Sosyal medya kullanıcıları, ürettikleri içeriklerin telif haklarına sahip olabilirler. Ancak, bu içeriklerin sosyal medya platformları üzerinde yayınlanması durumunda, genellikle tam anlamıyla mülkiyet haklarına sahip olamazlar. Sosyal medya platformları, içeriklerin depolanması, sunulması ve platformun işleyişine uygun şekilde kullanılması için belirli haklara sahip olabilirler.
Bu durum, genellikle kullanıcıların platformların hizmet şartlarını kabul etmesiyle ortaya çıkar. Yani, içerik üreticileri ürettikleri içeriklerin telif haklarına sahip olabilirken, bu içerikleri sosyal medya hesapları üzerinde paylaştıklarında, platformlar bu içerikleri kullanma, depolama ve platform içindeki diğer kullanıcılarla paylaşma konusunda bazı haklara sahip olabilirler.
Sosyal medya hesapları, dijital bir varlık olarak kabul edilir. Kullanıcılar, ürettikleri içeriklerin telif haklarına sahip olabilirler, ancak genellikle sosyal medya platformlarına kaydolurken kabul ettikleri kullanıcı sözleşmeleri çerçevesinde, bu içeriklerin yayınlandığı sosyal medya platformları üzerinde tam mülkiyet haklarına sahip olmazlar.
İçindekiler
- 1. Mülkiyet Hakkı Ve Mülkiyet Çeşitleri
- 2. Dijital Mülkiyet
- 3. Kullanım Amacına Göre Dijital Varlıkların Mülkiyet Değerlendirmesi
- 4. Sosyal Medya Şirketlerince Hazırlanan Kullanıcı Sözleşmelerinde Mülkiyet Hakkı
- 5. Web Yazılım, Program ve Hizmet Sözleşmelerinde Mülkiyet Hakkı
- 6. Dijital Varlıkların Miras Yoluyla İntikali Mümkün müdür?
- 7. Ülkemizde Sanal Mülkiyet
Sosyal medya hesapları, hesap sahibinin veya içerik üreticisinin kişisel markasını temsil edebilir ve böylelikle marka değeri oluşturabilirler. Dolayısıyla, hesaplar ve bu hesaplardaki içerikler, kişisel mülkiyet hakları altında değerlendirilebilir.
1. Mülkiyet Hakkı Ve Mülkiyet Çeşitleri
Bir eşya üzerinde herkese karşı ileri sürülebilen mülkiyet, rehin, intifa gibi haklar “ayni haklar” olarak isimlendirilir. Ayni haklar içerisinde sahibine en çok yetki veren hak mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet hakkına sahip olan kişi maliki olduğu eşya üzerinde “kullanma”, “yararlanma” ve eşyayla ilgili her türlü “tasarrufta bulunma” yetkisine de sahip olur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca mülkiyet hakkı taşınır ve taşınmaz mülkiyeti olarak iki ayrı şekilde düzenlenmiştir. Mülkiyet hakkının bir eser üzerindeki maddi ve manevi haklara ilişkin olması halinde ise Fikri Mülkiyet hakkından bahsedilir. Aşağıdaki başlıkta taşınır, taşınmaz, fikri mülkiyet fikri mülkiyet bağlamında ve dijital mülkiyet hakları tek tek ele alınmıştır.
1.1. Taşınır Mülkiyeti
Nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddî şeyler ile taşınır mülkiyetinin konusunu oluşturmaktadır. Örneğin; bilgisayar, televizyon ve mobilya taşınır mülkiyetine konu olacak eşyalardandır.
1.2. Taşınmaz Mülkiyeti
Taşınmaz mülkiyetine konu olacak unsurların neler olduğu Türk Medeni Kanunu’nun 704. maddesinde sınırlayıcı biçimde sayılmıştır. Buna göre;
- Arazi,
- Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
- Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler
taşınmaz niteliğindedir.
1.3. Fikri Mülkiyet
Mülkiyet hakkı taşınır ve taşınmaz mallar için geçerli olduğu kadar, insan zihninin ürünü olan ve herhangi bir maddi varlığı olmayan “fikirler” içinde geçerlidir. İnsanın yaratıcılığının, düşüncelerinin ve sanatsal çabalarının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ürünler üzerindeki hakkı, fikri haklar kapsamında değerlendirilir. Fikri mülkiyet hakları temelde telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki farklı kategoride ele alınmaktadır.
Telif hakları, zihinsel emeğin ürünü olan eserlerin korunmasını sağlar. Örneğin, bir yazarın kitabının yada bir ressamın tablosunun kopyalanmaya karşı korunması bu kapsamda değerlendirilir. Patentler, markalar ve tasarımlar ise sınai mülkiyet hakları kategorisine girer. Bu haklar, genellikle bir ürünün ticari değerini, pazarlanmasını ve kullanımını kapsar.
Fikri mülkiyetle ilgili yasal düzenlemeler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda yer almaktadır.
2. Dijital Mülkiyet
Türk Medeni kanunu uyarınca mülkiyetin ancak bir eşya üzerinde kurulabileceği esas alınmıştır. Eşya kavramı ise evrende maddi bir varlığa sahip olan, üzerinde hakimiyetin kurulabildiği, kişilik değerleri dışında olan ve bir iktisadi değer taşıyan “şeyler” olarak tanımlanmaktadır. Bu halde dijital dünyada bireyin sahip olduğu sosyal medya hesapları, kripto para gibi unsurların mülkiyete tabi olup olmadığı hususu bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Eşya kavramının unsurları bakımından incelendiğinde; her ne kadar bu sanal unsurlar, maddi bir varlığa sahip olmayıp, bir cisim olarak ele alınamasa da eşya kavramının diğer bütün özelliklerini taşımaktadırlar. Nitekim dijital hesapları üzerinde birey hakimiyet kurarak dijital dünyasını kendisi yönetmekte ve bunlar kişilik değeri dışında bir varlık teşkil etmektedir. Ayrıca, ticari amaçla kullanıldığı takdirde iktisadi bir değeri de bulunmaktadır. Hal böyle olunca dijital varlıkların mülkiyeti bakımından kullanım amacına bakılarak değerlendirme yapılması gerekmektedir.
3. Kullanım Amacına Göre Dijital Varlıkların Mülkiyet Değerlendirmesi
Bir dijital hesabın mülkiyet hakkı kapsamında incelemek için hesabın niteliği büyük önem arz etmektedir. Alman Federal Mahkemesi kararları incelendiğinde sosyal medya hesaplarının kullanım amaçlarına göre üçe ayrıldığını görmekteyiz. Bunlar;
- Kişisel kullanım,
- Gelir sağlamak amaçlı kullanım,
- Karma kullanım
olarak sınıflandırılmıştır.
3.1. Kişisel Olarak Kullanılan Dijital Varlıkların Mülkiyeti
Her ne kadar, mevzuatımızda henüz dijital varlıkların (özellikle sosyal medya) mülkiyetini düzenleyen bir hüküm olmasa da Türk Medeni Kanunu madde 653’te bazı değerlerin, kişisel anı olarak miras bırakılabileceği öngörülmüştür. Buradan hareketle, yukarıdaki ilk grupta tasniflenen ve yalnızca kişisel kullanım için açılmış olan sosyal medya hesaplarının mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebileceği ve miras bırakılabileceği düşünülebilir.
3.2. Ticari Nitelikteki Dijital Varlıkların Mülkiyeti
Günümüzde sosyal medya hesapları üzerinden kazanç elde etme yaygın bir faaliyet alanına sahiptir. Özellikle “Youtube” hesapları aracılığıyla video yayımlayarak maddi olarak kazanç sağlamak bu kapsamdadır. Dolayısıyla kişilerin kazanç sağladığı dijital hesaplarının hukuki niteliği ve kişinin ölümünden sonra bu hesapları oldukça önem arz etmektedir. İktisadi bir değer taşıyan bu varlıkların TMK uyarınca “eşya” kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Bu halde gelir sağlayan hesaplar, bir anlamda malvarlığı değeri oluşturduğundan, mülkiyet hakkına tabidir. Hatta uygulamada, sadece bu hesapların devirleri ile ilgilenen şirketler mevcuttur.
Diğer taraftan, tasarruf yetkisini de kapsayan mülkiyet hakkı sayesinde, maddi gelir sağlayan hesapların, miras yoluyla devredilmelerinin de mümkün olabileceği söylenebilir.
3.3. Karma Nitelikteki Dijital Varlıkların Mülkiyeti
Sahip olunan dijital hesaplar gerek ticari amaçla gerek de kişisel amaçlı kullanılması halinde karma yapıda bir dijital varlıktan bahsedilir. Bu gibi durumlarda söz konusu kullanıcı hesabı özelinde bir değerlendirmeye gidilerek esas olarak kullanma amacının hangisi olduğu saptanmalıdır.
4. Sosyal Medya Şirketlerince Hazırlanan Kullanıcı Sözleşmelerinde Mülkiyet Hakkı
Hemen hemen tüm sosyal medya uygulamalarında, hesap ve üyelik kaydı oluşturmak isteyen kişiler öncelikle, şirketin oluşturduğu taahhütnameyi onaylamaya mecbur bırakılmaktadır. Genel olarak bu üyeliklere ilişkin sözleşmelerde “Hizmetlerimizden elde edilen hiçbir hesap veya veriyi satamaz, lisanslayamaz veya satın alamazsınız. Buna kullanıcı adınız da dahildir.” şeklinde bir ibare yer almaktadır. Bu durum, hesap sahibinin mülkiyet hakkını zedeleyecek bir durumdur.
Diğer taraftan, yukarıdaki örneğe benzer sözleşme maddeleri, mevzuatımıza göre “genel işlem şartı” olarak kabul edilerek geçersiz sayılabilir. Çünkü bir sözleşmenin hukuka uygun şekilde kurulabilmesi için, asli unsurları üzerinde tarafların karşılıklı olarak uzlaşarak mutabakata varmaları gerekir. Ancak sosyal medya üyelik sözleşmelerinde, kullanıcıların “sözleşmenin … maddesini bu haliyle kabul etmiyorum, şu şekilde değiştirelim” şeklinde bir itiraz hakkı ve imkanı olmadığı tartışmasızdır. Bu yüzden de sosyal medya şirketinin faydasını gözeterek kullanıcı aleyhine öngörülen maddeler, genel işlem şartı olarak kabul edilerek geçersiz sayılabilir. Çünkü, hesap sahibi olan kişinin, hukuki tasarruf hakkının sınırlandırılması halinde mülkiyet hakkı da ihlal edilerek anlamsızlaştırılmaktadır.
Genel işlem şartı ile ilgili detaylı bilgi için “Tüketici Aleyhine Sözleşme Genel İşlem Koşullarının Geçersizliği” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Diğer taraftan, global çapta güçlü etki alanına sahip olan sosyal medya uygulamaları vasıtasıyla, “toplum kurallarına aykırı davranış” sergilendiği tespit edilirse, ilgili sosyal medya hesabı kapatılabilir. Bu durum, ilgili sosyal medya hesabına ilişkin mülkiyet hakkını tamamen kullanılmaz hale getirecektir. Bu tip bir durumla karşılaşılması halinde ilgili Kanun’un ek 4. maddesi gereği ilgili sosyal medya hesabının Türkiye temsilciliğine tüketici sıfatı ile dava açılabilir.
5. Web Yazılım, Program ve Hizmet Sözleşmelerinde Mülkiyet Hakkı
Bilgisayar yazılım ve programları, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda “fikri eser” olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla web yazılımı oluşturan kişinin hakları fikri mülkiyet kapsamında korunmaktadır. Kanuna göre bilgisayar yazılımları ilim ve edebiyat eseri olarak değerlendirilmiştir (FSK madde 2). Fikri eserlerde eser sahibi eser üzerinde birtakım mali ve manevi haklara sahiptir. Eser sahipleri manevi hak olarak;
- Eseri kamuya sunma yetkisi,
- Eser sahibi olarak tanıtılma yetkisi,
- Eser sahibinin eserde değişiklik yapılmasını önleme yetkisi,
- Eser sahibinin eserini takip yetkisi,
şeklindeki haklara sahiptir. Aynı zamanda eser üzerinde mali haklar olarak;
- Eseri işleme hakkı,
- Eseri çoğaltma hakkı,
- Eseri yayma hakkı
- Eseri temsil hakkı,
- Eseri İşaret, Ses ve/veya Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim hakkı
- Eserde pay hakkı,
bulunmaktadır.
6. Dijital Varlıkların Miras Yoluyla İntikali Mümkün müdür?
Kişinin ölümüyle beraber sahip olduğu haklar ve borçlar tümüyle mirasçılarına geçeceği Diğer bir anlatımla kişinin ölmesi olayı külli olarak bir bütün halinde hak ve borçların mirasçılara intikal etmesini sağlar. Bu duruma “külli halefiyet” denir. Bu durum TMK madde 599 uyarınca düzenlenmiştir. Kişinin ölümünden sonra ardında bıraktığı hak ve borçların tamamı ise “tereke” olarak adlandırılır.
Sahip olunan dijital varlıkların da ölümden sonra tereke kapsamına gireceği ve mirasçılara geçeğinin kabul edilmesi gereklidir. Özellikle ticari amaçlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları maddi gelir getiren bir kaynak olması itibariyle “ malvarlığı” değerini taşıdıklarından TMK madde 599/2 kapsamında mirasçılara doğrudan geçer. Kişisel amaçla kullanılsa dahi bazı değerlerin, kişisel anı olarak miras bırakılabilmesine imkan tanıyan TMK madde 563 hükmü gereği söz konusu hesapların da mirasçılara devri mümkündür.
7. Ülkemizde Sanal Mülkiyet
Ülkemizde, henüz sanal miras temelli olarak bilinen somut bir yasal çalışma bulunmamaktadır. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’un dahi, sanal mirasçılık düzenlemeleri bakımından yetkin ve yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle sosyal medya hesaplarına ilişkin kullanım hakkının, hizmet sağlayıcılar ile yapılan sözleşmelerde üyelik sahibine verilen ‘’kullanım hakkı’’ ile sınırlı olduğu söylenebilir.
İnternet Suçları ve Cezaları yazımızda açıklandığı üzere sosyal medya hesapları üzerinden hakaret, tehdit, cinsel taciz, halkı kin ve düşmanlığa tahrik gibi suçlar işlenebilmektedir. Mevzuatımızda bilişim suçları olarak anılan bu eylemlere karşı birtakım yaptırımlar öngörülmüş olup bu suçların sahte hesaplar üzerinden işlenmesi ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Bilişim suçlarının mağdurları, suçun faillerinin cezalandırılması istemiyle şikayette bulunabilecekleri gibi, ilgili içeriğe erişimin engellenmesini, yayından kaldırılmasını istemeleri de mümkündür.
Tüm bunların yanı sıra sosyal medya kullanıcı kaynaklı bir platform olması telif hakları bakımından önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Telif hakları bazında eser sahibinin eseri paylaşma çoğaltma ve yayma hakkı gibi mali haklara sahip olduğu yukarıda ele alınmıştı. Bu hakların ihlali sosyal medya üzerinden kolaylıkla yapılabilmektedir. özellikle sosyal medya üzerinden yapılan bilinçsiz paylaşımlar bu ihlallere yol açmaktadır. Sosyal medyada içerik sağlayan kullanıcılar bu ihlallerin önüne geçebilmek amacıyla işleme ve yayma haklarını lisanslama yoluna gidebilirler. Ancak sosyal medya platformunda her içeriğin lisanslanması elverişli ve pratik bir yol olmaktan uzaktır. Bu noktada sosyal medya kullanıcılarının da paylaşım yaptıkları içeriklerin telif hakkı ihlali niteliğinde olup olmadığına dikkat etmeleri gerekmektedir.
merhaba Sevgilim tarafından İnstagram üzerinden oyuna getirildim fake hesap açılıp yazılıyordu sonrasında hemen hesabı kapatıyordu bende savcılığa şikayette bulundum ve sonrasında sevgilimden şüphelenir oldum bu konu içiN ama kendisi de yapmadım dior sizce savcılıkta çıkar mı çıkarsa da ne kadar sürede belli olur yada ceza filn alır mı