Tenkis davası, saklı paylı bir mirasçının mirasçılık haklarının ve miras payının korunması amacıyla açtığı bir hukuki davadır. Saklı pay sahibi mirasçı, tenkis davasıyla, miras bırakanın vasiyeti veya diğer mirasçılarla yapılan anlaşmalar sonucunda saklı payının zarar gördüğünü iddia eder ve diğer mirasçıların veya vasiyetin iptal edilmesini talep edebilir. Bu davayla saklı paylı mirasçılar, mirasçılık haklarının korunmasını ve haksız kazandırmaların önlenmesini hedeflerler.
Türk hukuk sistemi, belirli yasal mirasçıların miras paylarını koruma altına almaktadır. Bu kapsamda miras bırakanın eşi, çocukları, torunları ve ana babası, gibi yasal mirasçılar “saklı paylı mirasçılar” olarak kabul edilir. Saklı paylı mirasçılar, miras payı üzerinde en azından belirli bir oranda hak sahibidir ve bu haktan “saklı pay” adı verilen payı talep ederler. Miras bırakanın ise, saklı paylı mirasçılarının haklarını gözeterek mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunması beklenir. Dolayısıyla, miras bırakanın sınırsız bir tasarruf yetkisi yoktur.
Ancak, miras bırakan sağlığında yaptığı bir mirasa sözleşmesi veya bir vasiyetname aracılığıyla üçüncü bir kişiye karşılıksız bir kazandırmada bulunmuş olabilir, örneğin evini bağışlamış olabilir. Bu durumda, saklı paylı mirasçılar, bu kazandırmanın miras bırakanın yasal sınırları içinde olmasını talep edebilirler. İşte bu talep için açılması gereken dava, tenkis davasıdır.
İçindekiler
- 1. Tenkis Davası Nedir?
- 2. Tenkis Davası Açabilecek Saklı Paylı Mirasçılar
- 3. Tenkis Davasında Miras Bırakanın Tasarruf Oranı
- 4. Tenkise Tabi Tasarruflarda Sıralama (Tenkiste Sıra)
- 5. Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 6. Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süre (Zamanaşımı)
- 7. Tenkis Davasında Yargılama Süreci
- 8. Tenkis İle Muris Muvazaası Arasındaki Farklar Nelerdir?
- 9. Tenkis Davasında Mahkeme Masrafları Ve Avukatlık Ücreti Ne Kadardır?
- 10. Sıkça Sorulan Sorular
Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların, miras bırakanın saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda başvurabileceği bir hukuki süreçtir. Bu dava, miras bırakanın miras mal varlığındaki haksız veya hileli kazandırmaların saklı paylarına zarar vermesini engellemek veya azaltmak amacıyla açılır. Mirasçılar, mahkemeden miras bırakanın iradesinin saklı paylarına uygun şekilde düzenlenmesini talep ederler. Tenkis davası, saklı pay mirasçılarının haklarının korunmasını sağlar ve miras bırakanın iradesi ile saklı pay arasındaki dengeyi sağlar.
1. Tenkis Davası Nedir?
Tenkis, hukuki bir terim olup “hafifletme” veya “indirgeme” anlamına gelir. Tenkis davası ise, miras bırakanın vasiyeti veya diğer mirasçılarla yapılan anlaşmalarda yer alan bazı hükümlerin geçersiz veya hükümsüz olduğu ileri sürülerek, bu hükümlerin etkilerini ortadan kaldırmak veya azaltmak amacıyla açılan bir davadır. Tenkis davası, bu hükümlerin mirasçılar üzerindeki etkisini hafifletmek veya ortadan kaldırmak için kullanılan bir hukuki süreçtir.
Hukuk sistemimizde, bir kişi, vefatından sonra geride bırakacağı mirası kimin alacağını belirleme özgürlüğüne sahiptir. Ancak saklı pay mirasçıları bu durumda bir istisna oluşturur. Saklı pay mirasçıları, miras bırakanın mal varlığında ölümünden önce yapacağı bazı tasarruflara ve hatta sağlığında yapacağı bazı kazandırmalara rağmen saklı pay oranlarını korur.
Mevzuatta, miras bırakanın saklı pay mirasçılarının haklarını ihlal etmesi doğrudan bir geçersizlik sebebi olarak düzenlenmemiştir. Yani saklı paylar ihlal edilse bile, mirasçılar miras bırakanın iradesine saygı gösterebilirler. Ancak, mirasçılar bu durumu kabul etmez ve haklarını korumak isterlerse, tenkis davası açarak bu hakkı kullanabilirler.
Tenkis davasıyla saklı paylı mirasçı, miras bırakanın miras mal varlığı üzerindeki tasarruflarının haksız olduğunu, saklı payını azalttığını veya ortadan kaldırdığını ileri sürer. Mahkeme, tenkis davasını inceleyerek saklı payın korunması veya geri alınması yönünde bir karar verebilir. Böyle bir dava sonucunda, mahkeme saklı paylı mirasçının taleplerini kabul ederse, miras mal varlığından saklı paylı mirasçının haklarına uygun bir miktar ayrılır veya düzenlenir. Bu sayede, saklı paylı mirasçının yasal hakkı olan miras payı korunmuş olur.
Tenkis davası genellikle, sözleşmede yer alan bir hükmün haksız, zararlı veya hileli olduğunu ileri sürerek bu hükmün etkilerini ortadan kaldırmayı veya azaltmayı amaçlar. Davayı açan taraf, sözleşmenin geçerliliğini etkileyen bir unsurun varlığını kanıtlamak zorundadır. Eğer tenkis davası kabul edilirse, mahkeme ilgili hükmü hükümsüz kılabilir, hafifletebilir veya değiştirebilir.
2. Tenkis Davası Açabilecek Saklı Paylı Mirasçılar
Saklı pay, Türk Medeni Kanunu’na göre miras bırakanın malvarlığından yasal olarak mirasçılara ayrılması gereken asgari payı ifade eder. Saklı pay, mirasçılara öncelikli olarak tanınan ve miras bırakanın tasarrufta bulanma iradesi dikkate alınarak korunan bir haktır. Miras bırakanın malvarlığı üzerindeki tasarruflarında saklı payın korunması gerekmektedir.
Türk hukukuna göre, miras bırakanın ana babası, çocukları, torunları ve eşi saklı paylı mirasçılar olarak kabul edilir. Bu mirasçılar, miras bırakanın malvarlığından miras alırken belirli oranlarda hak sahibidir.
Tenkis davası açabilecek saklı paylı mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’na göre aşağıdaki kişilerdir:
- Miras bırakanın ana babası
- Miras bırakanın çocukları
- Miras bırakanın torunları
- Miras bırakanın eşi
Bu kişiler miras bırakanın saklı paylı mirasçıları olarak kabul edilir ve miras bırakanın malvarlığındaki miras paylarına yasal olarak hak sahibidirler. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın vasiyeti veya diğer mirasçılar arasında yapılan anlaşmalar sonucunda saklı paylarının zarar gördüğünü iddia ederek tenkis davası açabilirler. Bu davada, miras bırakanın malvarlığı üzerindeki haksız kazandırmaların veya saklı payları azaltan hükümlerin düzeltilmesi veya iptal edilmesi talep edilebilir.
Saklı Pay Oranları
Saklı pay oranları Türk Medeni Kanunu 506. Maddede belirlenmiştir.
- Miras bırakanın altsoyunun (çocuklar ve torunlar) saklı pay oranı, yasal miras payının ½’si kadardır.
- Miras bırakanın anne ve babasının her biri için saklı pay oranı, yasal miras paylarının ¼’ü kadardır.
- Miras bırakanın eşinin saklı pay oranı, sağ kalan eşin saklı payı belirlenirken hangi zümre ile beraber mirasçı olduğuna göre değişiklik arz etmektedir.
Sağ kalan eş, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olmuşsa, saklı pay oranı, yasal miras payının tamamıdır.
Diğer hallerde ise yasal miras payının ¾’ü kadar saklı paya sahip olacaktır.
Bu kişilerin saklı pay oranları azaltılamayacağı gibi “Mirastan Feragat”, “Mirasçılıktan Çıkarma”, “Mirasın Reddi” yazılarımızda belirtilen haller dışında saklı payları oranında mirastan mahrum bırakılmazlar.
3. Tenkis Davasında Miras Bırakanın Tasarruf Oranı
Yukarıda belirtildiği üzere muris saklı paylı mirasçıların saklı pay oranları düşüldükten sonra miras üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilecektir. Örneğin, aksine bir düzenleme yapılmamışsa; tek bir oğlu olan babanın tüm mirası oğluna kalacaktır. Oğlun bu miras payı üzerindeki saklı payı ise yarı yarıya (½) olacaktır. Bu durumda baba, mal varlığının kalan yarısı (½) üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilecekken oğlun sahip olması gereken diğer yarısı üzerinde tasarrufa bulunmamalıdır.
Miras bırakanın serbestçe tasarruf edebileceği kısmı belirlemek için tenkis hesabına esas alınacak terekenin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Tenkis hesabında esas alınacak tereke şu şekilde belirlenecektir:
Tereke Aktifleri | – | Cenaze Giderleri Tereke Borçları Tedbir Masrafları Birlikte Yaşayanların Üç Aylık Geçim Giderleri | + | Sağlararası Karşılıksız Kazandırmalar (Denkleştirmeye Tabi Kazandırmalar) (Tenkise Tabi Sağlararası Kazandırmalar) (Hayat Sigortası Satınalım Bedeli) |
Miras bırakanın, mirasını serbestçe tasarruf edebileceği kısmın hesaplanması yukarıdaki formülle yapılabilir. Bu amaçla öncelikle, miras bırakanın sahip olduğu taşınmazlar, para, alacak gibi malvarlığı değerleri belirlenmelidir. Tereke aktiflerinden miras bırakanın cenaze masrafları, tereke borçları, tedbir masrafları ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim masrafları çıkarılmalıdır. Ardından, bu bulunan bedele, yukarıda bahsedilen sağlararası kazandırmalar eklenerek miras bırakanın tenkise tabi terekesi hesaplanır. Hesaplanan bu tereke üzerinden, miras bırakanın saklı paylı mirasçılarının saklı pay oranları çıkarılarak, miras bırakanın serbestçe tasarruf edebileceği malvarlığı değeri belirlenmiş olur.
3.1. Tenkise Tabi Olan Tasarruflar
Türk Medeni Kanunu m.565 tenkise tabi sağlararası kazandırmaları şu şekilde sıralamıştır:
- Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar.
- Geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi.
- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar.
- Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar.
- Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.
3.2. Tenkise Tabi Olmayan Tasarruflar
Tenkise tabi tasarruflar, emredici biçimde ve sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Bu nedenle, kanunda düzenlenmemiş olan sağlar arası tasarruflar, ivazsız olarak yapılmış olsalar bile tenkise tabi tutulmazlar. Uygulamada en sık karşılaşılan örnekleri şunlardır;
- Adetler gereğince verilen hediyeler.
- Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutmadığı ve ölümünden önceki bir yıldan daha önce yapmış olduğu bağışlamalar.
- Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi amacıyla verilen şeyler.
- Kazanılmamış haktan feragat edilmesi.
- Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan talepleri.
4. Tenkise Tabi Tasarruflarda Sıralama (Tenkiste Sıra)
Tenkiste sıra ise Türk Medeni Kanunu m.570’te düzenlenmiştir. Buna göre:
- İlk olarak ölüme bağlı tasarruflardan, her birinden orantılı olarak yapılır.
- Saklı pay ihlalinin devam etmesi halinde, ikinci olarak sağlararası tasarruflardan, en yeni tarihliden en eskiye doğru tenkis yapılır.
- Saklı pay ihlali hala giderilemezse, üçüncü olarak, kamuya yararlı ölüme bağlı tasarruflardan, her birinden orantılı olarak tenkis yapılır.
- Saklı paylı mirasçılarının saklı paylarını almaları halen sağlanamamış olur ise, dördüncü olarak kamuya yararlı sağlararası kazandırmalardan, en yeni tarihliden eskiye doğru tenkis gerçekleştirilecektir.
Bu şekilde, tenkis işlemi öncelikli olarak ölüme bağlı tasarruflardan başlayarak, saklı payların korunmasını sağlamaya yönelik adımlarla devam eder. Ancak her durum özel koşullara bağlı olarak farklılık gösterebilir.
5. Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tenkis davasında yetki ve görevli mahkeme aşağıdaki kurallara göre belirlenir:
Yetki: Tenkis davasında yetki, genel yetki ve özel yetki olmak üzere iki şekilde değerlendirilir.
Genel yetki, miras bırakanın en son yerleşim yeri mahkemesinde bulunur. Dolayısıyla tenkis davası, miras bırakanın en son yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
Miras bırakanın Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyorsa, miras bırakanın taşınmaz malvarlığının bulunduğu yerde tenkis davası açılabilir.
Görevli Mahkeme: Tenkis davasında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Asliye Hukuk Mahkemeleri, miras hukuku konularında yetkilendirilmiş mahkemelerdir ve tenkis davaları bu mahkemelerde görülür.
6. Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süre (Zamanaşımı)
Tenkis davasında zamanaşımı süresi, Türk Medeni Kanunu’nun 571. maddesi tarafından belirlenmiştir. Buna göre, mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri anda tenkis davası açma hakkı doğar ve bu hakkın kullanılması için bir yıllık bir süreleri vardır. Eğer mirasçılar bu bir yıllık süre içinde tenkis davası açmazlarsa, hakları zamanaşımına uğrar.
- Mirasçılar, saklı paylarının zedelendiğini öğrendiklerinden itibaren bir yıl içinde tenkis davası açmalıdırlar. Aksi takdirde, bu sürenin sonunda tenkis davası açma hakları düşer.
- Her halükarda, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren on yıl geçtikten sonra tenkis davası açma hakkı düşer.
- Vasiyetnamelerle ilgili dava açma hakkı ise, vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle düşer.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgi almak için Vasiyetnamenin İptali başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Bu süreler, tenkis davasını açmayı düşünen mirasçıların dikkate almaları gereken önemli zaman sınırlamalarıdır. Eğer belirtilen süreler içinde davayı açmazlarsa, tenkis davası açma haklarını kaybederler.
7. Tenkis Davasında Yargılama Süreci
7.1. Tenkis Davasında Delil Sunumu
Tenkis davasında delil sunumu, davanın başarılı bir şekilde ilerlemesi ve sonuçlandırılması için önemli bir aşamadır. Taraflar, iddia ve savunmalarını desteklemek amacıyla mahkemeye deliller sunabilirler. Deliller, davanın doğru şekilde değerlendirilmesi için gerekli kanıtları sağlar. Tenkis davasında sunulabilecek deliller şunları içerebilir:
Belge ve Kayıtlar: Miras bırakanın malvarlığına ilişkin tapu kayıtları, banka hesapları, borç senetleri, alacak belgeleri gibi belgeler delil olarak sunulabilir.
Şahit Beyanları: Miras bırakanın sağlığında veya ölümünden önceki dönemde tanıklık yapabilecek kişilerin ifadeleri, davayı desteklemek veya çürütmek amacıyla sunulabilir. Örneğin, miras bırakanın sağlığında saklı paylı mirasçılara yapmış olduğu kazandırmalara ilişkin tanık ifadeleri önemli olabilir.
Bilirkişi Raporları: Mahkeme tarafından atanacak bir bilirkişi, miras bırakanın malvarlığının değerini veya yapılan kazandırmaların saklı payları etkileyip etkilemediğini belirlemek için inceleme yapabilir ve rapor sunabilir.
Vasiyetname ve Anlaşmalar: Miras bırakanın vasiyetnamesi ve diğer mirasçılarla yapılan anlaşmalar, tenkis davasının nedenine ilişkin deliller olabilir. Bu belgelerin doğruluğu ve geçerliliği mahkeme tarafından değerlendirilecektir.
Diğer Deliller: Telefon kayıtları, yazışmalar, fotoğraflar, video kayıtları gibi diğer deliller de davada sunulabilir. Bu delillerin doğruluğu ve ilgisi mahkeme tarafından değerlendirilecektir.
Delillerin sunumu, HMK hükümleri gereğince yapılmalıdır. Tarafların delilleri sunmaları için belirlenen sürelere ve mahkeme tarafından belirlenen prosedürlere uymaları önemlidir.
7.2. Tenkis Davasında İspat Yükümlülüğü
Tenkis davasında ispat yükümlülüğü, davayı açan tarafın yani saklı paylı mirasçının üzerindedir. Saklı paylı mirasçı, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarına tecavüz ettiğini iddia ettiği için bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
7.3. Tenkis Davasında Harç
Tenkis davaları nispi harca tabidir. Miras hukuku kapsamında, miras bırakanın ölümüyle geride bıraktığı malvarlığı ve bu malvarlığındaki saklı pay oranları, yani tenkis hesabının yapılması genellikle dava açıldığı anda tam olarak belirlenememektedir. Bu nedenle, davanın açıldığı sırada genellikle düşük bir bedel gösterilerek harç ödenmektedir. Davanın ilerleyen aşamalarında, bilirkişi tarafından tenkis hesabı yapıldıktan sonra, harç miktarı tamamlanmakta ve talep edilen miktar artırılabilmektedir.
Öte yandan, aslında tenkis davasından farklı bir dava olan “muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası” uygulamada tenkis davasıyla birlikte terditli olarak açılabilmektedir.
Muris muvazaası davası ve her iki dava türünün karşılaştırılmasıyla ilgili daha detaylı bilgi için “Muris Muvazaasına Dayalı Tapu İptal ve Tescil Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
8. Tenkis İle Muris Muvazaası Arasındaki Farklar Nelerdir?
Tenkis davası ve muris muvazaası davası, farklı hukuki kavramlar ve temellere dayanan iki ayrı dava türüdür. İşte tenkis ile muris muvazaası arasındaki temel farklar:
- Amaç: Tenkis davası, miras bırakanın tasarruflarının saklı payları ihlal ettiğini iddia eden mirasçıların haklarını korumak amacıyla açılan bir davadır. Muris muvazaası davası ise, bir malvarlığı aktarımının gerçek değil, sahte veya dolaylı bir şekilde gerçekleştiğini iddia eden tarafın, bu işlemi iptal etmek veya geçersiz kılmak için açtığı bir davadır.
- Taraflar: Tenkis davasında saklı paylı mirasçılar davacı taraf olurken, muris muvazaası davasında malvarlığı aktarımına taraf olan kişi veya kuruluşlar davalı taraf olabilir.
- Hukuki Dayanak: Tenkis davası, miras hukuku kurallarına dayanır ve miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarına tecavüz edildiği iddiasına dayanır. Muris muvazaası davası ise, hukuki muvazaanın varlığına dayanır, yani gerçekte yapılan işlemin görünüşünden farklı bir amaçla gerçekleştiği iddiasına dayanır.
- İspat Yükümlülüğü: Tenkis davasında ispat yükümlülüğü mirasçılara aittir. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarına tecavüz ettiğini ispatlamak zorundadırlar. Muris muvazaası davasında ise, hukuki muvazaa iddiasını ortaya koyan tarafın, sahte veya dolaylı amaçla gerçekleştirildiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Tenkis davasında hüküm, saklı paylı mirasçıların haklarının korunmasını sağlayacak şekilde tasarrufların geçersiz kılınması veya etkisinin hafifletilmesini içerebilir. Muris muvazaası davasında ise, hüküm gerçekleşen malvarlığı aktarımının iptal edilmesini veya geçersiz kılınmasını gerektirebilir.
9. Tenkis Davasında Mahkeme Masrafları Ve Avukatlık Ücreti Ne Kadardır?
Tenkis davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Genellikle davaya konu olan mirasın değeri, davanın karmaşıklığı, süresi ve avukatın tecrübesi gibi faktörler, masrafların ve ücretlerin belirlenmesinde rol oynar.
Mahkeme masrafları, davanın değeri üzerinden ödenecek harçlar, keşif ücreti, bilirkişi ücretleri, posta masrafları ve diğer hukuki işlemler için ödenmesi gereken masrafları içerir. Bu masraflar, davanın açıldığı mahkemenin genel uygulamalarına ve her yıl güncellenen resmi tarifelere göre değişir.
Avukatlık ücreti, avukatın dava sürecinde harcadığı zaman ve emek, davanın karmaşıklığı ve avukatın deneyimi gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Avukatlık ücretleri, avukatlar arasında farklılık gösterebilir ve genellikle saatlik ücret, sabit ücret veya davanın sonucuna bağlı olarak alınan bir yüzdelik şeklinde belirlenebilir.
Tenkis davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti hakkında kesin bir rakam vermek zordur, çünkü her dava farklıdır ve değişken unsurlar içerir. Bu nedenle, tenkis davası açmadan önce, davaya bakacak avukat ile avukatlık ücreti konusunda net bir anlaşma yapmanız önemlidir. Avukatınız size, masrafların ve ücretlerin nasıl hesaplandığına dair bilgi verebilir ve size tahmini bir maliyet sunabilir.
10. Sıkça Sorulan Sorular
Miras bırakanın vasiyet veya diğer mirasçılar ile yaptığı anlaşmalarda yer alan bazı hükümlerin geçersiz veya hükümsüz olduğunu Bu gibi durumlarda saklı paylı mirasçılar, tenkis davası açarak miras bırakanın tasarruflarının etkisini hafifletmeyi veya saklı paylarını korumayı amaçlarlar.
Tenkis davası aşağıdaki durumlarda açılabilir:
* Miras bırakanın vasiyetnamesinde saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal eden hükümler bulunması durumunda.
* Miras bırakanın, mirasçılar arasında yapılan anlaşmalarla saklı paylı mirasçıların haklarını sınırlayan veya ortadan kaldıran hükümler içermesi durumunda.
* Miras bırakanın, saklı paylı mirasçılara karşı gerçekleştirdiği ölüme bağlı tasarruflarla saklı payları ihlal etmesi durumunda açılabilir.
Tenkis davası saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilir. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle birlikte miras hukukuna göre belirlenen saklı pay oranlarına sahip kişilerdir. Bu mirasçılar, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini düşündüklerinde tenkis davası açabilirler. Tenkis davası, miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufların veya sağlararası kazandırmaların saklı paylarını zedelediğini iddia ederek, bu hükümlerin geçersiz kılınması veya etkisinin hafifletilmesi amacıyla açılır.
Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda miras davalarında, Miras Avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak tenkis ve muris muvazzası davalarının karmaşık yapısı nedeniyle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce Miras Avukatı olarak tanımlanan Miras Hukuku alanında hizmet veren tecrübeli avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Miras avukatı, miras hukuku alanında uzmanlaşmış ve miras konularında hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunan bir avukattır. Miras avukatları, mirasçılar, vasiyetnameler, tenkis davaları, mirasın paylaşımı, mirasın yönetimi, miras hukuku uyuşmazlıkları ve diğer miras hukuku konularında müvekkillerine yardımcı olurlar.
Miras avukatı, mirasçıların haklarını korumak, yasal gereklilikleri yerine getirmek, hukuki süreçleri etkin bir şekilde yönetmek ve miras hukukuyla ilgili sorunları çözmek için önemli bir rol oynar. Miras hukukuyla ilgili konularda profesyonel bir avukatın danışmanlığı, müvekkillerin hukuki süreçleri daha kolay ve güvenilir olarak yönetilmesini sağlamaktadır.
Miras avukatının önemi birkaç açıdan ortaya çıkmaktadır:
Hukuki Danışmanlık: Miras avukatları, miras hukuku alanında sahip oldukları bilgi ve deneyimleriyle,. Müvekkillerine miras hukukuyla ilgili doğru bilgileri sağlar, haklarını ve sorumluluklarını anlatır ve en uygun hukuki stratejiler sunar.
Uyuşmazlık Çözümü: Miras avukatları, miras hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde müvekkillerini temsil eder. Miras paylaşımı, vasiyetin yorumlanması, tenkis davaları gibi durumlarda ortaya çıkan anlaşmazlıkları ele alır, müvekkillerini yargı sürecinde temsil eder ve müvekkillerinin haklarının korunmasını sağlar.
Beyanname ve Müracaat İşlemleri: Miras avukatları, gerekli belgelerin düzenlenmesi, başvuruların yapılması ve diğer hukuki işlemlerin gerçekleştirilmesi konusunda yardımcı olurlar. Mirasın paylaşılması sürecindeki formalitelerin doğru şekilde yerine getirilmesini sağlarlar ve müvekkillerinin hukuki işlemleri güvenilir bir şekilde gerçekleştirmesini sağlarlar.
Hukuki Süreçlerin Yönetimi: Miras avukatları, müvekkillerinin hukuki süreçleri etkin bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur. Mirasın dağıtımı, varlık değerlemeleri, vergi konuları gibi karmaşık hukuki süreçlerde müvekkillerinin yanında yer alır ve gereken adımları atar.
Eşim 1994 yılında vefat eden h.b.nın resmi olarak evlat edinme yoluyla kızı olduğu h.b.babasından kalan mirasından faydalanamıyor. Nedeni de babalığının akrabalarının işgalden vazgeçmemeleridir. Yaklaşık 27 yıldır mirası işgal altındadır hiç bir ödeme veya herhangi bir gelirden bir kar ödemesi vermiyorlar. Yaklaşık 10 yıl önce kendilerinin rızasıyla bir bahçenin bir kısmını kullanmamıza müsaade ettiler. Bizde buna istinaden ekim yaptık ama hasat zamanı o şahıs mahsülümüzü bize sormadan sürdü mahsülü yok etti. Bizde durumu kaymakamlığa ilettik. Gelen heyet, karşı tarafın imzalı yazılı anlaşması olmadığı için onu haklı buldu ve bize gidin ortaklığı giderme mahkemesi açın deyip gittiler. Yani biz kanuni mirasımızı İŞGAL eden mirasçılarımızdan olan o şahıs veya şahıslara hiç değilse kira geliri gibi bir ücret isteyebilir miyim? veya başka ne gibi bir yaptırım uygulatabilirim? Saygılar.