuru şu işlevleri görür:
- İşverenin borcunu inkar etmesi durumunda hukuki ispat sağlar.
- Konkordato komiseri veya mahkeme nezdinde alacaklı listesinde yer alma ihtimalini artırır.
- Plan dışı bırakılan alacaklara karşı itiraz ve şerh imkânı sunar.
Usul bakımından, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca:
- Dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk süreci işletilmelidir.
- Arabuluculukta anlaşma sağlanamazsa iş mahkemesine başvuru mümkündür.
- Mahkeme kararı alınsa bile, konkordato süreci boyunca kararın infazı kısıtlıdır.
3.3. Alacakların Tahsili İçin Zaman Aşımı ve Dikkat Edilmesi Gereken Süreler
İşçilik alacakları açısından genel zaman aşımı süresi 5 yıldır.
Konkordato süreci zaman aşımını kesmez, ancak:
- Sürelerin geçmemesi için alacak yazılı ihtar, dava veya arabuluculuk başvurusu ile kesilmeli,
- Alacaklı listesine itiraz süresi kaçırılmamalıdır.
Ayrıca konkordato planına dahil edilmemiş işçilik alacakları için tasdik tarihinden itibaren 1 yıl içinde genel mahkemeye başvuru yapılmazsa, hak kaybı yaşanabilir.
3.4. Ücret Garanti Fonu Uygulaması
İşçinin son çare olarak başvurabileceği önemli bir sosyal güvenlik mekanizması Ücret Garanti Fonudur.
Şartlar:
- İşçinin bir iş sözleşmesine bağlı olarak çalışması,
- İşverenin fiilen ödeme güçlüğüne düşmüş olması (mahkeme kararıyla belgelenmesi),
- Talebin İŞKUR aracılığıyla yapılması.
Bu fondan yapılan ödeme, işçiye doğrudan yapılmakla birlikte, işverenin borcu sona ermez; Fon, bu ödeme için işverene rücu eder.
4. İşveren Konkordato İlan Ederse İşçi Ne Yapmalı?
İşverenin konkordato ilan etmesi, işçinin iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği anlamına gelmez. Ancak bu süreç, işçinin hem alacakları açısından hem de iş ilişkisini sürdürme bakımından dikkatli hareket etmesini zorunlu kılar. Aşağıda, işçinin atması gereken temel adımlar sıralanmıştır:
1. Alacaklarını Takip Etmeli ve Belgelemelidir
- İşçi, işverenin ücret, fazla mesai, tazminat gibi borçlarını düzenli biçimde ödeyip ödemediğini izlemeli,
- Ödenmeyen alacaklara ilişkin bordro, banka dekontu, e-posta, tanık beyanı gibi delilleri muhafaza etmelidir.
- Ödenmeyen alacaklar varsa bunların toplamı, hangi aylara ait olduğu ve içeriği açıkça belirlenmelidir.
2. Konkordato Sürecine Dair Tebligatları Takip Etmelidir
- Konkordato ilanı ve mühlet kararları resmî ilan yoluyla duyurulur, ancak işçiye ayrıca bildirim yapılması şart değildir.
- Bu nedenle işçi, ilan.gov.tr, UYAP veya İcra Mahkemesi dosyaları üzerinden süreci takip etmeli ve alacağını alacaklı listesine kaydettirmek için gerekli süreleri kaçırmamalıdır.
- Gerekirse konkordato komiserine başvurarak alacağını listeye kaydettirmeli, liste dışı kalması hâlinde itiraz etmelidir.
3. Hizmet Sözleşmesinin Devam Edip Etmediğini Değerlendirmelidir
İşverenin faaliyetleri devam ediyor ve işyerinde fiilen çalışma varsa, iş sözleşmesi geçerliliğini korur.
Ancak ücretler düzenli ödenmiyorsa veya işveren yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa, işçi haklı nedenle fesih hakkını kullanabilir (İK m.24).
Bu durumda işçi:
- Kıdem tazminatına hak kazanır,
- Feshe bağlı tüm alacaklarını talep edebilir,
- Konkordato kapsamında alacağını bildirerek ödeme planına dâhil olmalıdır.
4. Ücret Garanti Fonu’na Başvuru İmkânını Araştırmalıdır
- Son 3 aya ait ödenmeyen ücretleri varsa ve konkordato ilanı kesinleşmişse, işçi Ücret Garanti Fonu’na başvurabilir.
- Bu başvuru İŞKUR üzerinden yapılır ve işçinin asgari geçimi için hayati önem taşır.
5. Zaman Aşımı ve Hak Düşürücü Sürelere Dikkat Etmelidir
- İşçilik alacaklarında zaman aşımı süresi 5 yıl olsa da, konkordato planı tasdik edildikten sonra 1 yıl içinde dava açılmaması hâlinde bazı haklar kaybedilebilir.
- Bu nedenle, plan dışında bırakılmış alacaklar için mutlaka süre içinde yasal başvuru yapılmalıdır.
Merhaba,
Tazminatım için bir yıl önce işyerini avukata verdim.
İşveren 6 taksit şeklinde ödeme yapmayı kabul etti, ancak şimdi konkordato ilan etti.
Avukatım ‘ne koparırsak’ diyor. Bu durumda alacağımı nasıl tahsil edebilirim?
Özel sektörde 1.5 yıldan beri çalışmaktayım 6 aydan beri maaşımı alamıyorum işten ayrıldım ne yapmalıyım?
Merhabalar
Çalıştığım firma konkordato yaptı ve 3 aylık geçici mühlet verildi.
2 aydır maaşım yatmıyor içerde tazminatımda var.
Nasıl bir yol izlemeliyim? Teşekkürler.
Güzel bilgilendirme için teşekkür ederim.
Sormak istediğim şu: Geçici konkordato ilanı durumunda,
İŞKUR geriye dönük ödemeyi yapar mı, yoksa konkordatonun kesin olarak kabul edilmesini mi bekler?
Teşekkürler.