657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 92. maddesinde ‘’açıktan atama’’ prosedürü düzenlenmiştir. Buna göre memurluğa dönme (göreve dönme) talebi, memurluktan çıkarılma cezası alanların geçmişte yaptıkları memurluk görevlerine dönmek veya kendi isteğiyle ayrılanların tekrar devlet memuru olmak için yaptıkları başvuruya denir. Keza, T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olan kişilerin de herhangi bir kurumda memur olmak için yaptıkları başvurular, göreve dönme talebi olarak değerlendirilir. Geçmiş zamanda memur olup başvuru tarihi itibariyle memuriyeti bulunmayan kişilerin, devlet memurluğuna tekrar alınması, “açıktan atama” işlemi ile gerçekleştirilir. Açıktan atama işleminde, merkezi sınavla yapılan bir merkezi atama yerine idarenin ilanında belirlediği vasıflara sahip kişilerin yaptıkları başvuru neticesinde bir atama yapılır. Bu atamada merkezi atamadan farklı olarak idarenin takdir yetkisi ön plandadır.
- Devlet Memurluğundan Kendi İsteği İle Ayrılanların Memurluğa Dönme Talebi
- Devlet Memurluğundan Emekli Olanların Göreve Dönme Talebi
- Memurluktan Çıkarma Cezası Alan Kişilerin Mahkeme Kararı ile Memurluğa Dönmesi
- Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davası
- Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davasında Zamanaşımı
- Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Sıkça Sorulan Sorular
Memurların yeniden devlet memurluğuna dönme talebi başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere mevzuattaki hükümler değerlendirilerek kabul veya reddedilir. Bahse konu kabul veya ret kararı, esasen idari işlem niteliğinde olduğundan, talebi usulsüz olarak reddedilen memurlar Memurluk Görevine Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davası açabilirler.
1. Devlet Memurluğundan Kendi İsteğiyle Ayrılanların Memurluğa Dönme Talebi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 92. maddesinde yer alan “İki defadan fazla olmamak üzere memurluktan kendi istekleriyle çekilenlerden veya bu Kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa dönmek isteyenler, ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71 inci madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilirler.” hükmü uyarınca devlet memurluğundan kendi isteği ve iradesi doğrultusunda ayrılan memurların, tekrar başvurarak devlet memurluğuna atabilmesi mümkündür. Ancak yukarıda alıntılanan kanun maddesinde açıkça düzenlendiği üzere bu atamanın yapılması belli şartlara tabidir. Bunlar;
- Memurun kendi isteği ile çekilmesi veya çekilmiş sayılması,
- İki veya daha az sayıda çekilmiş olması,
- Ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunması,
- Geri dönme başvuru tarihi itibariyle bu sınıfın niteliklerini taşımasıdır.
Bu kişilerden, aday memur iken görevinden ayrılanlar kendi kurumlarına, asil memurluğa atanarak memuriyetten ayrılanlar ise istedikleri takdirde kendi kurumlarına veya başka bir kuruma dilekçeyle başvurabilirler. Çekilen veya çekilmiş sayılan memur açısından bu şartlar sağlanmadığı takdirde yeniden atanma başvuruları reddedilecektir. Şartların sağlaması halinde ise idarenin takdir yetkisi olup bu takdir yetkisinin kamu yararına ve hukuka uygun olması gerekmektedir. Takdir yetkisinin hukuka aykırı kullanılarak göreve dönme talebinin reddi halinde bu karara karşı iptal davası açılabilecektir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Devlet Memurluğundan Emekli Olanların Göreve Dönme Talebi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesinde yer alan “ T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olanlardan (5434 sayılı Kanunun 104 üncü maddesine göre emeklilikle ilgili görevlere yeniden atanamayacaklar hariç) sınıfında yazılı nitelikleri taşımakta bulunanlar kanunun 92 nci maddesi hükümlerine göre kurumlarda boş kadro bulunmak şartıyla yeniden memurluğa alınabilirler.” hükmü uyarınca devlet memurluğundan emekli olan memurların başvuru ile devlet memurluğuna atabilmesi mümkündür. Ancak Kanun maddesinde açıkça düzenlendiği üzere bu atamanın yapılması belli şartlara tabidir. Bunlar;
- T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olunması,
- Ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunması,
- Geri dönme başvuru tarihi itibariyle bu sınıfın niteliklerini taşımasıdır.
Bu şartları taşıyan memurların başvurusu üzerine, idare tarafından atamaları gerçekleştirilebilecektir. Ancak 5335 sayılı Kanun’un 30. maddesi uyarınca herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar. Yine aynı maddede emekli aylığı kesilmeden yeniden ataması yapılabilecek meslek gruplarına yer verilmiştir.
Görüleceği üzere memurluktan emekli olanların tekrar memurluğa atanması için talep ettikleri memurluğun 5335 Sayılı Kanunun 30 maddesinde düzenlenen istisnai memurluklardan olması veya emekli aylığının kesilmesi gerekmektedir.
3. Memurluktan Çıkarma Cezası Alan Kişilerin Mahkeme Kararı ile Memurluğa Dönmesi
Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılan veya memurluk sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybeden kişinin memurluğu sona erer. Her iki durumda da memurluk idare tarafından gerçekleştirilen bir işlemle sona erdiğinden bu işlemlerin davaya konu edilmesi ve hukuka aykırı olmaları durumunda iptali mümkündür.
Devlet memurluğundan çıkarma cezasının tanımı ve hangi hallerde verileceği 657 Sayılı kanunun 125. maddesinin E bendinde düzenlenmiştir.
Memurlara Verilebilecek Disiplin Cezaları yazımızda detaylandırıldığı üzere, en ağır disiplin cezası, bir daha atanmamak üzere devlet memurluğundan çıkarılma cezasıdır. Ancak memurluktan çıkarma cezasının da dahil olduğu disiplin cezalarının iptal davasına konu edilmesi mümkündür. Yargılama sonucunda disiplin cezasının iptaline karar verilmesi halinde, çıkarma cezasını veren kuruma başvuru yapılarak memuriyete tekrar atama yapılması talep edilebilir.
Konu ile ilgili detaylı bilgi için Memura Verilen Disiplin Cezasına İtiraz ve İptal Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılan veya memurluk sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybeden kişinin memurluğunun sona erdirilmesi de birer idari işlemdir. Bu işlemlere karşı da, kişinin, memurluk için gereken vasıfları taşıdığı iddiasıyla iptal davası açması mümkündür. Yapılacak yargılama nihayetinde de gerçekten de ilgili idari işlemler hukuka aykırı bulunurlarsa iptal edilirler. Bu durumda memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığı veya memurluk sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybettiği iddia edilen kişi memurluğa dönecektir.
Uygulamada en sık karşılaşılan durum, memurun güvenlik soruşturması sebebiyle memuriyetine son verilmesi olup, konuyla ilgili “Memurun Olumsuz Güvenlik Soruşturmasına İtirazı ve İptal Davası” yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davası
Göreve dönme talebine muhatap olan idare, işbu talep karşısında kadro, ihtiyaç ve hizmet gereklerini göz önünde bulundurup, takdir yetkisine dayanarak karar vermektedir. Ancak idarenin bu takdir yetkisi mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmaktadır. Bu nedenle idarenin, memurluğa dönme talebi sonrasında tasarruflarının, yargı denetimine tabi olduğu kabul edilmektedir.
Takdire dayalı işlemlerin sebep ve amaç yönünden yargı denetimine tabi olduğu hususu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. İdarenin açıktan atamaya ilişkin takdir yetkisini kadro, ihtiyaç, hizmet gerekleri ve atanma isteyen kişinin kişisel konumu gibi durumlar dikkate alınarak kullanılıp kullanılmadığı yargı mercilerince incelenmelidir. Bu durumda memurluğa dönme talebi karşısında verilen ve talep sahibinin menfaatinin ihlal edilmesine sebep olan ret kararının, hukuka uygunluğunun denetlenmesi açısından, idare mahkemelerinde dava açılabilir. İşbu dava iptal davası olup, idare tarafından gerçekleştirilen idari işlemin özellikle sebep ve amaç bakımından hukuka aykırılığının denetlenmesi sağlanabilir.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davasında Zamanaşımı
Memurluğa dönme talebinin reddi kararına karşı, ilgilisinin, talebin reddine ilişkin kararın kendisine tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde iptal davası açması gerekmektedir.
Talebi reddedilen şahıslar aynı zamanda, haklarının ihlal edilmesi dolayısıyla oluşan zararın tazmini için idareye karşı tam yargı davası da açabilirler. Tam yargı davasının tek başına açılması mümkün olduğu gibi iptal davasıyla birlikte veyahut iptal davasının karara bağlanması üzerine açılması da mümkündür. Bu koşulda, tam yargı davası, iptal davası kararının tebliği veya memurluğa dönme kararının reddinin icrasından itibaren 60 gün içinde açılabilir.
Tam yargı davasına ilişkin detaylı bilgi için “İdareye Karşı Açılacak Tazminat (Tam Yargı) Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
6. Memurluğa Dönme Talebinin Reddi Kararının İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
İptal ve tam yargı davalarında görevli mahkeme idare mahkemeleri olup, yetkili mahkeme ise, özel bir düzenleme olmamakla birlikte, idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yer mahkemesidir.
7. Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda İdare Mahkemelerinde de idare hukuku avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak İdare Hukuku mevzuatının karmaşık yapısı, İdari Yargılama Usul Kanununda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu gibi nedenlerle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, gerek şekil, gerekse de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Memurluğa dönme talebinin reddi, bir idari işlemdir. Dolayısıyla idari işlemlerde gidilebilecek alternatif yol olan itiraz prosedürünün işbu idari işlemde de işletilmesi mümkün olabilecektir. Bu kapsamda memurluğa dönme talebini reddeden idareye, red talebinin ilgilisine tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde verilecek bir dilekçe ile itiraz etmek mümkün olabilecektir.
Memurluğa dönme talebinin reddi idari işlemine karşı itiraz prosedürünün işletilmesi zorunlu değildir. Kişi dilerse idareye itiraz etmeksizin doğrudan kararın tebliğinden 60 gün içerisinde İptal Davası açabilecektir. Ancak ilgili kişinin öncelikle itiraz etmesi halinde 60 günlük zamanaşımı süresi duracak ve idare tarafından itiraza cevap verilene veya her halükarda 30 gün sonunda dava açma zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
Devlet Memurları Kanunu’nun 92. maddesinde açıktan atama sistemi ile memurların ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71. madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilecekleri düzenlenmiştir. Ancak bu düzenleme Devlet Memurları Kanunu’nun 68. maddesinin b bendinde sayılan şartları taşıyan adayların üst derecelere atanmasını engellememektedir.
Yeniden memuriyete dönmek için talepte bulunan adayların ayrıldıkları sınıfta boş kadro kalmaması halinde, bu kişilerin kanunda aranan diğer şartlara haiz olmaları koşuluyla Devlet Memurları Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca atanmaları mümkündür. Ancak 45. madde kapsamında karşılık gösterilen kadrolar, ilgilisinde hiçbir suretle kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. İdare Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.