Riskli yapı kararı kamuoyunda genellikle kentsel dönüşüm kararı olarak bilinmekte ve bu süreç, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmektedir. Kanun, ekonomik ömrünü tamamlamış, doğal afetlere karşı dayanıksız yapıların ve riskli alanların iyileştirilmesini, yenilenmesini veya tasfiye edilmesini hedeflemektedir.
Kentsel dönüşüm sürecinin en kritik aşamalarından biri, riskli yapıların belirlenmesi ve bu yapılara ilişkin risk tespit raporlarının düzenlenmesidir. Bu raporlar, bir yapının güvenli olmadığını bilimsel ve teknik analizlerle ortaya koyar ve yapı maliklerine tebliğ edilir. Malikler, raporun tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde itirazda bulunabileceği gibi, itiraz sürecinden bağımsız olarak 30 gün içinde idari yargıda doğrudan iptal davası açma hakkına da sahiptir.
Dava sürecinde, risk tespit kararının yetki, şekil, sebep, konu veya maksat unsurları açısından hukuka aykırı olduğu ileri sürülebilir. Ayrıca, yargılama devam ederken yürütmenin durdurulması (YD) kararı talep edilerek, yıkım veya tahliye gibi işlemlerin dava sonuçlanıncaya kadar geçici olarak durdurulması sağlanabilir.
Yazı İçeriği
- 1. Riskli Yapı Nedir?
- 2. Riskli Yapı Tespiti Nasıl Yapılır?
- 3. Riskli Yapı Tespit Sürecinin Hukuki Sonuçları
- 4. Riskli Yapı Tespitine İtiraz Hakkı
- 5. Riskli Yapı Kararına Karşı İptal Davası
- 6. Riskli Yapı Kararına Karşı Açılan İptal Davasının Sonuçları
- Kentsel Dönüşüm Süreçleriyle İlgili Detaylı Bilgi İçin Önerilen Yazılar
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentsel dönüşüm sürecini daha hızlı ve etkili hale getirmeyi amaçlasa da, özellikle azınlık haklarının korunmasına ilişkin belirsizlikler ve mülkiyet haklarına yönelik olası hak kayıpları ciddi tartışmalara neden olmaktadır. Bu yazıda, riskli yapı kararına karşı izlenebilecek hukuki yollar, itiraz süreçleri ve iptal davasına ilişkin aşamalar detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
1. Riskli Yapı Nedir?
Riskli yapı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerde tanımlandığı üzere, taşıyıcı sistemlerindeki zayıflıklar nedeniyle ekonomik ömrünü tamamlamış ve olası bir doğal afet (örneğin deprem) karşısında can ve mal güvenliği açısından tehlike arz eden yapılar olarak ifade edilir.
Riskli yapıların tespitine ilişkin raporlar, lisanslı kuruluşlar tarafından hazırlanır ve bu raporlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya ilgili idare tarafından incelenir. Raporun onaylanmasıyla yapı, resmî olarak “riskli yapı” statüsüne alınır ve kanunda öngörülen süreçler başlatılır.
2. Riskli Yapı Tespiti Nasıl Yapılır?
Riskli yapı tespiti, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmiş, bilimsel ve teknik temellere dayalı bir süreçtir. Bu süreç, bir yapının mevcut fiziksel durumunu analiz ederek, doğal afetlere karşı güvenli olup olmadığını belirlemeyi amaçlar.
Riskli yapı tespiti, hem bireylerin hem de toplumun can ve mal güvenliğini korumaya yönelik hukuki ve teknik bir süreci ifade eder. Bu süreç, aşağıdaki temel aşamalardan oluşur:
- Başvuru: Riskli yapı tespiti, çoğunlukla maliklerin talebi üzerine başlatılır. Ancak, idarenin resen yetkisi doğrultusunda, riskli yapı tespiti başlatılması mümkün kılınmıştır.
- Teknik İnceleme: Tespit süreci, lisanslı bir kuruluşun yapı üzerinde gerçekleştirdiği detaylı bilimsel ve teknik incelemeleri içerir. Bu aşamada, taşıyıcı sistemlerin dayanıklılığı, beton kalitesi, zemin analizi ve görünür hasarları değerlendirilir.
- Bilimsel ve Teknik Verilere Dayalı Rapor Hazırlama: Teknik incelemelerin ardından, yapının mevcut durumunu ve risk derecesini ortaya koyan bir rapor hazırlanır. Bu rapor:
- Raporun İdareye Sunumu ve Onay Süreci: Hazırlanan teknik rapor, taşınmazın bulunduğu ildeki Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü veya yetkili idareye (örneğin belediye) sunulur. İlgili idare, raporu inceleyerek yapının “riskli yapı” statüsüne alınıp alınmayacağına karar verir.
Riskli yapı ve riskli yapıların tespiti hakkında daha detaylı bilgi için Riskli Yapı Nedir? Riskli Yapı Tespiti Nasıl Yapılır? başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Riskli Yapı Tespit Sürecinin Hukuki Sonuçları
Riskli yapı tespit süreci tamamlandığında, tespit raporu ilgili idare tarafından onaylanır ve bu onayın ardından yapı resmî olarak “riskli yapı” statüsüne alınır. Bu statü, hem taşınmazın hukuki durumunu hem de malikler açısından belirli sonuçlar doğurur.
- Tapu Şerhi: Riskli yapı olarak tespit edilen taşınmazın tapu kaydına, “Riskli Yapı” şerhi işlenir. Bu şerh, taşınmazın hukuki durumunun açıklık kazanmasına sağlar.
- Tebligat: 6306 sayılı Kanun’un 3. maddesi gereğince, bu şerh taşınmaz üzerindeki tüm ayni ve şahsi hak sahiplerine Elektronik ortamda (e-Devlet üzerinden) veya ilanen tebligat usulü ile duyurulur. Bu durum, mülkiyet hakkını doğrudan etkilediği için önemli bir hukuki sonuç doğurur.
Tebligatın ardından malikler, 15 gün içinde itiraz etme hakkına sahiptir. Ayrıca, riskli yapı kararı kesinleşirse, ilgili idarenin belirlediği sürelerde yapının tahliye ve yıkım işlemleri başlatılır.
4. Riskli Yapı Tespitine İtiraz Hakkı
Riskli yapı tespitine ilişkin olarak, maliklere veya kanuni temsilcilerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz etme hakkı tanınmıştır. Bu süre, 6306 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerde hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Süresinde yapılmayan itirazlar dikkate alınmaz ve maliklerin bu konuda hak kaybına uğrama riski doğar.
4.1.İtirazın Hukuki Dayanağı ve Kapsamı
Riskli yapı tespit raporuna itirazlar, yalnızca risk tespiti işleminin hukuka uygunluğu ile sınırlıdır. Raporun detayları maliklerle paylaşılmadığı için, itirazlar yalnızca riskin tespiti sürecinde yapılan teknik ve hukuki hatalara dayanabilir. İtiraz, risk tespitinin bilimsel veya teknik dayanağının yetersiz olduğu gerekçesiyle yapılabilir.
Maliklerin, itiraz sırasında idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarında sakatlık bulunduğunu ileri sürmeleri mümkündür. Örneğin:
- Yetkisiz bir kuruluş tarafından yapılan tespit,
- Teknik ölçümlerde hata yapılması,
- Bilimsel verilere dayanmayan tespitler gibi gerekçeler, itirazın dayanağı olabilir.
4.2.İtiraz Süreci
Riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince on beş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Başkanlığın talebi üzerine, üniversitelerce ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkta/Başkanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır.
- Başvuru:
İtirazlar, yapı maliklerinin talebiyle, yapının bulunduğu yerin Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne veya yetkili idareye yazılı olarak yapılır.
- İnceleme:
İtirazlar, Bakanlık tarafından belirlenen teknik heyetler tarafından incelenir. Teknik heyet; üniversitelerden uzman üyeler ve Bakanlık yetkililerinden oluşur.
- Sonuç:
İtirazın kabul edilmesi durumunda, riskli yapı tespit kararı iptal edilir. Reddedilmesi durumunda ise maliklerin idari yargıda iptal davası açma hakkı bulunur.
4.3. Riskli Yapı Kararına İtiraz Süresi
Yapı malikleri, riskli yapı tespitine karşı, tespit işleminin kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde itiraz edebilirler. Bu süre hak düşürücü niteliktedir; sürenin geçirilmesi halinde itiraz hakkı kaybedilir.
4.4. Riskli Yapı Kararına Kimler İtiraz Edebilir?
İtiraz hakkı yalnızca yapı malikleri veya malikin vefatı durumunda yasal mirasçılarına tanınmıştır. Malik sıfatı bulunmayan kişiler (kiracılar veya ayni hak sahipleri) bu süreçte itirazda bulunamaz.
4.5. Riskli Yapı Kararına Karşı Nereye İtiraz Edilir?
Riskli yapı kararına karşı itiraz, yapının bulunduğu ildeki:
- Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü,
- Yetki devri yapılmışsa, ilgili idareye (belediye veya il özel idaresi) yapılabilir.
Süresi içinde yapılmayan ya da malik sıfatına sahip olmayan kişilerce yapılan itirazlar reddedilir. İtirazın haklı bulunması durumunda, karar yeniden değerlendirilerek tapu kayıtlarında gerekli düzeltmeler yapılır.
5. Riskli Yapı Kararına Karşı İptal Davası
Riskli yapı tespitine ilişkin kararlar, idari işlem niteliğinde olup bu kararlara karşı yargı yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır. T.C. Anayasası’nın 125. maddesi uyarınca, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” Bu hüküm doğrultusunda yapı malikleri, riskli yapı tespitine yönelik yaptıkları itirazın reddine ilişkin karara veya doğrudan riskli yapı tespit raporuna karşı idari dava açabilirler.
Riskli yapı kararına karşı açılan iptal davalarının amacı, idari işlemin hukuka aykırılığının tespit edilmesi ve bu işlemin iptal edilmesidir. Maliklerin mülkiyet haklarının korunması ve hak kaybının önlenmesi açısından bu dava sürecinin doğru bir şekilde yürütülmesi önem arz eder.
5.1. Riskli Yapı Tespitinde Dava Açma Süresi
Riskli yapı tespitine karşı idari dava açma süresi, yapılan itiraza ilişkin ret kararının veya risk tespitine ilişkin tebligatın maliklere ulaştırılmasından itibaren 30 gündür. Bu süre, hak düşürücü niteliktedir ve sürenin geçirilmesi halinde dava hakkı kaybedilir.
Dava açma sürenin başlangıcı
- İtiraza İlişkin Olarak Ret Kararı Verilmesi: Malikler tarafından yapılan itirazın reddedilmesi durumunda, ret kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 günlük süre işlemeye başlar.
- Doğrudan Tebliğ Edilen Riskli Yapı Tespiti: Eğer riskli yapı tespitine itiraz yoluna başvurmadan doğrudan dava açılacaksa, risk tespitine ilişkin kararın maliklere tebliğ edilmesinden itibaren süre işlemeye başlar.
Riskli yapı tespitine ilişkin karar e-Devlet sistemi üzerinden elektronik bildirimle yapılır veya ilgili muhtarlıkta ilan edilir. Hak düşürücü sürenin aşılmaması, mülkiyet hakkının korunması için titizlikle takip edilmesi gereken bir husustur.
5.2. Dava Açabilecek Kişiler
Riskli yapı tespitine karşı dava açma hakkı, taşınmaz üzerinde doğrudan hukuki menfaati bulunan kişilere tanınmıştır. Bu kişiler arasında taşınmazın mülkiyet hakkına sahip maliklerin yanı sıra, maliklerin kanuni temsilcileri ve maliklerin vefatı durumunda yasal mirasçıları yer alır. Kiracılar veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olan kişiler (örneğin, intifa hakkı sahipleri) ise dava açma hakkına sahip değildir. Dava açma hakkı bulunan kişilerin, işlemin hukuka aykırılığını gerekçelendirerek belirtilen süreler içinde idari yargıya başvurmaları gereklidir.
5.3. Doğrudan Dava Açma Hakkı
İdari işlemin iptali, yalnızca itiraz yoluyla sınırlı değildir. Riskli yapı tespit raporu, idari işlem niteliğinde olduğundan, doğrudan dava açılabilir. Malikler, itiraz sürecini beklemeden, söz konusu tespit raporunun iptali için idari yargıya başvurabilir. Doğrudan dava açma gerekçeleri şunlar olabilir:
- İşlemin yetkisiz bir idare tarafından yapılması,
- Teknik raporun bilimsel dayanaklarının eksik olması,
- İdari işlemin hukuka ve amaca aykırı olması.
Riskli yapı tespitine karşı itiraz süreci ve dava açma hakkı, mülkiyet hakkını doğrudan etkileyen bu süreçte önemli hukuki güvencelerdir. Maliklerin hak kaybına uğramaması için sürelerin titizlikle takip edilmesi ve süreçlerin hukuki bir uzmanla birlikte yürütülmesi önerilir. Daha detaylı bilgi için “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5.4. Riskli Yapı Kararına Karşı İptal Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Riskli yapı tespitine karşı açılacak iptal davalarında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m.34/1 uyarınca, taşınmazlarla ilgili davalarda özel yetki şartı düzenlenmiştir. Bu hükme göre, imar, kamulaştırma, yıkım ve tahsis gibi taşınmazlara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesidir.
- Görevli Mahkeme: Riskli yapı tespitine ilişkin iptal davalarında görevli mahkeme, idare mahkemesidir.
- Yetkili Mahkeme: Yetkili mahkeme, riskli yapının bulunduğu taşınmazın yer aldığı il veya ilçenin bağlı bulunduğu idare mahkemesidir.
5.5. Riskli Yapı Kararına Karşı İptal Davasında Yürütmenin Durdurulması
Riskli yapı kararına karşı açılan iptal davalarında, maliklerin yürütmenin durdurulması (YD) talep etme hakkı bulunmaktadır. Yürütmenin durdurulması kararı, dava süreci devam ederken idari işlemin uygulanmasını (örneğin tahliye veya yıkım işlemlerini) geçici olarak durdurmayı amaçlar. Böylece, işlemin olası sonuçlarının telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açmasının önüne geçilir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için iki temel şartın birlikte sağlanması gerekir:
- Açıkça hukuka aykırılık: Riskli yapı kararının mevzuata veya hukuka açık bir şekilde aykırı olması gerekir.
- Telafisi güç veya imkânsız zarar: Kararın uygulanması durumunda malikler açısından geri dönülemez zararların doğma ihtimali bulunmalıdır.
Mahkeme, YD talebini değerlendirirken gerekli görmesi halinde bilirkişi incelemesi yapabilir. Ancak, riskli yapıların doğal afetler karşısında oluşturduğu tehlikeler de dikkate alınarak, işlemin devam etmesinin doğurabileceği zararlar açısından temkinli bir değerlendirme yapılır. Mahkeme, idarenin cevabını veya bilirkişi raporunu beklemek kaydıyla geçici olarak yürütmeyi durdurma kararı verebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı, riskli yapı kararına bağlı olarak başlatılan tahliye ve yıkım gibi işlemleri dava sonuçlanana kadar durdurur. Bu karar, malikler açısından mülkiyet haklarının korunması için önemli bir güvencedir. Ancak mahkeme, dava süreci boyunca YD kararını yeniden değerlendirme yetkisine sahiptir. YD talebinin reddedilmesi halinde, işlemin hukuki sonuçları uygulanmaya devam eder.
Yürütmenin durdurulması kararı, riskli yapı sürecindeki hak kayıplarını önlemek ve taşınmaz üzerindeki işlemleri dava sonuçlanana kadar askıya almak adına etkili bir hukuki araçtır. Bu nedenle, maliklerin YD talebini hukuki dayanaklarla güçlü bir şekilde desteklemesi önemlidir.
6. Riskli Yapı Kararına Karşı Açılan İptal Davasının Sonuçları
Riskli yapı kararına karşı açılan iptal davalarında mahkeme, iki farklı sonuçtan birine karar verebilir. Eğer mahkeme, riskli yapı kararının hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, karar iptal edilir. Bu durumda:
- Tapu Kaydındaki Şerh Kaldırılır: “Riskli yapı” şerhi tapu kaydından silinir.
- Tahliye ve Yıkım İşlemleri Durdurulur: Yapıya ilişkin herhangi bir yıkım veya tahliye işlemi iptal edilir.
- Tasarruf Yetkisi Geri Kazanılır: Malikler, taşınmazları üzerindeki mülkiyet ve tasarruf haklarına yeniden sahip olur.
Ancak mahkeme, riskli yapı kararının hukuka uygun olduğuna karar verirse, dava reddedilir. Bu durumda:
- Tahliye ve Yıkım Devam Eder: İdarenin yıkım ve tahliye işlemleri uygulanmaya devam eder.
- Tapu Şerhi Korunur: Tapu kaydındaki “riskli yapı” şerhi geçerliliğini sürdürür.
- Tasarruf Yetkisi Kısıtlanır: Malikler, taşınmazları üzerinde sınırlı tasarruf haklarına sahip olur.
Dava sırasında mahkemeden yürütmenin durdurulması kararı alınmışsa, bu karar mahkeme sonucuna bağlı olarak ya devam eder ya da kaldırılır. Yürütmenin durdurulması kararı kaldırıldığında, yıkım ve tahliye işlemleri tekrar uygulanır.
Kentsel Dönüşüm Süreçleriyle İlgili Detaylı Bilgi İçin Önerilen Yazılar
Kentsel dönüşümle ilgili daha fazla bilgi edinmek ve hukuki süreçleri daha iyi anlamak için aşağıdaki yazıları inceleyebilirsiniz:
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Hak kaybına uğranılmaması ve yasal süreçlerin doğru bir şekilde yürütülmesi için, herhangi bir işlem yapılmadan önce Gayrimenkul Hukuku ve Kentsel Dönüşüm alanında uzman avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Merhaba bulunduğum bina 30 üstü ve komşum karot alınması için şikayette bulundu,karot sonucu bina riskli çıktı itiraz etmek istiyorum fakat büyük ihtimal red ile sonuçlanacağı için nasıl bir yol izlemeliyim?
Çürük raporu olan bina için yıkım yerine güçlendirme talebinde bulunabilir mi?
Merhaba 8 daireli apartmanda 6 daire bir müteahhit ile anlaştı 2 tanesi anlaşmadı.
2/3 ü sağlayabilmesi için bizim dairenin onayı lazım.
Bizim daire 9 hissedar 7 si istiyor 2 si istemiyor karar alınabilir mi?
Merhaba
Binamız kentsel dönüşüme girecek
Çıkan riskli yapıya itiraz ettik, itiraz sonucu henüz gelmedi
3/2 olan kısım mütahite anlaşmış ve sözleşme yapmak istiyorlar
Riskli rapor itirazı gelmeden bu sözleşmeyi imzalamazsak hak kaybına uğrarmıyız teşekkür ederim.
Merhaba, bir mutahit binamiza dadanmis durumda. Bina sahiplerini (cogunluk emekli ve yasli insanlar) “imzanizi atmazsaniz devlet evinizi elinizden alicak ve cok ucuza saticak siz en iyisi imzanizi atin evinizden olmayin” diyip korkutarak imza topluyor. Amazi 3 de 2 cogunlugu saglamak. Ben ve digger 2 mal sahibi imza atmiyoruz cunku bizimle oturup konustugu yok cunku 3 de 2 yi suan da saglamis durumda(beni sahsen 2 kere aradi 2 sinde de apartman yonecisinin istegiyle) ve yaptigi teklifi Kabul etmedik. Bizden hem fazla para istiyor hem de her katdan birer daire istiyor hem de kentsel donusum parasini kendisin almasini istiyor yoksa bizden istedigi meblagi artiracakmis. Avukat tutmak gibi bir luksum yok maalesef kendi imkanlarimla nasil bu mutahiti durdurabilirim? Tebligat yapildi ama eger itiraz edersem heyet tekra gonderilicekmis ve heyetin parasi/masrafi da bizden alinacakmis. Yardim ederseniz sevinirim.